Bali: Finansal ortağınızı iyi seçin

"Yeni Dönem ve Beklentiler" başlıklı 30'uncu İş'le Buluşmalar Toplantısı'nın Sivas ayağının gündemine KOBİ kredileri ve Sivas'ın büyüme potansiyeli damgasını vurdu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Uğur YILMAZ - Gülistan TOR

ugur.yilmaz@dunya.com

SİVAS - Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali "Kolay dönemlerin değil, zor dönemlerin hafızası önemlidir. Finansal ortağınızı seçerken çok dikkatli olmalısınız" dedi.

Moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın yaptığı "İş Dünyasında Yeni Dönem ve Beklentiler" konulu ‘İş'le Buluşmalar' toplantısında, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Yıldırım, Sütaş AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, VTG Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Kantarcıgil, Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Berksoy ve Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt da konuşmacı olarak yer aldı.

İş'le Buluşmalar Toplantısı'nın 30'uncu durağında konuşan Bali, "Zor dönemlerde kriz lafı bir koro gibi çoğaltılarak şu ya da bu söylemlerle krediler geri çağırılıyor, yarı yolda şartlar değiştiriliyor. Biz bu dönemlerde ödeme güçlüğü çekenlerin yanında olduk. Binlerce insanın işlerine son verildiği sırada istihdama devam ettik" diyerek zor dönemlerde gösterilen genel yaklaşımın yanlışlığına dikkat çekti.

Bali, "Kimse hafızasız değildir. İnsanların krizde kazandık dediği zamanlarda, bizim performansımız farklıdır, vasıflıdır. Başkalarına kaybettiren bir karlılık değildir bizim karlılığımız. İnsanlar bunu hatırlayacaktır" diye konuştu.

"Önemli olan musluk değil suyun akması"

"Bütün bunları neye borçluyuz ve nasıl yaptık sorularının cevabı basit" diyen Bali, şunları dile getirdi: "Hep sahada olduk, hep müşterilerimizin yanında olduk. ‘Önemli olan musluğun bir yere konması değil, suyun her daim akmasıdır' dedik. Öyle aç kapa değil, yolda akıl değiştirme değil, Önemli olan kolay zamanlarda değil zor zamanlarda sözünüzün sonuna kadar arkasında durmak. Bankacılıkta karşılaştığınız ilk tümsekte kuralları değiştiremezsiniz." KOBİ'lere sağladıkları kredilerle zar zor biriktirilen sermayelerin korunmasına destek olduklarını dile getiren Bali, sözlerini şöyle sürdürdü: "2012'in ilk altı ayında KOBİ kredilerinde sektörün yüzde 6'lık sınırlı artışına karşılık İş Bankası yüzde 12'lık artış gösterdi. 1.5 milyon KOBİ'ye 22 milyar TL kredi kullandırdık. Bu artışlarla en yakın takip eden bankadan 13 milyar TL, daha sonrakilerden 21 -25 milyar TL daha fazla ticari kredi kullandıran bankayız. Bunu büyük sermaye gruplarına kullandırılan, proje krediler ile değil bütün sektöre katkı koyacak yaygın bir şekilde yapıyoruz.
Ciddi bir saha hakimiyetine sahibiz. Bunun Türkiye'nin son dönemde gösterdiği farklı performansa katkısının olduğunu düşünüyoruz. Bu hızlı büyümenin kaliteli olduğunu söyleyebilirim. Sorunlu kredi yaratma açısından hızlı büyümenin aksine çok önemli iyileşmeleri de beraberinde getirdik. Sektöre nazaran daha kaliteli plansmanlarla gerçekleştirdik. Kredide hata yaparsanız sadece kreditör değil, krediyi kullanan da zarar görüyor. Doğru işleri finanse etme bakımından iyi bir çizgi tutturduk. Biz bu dönemde ödeme güçlüğüne düşen müşterilerimize, ödeme niyeti gösteriyorlarsa yardımcı olduk. Bu dönemde bırakın sorun yaratmayı sorunları çözdük. Ülkenin nesiller boyu biriktirip bir araya getirdiği kıt sermayenin heba olmasını engelledik. Dünyanın değişik ülkeleri ile bu alınteri yarışıyor. Bu nedenle çok hassas ve dikkatli çalıştık."

"Büyümeyi sınırlamak Türkiye için kolay değil"

[PAGE]

"Büyümeyi sınırlamak Türkiye için kolay değil"

Cari açığa ve dış dengeye ilişkin göstergelerde ciddi iyileşmeler yaşandığını ifade eden Adnan Bali, genç nüfus ve dinamik yapısı nedeniyle Türkiye ekonomisinin kendi potansiyeline yakınsayan bir büyüme performansı göstermesinin özel olarak vurgulanması gerektiğini belirterek şunları söyledi, "Cari açığın belirgin bir sorun olarak kaygı konusu olduğu dönemlerde büyümeyi sınırlamak sanki bedelsiz ve kolay başvurulacak bir opsiyonmuş gibi değerlendirilmekteydi. Oysa büyümeyi sınırlamak Türkiye ekonomisi için o kadar kolay bir seçenek değildir. Nitekim bunun tek etkisi istihdamda kendisini göstermez. Bütçe gelirleri açısından vergi gelirleri açısından da etki olur. Büyüme hızının düştüğü dönemlerde şu ana kadar sürdürülegelen bütçe disiplinin ve bütçe performansının da gelirler yönünden bir miktar olumsuz etkilenebileceğini düşünmek durumundayız."

"Dilini bilmediğimiz ülkelere mal satıyoruz"

Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Yıldırım da "Sivaslılar dilini bilmedikleri ülkelere mal satabiliyor. Tek ihtiyacımız biraz banka desteği" dedi. Sivas'ta bankalarını istediği performansı yakalayamadığını belirten Yıldırım iki nedenin altını çizdi. Yıldırım; "Birinci neden, bizlerin bankayla çalışma alışkanlığımızın olmayışı yani geleneksel alışkanlıklarımıza bağlı kalarak öz sermaye ile yola çıkmamız. İkincisi, bankacıların bizlere bakışı. Büyük şehirlerde bankalar şirketlerin yalnızca verilerine bakarak kredi çıkartabiliyorken burada firmaların ticari faaliyetler hakkında bankalarda olumsuz yorumlar yapmaları ve birbirlerinin aleyhinde konuşmaları belirleyici olabiliyor" diye konuştu.

Osman Yıldırım "Bankalara başvuru yapan firmalarımız zaten gayrimenkullerini, birikimlerini teminat olarak gösteriyorlar. Sivas'taki birçok firmamız dilini bilmediği ülkelere gidip mal satan insanlardır. 2023'te 1 milyar dolar ihracat hedefliyoruz ve Sivas olarak buna erişeceğimize inanıyoruz. Bu konuda sadece bize destek olunmasını istiyoruz. Sivas'a bugünden gelip yatırım yapan yarın için çok karlı olacaktır. Yapım çalışmaları devam eden Sivas-Ankara Hızlı Tren projesi ile iki yıl sonra Karadeniz'i Sivas'a bağlayarak limana uzaklığımızı iki saate düşüreceğiz. Diğer altyapı eksikliklerimizi de tamamlayınca Sivas yatırım yapılabilir ve yaşanabilir bir şehir olma özelliğini koruyacaktır" diyerek beklentilerini dile getirdi.

"Katma değerli üretim gerçekleştirmeliyiz"

[PAGE]

"Katma değerli üretim gerçekleştirmeliyiz"

Toplantıda konuşan DÜNYA Gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt "Standart üretimle fiyat odaklı rekabete  dayanamıyoruz. Bu nedenle katma değerli üretim gerçekleştirmeliyiz. Bizden bir şey olmaz anlayışını terk ederek saygın ülkeler seviyesini yakalamalıyız" dedi. Türkiye'nin büyüme ortalamasının yüzde 4,5 olduğunu söyleyen Bozkurt, Güney Kore'yi örnek göstererek "ilerleyen yıllarda gelişmiş ülkeler seviyesine çıkmak için yüzde 7 ortalama ile büyümeliyiz. Az gelişmişlik kamburunu üstümüzden atmalıyız." dedi. Büyümenin formülünü veren Bozkurt, "Yüzde 7'yi yakalamak için tasarruflarımızı artırmak zorundayız. Tasarruf seviyemiz yüzde 12'lerde. Bunu yüzde 35'e çıkarmadan saygın bir toplum olamayız" diye konuştu. Geleceğin istihdamında tarım ve imalatta çalışan oranının azalması, hizmet sektörünün gelişmesi gerektiğini söyleyen Bozkurt, "Türkiye'de tarım çalışan sayısı artıyor gibi görünüyor ama bu bir aldatmaca. Köylerde genç nüfus azaldığı için çalışan nüfusu da azalıyor. Verim azalıyor. Artık toprakların insanı değil, insanların toprağı zengin ettiği bir dönemde, bu gerçeği görmeden, modern üretime geçmeden, bin yıllık mantıkla tarım ve hayvancılık yaparsak istenilen başarı elde edilemez" diyerek sözlerini noktaladı.

Bu anlayış bizi resesyona götürür

Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Taner Berksoy ekonominin, özel talebin çöktüğü bir dönemde büyüdüğüne dikkat çekerek, "Bu sürdürülebilir değil. Güz döneminde sorunlar baş göstermeye başlayacak" uyarısında bulundu. Büyüme rakamlarının dış talebin ürünü olduğunu belirten Berksoy, "Bu bizim ekonomimize uygun bir durum değil. Böyle bir durumda ihracat ithalatın önünde koşmalı ama bizde ithalat yavaşladığından böyle görünüyor. Geleneğimiz iç taleple büyümedir, son dokuz ayda bundan vazgeçtik. İthalat çökmüş vaziyette, eleştirmiyorum ama bu sürdürülebilir bir durum değil" diye konuştu. Avrupa'nın kötü durumu dolayısıyla pazarın küçüldüğünün altını çizen Berksoy, "Bunu pazar çeşitlendirmesi ile telafi ettik. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'ya girdik ancak ekonomik dinamo yavaşlıyor. Önümüzdeki dönemde dış talep de yavaşlayacak. Bu durumun sonucu resesyondur" dedi. Çözüm için bütçenin gevşetilmesi gerektiğini bildiren Berksoy, vergi kayıplarıyla genişleyen bütçe açığının büyümeyi teşvik etmeyeceğini kaydetti. Berksoy "Açığı kısmak için vergi artırımına gidip, harcamalar düşürülürse 2013'te resesyona gireriz" diyerek ekonomi çevrelerini uyardı.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali

[PAGE]

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali

Toplam krediler içinde ticari kredi payı yüzde 72

Türkiye ile birlikte İş Bankası'nın büyüme rakamlarını değerlendiren Adnan Bali,"Türkiye genelinde neler yaptığımıza baktığımızda şunu görüyoruz. 2011 yılında özellikle Türkiye'nin hızlı büyüme performansı gösterdiği dönemde biz de banka olarak o sürece ciddi katkı koyan çok önemli ve kaliteli bir büyüme performansı gösterdik. Kaliteden kastım şudur; yüzde 43 düzeyinde nakdi kredilerde artış gördük ama ticari kredilerde yüzde 50 artış gördük. Toplam krediler içerisinde ticari kredilerin payı yüzde 72 seviyesine ulaştı" dedi.

"Sivas'ta şikayet hakkımız yok, payımızı artıracağız"

Sivas ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Bali, "Türkiye'nin yüzölçümü açısından en büyük 2. vilayeti, bölgeler arası köprü vazifesi gören Sivas'ta en geniş ağa sahip bankayız. Hem nakdi kredilerde hem ticari kredilerde Sivas'ta en yüksek hacme sahibiz ama Türkiye geneline kıyaslandığında pazar payından memnun değiliz. Ancak şikayet hakkı görmüyoruz. Böyle bir tespit varsa gereğini yapacaksınız. Aktif bir şekilde önümüzdeki dönemde payımızı artırmaya çalışacağız" diye konuştu.

muharremyilmaz1.jpg

Sütaş AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz

Süt hayvancılığı yapın, destek bizden

Toplantıda konuşan Sütaş AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz Sivas'ın dış yatırım beklemeden Sivaslı iş adamlarının girişimleri ile kalkınması gerektiğini söyledi. Katılımcı iş adamlarına seslenen Yılmaz, " Siz bölge iş dünyası temsilcilerini, bölgenizdeki Kalkınma Ajansları ile birlikte, bölge rekabet gücünün önünde engel teşkil eden unsurları azaltma yönünde projeler geliştirmek ve bölgenin kalkınmasına katkı sağlamakla yükümlü görüyorum. Bunun yolu da örgütlenmeden geçiyor" diye konuştu. ORAN Kalkınma Ajansının bölge planından örnek veren Yılmaz, " Planda rekabet edebilirliğin artırılması altında stratejik sektörlerin geliştirilmesi hedeflenmiş ve gıda, sağlık, savunma ve enerji sektörleri ön plana çıkarılmış. İşte bu planların hazırlanması, bu bölge için öncelikli alanların belirlenmesinde bölge iş adamlarının çok daha etkin katkı sağlaması gerekiyor" dedi. Bölgede süt üretiminin yükselmesini isteyen Yılmaz şöyle konuştu: "Hayvancılığın asıl zenginliği süt hayvancılığından geliyor. Süt hayvancılığında sınırlı öz kaynakla ciddi katma değer yaratılabiliyor. Sütaş'ın buraya gelmesini beklemeyin, hayvan yetiştirin" dedi. Süt hayvancılığı yapmak isteyeni destekleme sözü veren Yılmaz "Gelin tesislerimizi görün, işi görün ben her türlü desteği vermeye hazırım. Bizim burada olmamız için illa tesis kurup 300 kişi istihdam etmemiz gerekmiyor. Biz zaten buradayız, Sivas'tan zaten süt alıyoruz. Dolayısıyla kazandığımızı bu bölge ile de paylaşıyoruz. Sütaş olarak istekli olan girişimciyi eğitiriz, sütünü alırız, siz yeter ki üretin" diye konuştu.

panel.20120920080301.jpg

VTG Holding Genel Müdürü Gökhan Kantarcıgil

Sivas'ın altı maden beklemeyin çıkarın

Gökhan Kantarcıgil, Orta Anadolu'nun göbeğinde olan Sivas'ın madencilik için büyük potansiyel taşıdığını söyledi. Yurtdışından gelen şirketlerin Sivas'ta maden çıkardığını hatırlatan Kantarcıgil, Sivaslıları maden çıkarmak için teşvik ederken şu anda iki jeologlarının da maden aramaya devam ettiğini belirtti. Sivaslı girişimcilere seslenen Kantarcıgil, kendi deneyimlerinden yola çıkarak madenciliğin püf noktalarını anlattı. Kantarcıgil "Bir yerde maden aramaya çıktığınız zaman bakacağınız üç şey var. Bölgede yerleşik medeniyetin ne kadar eski olduğuna, bölgenin yüzölçümüne ve ailelerin isimlerine bakın. Yerleşim eski ise bilin ki orada maden çalıştırılmıştır. Yüzölçümü büyük ise maden bulma şansınız yükselir. Aile isimleri gümüşdağ, kızıltoprak, altındağ gibi ise zamanında buralarda madencilik yapılmıştır ve bu isimler bundan dolayı verilmiştir" diye konuştu. Madenciliğin 2030'a kadar büyüyeceğini kaydeden Kantarcıgil sözlerini
şöyle sürdürdü: "Sivas güzel bir lokasyon, madencilik açısından potansiyel barındırıyor. Anadolu ve Karadeniz'e yakınlığı bakımından ihracat imkanı büyük. Cumhuriyet Üniversitesi'nde bir madeni hayata geçirmek için gerekli bütün bölümler var. Ayrıca şehirde Maden Tetkik Arama'nın (MTA) Bölge Müdürlüğü var. Sivas'ın kuzeyinde Avustralyalıların bulduğu bir altın rezervi var. Doğuda çalışan bir altın madeni var. Divriği'de demir madeni var. Başka bölgelerde kurşun ve çinko madenleri var, kömür var, krom var. Eskiden sır gibi saklanan maden yatakları artık herkese açık, MTA'nın raporlarını inceleyin, işletecek bir maden bulabilirsiniz. İsteğiniz var ise yol mutlaka bulunur."

osmanyildirim1.jpg

"Tek istedğimiz banka desteği"

Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Yıldırım "Tek ihtiyacımız biraz banka desteği" diyerek, Sivas'ta bankaların istediği performansı yakalayamadığını söyledi. Yıldırım bu durumun iki nedeni olduğunu açıkladı. birinci nedeni "Bankayla çalışma alışkanlığının olmayışı" olarak açıklayan Yıldırım, ikinci nedeni ise bankacıların bakış açısı olarak açıkladı.

Bu konularda ilginizi çekebilir