Bankacılar: Faiz lobisi iddialarını üzerimize almadık

Başbakan Erdoğan'ın faiz lobisi açıklamaları bankacılar ve ekonomistler tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Ekonomistler, Türkiye'de bir faiz lobisi olmadığını belirtirken, bankacılar ise bu iddiaları üzerlerine almadıklarını, Başbakan'ın yabancı menşeli b

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün faiz lobisine karşı önlemler alacaklarını ve sert çıkışlar yapacaklarına yönelik açıklamaları, bankacılık sektöründe tartışmalara neden oldu. Başbakan yüksek faizlerle krediler verildiği ve politik faiz ile piyasa faizinin arasındaki makasın kapatılması gerektiğine yönelik açıklamalar yaparken, faiz lobisini bu kadar rahat çalıştırmayacaklarını söyledi. 
Görüşlerine başvurduğumuz bankaların üst düzey yöneticileri, Başbakan'ın bu açıklamalarının Türk bankacılığını hedef almadığını, çünkü yurtiçinde faiz sisteminin olmadığını belirterek, okların Türkiye'de sermaye hareketlerinde bulunan Londra menşeli bankalara çevrildiğine dikkat çektiler. Bankacılar, "Piyasa faizin yüksekliğini enflasyona, Başbakan da enflasyonun yüksekliğini faize bağlıyor" diye konuşurken, enflasyonun yükselmesinde esas nedeninin cari açık finansmanını sağlamaması ile yükselen kurun etkisi olduğuna değindiler. 
Faiz lobisi tartışmalarını çok gereksiz bulan bir bankacı, faizde belirleyici olanın Merkez Bankası olduğunu her zaman politika faizi ile fonlama maliyeti arasında bir faiz farkının olmasının normal olduğunu belirtti.  Faiz tartışmaları içinde bankaları hedef göstermenin çok yanlış olduğunu belirten bankacı, "Gereksiz yere piyasada kafa bulanıklığı yaratılıyor" şeklinde konuştu. Ekonomistler ise Türkiye'de bir faiz lobisi olmadığının altını çizdiler. 
Bankacılar olarak üzerimize alınmıyoruz
ABank Genel Müdürü Hamit Aydoğan, Başbakan'ın faiz lobisi iddialarını bankacılık sektörü olarak üzerlerine alınmadıklarını söyledi. Bu tür tartışmaların odağında Türk bankacılığınını olmadığını, Türkiye'ye yönelik rapor yazım yabancıları kast etmiş olabileceğini ifade eden Aydoğan, "Başbakan yabancıları kastediyor olabilir. Türkiye'de faiz lobisi denildiğinde bankacılar olarak üzerimize alınmıyoruz. Bankaların böyle bir etkinliği yok. 
Tam rekabet ortamında kimse faizi aşağı veya yukarıya hareket ettirecek güçde değil. Yabancı kaynaklı kuruluşların raporları piyasa dengeleriyle oynayabiliyor, algıyı değiştirebiliyor" diye konuştu. Piyasa faizi ile politik faiz arasındaki farkın açılmasının başka nedenleri de olduğunu, cari açık, yüksek enflasyonun  bunda etkili olduğunu dile getiren Aydoğan, fakat yüzde 12'nin de çok yüksek olduğuna dikkat çekti. Aradaki farkın kapanması için piyasanın normale dönmesi ve bunun için de enflasyonun düşmesi gerektiğini düşünen Aydoğan, "Enflasyon yüzde 10,45'den aşağı gelecek. Haziran ayı gibi düşmesini bekliyoruz. Özellikle yaz aylarında daha da düşecek ve yüzde 7'lere gerileyecek. Böylece politika faizi ile piyasa faizi arasındaki fark da kapanmış olacak" diye konuştu. 
Başbakan'ın ‘Faiz lobisine sert atak yapacağız' açıklamaları ile ilgili olarak ise Aydoğan, bunun ‘spekülatif hareketler olursa MB cevap verecek' anlamına geldiğini de sözlerine ekledi. Aydoğan, yüksek faiz ile kredi verildiği eleştirisi ile ilgili olarak ise, bozulan piyasada fırsatçılık yapıldığını, fakat piyasada istikrar sağlandığında bunun da normale döneceğini belirterek, "Dövizdeki dalgalanma duruldu, zaten kısmi istikrar başladı" dedi. 
Faiz lobisini aramak abesle iştigal etmek
UniCredit Menkul Değerler Başekonomist Güldem Atabay, Türkiye'de bir faiz lobisi olmadığını söyledi. Atabay, "Adı politika faizi denen faiz yani haftalık repo faizi evet yüzde 5.75.  Ama Merkez bir süredir zaten onu kullanmıyor. 
Yerine diğer TL fonlama aracı olan faiz koridoru (yani gecelik repo ile %12,5) ve ihale yöntemi ile ceşitli vadelerde repo yaparak yüzde 5.75'in üzerine çıkıyor. Bunun nedeni enflasyonun hızla yüzde 10.5'e çıkması ve en az 6 ay oralarda kalacağı hesapları ile Merkez'in beklentiler bozulmadan acilen enflasyonu kontrol altına alma çabası. Son 10 yılda öğrendiğimiz üzere bunun kestirme yolu da faiz artırarak Türkiye'ye portföy yatırımlarını cazip hale getirip yabancının parasını buraya çekmek; yani TL ye değer kazandırmak" diye konuştu. 
"Sonuçta bir faiz lobisi falan yok, faiz denen zaten risk primidir" diyen Atabay, ülkenin makro göstergeleri iyi ise risk priminin yani faizin düşeceğini, kötüleşirse risk piriminin yani faiz yükseleceğini ifade etti. Atabay, "Politika faizi olsa da adi 5,75'i değil daha yüksek seviyeden TL sağlamayı tercih eden Merkez Bankası var. Hala yüksek cari  açık ve yüksek enflasyon ile devam eden bir ülkeye ancak risk primi daha yüksekse gelmeyi karlı gören bir yabancı yatırımcı kitlesi var.
 Alan ve veren taraf var kısa. Faizsiz çalışan bazı ülkeler hariç faizle çalışan sistemlerde normal dinamik bu. Faiz lobisi kim diye bir grup aramak abesle iştigal etmek oluyor şu durumda. Başbakanın yanıldığı nokta politika faizi denen 5,75'i Merkez'in bir süredir ağırlıklı olarak kullanmamasından, yerine başka yüksek araçları kullanmasından. Demekki Merkez'in bu sıra dışı para politikasını piyasa kadar Başbakan ve hükümet üyelerine de anlatması gerekiyor ki, bu tip yanlış çıkarımlar yapılmasın" dedi. 
Bu konularda ilginizi çekebilir