Bankaların kârı yüzde 13 azaldı

Bankacılık sektörünün net kârı eylül sonunda yüzde 13.2 düşüşle 14.62 milyar liraya geriledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - 2011 yılında çeyrek dönemler itibarıyla azalmaya devam eden bankacılık sektörünün dönem net karı, önceki yılın aynı dönemine kıyasla 2.229 milyon TL (%13,2) gerileyerek Eylül 2011 itibarıyla 14.62 milyar TL düzeyinde gerçekleşti.  

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun açıkladığı rapora göre, bankacılık sektörünün aktif toplamı 2011 yılının dokuz aylık döneminde %20,6 oranında artarak 1 trilyon 214 milyar TL seviyesine ulaştı.

Açıklamada şu bilgiler verildi:   

"Yılın ilk çeyreğinde %3,9 oranında büyüyen sektör ikinci çeyrekte %9,5, üçüncü çeyrekte ise %5,9 oranında büyümüştür. Bankacılık sektörü, 2011 yılının dokuz ayında temel olarak krediler ve Merkez Bankasından alacaklar kalemlerinden kaynaklanan aktif büyümesini, mevduat, repo işlemlerinden sağlanan fonlar, yurtdışı bankalara borçlar ve ihraç edilen menkul kıymetlerdeki artış ile fonlamıştır. Bu dönemde mevduat artışı sınırlı düzeyde gerçekleşmiş, sektör aktif büyümesini fonlamak için alternatif kaynaklara başvurmuştur. Bankacılık sektörü toplam aktifleri içindeki payı 2010 yılsonuna göre 2,3 puan artarak %54,5'e yükselen toplam krediler 2011 yılında hızlı büyümesini sürdürerek Eylül 2011 itibarıyla 661,3 milyar TL seviyesine ulaşmıştır. Kredilerde 2010 yılsonuna göre 135,4 milyar TL artış gözlenirken, dokuz aylık artış %25,8, yıllık artış ise %39,1 düzeyinde gerçekleşmiştir.    

Eylül 2011 itibarıyla bankacılık sektörü toplam kredilerinin %43,8'i kurumsal/ticari kredilerden, %32,6'sı bireysel kredilerden, %23,6'sı ise KOBİ kredilerinden oluşmaktadır. 2010 yılsonu ile karşılaştırıldığında KOBD kredileri diğer kredi türlerine göre daha yavaşartarken, kurumsal/ticari kredilerin toplam krediler içindeki payında artış, KOBİ kredilerinin ve bireysel kredilerin paylarında bir miktar azalış görülmüştür.    

Kredi kartı alacaklarındaki artışlar bireysel kredilerdeki ortalamanın altında kaldı

Yılın ilk dokuz aylık döneminde kredi kartı alacaklarındaki (%20,3), konut kredilerindeki (%19,7) ve taşıt kredilerindeki (%19,9) artışlar bireysel kredilerdeki ortalamanın altında kalmıştır. Bireysel krediler içinde konut ve taşıt kredilerinden farklı olarak genellikle borçlunun ödeme kabiliyeti dışında bir teminatı bulunmayan ihtiyaç ve diğer tüketici kredileri ise anılan dönemde %33,3 ile diğer tüm segmentlerden daha hızlı bir artışgöstermiştir. Söz konusu dönemde tüketici kredilerinde gözlenen 34 milyar TL'lik artışın 20,8 milyar TL'lik (%61,3) kısmı "ihtiyaç ve diğer tüketici kredileri"nden kaynaklanmaktadır. Genel olarak tüketici kredilerinde ve özellikle ihtiyaç ve diğer tüketici kredilerinin artış eğiliminde gözlenen yavaşlamada Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun 16.06.2011 tarihli kararı neticesinde yaşanan maliyet artışının kredi faiz oranlarına yansıtılmasının etkili olduğu değerlendirilmektedir. Eylül 2011 itibarıyla tüketici kredilerindeki piyasa payı %88,7, ihtiyaç ve diğer tüketici kredilerindeki toplam piyasa payı ise %92,3 olan 17 adet banka sözü edilen düzenleme değişiklikleri kapsamında %20 ve/veya %8'lik sınırı aşması nedeniyle yüksek genel karşılık ayırmak durumundadır. Aralık 2009 itibarıyla en yüksek seviyesine ulaşan takipteki alacaklar, izleyen dönemde sürekli düşüş eğilimi sergilemiştir. 2010 yılsonuna göre %7,9 gerileyen takipteki alacaklar Eylül 2011 itibarıyla 18,4 milyar TL seviyesinde gerçekleşmiştir. Takipteki alacaklarda gözlenen azalışta tahsilat performansının yanı sıra aktiften silme ya da satışlar da etkili olmakla birlikte, bu tutarlar hariç tutulduğunda dahi bankacılık sektörünün takipteki alacak oluşumunun yavaşladığı gözlenmektedir.    

Ekim 2009'da %5,4'e kadar yükselen toplam kredilerin takibe dönüşüm oranı, ardından yaşanan kredi artışı, sorunlu kredi tahsilatlarındaki artışın etkisi ve takipteki alacak oluşumunun yavaşlaması ile birlikte Aralık 2010 itibarıyla %3,7'ye ve Eylül 2011 itibarıyla ise %2,7 seviyesine gerilemiştir. Eylül 2011 itibarıyla en yüksek takibe dönüşüm oranı %3,1 ile KOBD kredileri ve bireysel kredilere ait iken, kurumsal/ticari kredilerin takibe dönüşüm oranı ise %2,2 seviyesindedir. 2010 yılsonuna göre takibe dönüşüm oranlarında en fazla azalış1,4 puan ile KOBİ kredilerinde, üçüncü çeyrekte ise 0,5 puan ile kredi kartlarında gözlenmiştir.   

Menkul değerler portföyü, 2010 yılsonuna göre %0,2'lik (464 milyon TL) sınırlı bir artışla Eylül 2011 döneminde 288,3 milyar TL düzeyine ulaşmıştır. Bankalar 2011 yılının ilk yarısında, artan zorunlu karşılık oranları nedeniyle ortaya çıkan likidite ihtiyaçları ile piyasa koşulları gereği kâr realizasyonu yapmak maksadıyla menkul değer portföylerini azaltmış, 2011 yılının üçüncü çeyreğinde gözlenen artış ise menkul değerler portföyünü 2010 yılsonundaki seviyenin biraz üzerine çıkarabilmiştir. Buna karşılık ağırlık yurtdışı yerleşiklerin olmak üzere sektörün emanet kıymetleri %36,7 (38,1 milyar TL) artışgöstermiştir.    

Menkul kıymetlerin %36,6'sı yurtdışı piyasalara ihraç edildi

Bankacılık sektörü toplam pasifleri 2010 yılsonuna göre %20,6 oranında büyürken mevduat artış hızı %10,8 düzeyinde oluşmuş ve mevduatın pasif toplamı içerisindeki payı 5 puan azalarak %56,3 düzeyine gerilemiştir. 2010 yılının son çeyreğinde %7,7'ye ulaşan toplam mevduatın artış hızı, 2011 yılının ilk çeyreğinde %2 düzeyine gerilemiş, yılın ikinci çeyreğinde ise mevduat piyasa payını artırmaya yönelik bilhassa ayın son günlerinde hızlanan rekabetin sonucunda yükselen faiz oranlarının da etkisiyle bir miktar artış göstererek %4,8 sektörün yurtdışı bankalardan temin ettiği borçların toplamı, 2011 yılının dokuz aylık döneminde %19,9 oranında (16,2 milyar USD) artarak  97,9 milyar USD'ye yükselmiştir. 2009 yılından itibaren artmaya devam eden yurtdışı fonların pasif toplamı içerisindeki payı Aralık 2010 itibarıyla %12,5 düzeyinde iken, bu oran Eylül 2011 döneminde %14,9 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde bankaların yurtdışı bankalara borçları içerisinde kendi risk gruplarından sağladığı fonlama tutarı ise 17,8 milyar USD'dir. 2010 yılının son çeyreğinde başlayan özel bankaların menkul kıymet ihraçları 2011 yılının dokuz aylık döneminde hızlanmıştır. Eylül 2011 itibarıyla, 16,4 milyar TL net bakiye arz eden ihraç edilen menkul kıymetlerin %94,2'si on özel bankanın yurtiçi ve uluslararası piyasalarda ihraç ettiği bono ve tahvillerden, kalanı ise kalkınma ve yatırım bankalarının ihraçlarından oluşmaktadır.

Menkul kıymetlerin %36,6'sı yurtdışı, %63,4'ü yurtiçi piyasalara ihraç edilmiştir. Yurtiçi piyasalarda ihraç edilen menkul kıymetlerin yabancı yatırımcıların portföyünde bulunan kısmı ise %5'in altındadır. Türk Bankacılık Sektörünün özkaynakları 2011 yılının dokuz aylık döneminde %5,2 artarak 141,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.  İncelenen dönemde, sektörün karlılığının önceki yılın aynı dönemine göre %13,2 ve menkul değerler değerleme farklarının yılsonuna göre %61 azalması nedeniyle özkaynakların artış oranı toplam aktiflerin artış oranının oldukça gerisinde kalmıştır. Önceki yıllarda sektörün elde ettiği yüksek tutarlı karların dağıtılmayarak bünyede bırakılması, dönem karı ile birlikte değerlendirildiğinde mevcut ödenmiş sermayenin yaklaşık iki katı düzeyinde bir yedek akçe oluşumunu ve dolayısıyla güçlü özkaynak yapısının korunmasını sağlamıştır.   

Bankacılık sektörünün dönem net karı  2.229 milyon TL azaldı

Eylül 2011 döneminde sektörün SYR'si %16,4 olarak gerçekleşmiştir. Türk Bankacılık Sektörü'nün sermaye yeterlilik rasyosu, azalış trendi devam etmekle birlikte asgari yasal sınır olan %8'in, Kurumumuzca uygulanmakta olan %12'lik hedef rasyo düzeyinin ve gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkenin üzerindedir. Aktif kalitesinin olumlu trendi ve yasal özkaynakların %90,6'sının kaliteli özkaynak unsuru olarak nitelendirilen ana sermayeden oluşuyor olması bankacılık sektörünün sağlıklı bünyesini koruduğunu göstermektedir.    

2011 yılında çeyrek dönemler itibarıyla azalmaya devam eden bankacılık sektörünün dönem net karı, önceki yılın aynı dönemine kıyasla  2.229 milyon TL (%13,2) gerileyerek Eylül 2011 itibarıyla 14.620 milyon TL düzeyinde gerçekleşmiştir. Kredi/mevduat faiz gelir/gider farkı tutar olarak artmasına karşın, başta menkul değer faiz gelirlerindeki azalış olmak üzere, repo işlemlerine, bankalara ve ihraç edilen menkul değerlere verilen faizlerdeki artış ile bankalardan ve para piyasalarından alınan faizlerdeki azalışın etkisiyle daralan net faiz marjı ile genel karşılık provizyonları, diğer faiz dışı giderler ve personel giderlerindeki artışa bağlı olarak yüksek tutarlı artan faiz dışı giderlerin yanı sıra, sermaye piyasası işlem kar/zararı ile kambiyo kar/zararı toplamının dönem  net karını artırıcı katkısındaki yüksek tutarlı azalış bir yıllık dönemde kar azalışındaki temel etkenlerdir. Takip eden dönemde, varlık kalitesindeki iyileşmenin dönem net karına olan olumlu katkısının önceki dönemlere göre azalması ve artan  faiz oranlarının fonlama yapısına daha hızlı yansıması dolayısıyla bankacılık sektöründe aşağı yönlü bir karlılık performansı izleneceği değerlendirilmektedir.    

Öte yandan, Avrupa borç krizinin devam ettiği ve uluslararası düzeyde belirsizliklerin sürdüğü mevcut ortamda, olası kırılganlıklara karşı Türk Bankacılık Sektörünün tampon görevi görebilmesi açısından, başta özkaynak yeterliliği ve aktif kalitesi olmak üzere, sektörün sağlıklı ve güçlü yapısının sürdürülebilirliğinin büyük önem taşıdığı değerlendirilmekte olup şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Kurumumuzca bu vizyon doğrultusunda hareket edilecektir."

Bu konularda ilginizi çekebilir