”Barışın mümkün olduğuna inandık”

Başbakan Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda başlayan "Medeniyetler İttifakı İkinci Forumu"nun açılış oturumunda konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Medeniyetler İttifakı Eş Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, barışın mümkün olduğuna, diyaloğun mümkün olduğuna inandık ve bu inançla yola çıktık" dedi.

Başbakan Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda başlayan "Medeniyetler İttifakı İkinci Forumu"nun açılış oturumunda yaptığı konuşmada, Medeniyetler İttifakı girişiminin BM Genel Sekreterinin açıklamasıyla 2005 yılı temmuz ayında hayata geçtiğini ve yaklaşık 4 yıllık bir çalışmayla ittifakın kapsamlı nitelik kazanarak kuramsallaştığını, alanında en ciddi ve somut yaklaşımlar ortaya koyan, çözüm ve projeler üreten bir yapı halini aldığını kaydetti.

Erdoğan, bu girişime ön ayak olan, eş sunuculuğunu Türkiye ile paylaşan ve "Medeniyetler İttifakı Birinci Forumu"na başarıyla ev sahipliği yapan İspanya Başbakanı Jose Luis Rodrigues Zapatero'ya, ittifakın yüzü ve sesi haline gelen engin vizyonuyla girişime değerli katkılarda bulunan Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Jorge Sampaio'ya ve başından beri girişimi sahiplenip yönlendiren ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a teşekkür etti.

İttifakın ikinci forumunu İstanbul'da yapıyor olmaktan ülke ve millet olarak büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Dünyanın tüm coğrafyaları gibi bu coğrafya da tarih boyunca zaman zaman çatışmalara, savaşlara, acılara sahne oldu. Ancak şunu mutlulukla ifade etmeliyim ki, bu topraklar daha çok barışın, hoşgörünün, birlikte yaşama kültürünün, birbirine saygı ve sevginin yurdu olmuştur. İstanbul bunun en bariz örneğidir. İstanbul, sadece Avrupa ve Asya'yı birleştirmekle kalmıyor. İstanbul, Asya, Avrupa ve Afrika'nın kesişme noktasında bulunmakla kalmıyor. İstanbul, aynı zamanda kültürleri, medeniyetleri, ırkları, dinleri ve dilleri de tarihin potasında kaynaştıran, uzlaştıran bir şehir olarak dünyada haklı bir konumda bulunuyor. '2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti' olarak kabul edilen İstanbul, tarih boyunca olduğu gibi, bugün de dünyaya sevgi ve hoşgörü mesajları göndermeye devam ediyor."

Başbakan Erdoğan, birkaç kilometre mesafedeki İstanbul Arkeoloji Müzesinde tarihteki ilk yazılı anlaşmanın aslını görebilmenin mümkün olduğunu belirterek, "Bir örneği New York'taki BM binasında Güvenlik Konseyi odasının çıkışında yer alan bu anlaşma, MÖ 1279 yılında Kadeş'te imzalanmış. Hitit ile Mısır uygarlıkları arasında savaşa son vererek karşılıklı yardım ve işbirliği dönemini başlatıyor" dedi.

"Diyaloğun mümkün olduğuna inandık"

Erdoğan, toplantının yapıldığı salondan çıkıldığında, çok yakın semtlerde üç semavi dinin, İslam, Hristiyanlık ve Museviliğin binlerce yaşındaki ibadet mekanlarının bir arada görülebileceğini söyledi.

Sultanahmet Camisi, Neve Şalom Sinagogu ve Aya İrini Kilisesinin birbirine saygı ve hoşgörü içinde yüzyıllar boyunca bir ve beraber yaşadığını anlatan Erdoğan, sadece İstanbul'un değil, Türkiye'nin hemen her şehrinin tarih boyunca barışın, huzurun ve hoşgörünün sembollerini bugün de yaşattığını kaydetti.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Biz, İspanya ve Türkiye, barışın mümkün olduğuna, diyaloğun mümkün olduğuna inandık ve bu inançla yola çıktık. Hristiyan dünyasının İslam dünyasını, İslam dünyasının Musevileri, Batının Doğuyu, Doğunun da Batıyı anlayabileceğine, kavrayabileceğine, hoşgörüyle yaklaşabileceğine gönülden inandık.

İletişimin yaygınlaştığı ve dünyamızı küçük bir köye dönüştürdüğü bu çağda; 'Toplumların birbirleri hakkında eksik bilgilere sahip olmasına, birbirlerini yanlış ve yanlı tanımasına rıza gösteremeyiz' dedik. Medeniyetlerin çatışmasını kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya atanlara; 'Hayır, medeniyetler ittifakı mümkündür' dedik. Ne kadar zor bir meseleyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Ancak biz iyi niyetlerle, samimi duygularla yola çıktık."

Zapatero: Farklı bir 21. yüzyıl yaratmak imkanına sahibiz

Medeniyetler İttifakı Eşbaşkanı ve İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, "Birlikte çalışıldığı, hareket edildiği takdirde farklı bir 21. yüzyıl yaratmak ve yaşama imkanına sahibiz. Bu yüzyıl barış, birlikte yaşama ve hoşgörü yüzyılı olabilir" dedi.

Forumunun açılış oturumunda konuşan Zapatero, ikinci forumun bu projenin gerçekleşmesini pekiştirdiğini ifade ederek, BM'nin içinden doğan Medeniyetler İttifakı Projesinin, birlikte barışçıl bir yaşam sürdürülmesini hedeflediğini kaydetti.

İki dünya savaşının yaşandığı 20. yüzyılla gurur duyulacağını zannetmediğini, fanatikler ve hoşgörü eksikliği, nefret duyguları nedeniyle birçok masum insanın hayatını kaybettiğini anlatan Zapatero, "Şimdi artık biliyoruz. Eğer işler doğru yapılacak olursa, birlikte çalışıldığı, hareket edildiği takdirde farklı bir 21. yüzyıl yaratmak ve yaşama imkanına sahibiz. Bu yüzyıl barış, birlikte yaşama ve hoşgörü yüzyılı olabilir" diye konuştu.

"Kıvılcımları yangın ortaya çıkmadan bastırabiliriz"

Açılışta konuşan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun ise BM'nin yangınlara, genellikle yangın ortaya çıktıktan sonra müdahale edebildiğini belirterek, ''Medeniyetler İttifakı ile kıvılcımları, yangın ortaya çıkmadan bastırabiliriz'' diye konuştu.

Ban Ki-mun ''İttifak bize bir fırsat sunuyor Kimliğe dayalı bölünmeleri, farklılıkları eskide bırakma şansını, çok geç olmadan ortak insanlık değerlerini fark etme şansını sunuyor'' dedi.

"Dini ve kültürel haddaiyetlere dikkat edeceğim"

NATO Genel Sekreteri seçilen eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen de NATO Genel Sekreteri olarak dini ve kültürel hassasiyetlere özellikle dikkat edeceğini belirtti.

İnsanların dini ve etnik geçmişleriyle ilgili olarak suçlanamayacağının altını çizen Rasmussen, "Hz. Muhammed de dahil olmak üzere, hiçbir zaman hiçbir dini figürün insanları rahatsız edecek şekilde kullanılmasından yana olmadığını" kaydetti.

Rasmussen, "NATO Genel Sekreteri olarak, dini ve kültürel hassasiyetlere özellikle dikkat edeceğim. Toplumlara saygıyı sürdüreceğim. Önceliklerimden biri, Müslüman dünyası ile diyalog ve ilişkileri artırmak olacaktır" diye konuştu.

Her açıdan Türkiye ile yakın işbirliği içinde bulunacağını ifade eden  Rasmussen, ''Türkiye'yi hem çok yakın müttefik, hem de önemli bir stratejik ortak olarak görüyorum" dedi.

Rasmussen, "Roj TV'nin yasaklanmasına ilişkin bir şey yapıp yapmayacakları" konusunda ise şunları söyledi:

"Danimarka, terörizmi ve terörizmle ilgili bütün faaliyetleri engellemek için gerekli önlemleri alacaktır. Roj TV ile ilgili olarak şu anda bir araştırma sürdürülüyor. Eğer yeterli delil ele geçirilirse tabii ki bu televizyon kanalını kapatmak için elimizden geleni yapacağız. Ama tabii ki Danimarka yasaları çerçevesi içinde..."