'Bizim notumuzu esnaf belirler'
Başbakan Yıldırım, "Bizim notumuzu 3-5 tane değerlendirme kuruluşu belirleyemez, bizim notumuzu esnaf belirler, vatandaş belirler." dedi.
Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken ve beraberindeki heyeti kabul etti.
Büyüyen Türkiye'nin kimseye zararının olmadığını belirten Yıldırım, "Büyüyen Türkiye'nin sadece 79 milyonuna değil, aynı zamanda etrafımızdaki mazlum, garip, gureba milletlerin halklarına da büyük katkımız var." dedi.
Yıldırım, bundan sonra da esnaf ve sanatkarla sıkı iş birliğinin titizlikle devam edeceğini vurgulayarak, "Her şeyi biz en iyi biliriz. Her şeyi biz sizin için yaparız. Siz de buna uyarsınız" gibi bir anlayışı asla benimsemediklerini ifade etti.
"Ekonominin dengelerini dikkate alarak Türkiye'nin gerçeklerinden kopmayan her türlü kalıcı katkıya ve eleştiriye sonuna kadar varız." diyen Yıldırım, esnaf ve sanatkarların işini kolaylaştıracak, ekonomiyi büyütecek iş, aş imkanı sağlayacak her türlü teklife açık olduklarını kaydetti.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devletin işi ticaret olamaz. Devletin işi güvenliktir, adalettir, eğitimdir ve sağlıktır. Bırakalım herkes işini yapsın. Sizin yaptığınız işi devlet yaparsa orada gelişim olmaz. Devlet ticaret yapamaz. Ticarette esas olan para kazanmaktır, ayakta kalmaktır. Devlet ticaret yaparsa vakıf gibi yapar hep kaybeder. Çünkü işin sahibi yok veya işin sahibi çok. Böyle ticaret olur mu? Sizin bir dükkanda herkes işe karışırsa orada iş yürür mü? Yürümez. Bir kişi karar verecek. Hangi işi yapacak, neyi alacak, satacak, nasıl bir değişiklik yapacak devlet içinde bu işler olmaz."
Devletin mümkün mertebe düzenleme işine bakacağını anlatan Yıldırım, "Düzenleme ne? Haksız rekabet olmaması. Birinin ayağından tutup diğerine 'koş' demeyelim? Herkese aynı imkanları sağlayalım, kimin gücü fazlaysa o daha ileri çıksın. Ama burada bir şeyi unutmayacağız. Terörden yıllardır çekiyoruz. Aslında Türkiye'de Kürt sorunu yok. Kürtlerin, PKK gibi bir terör sorunu var. Bu sorun, bizi her bakımdan geri koyuyor. Bölgedeki işler geri kalıyor, yatırımlar geri kalıyor. Kim zarar görüyor. Orada yaşayan vatandaşlarımız zarar görüyor." şeklinde konuştu.
Yıldırım, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken ve beraberindeki heyeti Çankaya Köşkü'nde kabul ettiği programda, diğer yerlerde olduğu gibi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde de kişi başına düşen milli gelirin 2002'den bu yana arttığını belirtti.
"Ekonomiye güven arttı"
Türkiye ortalamasının 3 kat, söz konusu bölgelerde ise 7-8 kat artışın sağlandığını vurgulayan Başbakan Yıldırım "Niye? Oradaki farkı kapatmamız lazım. Terörün sorumlusu o topraklara sahip çıkan, bu bayrağı dalgalandıran, yere düşürmeyen vatandaşlarımız değil, onların geleceğini karartan bölücü terör örgütüdür." diye konuştu.
Yıldırım, amaçlarının terör sorununu ortadan kaldırmak ve Türkiye'nin terörle anılmasının önüne geçmek olduğunu söyledi.
Türkiye'ye haksızlık edildiğini ifade eden Başbakan Yıldırım, "Bir yandan bölücü terör örgütü, bir yandan FETÖ, bir yandan da hudutlarımızı korumak, orada yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için başlattığımız DAEŞ örgütüne karşı faaliyetler." diye konuştu.
Esnaf ve sanatkarları Türkiye'nin geleceğinin teminatı olarak nitelendiren Yıldırım, bunun Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında da görüldüğünü söyledi. Başbakan Yıldırım, meydanlara ilk inen, bayrağı yere düşürmeyenlerin arasında esnaf ve sanatkarın bulunduğuna dikkati çekerek, kendilerine yakışanı yapan esnaf ve sanatkara teşekkür etti.
Hükümet olarak esnafın sorunlarını kendi sorunları olarak gördüğünü bildiren Yıldırım, "Sizin yüzünüz biraz asıldığında bir derdiniz olduğunu hissetmeye çalışıyoruz. Sizin yüzünüz gülerse milletin yüzü güler. Bunu biliyoruz, onun için de hep tedbirlerimizi ona göre alıyoruz." dedi.
"Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi"
Yıldırım, esnaf teşkilatının 800 yıllık Ahi Evran geleneğini sürdürdüğüne değinerek, Yusuf Has Hacib'in "Kutadgu Bilig" eserindeki hükümdarlara yönelik, "Paranın ayarıyla oynama, halka adaletle hükmet, kuvvetlinin zayıfa tahakküm etmesine asla müsaade etme. Haydutları ortadan kaldır, yolları açık ve emniyetli tut" tavsiyelerini hatırlattı. Ne yapılması gerektiğinin asırlar önce anlatıldığını bildiren Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"Biz de diyoruz ki 'enflasyonu yükseltme, paranın değerini koru, zayıfların güçlüler altında ezilmesine izin verme, güvenliği sağla.' Daha ne istiyor vatandaş? Bunları yapmak da bizim vazifemiz. Bu bir lütuf değil, bu önemli bir görevdir. Biz de bunun gayreti içindeyiz. Geçtiğimiz 3 ay içinde başımıza gelmeyen iş kalmadı. Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi, bir yandan darbeyle uğraştık, bir yandan terörle mücadele ediyoruz, bir yandan da esnafımızın, iş adamımızın, ihracatçımızın, ithalatçımızın, emeklinin, memurun, çalışanın derdiyle dertleniyoruz. Tabii ki yapacağız. Birçok düzenleme yaptık işinizi kolaylaştırmak için. Devletle vatandaş kavgalı olamaz. Hukuk devletine yakışmaz. İşin sahibi sizsiniz, bize sadece görev verdiniz, emanetçiyiz. Verdiğiniz görevi en iyi şekilde yapmakla sorumluyuz. Yapmazsak ne yapacağınızı biliyoruz. Vakti gelince 'hoş geldiniz' demezsiniz, gereken dersi de verirsiniz. Onun için biz hükmeden değil, vatandaşın, esnafın, milletin beklentilerini yerine getirmek için var gücümüzle çalışan, sizin hizmetkarınız."
"Dünya küçüldü, Türkiye büyümeye devam etti"
Türkiye'nin üreten, ürettiklerini de refaha dönüştüren ülke olması için 15 yıldır çalıştıklarını ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"2002'den bugüne milli gelirimizi her yıl yüzde 5'e yakın artırdık. 2009'daki dünya krizinden, hatta 2002'den bu tarafa 27 çeyrek boyunca hep büyüdük. Dünya küçüldü, Türkiye büyümeye devam etti. Çünkü bizim güçlü esnafımız, sanatkarımız var, ülkesini seven, sorumluluğunun bilincinde olan işte böyle 10 milyonluk bir topluluğumuz var. Sıkıntılı günlerimizde bile büyümeye devam ediyoruz. 2002'den bugüne kadar 7 milyon vatandaşımıza iş, aş kapısı sağladık. Sadece 36 milyar dolar olan ihracatımızı 2015'te tam 4 kat artırarak 144 milyar dolara çıkardık. 2002'de yüzde 11'in üzerinde olan bütçe açığını bugün yüzde 2'nin altına indirdik. Aynı anda hem DAEŞ ile hem PKK ile hem FETÖ ile mücadele yaparak bunları başardık. Bugün Türkiye'nin ekonomik göstergeleri dünyadaki birçok ülkeden çok daha iyi durumda. Cuma günü dış ticaret verileri açıklandı. Ağustos ayında ihracatımız temmuz ayına göre yaklaşık yüzde 8 artış sağladı. Ekonomiye güven eylül ayında ağustosa göre yüzde 21 arttı. Yani her 5 kişiden biri 'ekonominin daha iyiye doğru gittiğini' söylüyor. Vatandaş bunu söylerken değerlendirme kuruluşlarının ne söylediğinin önemi var mı? Bizim notumuzu 3-5 tane değerlendirme kuruluşu belirleyemez, bizim notumuzu esnaf belirler, vatandaş belirler. Biz hesabı vatandaşa vereceğiz, derecelendirme kuruluşlarına değil. Onun için herkes yerini yurdunu bilsin, Türkiye'ye ayar vermeye çalışanlar 15 Temmuz'da derslerini aldılar."