Başka iş yapanların sigorta acenteliği yapması engellenmeli

TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı Ergun, yeni yönetmelik çalışmalarını önemli bir fırsat olarak gördüklerini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yakup SAYAR

İSTANBUL - Merakla beklenen Sigorta Acenteleri Yönetmelik Taslağı görüşe açıldı. Ülkemizde levha kaydını almış 12 binin üzerinde sigorta acentesi bulunmakta ve sektör genelinde toplam prim üretiminin yüzde 70'e yakın kısmını ise söz konusu meslek grubu üretiyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) Başkanı M.Levent Ergun, bazı eksikliklerine karşın, genel hatları itibarıyla yeni yönetmeliğin iyi niyetli hazırlandığını, eksikliklerin giderilmesi halinde sektöre olumlu katkılar sağlayacağını belirterek, "Her şeyden önce şunu belirtmek lazım ki, ne kanunlarda, ne de yönetmeliklerde bir hak arayışı içinde değiliz. Başka iş yapma yasağı bulunan bir mesleği icra ediyoruz ve bu çerçevede taleplerimiz var. Madem ki, başka iş yasağımız var, o halde başka iş yapanların sigorta acenteliği yapmalarının da engellenmesi gerekiyor" diye konuştu. TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) Başkanı M. Levent Ergun yeni hazırlanan ve görüşe açılan yönetmeliğe yönelik DÜNYA'ya açıklamalarda bulundu.

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun ardından çıkartılan Acenteler Yönetmeliği'nin yaklaşık 2 yıllık bir uygulama süresi geçirdiğini hatırlatan Ergun, Kanun'un ruhuna uygun olarak kurulmaya çalışılan sistemin mevcut yönetmelikle uyumu da bir anlamda test edildiğini ve eksikliklerinin telafisi açısından yeni bir düzenleme ihtiyacı ortaya çıktığını söyledi. "Bu manada, yeni yönetmelik çalışmalarını önemli bir fırsat olarak değerlendirmemiz doğru olacaktır" diyen Ergun, şunları söyledi; "Bazı eksikliklerine karşın, genel hatları itibarıyla yönetmeliğin iyi niyetli hazırlandığını, eksikliklerin giderilmesi halinde sektöre olumlu katkılar sağlayacağını söyleyebiliriz. Her şeyden önce şunu belirtmek lazım ki, ne kanunlarda, ne de yönetmeliklerde bir hak arayışı içinde değiliz. Başka iş yapma yasağı bulunan bir mesleği icra ediyoruz ve bu çerçevede taleplerimiz var. Madem ki, başka iş yasağımız var, o halde başka iş yapanların sigorta acenteliği yapmalarının da engellenmesi gerekiyor. Acentelik faaliyetinin tam olarak kontrol altına alınmasını ve yetkisiz kişilerin faaliyetini engellemesi açısından, mesleğin geleceğini ferahlatan bir takım düzenlemeler öne çıkıyor. Portföy mülkiyeti, acenteye ait portföy bilgilerinin korunması bakımından bizi memnun eden tarafları olduğunu söylemek mümkündür. Sigortacılığın saygın ve güvenilir bir meslek haline gelmesi gerekiyor ve bunu sağlamaya yönelik taleplerimiz söz konusu. Bunun dışında bir hak arayışı içinde değiliz ve olmadık."

Mevcut portföyümüzü korumanın dışına çıkamıyoruz

Prim üretiminin yüzde 70'ini gerçekleştiren acentelerin sigorta sektör pastasını büyütmek için üzerine düşen görev konusunda görüşlerini sorduğumuz Ergun, poliçe adetleri itibarıyla bakıldığında pastanın büyüdüğünün görülebildiğini, sektörün poliçe adetlerinde gösterdiği büyümeyi yakalayamamasının tek nedeninin ise aşırı rekabet ve müşteri tarafından talep edilmeyen iskontoların yapılıyor olmasından kaynakladığını söyledi. Sektör olarak ürün çeşitliği anlamında eksikliğin olmadığının altını çizen Ergun; "Portföy oto branşında yoğunlaşmış durumda ve diğer alanlara pek çıkamıyor. Aslında, kaçmaktan kovalamaya vakit bulamıyoruz desek, tam anlamıyla tarif etmiş olabiliriz.

Acentenin pazarı büyültebilmek gibi bir çaba içine girebilmesi için, önce kendini ve durumunu koruma kaygısından uzaklaşması gerekiyor. Sürekli olarak artan acente sayıları, sektöre kontrolsüzce yapılan girişler acenteler arasında agresif bir rekabeti gündemde tutuyor ve mevcut portföyümüzü korumanın dışına çıkamıyoruz.

Satışların önemli bir bölümü fiyata dayanır hale gelmiş ve bunun nedeni acenteler arası amansız rekabet. Nicelikteki rekabetin yerini, ürünün niteliğine kaydırmayı başardığımızda, acentelerin pazarın büyümesinde beklenenin üstünde performans göstereceklerine inanıyorum" diye konuştu.

Sigorta şirketlerinin sonuç verici çalışmaları göremiyoruz

Sigorta şirketlerinin birbirleri arasında sürdürdükleri acımasız rekabetin sonuçlarının 2009 bilançolarında hep birlikte görüldüğünü hatırlatan Ergun sözlerini şöyle sürdürdü: "Rekabet etmek başka, tüketiciyi finanse etmek başka. Bu duruma düştüğünüzde, zarar yazmaya başlarsınız ki, geldiğimiz nokta da budur.

Öncelikle, akılcı ve istatistiğe dayalı doğru hesaplamaların uygulamaya geçirilmesi gerekiyor. Oto branşında sıkışan sektörün, yeni ürünlerle tüketiciye açılmasında yarar var. Tamamlayıcı sağlık sigortaları, sorumluluk sigortaları ve yaşanan hasar sorunlarından arındırılmış konut sigortaları bu çıkışa güç verecek önemli alanlardır. Hangi şirket acentelerine periyodik olarak ürün eğitimi veriyor ve oto dışındaki sigortaları önemsediğini hissettiriyor? Ne yazık ki, bu alanlarda sonuç verici çalışmaları göremiyoruz."

Yönetmelikteki eksiklikler

Ergun, yeni yönetmelik taslağında görülen eksiklikler konusunda ise şunları söyledi: "Bankaların gerek tüketici mağduriyetine gerekse acentelere karşı haksız rekabete konu olan faaliyet biçimlerine bir düzenleme getiriyor olması, yönetmeliğin en olumlu gördüğümüz yönüdür, ancak uygulamanın bu amaca yönelik çalışabilmesi açısından daha fazla açıklık getirilmesi gerekiyor.

Bankalar, sigortayı zorunlu tutmamalılar ve uygulamada yaşadığımız sorunlar sona ermeli. Keza, sigorta şirketleriyle hizmet ilişkisi kurmak suretiyle sigortalıya ait bilgilere ulaşabilen bir kesim var ki, bunlarda tıpkı bankalar gibi haksız rekabet yaratıyorlar ve boyutları sanılandan çok daha fazla gözüküyor. Bu konuya ilişkin hiçbir düzenleme göremedik, bu konuda da bir şeylerin yapılması gerekiyor. Yine, acentelerin şirketlerin rekabetinden daha az etkileneceği açılımların da yaratılmasını arzuluyoruz ki, bize göre acenteler arasında işbirliği ve poliçe tedarikinin önü tümüyle açılmalıdır.

Bu durum, tüketicilerin daha iyi ve avantajlı hizmet almalarını sağlayacaktır. Acentelerin hassasiyet gösterdiği konulara geldiğimizde ise mevcut yönetmelikte de öngörüldüğü üzere, acentelerin eğitim seviyelerinin, mesleki ve finansiyel yeterliliklerinin korunması, hatta daha yukarı çekilmesi; bankaların yarattığı haksız rekabetin yerini adil rekabete bırakması, sigorta şirketleri ile hizmet ilişkisi içinde bulunan kuruluşların aynı şirketin acenteliğini de yapmak suretiyle yarattıkları haksız rekabetin ortadan kaldırılması gibi temel taleplerimiz söz konusu ve ısrarla takip etmeye devam ediyoruz. Bunun dışında, teknik olarak düzeltilmesi gerektiğine inandığımız birkaç husus daha var ve bunları Hazine'ye iletmiş durumdayız."

Sigorta şirketleri acente kanalını tekrar değerlendirmeli

Sigorta şirketlerinin acente kanalını tekrar değerlendirmesi gerektiğini belirten Ergun,  "Hem acenteyle, hem bankayla, hem otomotivciyle, hem kooperatiflerle, hem vakıf ve sandıklarla, hem web tabanlı satışlarla, hem direk satış kanalıyla, hem postacılarla-telefoncularla piyasa düzeni olmadı ve olmayacak. Şirketlerin bu kanallardan birini seçmesi ve diğerlerinden çıkması gerekiyor. Acenteyi tercih edenler, diğer kanallarda olmamalı ve acenteler de şirketlerin bu konudaki tavrına göre çalışacakları şirketlere karar vermeliler."dedi.   

Ergun, yönetmelik konusunda Hazine'den beklentileri konusunda ise şunları söyledi; "Müsteşarlık uzunca bir zamandır, her talep ve görüşü almakta ve kendince doğru bulduğunu yapmaktadır. Bence, bu yönetmelikte de doğru olanı yapacaktır. Umarım, çeşitli baskı gruplarının etkisi altında kalmayarak, düzenlemelerin amacına ve ruhuna sadık kalır. Konu sadece bugünün konusu değil, yıllardır yapılmaya çalışılanlarla ters düşmemek gerekiyor."

Acentelermeclisi.org sitesinden ilk kez bir yönetmelik ile ilgili görüş istendi

1990'lı yıllardan bu yana sektörün mevzuat düzenlemesi üzerinde çalışıldığını söyleyen Levent Ergun,  her düzenleme öncesinde acenteler görüşlerini hazırlama ve ilgili kurumlara iletme çabası içinde olduklarını ancak, bu çalışmalar genellikle dar bir çevre içinde tamamlandığını belirtti. "Hal böyle olunca, genel manada acentelerin görüşlerini yansıtan bir çalışma ortaya konulamadı ve eksik ya da yanlı taleplerle istenilen sonuçlara erişmek mümkün olmadı."diyen Ergun sözlerini şöyle sürdürdü; "Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde bulunan Sigorta Acenteleri İcra Komitesi ise, bugüne kadarki dar çalışmaların aksine, Türkiye genelinde tüm acentelerin seçimi ile görev başına gelmiş ve temsil durumu tartışmasız olan bir organ olmasına rağmen, farklı bir tutum sergileyerek bu temsil konumuna yaslanmak yerine tüm acenteleri görüşlerini toplama yolunu tercih etti. Böyle bir tutumun, ilk defa yaşandığının altını çizmemiz gerekiyor. TÜSAF E-Gazete ile tüm acentelere ulaştık ve yönetmelik hakkında görüş verilmesini sağlamak amacıyla oluşturduğumuz www.acentelermeclisi.org üzerinden meslektaşlarımızın görüşlerini iletmelerini sağladık. Bizi de oldukça memnun eden ve son derece geniş bir katılım sağlandığını görüyoruz. Sitemiz, bundan sonra da, farklı konularda acentelerin düşünce ve önerilerine açık tutulacaktır." 

Bankalar sigortacılık yapmasın

Bankaların sigortacılık yapması konusunda görüşlerini sorduğumuz Levent Ergun;  hiçbir  acentenin bu soruya "hayır" cevabını vermeyeceğini söyledi. "Ben de, bankaların bankacılık işlemleri dışında başka işlemler yapmasının doğru olmadığını düşünüyorum."diyen Ergun  şöyle konuştu; "Her ne kadar, dünyada ve ülkemizde başta sigortacılık olmak üzere başka konularda da faaliyet gösterebiliyorlarsa da, AB Merkez Başkanları tarafından dile getirilen ve bankaların bankacılık dışında başka bir iş yapmaması gerektiği yönündeki gelişmeleri dikkate aldığımızda, bu faaliyetlerin bankalar dışında tüm kesimlere zarar verdiğini görmek gerekiyor. O halde, bankalar sigortacılığı bıraksınlar demek için erken bir zaman değil. Buradaki esas konuyu da, sigortacılık faaliyetine indirgemenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Topladığı mevduatı, kredi sağlamak ve bu yolla istihdama dönüştürmek yerine, farklı ticari alanlarda değerlendirmek ve aslında kendine ait olmayan bir sermaye gücüyle girdiği her alanda tröst haline gelmek gibi bir durumun ülke ekonomisi üzerindeki olumsuzluğu konuşmak gerekiyor. Yasa ve yönetmeliklerle öngörülen zorunlu sigortalar dışında, kredi nedeniyle tüketiciye getirilen sigorta mecburiyetinin kaldırılması gerekiyor. En azından bu gibi durumlarda, tüketicinin seçme hakkının sınırlandırılmaması şart. Bunun sağlanmasına çalışıyoruz."  

 

 

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir