BDDK'nın aldığı önlemler yerinde

HSBC Genel Müdürü Spurling, HSBC Türkiye'nin gelecek 3 yıl stratejisini açıkladığı toplantıda BDDK kararlarını da değerlendirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL – HSBC Türkiye Genel Müdürü Martin Spurling, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile otoritenin kredi büyümesi anlamında daha çok kontrol getirdiğini, bunun iyi bir şey olduğunu kaydetti.

Spurling, HSBC Türkiye'nin 2011-2014 stratejik planını aktardığı basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin HSBC Grubu'nun net olarak yatırım yapmak için belirlediği ülkelerden biri olduğunu vurguladı.

Gelişmekte olan ülkelerin önemine işaret eden Spurling, 2050'de ilk 30 büyük ekonominin 19'unu günümüzün gelişen ekonomilerinin oluşturacağını, Türkiye ekonomisinin de 2050'ye kadar 2 trilyon dolara ulaşmasını ve GSYH'da dünyada 12. sıraya yükselmesini öngördüklerini söyledi.

HSBC'nin uluslararası bağlantılar, ölçek, karlılık, verimlilik ve likidite olmak üzere beş yatırım kriteri bulunduğunu anlatan Spurling, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye, inanılmaz derecede global bağlantıları olan ülke. Dünyada ihracat ve ithalatta üst sıralarda. Ticaretin yüksek olduğu Türkiye, iş yapmak istediğimiz bir ülke. Türkiye, büyüyebileceğimiz bir pazar ve güçlü olarak yatırım yapmak istediğimiz bir ülke. HSBC Türkiye olarak büyüme kararı aldık. Şubelerimizi genişletmeye odaklanacağız. Türkiye'de yüz yüze konuşmanın, yüz yüze etkileşimin önemi çok büyük. 2012'nin ilk yarısında 30 yeni şube açacağız. Müşteri sayımızı 3,5 milyondan 5 milyona çıkarmayı planlıyoruz. Çalışan sayımızı ve sermayemizi büyümeye paralel artıracağız. Plan süresince HSBC Grubu da sermaye artışını destekleyecek."

Kontrollü bir şekilde büyüyoruz

Kontrollü büyümeye önem verdiklerine dikkati çeken Spurling, "DNA'mız konservatif, tutucu... Kontrollü bir şekilde büyüyoruz. Türkiye gibi bir ülkede de mutlaka 87 farklı ülkede kullandığımız kredi becerilerini kullanmalıyız. Burada da tutarlı bir şekilde büyüyeceğiz" dedi.

HSBC Türkiye'nin 2011-2014 stratejik planı çerçevesinde bireysel bankacılık hedeflerini de anlatan Spurling, "Bireysel bankacılıkta mevduatlarımızı ve kredilerimizi ikiye katlamayı hedefliyoruz. Kredi kartı sayımızı 2,2 milyondan 3,5 milyona çıkaracağız. Advantage kartıyla alışveriş yapabilen üye iş yeri sayısını ikiye katlayacağız" diye konuştu.

BDDK'nın aldığı önlemler yerinde

Kontrollü büyümeye dair bir soru üzerine de Spurling, "BDDK ve otorite kredi büyümesi anlamında daha çok kontrol getiriyor. Bence bu iyi bir şey. Özellikle kredilerde yıllık büyümenin yüzde 25 ile sınırlandırılması... Türkiye'nin büyüme hızı ve dışardaki belirsizlik düşünüldüğünde, otoritenin ve BDDK'nın aldığı önlemleri çok yerinde buluyorum. Otoritenin büyüme limitleri koyması çok normal" şeklinde konuştu.

Türkiye'den sadece ürün ihraç etmek istemediklerini, buradan insan da götürmek istediklerini kaydeden Spurling, "İsteyen personelimiz Türkiye dışında çalışmak isterse gidip oralarda çalışabilir. Onlara bu fırsatı vereceğiz. Geçen yıl 6 kişi gitti. Bu yıl da 20 kişinin yurt dışında deneyim kazanması için gitmesi söz konusu" dedi.

Uygun olması halinde banka satın almayla ilgilenebiliriz

Martin Spurling, Türkiye'de bir banka almayı düşünüp düşünmedikleri sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Bir bankanın satın alınmasıyla ilgilenebiliriz. Ancak, beş kriterimize uygun olması halinde banka satın almayla ilgilenebiliriz. Burada bir satın alma şansı var. Ama her şeyin doğru olması ve beş kritere uygun olması gerekiyor. Bu konular ilgimizi çekiyor. Bu özel banka da olabilir, kamu bankası da olabilir. Türkiye, uluslararası bağlantıları olan, büyümesi olan bir ülke. Tabii başından, ilk sene illa beş kritere uyması gerekmeyebilir. Ancak hızlı bir şekilde bu kriterlere uymasını, uyma potansiyeli olmasını bekleriz."

Merkez bankaları görülmemiş politikalar izliyor

Dünya ekonomisindeki duruma ilişkin bir soru üzerine de Spurling, "Biz belirsiz bir zamandan geçiyoruz. Türkiye ve diğer birçok ülkedeki merkez bankaları görülmemiş politikalar izliyor. Bizim de HSBC olarak yapmamız gereken, kriterlerimize uygun hareket etmek ve uzun vadeli düşünmektir" yorumunu yaptı.

Krizlerin ve belirsizliklerin kısa vadeli olduğunu ifade eden Spurling, dünyanın yine belli bir noktada normal konumuna geri döneceğini, HSBC'nin bu yaklaşımı benimsediğini, belirsizlik döneminin kendilerini endişelendirmediğini vurguladı.

Bu konularda ilginizi çekebilir