"Bölgede sigortalılık oranı Türkiye ortalamasının çok altında"
Ciddi yıkıma konu olan risklerin ağırlıklı olarak sivil riskler olduğunu söyleyen AcnTURK Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Murat Büyükçelebi, bölgede sigortalılık oranının Türkiye ortalamasının çok altında olduğuna dikkat çekiyor.
Emel YİĞİT
Kahramanmaraş merkezli ve 10 ili etkileyen deprem, binlerce insanı hayattan kopardı, yüzbinlerce insanı evsiz bıraktı. Şimdi yaraların sarılma zamanı. Felaket dönemlerinde işin ucundan tutan her iş önemli. Fakat sigorta sektörünün ayrı bir önemi var. Sektör, en olumsuz zamanlarda devreye giriyor çünkü. AcnTURK yeni bir sigorta şirketi. Şirket yeni ama sektörün deneyimli isimlerinin, acentelerin bir araya gelip kurdukları bir şirket. Üç dönem TÜSAF başkanlığı yapan Murat Büyükçelebi şirketin başında. Çelebi hem böyle bir dönemde sektörde dengelerin nasıl değişeceğini, hem şirketin yeni projelerini DÜNYA’ya anlattı.
Ne kadarlık bir hasardan bahsediliyor? Bu aşamada rakam tahmin etmek çok güç. Sanayi bölgesi olarak bakıldığında en çok öne çıkan Gaziantep, sonra Kahramanmaraş ve Adana var. Buradaki OSB’lerdeki tesislerde yıkımlar konutlar kadar yüksek değil gibi gözüküyor ancak zaman içinde uğranılan hasarın seviyesi daha net anlaşılacak. Burada ciddi yıkıma konu olan riskler ağırlıklı sivil riskler. Sivil risklerden biri otomobiller ki bölgede büyük adette otomobil var. Türkiye’de 24 milyon araç var. Kasko poliçe sayısı 8 milyon civarında Türkiye’de sigortalılık oranı yüzde 30 civarında ancak o bölgede sigortalılık oranının Türkiye ortalamasının altında olduğunu söylemek mümkün.
Diğer risk nedir?
İkinci sivil risk diye bahsettiğim konutlar. Konutlarda ön plana çıkan koruma ise DASK. Zorunlu deprem sigortasındaki penetrasyon oranlarına bakmak gerekiyor. Bu bölgelerdeki sigortalılık oranlarını büyükşehirlerimizle kıyaslamamak gerekir. Ne yazık ki konut sigortalarında da düşük bir sigortalılık oranı olduğunu biliyoruz, ancak yıkım çok büyük.Dask’ın metrekarede ödeyeceği tutar 3 bin 25 lira civarında, bugün için şu an Türkiye’de birinci sınıf bir inşaatın metrekare maliyeti 15, 2. sınıf 10 bin lira civarı olduğu düşünülürse DASK poliçesi limitlerinin yetersiz kalacağını tahmin etmek zor değil. Öte yandan DASK bir bina sigorta poliçesi. Eşya hasarlarını ödeyen bir poliçe değil. Bu yetersizliklerin önüne geçmek için vatandaşlarımızın Konut Sigorta Poliçesi almış olmaları gerekir. Ancak bu konuda kayda değer bir sigortalanma olduğunu düşünmüyorum. DASK poliçesinin alınmamış olması, alınsa bile bu poliçenin sağladığı m2 başına düşen tazminat tutarında eksiği tamamlamak için alınması gereken konut sigorta poliçesinin alınmamış olması ortada bir yetersizliğin olduğuna, vatandaşların mağdur olma olasılığına işaret ediyor. Sonuç olarak depremlerin yaratacağı yıkımları bu aşamada hesaplamak, maliyetleri tahmin etmek kolay gözükmüyor. Ancak kimi yurt dışı kaynaklı makalelerde her iki depremin toplamda neden olacağı yıkımın 1 milyar dolar olacağı söyleniyor. Bunun ne kadarının sigorta sektörü yükümlülüğü altında olacağını ilk ekspertizler sonrası sigortalı varlıklarda oluşan yıkım oranlarını görmeye başladıktan sonra hesaplayacağız.
Hayat sigortaları tarafında durum nedir?
Orada daha çok bankaların kredi kullandırırken yaptırdığı sigortalar vardır. Bunlarda da başka bir tehlike var. Deprem bazen istisna da tutulabiliyor. Eğer teminatın içine dahilse sorun yok. Ancak deprem poliçeye dahil değilse sorun olur. Yağma sigorta kapsamına giriyor mu? Tabii kötü niyetli hareketler, hırsızlık vs. hepsi girer. Türkiye’de 3,8 milyon adet KOBİ var. Bunların sigortalanma oranı yüksek ama o bölgede oranın düşük olduğunu düşünüyorum. KOBİ’leri kendi içinde mikro ölçekli, işletme, ticari kurumsal diye sınıflara ayırabiliriz. Mikro dediğimiz esnaf dediğimiz bakkal, kasap, eczane, gibi. Burada sigortalılık oranını yüzde 20’ler seviyesinde düşünebiliriz. KOBİ’de epey bir tazminat ödenecektir ancak, bunlar hep poliçelerin ne oranda yaptırıldığı ile ilgili.
Sektör bu felaketin altından nasıl kalkacak?
Genelde sigorta şirketleri deprem gibi risklere karşı korunmak için katastrof koruma alırlar. Dolayısıyla şirketlerin hemen hemen tamamının katastrof korumalarının olduğunu düşünüyorum. Sigorta sektörü buradaki sınavı çok rahat verecektir.
Sizde kasko ve trafiğin toplamdaki payı nedir?
Biz yeni başladığımız için ağırlıklı kasko gidiyoruz yüzde 90 civarında bir kasko oranımız var. 3 ayda 40 binlerin üzerine çıktık. Biz trafikte yokuz. Trafikte herkes ürünü bırakmaya çalışıyor poliçe yapmıyor. Biz yapmak için ruhsat talebinde bulunuyoruz çünkü trafikte geçmişten gelen bir yükümüz yok. Şu andaki rakamlarla bu iş rahatlıkla götürülebilecek düzeyde.
"Kaskoda yeni ürünler, yeni teminatlar çıkartıyoruz"
Murat Büyükçelebi “Siz genç bir şirketsiniz. Bunca büyük şirketin arasında nasıl öne çıkmayı planlıyorsunuz?” sorumuzu şöyle yanıtlıyor: "Hem vatandaşın ihtiyacına uygun ürünler çıkartabilmek ve acentelerin mevcut problemlerini çözebilmek için yola çıktık. İyi ki de çıkmışız hakikaten böyle bir oluşuma ihtiyaç varmış. Şu anda yeni ürünler, yeni teminatlar çıkartıyoruz. Mesela kaskoda ekonomik olarak şartlar çok zorlaştı. Geçen seneye göre fiyatlar 4-5 kat arttı. Aynı durum sağlıkta da geçerli. Kaskoda para iadesi diye bir uygulama çıkardık. Sigortalı bir yılını hasarsız geçirdiğinde biz sene sonunda kendisine o yıl için yüzde 15’de yüzde 25’e kadar iade yapıyoruz. İkincisi istediğiniz zaman poliçenin teminatını kapatabiliyorsunuz. Varsayalım uzun bir süre seyahatiniz oldu veya arabayı uzun bir süre kullanmayacaksınız. Teminatı maksimum 120 güne kadar kapatabiliyorsunuz. 120 günlük sigorta primini size iade ediyoruz. Sağlık sigortasında ömür boyu yenileme gibi haklar var. Aynı konseptleri kasko sigortalarına da ömür boyu hasarsızlık indirimi hakkı adı altında sağlamak istiyoruz. Bizde dört yıl kalan kaskoda hiç hasarı olmayanlara “ömür boyu sen bu indirimi kullanacaksın” diyoruz. “Ben arabamı az kullanıyorum” diyorsanız “kullandığın kadar öde” diyoruz. Kaç km yapacağınızı öğrenmek için bir alet koyuyoruz aracınıza. Poliçe başında normal bir kasko priminin beşte biri kadar bir rakam alıyoruz peşinen. Her ay kaç km yaptıysanız o kadar para alıyoruz sizden. İlk ay 300 km yaptınız diyelim 300 km’lik para alıyoruz sizden. 2. ay hiç kullanmadınız hiç almıyoruz gibi. Eğer 15 bin km’nin altına düşüyorsanız ortalama yüzde 40- 50 civarda daha ucuz sigortalanıyorsunuz."