Bosch Türkiye, Almanya ile rekabet ediyor, Çin’le değil
Bosch Türkiye Genel Müdürü Steven Young, “Bursa fabrikamız, çok saygın bir yere sahip. Biz Bosch Türkiye olarak Almanya ve ABD ile rekabet ediyoruz, Çin’le değil” yorumlarında bulunuyor
Dünya çapında 153 ülkede temsil edilen Bosch Grubu’nun kuruluş yılı 1886. Otomotiv Teknolojileri, Sanayi Teknolojileri, Dayanıklı Tüketim Malları ve Enerji ve Bina Teknolojileri olmak üzere 4 sektörde faaliyet gösteren Bosch, 2012 yılında bütçesinin yüzde 9.1’ini Ar-Ge’ye ayırırken, dünya çapında 4 bin 800’den fazla patent başvurusunda bulundu.
“Yaşam için teknoloji” hedefi ile hareket eden Bosch’un Türkiye macerası 1910 yılına dayanıyor.
Türkiye’deki ilk fabrikasını 1972 yılında Bursa’da kuran Bosch Türkiye, 2012 sonu itibarıyla 1.3 milyar euroluk ihracata ulaşmış durumda.
Bosch Türkiye Genel Müdürü Steven Young, vizyonunu, Bosch adına “sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı çerçevesinde gelecek odaklı ve yenilikçi çözümlerle her zaman tercih edilen marka ve vazgeçilmez iş ortağı olmak” şeklinde açıklıyor.
Sürdürülebilirlik ve yenilikçilik, Bosch’un olmazsa olmazları. Bosch’un dünya çapında bir marka olması ve bu başarıyı 100 yılı aşkın bir süredir artırarak devam ettirmesinde bu iki unsurun rolü büyük.
Steven Young, “Bosch’u Bosch yapan yedi değerimiz var” diyor ve bu değerleri, gelecek ve sonuç odaklılık; sorumluluk; girişim ve kararlılık; açıklık ve güven; adalet; güvenilirlik ve kültürel çeşitlilik olarak sıralıyor.
Young’un dikkat çektiği bir diğer nokta da Bosch’un geleneklerine bağlı bir şirket olması.
Bosch markasının değerlerini, geleneklerini ve hedeflerini Steven Young’dan dinleyelim:
Ülkelerin sanayileşmesinde Bosch’un büyük katkısı var
“Bosch için gelenekler çok önemlidir. Bosch bir vakıf firmasıdır aslında. Aile fertleri yönetimde yoktur. Şirketi profesyoneller yönetir. Sloganımız, ‘Yaşam için teknoloji’. Teknoloji üretir ve geliştiririz. Geçtiğimiz sene ciromuzun yüzde 9.1’ini Ar-Ge’ye ayırdık. Hedefimiz, olmayan bir teknolojiyi icat etmek ve insanlığa sunmak. Bosch’un ürettiği teknolojinin hedefi, daha kaliteli, konforlu, ekonomik ve çevreye duyarlı bir hayat sağlamak. Bir diğer hedefimiz, müşterimize yakın olmak. 153 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Bosch 1886’da kuruldu. 1902’de buji sayesinde otomotivde devrim yaptı. 1920’lerde 40 ülkede faaliyet gösteriyordu. Türkiye’deki faaliyetlerimize 1910 yılında başladık. Dünyaya teknoloji yaymakta, ülkelerin sanayileşmesinde ve kalkınmasında Bosch’un büyük katkısı vardır. Bugün otomotiv teknolojileri, sanayi teknolojileri, dayanıklı tüketim malları ve enerji ve bina teknolojileri olmak üzere dört iş sahasında faaliyet gösteriyoruz. Günde 19 patent başvurusu gerçekleştiriyoruz.”
Bosch, Almanya’nın dışına çıkmasaydı, Bosch olamazdı
“Bosch Stuttgart’ta kuruldu. Stuttgart’ın ve Almanya’nın dışına çıkmasaydı, Bosch olamazdı. Sadece Almanya’da üretip, ihraç etmedi. Gittiği ülkelere de know-how’unu götürdü. O ülkelerde üretim yapmaya başladı. Farklı ülkelerin kültürünü, pazarını benimsedi. Türk markalarının da aynı şekilde hareket etmesi gerekiyor. Ar-Ge olmazsa olmaz. Kendinizi farklılaştırmıyorsanız, yarın için yatırım yapmıyorsanız, katma değer sağlamıyorsunuz demektir. Ar-Ge yoksa, sadece taklitçilik yapıyor olursunuz. Bunun yanı sıra, topluma ne verdiğiniz, sosyal sorumluluk adına ne sağladığınız çok önemli. Bosch’un bir diğer özelliği yönetimin profesyonellerde olması. Bizim 5-7 yıl içinde CEO’muz değişir. Türkiye’de şirketlerin yüzde 93’ünü aile firmaları oluşturuyor. Bu şirketlerin ortalama ömrü 25 yıl. Bunu yukarıya taşımak için şirketleri profesyonellerin yönetebilmeleri gerekir.”
Değişimi yönetemeyenler kriz yaşar
“Türkiye’ye 95 yılında geldim. Müthiş bir ortamdı. Enflasyon yüzde 100’ün üstündeydi. Herkes bankacıydı. Repo diye bir şey vardı. Finans piyasalarını herkes yakından takip ediyordu. Hızlı değişim vardı, kırılganlık çok yüksekti, risk bulutları üzerimizdeydi, ama çok keyifliydi. Ben, otomatik pilot kullanmak yerine, fırtınalarla mücadele etmeyi seven bir insanım. Türkiye iyi bir yol aldı, ama daha gitmesi gereken yol var. Bu değişimi iyi yönetmek gerekir. Kriz, değişimi yönetemeyenler için, bir sonuçtur. Değişimi iyi yönetirseniz, krize girmezsiniz. Dünya bir köy oldu artık; bunun bir güç olduğunu bilmek gerekiyor. Değişimi takip eden, uyum sağlayan ve uygulayabilenler, yarının liderleri olacak.”
Enerji verimliliği ile 2 yılda 2 milyon euro tasarruf
“Bosch, küresel ısınma konusunda çok önemli bir adım attı. Dünya genelinde herhangi bir yaptırım yokken, 2020 yılına kadar dünyadaki tüm üretim tesislerinin karbon emisyonunu 2007’ye göre yüzde 20 azaltma sözü verdi. Şu an yüzde 15’i başardık. Türkiye’deki fabrikalarımızda yenilenebilir enerji kullanımı; yağmur sularının kullanımı; enerji verimliliği ile 2 yılda 2 milyon euro tasarruf ettik. Böylece 600 bin ağacın oluşturacağı hava temizliğini, kendimiz yapmış olduk. Geçen sene Ar-Ge bütçemiz 5 milyar euro oldu. Ar-Ge’nin yüzde 45’ini çevreye dost ürünler veya doğal kaynakların daha az kullanımını sağlayacak ürünler için kullanıyoruz. Ne kadar az enerji tüketirsek, o kadar az emisyon salgılarız. Bursa fabrikasında enerji okulu kurduk. Bu okulda 2 bin 450 kişiye eğitim verdik. Enerji üretmenin zor olduğu; enerjiyi verimli bir şekilde harcamak gerektiği yönünde bilinç oluşturuyoruz.”
Dünyayı hedef alın
“İhracatımız Avrupa ağırlıklı, ama Japonya, ABD gibi ülkelere de Türkiye’den ihracat yapıyoruz. Bizi başarılı kılan özellikler; tesislerimizin dünya çapında rekabetçi olması, çalışanlarımız ve ürünlerimizin altyapısı olarak sıralanabilir. Almanya’dan en üst düzey ürünleri biz alıyoruz. Bursa fabrikamız, Bosch’un uluslararası üretim ağında çok saygın bir yere sahip.
Türk şirketlerinin de, her zaman en yüksek teknolojiyi üretmek için hedef koymaları gerekli. Bu altyapı Türkiye’de var. Şirketler, vizyon ve misyon hedeflerinde dünyayı hedef alsınlar. Bu sayede diğer gelişmekte olan ülkelerden ayrışmış olurlar. Biz Bosh Türkiye olarak Almanya ve ABD ile rekabet ediyoruz, Çin’le değil.”
Sanayi ve hizmet sektöründe hızlı gelişim
“Türkiye’de sanayi ve hizmet sektörü önemli ölçüde gelişecek. 2023 yılında Türkiye’nin ihracatının 500 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Bunun 100 milyar dolarının makine sektöründe gerçekleşmesi bekleniyor. Şu anda 15 milyar dolarlık bir hacim var. Sanayide büyük bir gelişme bekliyoruz.
Öte yandan hizmet sektörü çok önemli bir paya sahip. Burada sağlık ön plana çıkacak. Türkiye’nin bölge için sağlık merkezi olma ihtimali var. Türkiye nüfusunun yaş ortalaması şu anda 30. 2040 yılında ortalama yaş 40 olacak. Türkiye bu dönemi iyi değerlendirirse, çok önemli sıçrama yapabilir.
Ülkede satın alma gücü artıyor. 2002 yılında hane halkının yüzde 65’inin yıllık gelir seviyesi 15 bin doların altındaydı. Bugün, nüfusun yüzde 65’inin gelir düzeyi 15 bin doların üzerine çıktı. Bu seviye yükselmeye devam edecek. Halkımız hayat kalitesini artırmak için daha fazla imkana sahip olacak. Ev, otomobil, ev eşyası, turizm gibi sektörlerde gelişim yaşanacak. İnşaat gibi bir çok sektör de bu durumdan olumlu etkilenecek.”
Dizel teknolojimiz ile 2015’te egzozdan saf hava çıkacak
“Dünya genelinde iş günü başına 19 patent başvurumuz var. Türkiye’de 3 tane devlet tasdikli Ar-Ge merkezimiz var. 310 kişinin çalıştığı bu merkezler, beyaz eşya için Çerkezköy’de; otomotiv için Bursa’da ve ısı teknolojileri için Manisa’da faaliyet gösteriyor. Bu merkezler için toplamda 110 milyon euro yatırım yaptık. Türkiye için Ar-Ge yapıyoruz. Bunun yanı sıra, son iki yıldır dünya için Ar-Ge yapıyoruz. Türkiye’de ürettiğimiz Ar-Ge’yi, içlerinde Almanya, Fransa ve Japonya gibi otomotiv devlerinin bulunduğu 8 ülkeye ihraç ediyoruz.Sanayi Bakanlığı, TÜBİTAK ve üniversitelerle işbirliğimiz var. Know-how’umuzu Türkiye’de paylaşıyoruz. Bir örnek vermek gerekirse; dizel üretiyoruz. Dizel teknolojisini öyle bir noktaya getirdik ki, egzozdan çıkacak hava 2015’te saf havanın özelliklerine ulaşacak. Yani 2015’te egzozdan saf hava çıkacak.”
Potansiyeli kinetiğe çeviriyoruz
Steven Young, Bosch’un 1971 yılından bu yana Türkiye’ye 2 milyar euro yatırım yaptığını; bu yatırımın 1 milyar eurosunun son 5-6 yılda gerçekleştiğini söylüyor. Önümüzdeki üç sene içinde, kurdukları fabrikalardaki üretim hatlarını doldurmaya odaklanacaklarını söyleyen Young’un verdiği rakamlar, oldukça dikkat çekici:
> 1910 yılında Türkiye’de faaliyet göstermeye başlayan Bosch, 1971’den bu yana Türkiye’de üretim yapıyor.
> Bosch’un 1971 yılından bu yana Türkiye’ye yaptığı yatırım miktarı 2 milyar euro. Bu yatırımın 1 milyar eurosu son 5-6 yılda gerçekleşti.
> Önümüzdeki 3 yıl içinde yeni fabrikaların üretim hatları doldurulacak. İstihdam artacak; yan sanayiye talep ve işgücü yaratılacak.
> Doğrudan yatırım devam edecek. Yeni teknolojiler Türkiye’ye gelecek. Türkiye’de kurulacak yetkinlik merkezlerinde, Bosch mühendisleri know-how’larını paylaşacaklar.
> 2012 yılında 1.3 milyar euro ihracat gerçekleştirdik. Bu oran Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 1.2’sine denk geliyor.
> Dünya genelinde iş günü başına 19 patent başvurumuz var. Türkiye’de 3 tane devlet tasdikli Ar-Ge merkezimiz var. Bu merkezler için toplamda 110 milyon euro yatırım yaptık.