Bosna Müftüsünün cübbesini Başkanı Görmez giydirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Saraybosna'da Bosna-Hersek Reis'ül Ulemalığının devir teslim törenine katıldı.

19 Kasım'da gerçekleştirilmesi gerekirken Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in aynı tarihlerde düzenlenecek 8. Avrasya İslâm Şurası nedeniyle katılamayacak olması üzerine tüzük değişikliğine gidilerek 15 Kasım'a alınan Menşûre töreninde Reis'ül Ulemalık görevini 20 yıldan bu yana yürüten Mustafa Çeriç, görevini Tuzla eski Müftüsü Hüseyin Kavazoviç'e devretti.

Törende Kavazoviç'in cübbesini giydiren Diyanet İşleri Başkanı Görmez, menşûre töreninin sıradan bir memuriyetin devir-teslim programı olmadığını belirterek, "Bosna'nın tarihinde ilk defa yaşadığı bu tören, bütün Bosnalıların, bütün Müslümanların, bütün Balkan ülkelerinin ve Avrupa'da yaşayan bütün Müslümanların barış, huzur ve istikrar yolunda geleceğe yönelik umutlarını artıran bir törendir" dedi.

Bosna Riyâsetinin bütün dinlerin, bütün kültürlerin, bütün medeniyetlerin birlikte, bir arada barış içinde yaşamasının en büyük teminatı olduğunu vurgulayan Başkan Görmez, "Bugünkü törenle Avrupa'da yaygınlaşan İslamofobia hastalığının ürettiği beyhude kaygılara, lüzumsuz korkulara, vehim ve endişelere gerek olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır." diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"Bosna Riyâseti bütün dinlerin, bütün kültürlerin, bütün medeniyetlerin birlikte, bir arada, barış içinde yaşamasının en büyük teminatı olmuştur"
Bugün tarihi Saraybosna Kentinde kadîm Begova Camiinde hep birlikte şahit olduğumuz tören sıradan bir görevin, sıradan bir memuriyetin devir teslim töreni değildir. Bosna'nın tarihinde ilk defa yaşadığı bu tören, bütün Bosnalıların, bütün Müslümanların, bütün Balkan ülkelerinin ve Avrupa'da yaşayan bütün Müslümanların barış, huzur ve istikrar yolunda geleceğe yönelik umutlarını artıran bir törendir.

Bugünkü tören, barış ve huzur içinde birlikte yaşamak yolunda umutlarımızı artırmıştır. Bugünkü törenle Avrupa'da yaygınlaşan İslamofobia hastalığının ürettiği beyhude kaygılara, lüzumsuz korkulara, vehim ve endişelere gerek olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Bugün, Balkanlarda Müslüman olmayan diğer unsurlar da sevinebilirler. Çünkü Bosna Riyâseti bütün dinlerin, bütün kültürlerin, bütün medeniyetlerin birlikte, bir arada, barış içinde yaşamasının en büyük teminatı olmuştur.

"Görev, hayırlı bir seleften, hayırlı bir halefe devrediliyor"

Bugün hayırlı bir selefin, hayırlı bir halefe kendi görev ve yetkilerini hayırlı bir şekilde büyük bir onur ve iftiharla devredebildiğine tanık olduk. Görevi devreden Reîsü'l-Ulemâ Mustafa Efendi Çeriç sadece kendi halkına değil bütün bölgeye, bütün dünyaya ve bütün insanlığa hakkı, hakikati, adaleti, ahlakı yaymak için canhıraş bir çaba içerisinde olmuş; en zor zamanlarında Bosna halkının, Bosna Müslümanlarının, Avrupa Müslümanlarının gür sadâsı olmuştur. Milletinin bu zor günlerinde ailesini, çocuklarını yâd ellerde bırakarak ülkesine gelmiş, sorumluluğu ağır bu önemli görevi üstlenmiş ve kendisini milletine adeta feda etmiştir.

Hepimizin ortak sevinci bu onurlu görevi hayırlı, hayırlı olduğu kadar da fedakâr bir halefe devretmiş olmasıdır. Hüseyin Efendi Kavazoviç, Resûl-i Ekrem'in birbirine çok yakıştırdığı iki sıfatı; ilmi ve hilmi birleştirmiş âlim ve halîm bir dostumuz olarak bu görevi devralmıştır. Yeri gelmiş elinde kitabıyla ilim ve irfana hizmet etmiş, yeri gelmiş elinde silahıyla dinini, ülkesini, milletini, barışı, huzuru ve kardeşliği savunmuştur. Hüseyin Efendi Kavazoviç, zindandan Mısır'a sultan olan Yusuf misali esaret kampından milletin riyasetine nail olmanın onurunu göstermiştir.

"Bugün, İstanbul'dan önce gönlünü Saraybosna'da, kalbini Bâkıyâ Tepesinde bırakan Fatih Sultan Mehmed'in ruhu şâd olmuştur"

Bugün, ortak tarihimizin ebediyete irtihal eden üç büyük şahsiyetinin ruhları şâd olmuştur:

Bugün, İstanbul'dan önce gönlünü Saraybosna'da bırakan, kalbini Bâkıyâ Tepesinde bırakan Fatih Sultan Mehmed'in ruhu şâd olmuştur.
Bugün, Saraybosna'yı bir ilim, irfan ve medeniyet şehri olarak tanzim eden Gazi Hüsrev Hazretlerinin ruhu şâd olmuştur.

Bugün, barışın daha büyük bir savaş olduğunu bütün dünyaya haykıran; mezar taşına "Allah'a yemin olsun ki Allah'tan başkasına kul-köle olmayacağız" diye yazdıran Aliya'nın ruhu şâd olmuştur.

Bugün Saraybosna'da, Mostar'da, Travnik'te, Srebrenitsa'da katledilen bütün şehidlerin ruhları şâd olmuştur.