Boyner TÜSİAD'ı eleştirenlere seslendi

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, hedeflerinin daha müreffeh, daha huzurlu, daha özgür bir toplum olduğunu söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, hedeflerinin daha müreffeh, daha huzurlu, daha özgür bir toplum olduğunu belirterek, "Yalan yanlış tezler üzerinden TÜSİAD'a saldırmanın dayanılmaz hafifliğiyle başları dönenlere bu temel ilkeyi bir kez daha hatırlatmak istedim" dedi.

TÜSİAD YİK Toplantısı'nda Boyner, özel teşebbüsün yaratıcılığını ortaya koyması için gerekli şartların oluşmasında devletin de harekete geçmesi gerektiğini, eğitim sisteminin çağa uygun, çalışma hayatı ile uyumlu düzeye getirilmesinden adalet mekanizmasının doğru işlemesine, teknoloji yatırımlarını desteklemekten rekabetin önündeki engelleri kaldırmaya kadar yapabileceği, yapması gereken bir dizi iş olduğunu söyledi.

"Yalan yanlış tezler"

Boyner, "Sizce sermayenin coğrafyası, ideolojisi ya da samimiyeti tartışmalarına dalmış, sermayenin el değiştirmesinden bahseden bir Türkiye böyle bir vizyonu geliştirme, bu türden bir gelecek kurma projesinin neresindedir?" diye sordu.

Hedeflerinin, "daha doğrusu" toplumun ezici çoğunluğunun hedefinin, daha müreffeh, daha huzurlu, daha özgür bir toplum haline gelmeleri olduğunu belirten Boyner, şöyle devam etti:

"Yalan yanlış tezler üzerinden TÜSİAD'a saldırmanın dayanılmaz hafifliğiyle başları dönenlere bu temel ilkeyi bir kez daha hatırlatmak istedim. Sonuçta kendi işlevini kapalı kapılar ardında iş takipçiliği olarak değil, toplumsal farkındalık yaratmak diye tanımlamış ve bunu uygulamaya dökmüş bir derneğiz. Anayasa paketi gündeme geldiği tarihten itibaren TÜSİAD olarak tek tek tüm maddeler üzerinden hem siz üyelerimize hem kamuoyuna hem hükümete görüş ve önerilerimizi sunduk. Demokratikleşme, hukuk, yargı sistemi ve anayasa konularında pek çok rapor yayınlamış bir kurum olarak sorumluluğumuzu yerine getirdiğimize inanıyoruz. Pek çok bakımdan gerçekten de tarihsel anlamlarla yüklü referandumun ardından biz gene temel ilkelerimiz doğrultusunda konuşmayı, önerilerde bulunmayı, tartışmaya dahil olmayı ve kamuoyu ile görüşlerimizi paylaşmayı sürdüreceğiz."

Yeni anayasa

TÜSİAD YİK Toplantısı'nda Boyner, referandum sonrası ortamın Türkiye'nin bir an önce yeni anayasasına kavuşmaya hazır olduğunu da gösterdiğini ifade ederek, referandum sonrasında hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan hem de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan gelen işaretlerin yeni anayasa hazırlanması konusunda siyasi sistemin "nihayet mutabakat içinde" olduğunu gösterdiğini kaydetti.

Boyner, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Buna koşut olarak 12 Eylül oylamasından bu yana ülkeyi fena halde geren kutuplaşma atmosferinden ve söyleminden uzaklaşmak için de siyasi liderler bir gayret sarf ediyorlar. Kısacası ülkenin temel meselelerinin çözümünde, önce ortak tanımlamalara varmak gerekliliğinin herkes tarafından anlaşılmaya başladığı izlenimini ediniyoruz.

Türkiye'yi geren ve seçim sonuçları coğrafyasının çarpıcı şekilde dikkatimize sunduğu kutuplaşma bizi yerimize mıhlayacak, geleceğimizi kurmamızı zorlaştıracak bir zincirdir. Mutlaka kırılması gerekir. Bu kutuplaşmadan beslenerek siyaset yapmanın Türkiye'ye kimisi görünür kimisi örtük hayli ağır bedeller ödettiğini asla göz ardı etmemeliyiz. Buna yönelik olarak da yalnızca anayasa değil, demokratik bir cumhuriyetin kurumsallaşması için gerekli diğer yasal adımların da atılmasını talep ediyoruz.

TÜSİAD olarak seçimlere kadar geçecek dönemde şu 5 konuda, o konunun uzmanları ve uygulayıcıları olan kişilerle yuvarlak masa toplantıları düzenleyerek, tartışmaları ve varılan sonuçları kamuoyu ile paylaşacağız. Bu konular, 'yeni anayasanın hazırlanma yöntemi', '21. yüzyıl anayasasının temel ilke ve kurumları', 'din ve vicdan özgürlüğü', 'kimlikler meselesi' ve "kuvvetler ayrılığı'dır. Bizim anlayışımıza göre demokratik anayasa konusu siyasi partiler yasası, seçim yasası ve Türk Ceza Kanunu'ndaki ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı maddelerin değiştirilmesi gerekliliğinden bağımsız olarak tartışılamaz. Daha doğrusu bunları kapsamadan süren bir tartışma eksik kalacaktır."

Kürt meselesi

TÜSİAD Başkanı Boyner, Kürt meselesine ilişkin de şu görüşleri dile getirdi:

"Temel sorunlarımızın en başında Kürt meselesinin geldiği konusunda herhalde pek bir tereddüte mahal yoktur. Bu konuda önce şiddetin durması, terör eylemlerine son verilmesi yönündeki gelişmeleri merak ve ilgiyle izliyoruz. Bunun yanı sıra tarihimizin hiçbir döneminde olmadığı kadar açık şekilde, sorunu tüm boyutlarıyla da tartışıyoruz. Bu konuda gösterilen tüm iyi niyetli çabalara destek vermeyi de doğru buluyoruz. Önümüzdeki dönemde hem gelişmeler hakkında daha fazla değerlendirmede bulunmak imkanı hem de önerilerimizi dile getirme fırsatı bulacağımıza inanıyoruz.

Kürt meselesinin aynı zamanda ulus ötesi bir boyutu olduğunu da biliyoruz. Sonuçta güneyimizde Irak'a bağlı bir Kürdistan bölgesel yönetimi var. Onun denetimindeki topraklarda da PKK bulunuyor. Gerek Barzani yönetimi gerekse ABD bu konuda Türkiye'den asker ve sivil yetkililerle işbirliği yapıyor. Bunun yeterli olmadığını daha ileri düzeyde tedbirlerin devreye girmesi gerektiğini Türkiye en üst düzeyden sürekli tekrarlıyor.

ABD Irak'tan çekilirken arkada en azından istikrarlı bir bölge bırakmak istiyor. Bunun için de Ankara ile birlikte çalışıyor. ABD ve bekası Türkiye ile iyi ilişkileri sürdürmeyi gerektiren Barzani yönetiminin PKK konusunda ellerinden geleni yapmalarını bekliyoruz. PKK şiddetinin son bulmasının ülkemizde Kürt meselesinin çözümüne yönelik çabalara ivme kazandıracağına, bölünme kaygılarını da ciddi şekilde gündemden kaldıracağına inanıyoruz. Kaldı ki, referanduma katılım oranları, boykota rağmen, Kürt kökenli vatandaşlarımızın da şiddetten kurtulmuş bir Türkiye'de, demokratik sistem içinde siyasete katılmak istediklerini, hür ve eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesine sahip olduklarını gösterdi."

Bu konularda ilginizi çekebilir