Boyner'den 'endişelenmeyin' mesajı

TÜSİAD Başkanı Boyner, "Şu anda aşırı bir ısınma varmış gibi bir hareket yok. O şekilde önlemler de alınmıyor. O açıdan endişelenecek bir durum görmüyorum" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, "Soğutma için kullanılan geleneksel yöntemler zaman zaman ıskalamaya da lüzumsuz bir daralmaya da yol açabilir. Ama şu anda aşırı bir ısınma varmış gibi de bir hareket yok. O şekilde önlemler de alınmıyor. O açıdan endişelenecek bir durum görmüyorum" dedi.

Bloomberg HT'ye konuk olan Boyner, seçim sonuçlarına ilişkin, temsil gücü açısından yüzde 95'in temsil edildiği bir parlamentonun oluşmasının önümüzdeki dönemde Türkiye'nin yapması gerekenler açısından çok sağlıklı olduğunu düşündüğünü, özellikle anayasa konusu çok gündemde olduğu için katılımcı ve uzlaşmanın olduğu bir anayasa yapmak için gerekli bir zemin bulunduğunu, Türkiye'nin bu fırsatı iyi kullanmasını dilediğini ifade etti.

Ümit Boyner, yeni dönemde hükümetle ilişkilerinin nasıl olacağına ilişkin bir soru üzerine, şunarı söyledi:

"Bizim duruşumuz her zaman ilkeler üzerinedir. TÜSİAD'ın, kendine çizdiği çerçevede, Türkiye'nin önemli konularında ilkeleri var. Bunları tabii ki geliştiririz, üzerlerinde çalışırız. Hep ilkeler üzerinde konuşuruz. Biz hükümetlere karşı veya yanında, kategorik bir duruşumuz hiçbir zaman olamaz. O ilkeler çerçevesinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz."  

Etkisini ilerideki günlerde göreceğiz

TÜSİAD Başkanı Boyner, ekonomide alınan önlemleri ise şöyle değerlendirdi:

"Bu konjonktür, enteresan bir konjonktür. Çünkü ısınmayı gerektiren geleneksel koşullar yok. Türkiye sıkı para politikasına devam ediyor. Mali politikalarda bir gevşeme yok. Normalde ısınma, gevşek para ve mali politikalarının olduğu dönemlerde olan bir şey. Diğer taraftan özellikle gelişmiş ülkelerdeki parasal genişlemenin devam edeceğini de bekliyoruz.

Bu fon akımı Türkiye'yi çok ciddi şekilde etkiliyor. Munzam karşılıklardaki artış veya tüketici kredileri karşılıklarında yapılan düzenlemeler şöyle bir kabulle yapılıyor; bu fon akışı kredi arzını artırıyor, kredi arzı arttıkça iç talep artıyor ve borçlanma da artıyor. Geldiğimiz noktada bunun kabul edilebilir bir önlem olduğunu düşünüyorum.

Ama etkisini ilerideki günlerde göreceğiz. Açıkçası piyasaya hızlı müdahaleleri iş dünyası olarak çok sevmiyoruz. Piyasaların kendi içinde rasyonel risk yönetimlerini yapabildiğine inanıyoruz. Bu enteresan bir dönem."

BDDK ve Merkez Bankasının böyle bir karar aldıysa bunu mutlaka izlemeleri gerektiğini vurgulayan Boyner, "Soğutma için kullanılan geleneksel yöntemler zaman zaman ıskalamaya da lüzumsuz bir daralmaya da yol açabilir. Ama şu anda aşırı bir ısınma varmış gibi de bir hareket yok. O şekilde önlemler de alınmıyor. O açıdan ben endişelenecek bir durum görmüyorum" dedi.

Boyner, "Kredi freni yatırımları etkilemez mi?" sorusuna, "Bir noktada etkileyebilir. Talebi nasıl etkileyeceğine bağlı" karşılığını verdi.

Yumuşak iniş mümkün

Türkiye'de ithalatın niye ve nerelerde arttığını çok ciddi şekilde incelemeleri gerektiğini, Türkiye'nin içeride ürettiği katma değeri artırmasının büyük önem taşıdığını ve ticaret fazlasına geçmesi gerektiğini ifade eden Boyner, "Yumuşak iniş mümkün mü?" sorusu üzerine de, kura bakıldığına piyasanın yavaş yavaş kendini düzenlediğini, yumuşak inişin mümkün olduğunu söyledi.

Diğer bölgelerden farklı olarak Güneydoğu'da güvenlik ve barış konusunun yatırım ortamı için çok önemli olduğunu vurgulayan Boyner, bakanlık sayısının azaltılması ve bakan yardımcılarının atanmasıyla ilgili de bürokrasiyi nispeten azaltan bir yapıya geçilmeye çalışıldığını, bunun kararların hızlı alınması açısından önem taşıdığını, bakan yardımcılarının sektörden gelmesinin güzel bir öneri olduğunu belirtti.

Bu konularda ilginizi çekebilir