Büyükşehir Yasasına değil, usule karşıyız
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
MUĞLA - CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Büyükşehir Yasasına karşı değil, usule karşı olduklarını belirterek, "Temelinde çok net olarak karşı olduğumuz bir şey var o da hem 'milli irade' diyoruz, hem 'milletin iradesi her şeyin üstündedir' diyoruz, 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyoruz ama ondan sonra milletin oturduğu, köyün, evin, beldenin kapatılmasını hiç onlara sormadan yukarıdan karar alıyoruz ve bunu uyguluyoruz. Böyle bir demokrasi, çağdaş bir yönetim anlayışı olamaz" dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Oran, partisinin İl Danışma Kurulu toplantısına katılmak için geldiği Muğla'da, esnaf ziyaretlerinde bulunup Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün'ü makamında ziyaret etti.
Gürün, ziyarette Oran'a, Muğla'ya daha önce yaptığı ziyaretlerinden oluşan fotoğraf albümünü hediye etti. Ziyaretin ardından Konakaltı İskender Alper Kültür Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısına katılan Oran, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini söyledi.
Büyükşehir Yasası'nın derinlemesine tartışılmadan, üniversite ve yerel yönetimlerden görüş alınmadan, Başbakanın talimatıyla hazırlandığını iddia eden Oran, "Burada esas temel olan şey milletin iradesinin hiçe sayılması. Biz Büyükşehir Yasasına karşı değiliz, ama usule karşıyız. Temelinde çok net olarak karşı olduğumuz bir şey var, o da hem 'mili irade' diyoruz, hem 'milletin iradesi her şeyin üstündedir' diyoruz, 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyoruz, ama ondan sonra milletin oturduğu, köyün, evin, beldenin kapatılmasını hiç onlara sormadan yukarıdan karar alıyoruz ve bunu uyguluyoruz. Böyle bir demokrasi, çağdaş bir yönetim anlayışı olmaz. Bizim karşı olduğumuz şey budur" diye konuştu.
Bu durumun demokrasi ile bağdaşmayacak bir durum olduğunu kaydeden Oran, yaşanan olayın bin 580'e yakın belde ile yaklaşık 12 milyon vatandaşı ilgilendiren bir konu olduğunu söyledi.
Oran, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dizilere yönelik açıklamasını da eleştirerek, şunları söyledi:
"CHP olarak Türkiye'nin parti devleti olmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Hakikaten Türkiye böyle bir dönem yaşamadı. Bence gündemde olmaması gerekiyor, ama bugün yine gündemde. Türkiye hala 'Muhteşem Yüzyıl'ı tartışıyor. Başbakan bir talimat verdi hemen o talimata göre de Başbakanın arka bahçesi olan THY işgüzarlık yaparak seferlerindeki Muhteşem Yüzyıl'ın reklam filmlerini kaldırmış. Bir başka işgüzar milletvekili de parlamentoya yasa teklifi vermiş. Bu çok ayıp bir şey."
Oran, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini, dış politikada "savaş riski" bulunduğunu, içeride ise terör tehdidi olduğunu öne sürdü. Türkiye'nin savaşın eşiğine getirildiğini ileri süren Oran, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin dış politikası savaş tehdidi içerisinde. Demokrasi, adalet işlemiyor. Kimse halkımızı kandırmasın, Türkiye'ye getirilen Patriotlar, füzeler savunma amaçlı getirilmedi. Bu kararı veren hükümet, vatanını seven bir iradeyle bu kararı almadı. Çünkü vatanını seven bir iradenin önce vatandaşın can ve mal güvenliğini koruması lazım. Vatandaşı savaşa sokmaması lazım. Ama siz hem 'ben bunu savunma amaçlı aldım' diyorsunuz, öbür taraftan TBMM'de Suriye'ye savaş tezkeresi çıkarıyorsunuz, öbür taraftan da Patriot füzelerinin Türkiye'de kurulmasıyla ilgili davetiye çıkarıyorsunuz. Bu son derece yanlış. Çok farklı ülkelerden 7-8 füzenin Türkiye'de olması son derece kötü bir şey."
"Terör öncelikli gündemimiz"
Umut Oran, terör meselesinin partilerinin öncelikli gündemleri olduğunu, her şeyden önce bu konuya çözüm üretilmesi gerektiğini kaydetti.
Son yıllarda şehit sayısında ciddi artış yaşandığını ifade eden Oran, "2012 yılının ilk 10 ayında 123 şehidimiz var. 123 vatan evladımızın ailesinin ocağına ateş düşmüş durumda. Terörle mücadele konusunda hükümet hiç bir şey yapmıyor. Terörle mücadele yerine terörle müzakereyi ana planda götürüyor. Bu Türkiye'ye hiç bir fayda getirmeyecek bir şey. Genelkurmay sahadaki istihbarat paylaşımını kendi başına yapamıyor artık. Geçen sene ile bu sene arasında şehit ve yaralı sayımızda yüzde 50 artış var" diye konuştu.
Oran, çalışmalarını 3 kişiden en az 2'sinin oyunu alacak şekilde yürüteceklerini belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Şunu açık yüreklilikle söyleyebiliriz ki hem mevcut büyükşehirler hem de yeni yasayla büyükşehir olan diğer illere baktığımız zaman, Muğla örneğinde olduğu gibi bizim oyumuz yüzde 50'lerde idi. Artık 3 vatandaşımızdan ikisinin oyunu almayı hedefliyoruz. Sayın Başbakan önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde 3 kişiden bir kişinin oyunu zor alacak. Bunu iddialı olarak, Cumhuriyet Halk Partisi olarak ortaya koyuyoruz."