”Çeber Davası”nda Mahkeme Heyeti davadan çekildi
Engin Çeber'in ölümüne ilişkin davada mahkeme heyeti, CMK'nın 30'uncu maddesi uyarınca davadan çekilinmesine karar verdi.
İSTANBUL - Metris Cezaevi'nde "işkence ve kötü muamele" sonucu hayatını kaybettiği iddia edilen Engin Çeber'in ölümüne ilişkin görülen dava kapsamında tutuksuz yargılanan Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli 13 polis memurunun ifadesi alındı.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Fuat Karaosmanoğlu, Nihat Kızılkaya, Selahattin Apaydın, Murat Çise, Sami Ergazi ile Yavuz Uzun katıldı. 17'si polis memuru tutuksuz 44 sanık da duruşmada hazır bulundu. Davanın sanıklarından 10'u ise duruşmaya gelmedi.
Müştekiler Aysu Baykal, Özgür Karakaya, Cihan Gün ile Çeber'in babası Ali Tekin ve ablası Şerife Tekin Çeber ile DTP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Akın Birdal, ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal ve bazı yabancı gözlemciler de duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme Heyeti Başkanı, ifadesi alınacak tutuksuz sanıklara önce "eziyet" suçundan haklarında dava açıldığını hatırlatarak, bu suçun subutu halinde TCK'nın 86 ve 87. maddelerinden yargılanacaklarını ve bunun için ek savunma haklarının olduğunu bildirdi.
Duruşmada ifadesi alınan Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli tutuksuz sanıklardan polis memuru Tuncay A, 29 Eylül 2008 tarihinde görevli olduğu polis merkezine gelince kanunsuz gösteri düzenleyen 3 kişinin nezarette olduğunu söyledi.
"Kademeli ve orantılı güç"
Bu kişilerin parmak izlerinin alınması için Olay Yeri İnceleme Büro Amirliğine götürülmesinin istendiğini belirten A, "Bu kişiler, ekip arabasına bindirdikleri sırada bize karşı direndi. 'Gitmeyeceğiz' dediler. Biz de bu sırada kademeli ve orantılı olarak onları arabaya bindirdik" dedi.
Mahkeme Başkanı'nın "kademeli ve orantılı"dan kastının ne olduğunu sorduğu A, "kollarından tutmak suretiyle götürmek olduğunu" kaydetti.
Bu kişilerin parmak izi alınırken de zorluk çıkardıklarını öne süren A, "Bu nedenle ilk gün parmak izi alınamadı. İkinci gün savcının 'direnmeleri karşısında kademeli ve orantılı zor kullanın' şeklindeki talimatı doğrultusunda kendilerini parmak izi alınması için olay yeri incelemeye götürdük. Ben sadece savcılığın bu talimatıyla ilgili tutanağı imzaladım" diye konuştu.
Sanık polis memuru Mehmet P. de polis merkezinde Çeber ile gözaltına alınan "Özgür" adlı kişinin üstünü aramaya çalıştığını belirterek, "Çağırdım, kalkmadı. Kolundan tutup kaldırdım, direndi. Sağa sola rastgele tekme savuruyordu. Amacı kendini yaralamaktı. Biz de kademeli ve orantılı olarak güç kullandık. Başka bir polis memuru arkadaşımla kol ve ayaklarından tutarak nezarete götürdük. Bu sırada sağ gözüme yumruk attı. Kendimi geri çektim. O sırada ayağım havaya kalktı. Şahsı bıraktık, ama yumruğu yedik" dedi.
Sanık polis Abdulmuttalip B. de şahısların gözaltına alınması aşamasında hiçbir şekilde cop kullanmadıklarını öne sürdü.
İfadesi alınan diğer polis memurları da izinsiz gösterinin ardından Engin Çeber, Aysu Baykal, Özgür Karakaya ve Cihan Gün'ün gözaltına alınması, hastaneye ve karakola götürülmesi, araca bindirilmesi sırasında kendilerine direndiklerini, bunun üzerine kademeli ve orantılı olarak güç kullandıklarını öne sürdü.
Mahkeme heyeti başkanı, 60 sanıktan 59'unun savunmasının alındığını bildirdi.
Müdahil avukatın beyanları
Duruşmada müdahil avukatları adına söz alan Taylan Tanay da dava dosyası içinde Metris Cezavi'ndeki kapalı devre kameralara elle müdahale edildiğine şeklinde tutanakların olduğunu öne sürerek, sistem odasında sistemlerin kapalı olduğunu ve bu konuda ihmal bulunduğunu düşündüklerini söyledi.
Kapalı devre kameraları kapatan kişiler ile buna göz yuman şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep eden Tanay, Selahattin Apaydın'ın mahkemeye bildirdiği izin tutanağının sahte olduğunun anlaşıldığını, bu tutanağa imza atan Temel Acar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde inceleme yapan TBMM heyetinin görüştüğü Tuncay Özkan'ın "Çeber'in işkence seslerini duyduğu" şeklindeki beyanlarının bu heyetten istenmesini talep etti.
Taylan Tanay, görüntülerin kendilerine de verilmesini isteyerek, "Mahkemede özellikle bu celsede yargı etiği çiğnenmiştir. Sanıklar avukatlara hakaret ederken mahkeme başkanı müdahale etmiyor. Bu şekilde de yargı tarafsızlığını yitiriyor. Mahkeme heyeti görevini yerine getirmiyor" dedi.
Tanay, tutuksuz 2 sanık polis ile 2 infaz koruma memurunun tutuklanmasını istedi.
Mahkeme Heyeti davadan çekildi
Mahkeme Heyeti Başkanı, verilen aradan sonra ara kararları açıkladı.
Tutuklu 6 sanığın bu hallerinin devamını kararlaştıran Mahkeme Heyeti, adli emanetteki görüntü CD'lerinin gelecek duruşmada izlenmesini ve daha sonra taraf avukatlarına verilmesini kararlaştırdı.
Gelecek duruşmada bir dudak okuma uzmanının bulundurulmasına karar veren Mahkeme Heyeti, sahte izin belgesinde imzası bulunan Cezaevi Müdürü Temel Acar hakkındaki suç duyurusu talebini ise reddetti.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'ndan Tuncay Özkan'ın ifadesinin istenmesini kararlaştıran Mahkeme Heyeti, müdahil avukatlarının mahkeme heyetine yönelik duruşma sırasındaki eleştirilerini de dikkate alarak CMK'nın 30'uncu maddesi uyarınca davadan çekilinmesine karar verdi. Mahkeme Heyeti, bu kararın uygulanıp uygulanmasıyla ilgili de bir üst mahkemeye bildirilmesini hükmetti.
Duruşma sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Taylan Tanay, mahkeme heyetinin aldığı davadan çekilme kararının bir üst mahkeme olan Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinde görüşüleceğini belirterek, bu üst mahkemenin söz konusu kararı yerinde görmemesi durumunda gelecek duruşmaya aynı heyetin katılacağını söyledi.
Tanay, "işkence" suçu nedeniyle ek savunma istenmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Adliye dışında bekleyen grup, duruşmanın bitmesinin ardından olaysız şekilde dağıldı.
Olayın geçmişi
Engin Çeber, Sarıyer'de 28 Eylül 2008'de yaklaşık 10 kişilik bir grup ile izinsiz toplantı ve gösteri yapmak isterken kimlik kontrolü yapan polislerce arandığı için gözaltına alınmıştı.
Daha sonra tutuklanarak Metris Cezaevi'ne götürülen Çeber, kaldırıldığı hastanede ölmüştü.
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturmanın ardından olayda sorumluluğu bulunduğu öne sürülen 39 infaz koruma memuru, 3 cezaevi müdürü, 13 polis, 4 jandarma ile bir doktor hakkında dava açılmıştı.
Davanın iddianamesinde, Çeber'in gerek gözaltına alınırken, gerekse cezaevinde görevlilere direndiği ve kötü muamele gördüğü öne sürülerek, sanıkların, "işkence", "kötü muamele", "kasten yaralama", "görevi kötüye kullanmak", "görevi ihmal" ve "kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.