CEO'ların en büyük korkusu sosyal karmaşa ve ABD'de durgunluk
Dünya ekonomisinin kalbinin attığı Davos'da açıklanan PwC'nin 16. CEO Araştırması'na göre büyümeye güven azaldı
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İsviçre'nin kayak merkezi olan Davos'ta başlayan Dünya Ekonomik Forumu toplantılarına başlarken açıklanan rapor, CEO'ların şirketlerin büyümeleri konusunda geçen yıla kıyasla daha karamsar olduklarını ortaya koydu. Dünya devlerinin CEO'ları, küresel ekonominin bu yıl aynı düzeyde kalacağını düşünüyor. Şirketlerinin büyümesi konusunda en iyimser ülkeler Rusya, Hindistan ve Meksika olurken; en kötümser CEO'lar ise İngiltere, Fransa ve Güney Kore'de. Şirketlerinin CEO'lar önümüzdeki dönem en çok endişe ettikleri konuları ise sosyal karmaşa, ABD'de potansiyel ekonomik durgunluk, aşırı regülasyon/düzenleme, piyasa kırılganlığı ve vergi ve enerji maliyetleri olarak görüyor.
Yaklaşık 100 ülkeden 2 bin 500'den fazla katılımcıya evsahipliği yapan Davos'ta zirve öncesi son hazırlıklar tamamlandı. Bu yıl 43'üncüsü düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun teması ise "dirençli dinamizm". Forum genelinde özellikle ABD'de yaşanan borç krizi ele alınacak. Ekonomik büyüme için dinamizmin şart olduğunu belirten forum kurucusu Klaus Schwab'a göre herkes daha cesur adımlar atmalı.
Davos'un açılışı öncesinde dünya genelinde 68 ülkede 1.330 CEO ile yapılan araştırmaya göre, CEO'ların yarısı küresel ekonominin aynı düzeyde kalacağını söylerken, CEO'ların şirketlerinin büyümesine ilişkin güvenleri geçtiğimiz yıla göre düşüş gösterdi. PwC'nin bu yıl "Aksaklıklarla başa çıkmak: Ayakta kalmak ve başarmak için uyum sağlama" başlığıyla yayınladığı 16. Yıllık Küresel CEO Araştırması'na göre, dünya çapında CEO'ların sadece yüzde 36'sı önümüzdeki 12 ay içinde şirketlerinin büyüme göstereceğine aşırı güven duyuyor. Bu oran, geçen yıl yüzde 40 olan oranın ve 2011'deki yüzde 48 olan oranın altında. Ekonomiye genel olarak bakıldığında ise, CEO'ların yüzde 18'i 2013 yılında küresel ekonominin daha fazla düşüş yaşayacağını söylüyor, sadece yüzde 28'i ekonomik iyileşme öngörüyor ve yüzde 52'si durumun aynı şekilde seyredeceğini ifade ediyor.
Büyümeye duyulan güven azaldı
Kısa vadeli gelir büyümesi olacağına en az inananlar Batı Avrupa'daki CEO'lar. Devam eden ekonomik durgunlukla beraber, geçen yıl yüzde 27 olan orandan ve 2011 yılındaki yüzde 39'luk orandan düşüş
göstererek, büyümeye güven duyan Batı Avrupalı CEO'ların oranı yüzde 22 oldu. Kısa vadeli büyümeye duyulan güven yüzde 33'le (2012'de yüzde 42) Kuzey Amerika'da ve yüzde 36 ile (2012'de yüzde 42) Asya Pasifik'te de düşüş gösterdi. Birçok kişi tarafından yüksek oranda büyüme gösterecek bir sonraki ekonomi olarak görülen Afrika'da dahi CEO'ların şirket büyümelerine duyduğu güven geçtiğimiz yıl yüzde 57 olan orandan düşüş göstererek yüzde 44'ü buldu. Buna karşın Latin Amerikalı CEO'lar bu trendin tam tersi bir özellik gösteriyor. Duydukları kısa vadeli güven geçen yıla göre az oranda yükselerek yüzde 53'ü buldu.
CEO'ların beklentilerine ülke düzeyinde bakıldığında ise, duyulan güven büyük ölçüde farklılık gösteriyor: 2013 yılında gerçekleşecek gelir büyümesine yüzde 66'lık oranla aşırı güven duyan Rusya'daki CEO'ları yüzde 63 ile Hindistan yakından takip ediyor ve ardından yüzde 62 ile Meksika geliyor. Bu ülkeleri, Brezilya (yüzde 44), Almanya (yüzde 31), Amerika (yüzde 30), İngiltere (yüzde 22), Japonya (yüzde 18), Fransa (yüzde 13) ve son olarak önümüzdeki yıl için yaşanacak gelir büyümesine sadece yüzde 6 oranındaki CEO'nun güvenle yaklaştığı Kore takip ediyor.
Belirsizlik büyük risk
Belirsizlik büyük risk
Zorlu ekonomik koşullar devam ettiği için, genel olarak CEO'ların geçtiğimiz yıla oranla endişelendikleri konu sayısı daha fazla. CEO'lar bulundukları ülkelerdeki sosyal karmaşa (yüzde 75), ABD'de potansiyel ekonomik durgunluk (yüzde 67), siber atak ( yüzde 63) gibi senaryoların şirketlerini olumsuz yönde etkilemesinden endişe ettiklerini dile getirdiler. CEO'ların risk olarak gördüğü diğer konuları bütçe açığına karşı hükümetlerin aldığı tedbirler (yüzde 71), aşırı regülasyon/düzenleme (yüzde 69) ve sermaye piyasalarındaki istikrar eksikliği (yüzde 61) oluşturuyor. İşe yönelik büyüme karşısındaki ana tehdit unsurları hakkında sorular yöneltildiğinde ise CEO'lar ayrıca artan vergi yüküne (yüzde 62), yetenekli insan kaynağına (yüzde 58), enerji ve ham madde materyallerinin maliyetine (yüzde 52) atıfta bulundular. PwC 16. Küresel CEO Araştırması'na göre, karmaşa sürecinde faaliyetlerini sürdürebilecek ve gelişebilecek organizasyonlar oluşturmak için, CEO'lar üç özel stratejiyi izliyor: fırsat hedeflemesi, müşteriye odaklanması ve operasyonel verimliliği iyileştirme.
Yüzde 23'ü iş gücü hacmini küçültmeyi planlıyor
CEO'lar önümüzdeki yıl için çalışan sayısını artırmaya yönelik planlar konusunda nispeten temkinli davranıyorlar. Yüzde 23'ü iş gücü hacmini küçültmeyi planlarken CEO'ların yüzde 45'i (2012 yılındaki
yüzde 51'lik orandan düşüş göstererek) 2013 yılında çalışan alımı planlıyor. CEO'ların yüksek olasılıkla çalışan sayısını artıracağı alanlar arasında profesyonel hizmetler, mühendislik ve inşaat, perakendebulunuyor. Çalışan sayısında azalmaya gitmeyi düşündüğü alanlar arasında ise bankacılık, metal sektörleri, ormancılık ve kağıt bulunuyor. Ayrıca CEO'ların yetenekli insan kaynağının kıtlığına yönelik en fazla endişe duyduğu alanlar arasında madencilik, mühendislik ve inşaat, teknoloji ve sigortacılık bulunuyor.
Türkiye'ye olan güven devam ediyor
Turkven CEO'su Tari:
Orta ölçekli Türk şirketlerinin bölgede hakimiyeti artacak
Araştırma kapsamında dünya genelinden 33 CEO ile detaylı görüşmeler de gerçekleştirildi. Türkiye'den bu CEO'lar arasında yer alan özel girişim sermayesi şirketi Turkven CEO'su Seymur Tarı araştırmada ekonomik istikrar, yatırım ortamı ve yeni fırsatlar konusundaki görüşlerini dile getirdi: "Global ekonominin aksine kişisel olarak ben Türkiye'de belirsiz bir ekonomik ortam görmüyorum. Önümüzdeki yıllarda bazı küçük iniş çıkışlar olabilir. Ama genel trend olarak yukarıya doğru bir seyir olacaktır. Bizim için devam eden büyüme işlerimiz açısından olağan hale geldi. Türkiye'deki bazı şirketlerin bölgede çok iyi sonuçlar elde ettiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde orta ölçekli Türk şirketlerinin de bölgede çok daha hakim duruma geleceğini düşünüyorum."
Araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın şunları söyledi: "Geçtiğimiz yıllarda küresel arenada gözlenen ekonomik dalgalanmaya rağmen, Türkiye bu süreçte jeopolitik konumu, uyguladığı ekonomik politikalar ve girişimcilerinin dinamik iş yaklaşımı ile dünya çapında güçlü ve yükselen bir değer haline geldi. Her ne kadar Küresel CEO araştırması dünya genelinde büyüme kapsamında bazı tereddütleri yansıtsa da, Türkiye'nin bu noktada da olumlu ayrışma göstermesini beklemek hatalı olmayacaktır."
Davos'tan notlar...
Davos'tan notlar...
* Şirketler 5 trilyon dolar avında
Davos'taki liderlerin Euro Bölgesi'ndeki krizden jeopolitik sorunlara kadar endişelendikleri birçok konu var ancak hepsinin kaygılarının merkezindeki ortak nokta düşük ekonomik büyüme ortamında nasıl yeni gelir kaynakları yaratacakları. Danışmanlık şirketi Accenture'ın Davos'ta açıkladığı rapora göre, dünyanın en büyük 1200 şirketinin, analistlerin beklentilerini karşılamak için her yıl bulmaları gereken ek gelir 5 trilyon dolar. Accenture'ın strateji bölüm başkanı Mark Spelman temel sorunun, piyasaların şirketlerden büyüme beklentisinin makroekonomik büyüme beklentilerini aşması olduğunu söyledi. Bu nedenle şirketlerin gelişmekte olan ülkeler ve orta sınıfla ilgili sadece düşünmeyi bırakıp tüketim alışkanlıklarının değişmeye başladığı segmentleri takip etmeye başlaması gerektiğini ifade eden Spelman, bu segmentlerde önemli fırsatlar bulunduğunu dile getirdi. Şirketlerin satışların artırmak için fırsat kolladığını ifade eden Spelman fakat yöneticilerin kısa vadade işlerinin görünümü açısından karamsar olduğunu ve yeni yatırımlara temkinli yaklaştıklarını söyledi. CEO'lar uzun vadede ise daha iyimser. Accenture şirketlerin büyüme hedeflerini tutturmak için satın alma ve birleşmelere yönelebileceğini ama büyük ölçekli anlaşmaların masada olmadığını bildirdi.
* 'Ekonomi çökebilir' uyarısı
Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab, Davos öncesi yaptığı açıklamada, küresel krizin boyutlarına karşı uyardı, Sorunların henüz ortadan kalkmadığına dikkat çeken Schwab, börçok faktörün bir araya gelmisyle dünya ekonosimnin çöküşün eşiğine gelebileceği uyarısı yaptı. Ekonomik büyümenin hem tüketicilerin hem de yatırımcıların iyimser olmasına bağlı olduğunu ifade eden Schwab, son dönemde başlayan ekonomik toparlanmanın ise istihdam yaratmadığına dikkat çekerek, toparlanmanın iş piyasasında hissedilmesinin zamanın geldiğini belirtti.
* Bankacılar boy gösteriyor
Davos, bankacıların boy gösterdiği platformlardan biri. İşlem hatası nedeniyle ciddi zarar uğrayan JP Morgan CEO Jamie Dimon, bankaların açıklamalarının şeffaf olmadığı eleştirisine maruz kaldı. Goldman Sachs CEO Lloyd Blankfein bankanın yönetim kurulu üyeleri ile Davos'a çıkartma yaparken Bank of America, Blackstone Group ve Banco Santander bu yıl Davos'ta yeni anlaşmalar kovalayacak
* Güney Kıbrıs büyük risk
Davos'ta CNBC'nin yayınına katılan Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başkanı Charles Dallara, Euro Bölgesi için en büyük riskin Güney Kıbrıs olduğunu söyledi. Dallara ne İspanya, ne İtalya ne de Yunanistan'ın Güney Kıbrıs kadar büylük bir risk teşkil etmediğini ifade etti. Güney Kıbrıs üç kredi derecelndirme kuruluşu tarafından çöp statüsünde tutuluyor. Ülkenin bütçe açığını kapatması ve bankalarını yeniden sermayelendirmesi için 17.5 milyar euroya ihtiyacı var.
* Bakan Şahin cinsiyet ayrımını tartışacak
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Davos'ta gerçekleştirilecek Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısı'na katılmak üzere bugün İsviçre'ye gidiyor. Bakan Şahin, forum kapsamında 25 Ocak'ta düzenlenecek "Cinsiyet Dinamikleri: Ülkeler Ekonomik Cinsiyet Uçurumunu Nasıl Kapatabilirler" konulu çalıştayda konuşacak. Şahin, üç yıl içinde Türkiye'de kadın istihdamını yüzde 10 artırmaya yönelik hazırladıkları program hakkında sunum yapak.
* Ünlü oyuncu Theron'a ödül
Güney Afrikalı yıldız Charlize Theron, Davos'ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu'na katıldı. Theron,Dünya Ekonomik Forumu'nun açılış gününde yardım çalışmaları nedeniyle kazandığı ödülü almak için sahnedeydi. Güney Afrikalı yıldız gecede AIDS'le ilgili bir konuşma yaptı. Çekimleri hala süren ve 2014?te vizyona girmesi beklenen yeni "Mad Max" filmindeki rolü için saçlarını kestiren Theron stiliyle salonda kendisini izleyenlerin ilgi odağı oldu.
* Lukoil, Lübnan pazarıyla ilgileniyor
Rusya'nın ikinci büyük petrol üreticisi Lukoil, Ortadoğu'da petrol yataklarının geliştirilmesiyle ilgilendigini ve Lübnan'da bir proje hayata geçireceklerini bildirdi. CEO Vagit Alekperov, eski Sovyet ülkelerinde azalan üretimi dengelemek için yurdışındaki projeleri yakından takip ettiklerini söyledi.
Şahenk: Artık Türkiye konuşulmaya başlandı
Şahenk: Artık Türkiye konuşulmaya başlandı
Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Türkiye'nin geleceğine inanarak yatırım yaptıklarını belirterek, "Yunanistan'da, Hırvatistan'da olsun bölgede toplam 15 bin tekne kapasitesi olan büyüklüğe geldik. Artık oralarda Türkiye'nin ekonomik gücü konuşulmaya başlandı" dedi.
Şahenk, Davos'ta CNBC-e'ye yaptığı açıklamada, "Gerçekçi, zor kararları Türkiye aldı. Kağıt üzerinde yazılanları hayata geçirdi. Siyasi istikrar çok önemli rol oynadı. Türkiye'yi bu anlamda tebrik etmek lazım. IMF'nin programını Türkiye A'dan Z'ye kendi programı olarak uyguladı. Bu değişimler sonucunda Türkiye gerekli güveni aldı. Borçlanma faiz oranları aşağı geliyor. Dünyada bu kadar likidite var da ondan mı oluyor, ben buna inanmiyorum. Güven sağlanmasaydı bu kadar para gelmezdi. Türkiye'deki piyasalar bu değişimin gerçekçi olduğunu ve hakkını vererek rating kuruluşları öncesinde yaptılar"dedi.
"Kredi notu ne zaman artar" sorusunu yanıtlayan Şahenk, "Türkiye'nin bugünkü rakamları çok daha iyi olmayı hak ediyor. Birkaç ay içinde rating kuruluşlarından da buna dönük konuşmalar gelecektir. Piyasanın verdiği rating benim için çok daha önemli. Piyasa bu ratingi veriyor" dedi. Şahenk, ekonomik problem olarak başlayan dünyadaki krizin politik krize döndüğünü belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "ABD sonunda doğru yolu buluyor. Avrupa halen zaman satın almaya çalışıyor. Avrupa'da karar vericiler olayın gerçeğini konuşmaktansa tiyatroya devam ediyorlar. Dünya bu problemin büyüklüğünü anladı. Belli şekilde de karar alınması gerektiğini gördü."
Yatırım seferberliğini daha büyük düşünüyoruz
Doğuş Holding'in hedefleri hakkında konuşan Şahenk, "İş dünyası kendi memleketinin barometresidir. Biz Türkiye'nin geleceğine inanıyoruz. Türkiye'nin bölgede güç olacağına inanarak yatırım seferberliğini daha büyük düşünmeye başladık. Yunanistan'da, Hırvatistan'da olsun bölgede toplam 15 bin tekne kapasitesi olan bir büyüklüğe geldik. Artık oralarda Türkiye'nin ekonomik gücü konuşulmaya başlandı. Hem Türk bayrağını götürmek, hem Türkiye'nin nerelere koştuğunu göstermek. Uzakdoğu'nun ikinci büyük e-ticaret platformu Kore'de bulamadıkları fırsatlar için Türkiye'ye bakıyor. 2013'te sürprizlerimiz IMG-Doğuş ortaklığında olacak" dedi.
Şahenk'in 2020 olimpiyatları ile ilgili de açıklamaları oldu. Şahenk, "Olimpiyatların İstanbul'a gelmesi gurur meselesi. Çünkü sadece dört dakikalık bir olimpiyat sunumu dünyadaki bütün TV'lerde gösterilmesiyle milyarlarca dolar reklama eşdeğer" dedi.
Davutoğlu: Suriye'de istikrar oluşursa, Patriotlar geri gider
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dünya Ekonomik Forumu'nun yapıldığı Davos'ta NTV'nin sorularını cevapladı. PKK'lı 3 kadının Paris'te öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın süratle tamamlanmasının önemine işaret ederek, "Çünkü bu aynı zamanda son gelişmeler bağlamında da ele alındığında, terörü kimlerin provoke etmek istediği, kimlerin bu terörün ilanihaye devamında fayda umdukları, provokasyonlarla gelinen süreçte kimlerin baltalamak istediğini de ortaya koyacak bir süreçtir" dedi.
Davos'ta ayrıca ikili görüşmelerde bulunan Davutoğlu, dün Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ve Gürcistan Başbakanı Bidzina İvanişvili ile görüştü. Davutoğlu'nun gündeminde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ve Etiyopya Başbakanı Haile Mariam Desalegn ile görüşme de var. Suriye'de gelinen durumun daha ne kadar devam edeceği sorulan Davutoğlu şöyle konuştu: "Patriot sistemleri kesinlikle savunma sistemleridir. Herhangi bir saldırı söz konusu olmadığında harekete geçmeyen sistemlerdir ve bu saldırı ancak ve ancak Türkiye'ye söz konusu olduğunda harekete geçebilecek sistemlerdir. Dolayısıyla bu savunma ağırlıklı sistem savunma ihtiyacı ortada kaldığı müddetçe Türkiye'dedir. Yarın Suriye'de istikrar oluşursa, bu risk ortadan kalkarsa, özellikle balistik füze riski, Türkiye'den de aynı gün hatta aynı saat içinde Patriotlar ve Patriotlarla gelen NATO üyesi müttefik ülke askerleri çekilirler."
Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyi'nin Suriyelilere insani yardım konusunda bile karar alamadığını belirterek, "Suriyelileri sadece bombardımanlar değil, uluslararası toplumun sessizliği de öldürüyor" dedi.