”Çevreci olmak bir zorunluluktur”

Abdullah Gül, 5. Dünya Su Forumu çerçevesinde Çırağan Sarayı'nda düzenlediği basın toplantısında, forumun, uluslararası düzeyde en kapsamlı düzeyde toplantı olduğunu anımsatarak, böyle bir toplantıya evsahipliği yapmaktan kıvanç duyduklarını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, artık herkesin çevreci olmak zorunda olduğunu belirterek, "Bu Türkiye'nin, dünyanın geleceği için bir mecburiyettir" diye konuştu.

Abdullah Gül, 5. Dünya Su Forumu çerçevesinde Çırağan Sarayı'nda düzenlediği basın toplantısında, forumun, uluslararası düzeyde en kapsamlı düzeyde toplantı olduğunu anımsatarak, böyle bir toplantıya evsahipliği yapmaktan kıvanç duyduklarını söyledi.

Toplantıya gösterilen yakın ilginin çok memnuniyet verici olduğunu belirten Gül, forumun uzun, kapsamlı ve özverili çalışmaların bir sonucu olduğunu bildirdi.

Forum çerçevesinde bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Gül, ilk kez su konusunda mini bir zirvenin toplandığını, tüm devlet başkanlarının davet edilmediğini, ancak suyla çok yakın ilgisi olan ülkelerin dahil edildiğini anlattı.

Gül, zirve sonunda tüm dünyaya bir çağrı yapıldığını da ifade ederek, bu çağrıda, suyla ilgili temel ilkeler, temel siyasal iradeler ve suyun geleceğiyle ilgili dünyanın dikkatini çekecek ve su yüzünden ortaya çıkacak büyük sorunların şimdiden bilinmesiyle ilgili bilinci artıracak ifadelerin yer aldığını kaydetti.

"5. Dünya Su Forumu'nun önümüzdeki yıllarda gerek dünya için, gerekse Türkiye için önemli bir dönüm noktası, farklılıklarımızı birleştiren ve buluşturan bir toplantı olarak hatırlanacağı kanaatindeyim" diyen Gül, suyun, birçok yerde kavga ve sorunların kaynağı olabildiğini kaydetti.

Gül, bu nedenle, suyun yararlarının konuşulmasının da önemli olduğuna dikkati çekerek, "Sudan dolayı kavga değil, sudan dolayı işbirliği ve ortak çalışma noktaları üzerinde durduk. Çünkü çatışmaların sonu gelmemektedir. Konuşarak, diyalogla ve işbirliğiyle su konusunda insanlığa nasıl daha yararlı olunur diye düşündük" diye konuştu.

Artık herkes çevreci olmak zorunda

Gül, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nü onaylamış bir ülke olduğunu da hatırlatarak, bu çerçevede çevre bilincinin Türkiye'de giderek daha çok arttığını dile getirdi.

Gül, "Artık herkes çevreci olmak zorundadır. Bu bir mecburiyettir, çocuklarımız için, torunlarımız için, Türkiye'nin, dünyanın geleceği için bir mecburiyettir. Onun için bu bilincin uyanması, bu bilincin bütün nesillere yayılması dünyanın geleceği açısından çok önemli bir olaydır" diye konuştu.

Su Forumu'nun bu nedenle çok yararlı olduğuna inandığını belirten Gül, Türkiye'nin, BM Güvenlik Konseyi'nin geçici üyesi olduğunu hatırlattı ve bu süre zarfında bu sorunlarla yakından ilgileneceğini anlattı.

Gül, şöyle konuştu:

"BM Güvenlik Konseyi sadece savaşlarla, sadece siyasi olaylarla değil, aynı zamanda insanlığın bu tip sorunlarıyla da ilgilenen bir konsey olduğu için Türkiye de ilgisini giderek artıracak ve insanlığın faydasına olan her konuya daha çok ilgi gösterecektir. Türkiye, sadece kendi sınırları içindeki olaylarla ilgilenen bir ülke olmaktan çıkmıştır. Kendisini ilgilendirmese bile insanlığı ilgilendiriyorsa bu konulara yakın ilgi göstermektedir ve bu sorunların çözümlenmesi için kendi kapasitesi çerçevesinde katkı sağlamaya çalışmaktadır."

Sınır aşan sular kavga değil işbirliği aracı olmalı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sınır aşan sular konusunun kavga değil, ülkeler arasında işbirliğini artıran bir unsur olmasını gözettiklerini söyledi.

Abdullah Gül, Çırağan Sarayı'ndaki basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Sınır aşan sular konusunda Türkiye, Irak ve Suriye arasında ne gibi gelişmeler olacağına" yönelik soru üzerine Gül, "Bütün bunlar olumlu olacaktır" yanıtını verdi.

Suyla ilgili konuların yalnızca Türkiye, Suriye ve Irak arasında değil, dünyanın her yerinde bulunduğunu, bu tip konuların dünyanın genelini ilgilendirdiğini ifade eden Gül, bunların birleştirici unsur olması, bunlarla ilgili işbirliği yapılması, diyalog kurulması ve suyun yararlarını tüm bölgeye yayma konularının çok önemli olduğunu bildirdi ve bu konuda çok güzel bir anlayış bulunduğunu anlattı.

Toplantıya, Irak ve Suriye'den temsilcilerin katıldığını hatırlatan Gül, "Suriye ve Irak ile gayet iyi bir işbirliği anlayışının söz konusu olduğunu" kaydetti.

Şu anda bu konuyla ilgili bir sıkıntı da yaşanmadığını aktaran Gül, "Bunların bir kavga unsuru değil, tam tersine ülkeleri birleştiren ve ülkelerin arasında işbirliğini artıran unsur olmasını gözetiyoruz" dedi.

Gül, "petrol zengini ülkelerin petrollerini pazarlaması gibi Türkiye'nin de su pazarlaması konusundaki düşüncelerinin sorulması" üzerine, bu konuyla ilgili çok tartışmalar olduğunu dile getirerek, "bazılarının su satılamaz, bazılarının su satılır, bazılarının ise suya erişimin bir insan hakkı olduğunu belirttiklerini" söyledi.

Önemli olan noktanın suya herkesin erişebilmesini sağlamak olduğunu belirten Gül, bununla ilgili iyi diyalogların ve ilişkilerin bulunmasının önemine değindi.

Türkiye'nin su açısından çok zengin olmadığını vurgulayan Gül, suyun Türkiye'ye bile zor yettiğini kaydetti.

Gül, ancak kimi nehirlerin denizlere boşuna aktığını ifade ederek, bunların taşınması ya da satılmasının düşünülebileceğini ve konuşulabileceğini bildirdi.

Türkiye'de susuzluğa karşı alınan önlemler

"Türkiye'de, susuzluğa karşı alınan önlemlerin yeterli olup olmadığına" ilişkin bir soru üzerine de Gül, dünyada su konusunda kaygısı bulunmayan çok az ülke olduğunu belirterek, Türkiye'nin de bu konuyla ilgili çok erken başlayan bir önlem anlayışı taşıdığını söyledi.

Gül, şöyle konuştu:

"Birçok barajlarımız yapılmıştır. Yeni barajlar da yapılması gerekecektir, yapılacaktır. Suların taşınması önemlidir. Suların israfının önlenmesi gerekir. Kullanılan suların tekrar kullanılabilecek hale getirilmesi önemlidir. Bütün bunlar tedbirlerdir aslında ve suyun yönetimi olarak tarif edilmektedir. Bu konuda Türkiye'nin de yapması gerekenler var. Söylediğim gibi, Türkiye su konusunda çok zengin bir ülke diye bilinir ama bilindiği gibi değildir."