Cüzdanını kaybeden 6 saat farkına varmıyor

Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü'nde konuşan Bakan Yıldırım: "Cep telefonunu kaybedenler, en fazla 20 dakikada kaybettiğinin farkına varıyor, Ama cüzdanını kaybeden 6 saat farkına varmıyor."

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İZMİR - Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye'nin bilgi çağını, toplumunu ıskalama lüksünün olmadığını, cep telefonunun, internetin insan hayatında çok büyük yer edindiğini belirtti.

Bakan Yıldırım, Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü nedeniyle İzmir Kaya Termal Otel'de düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, yaşamın bir parçası haline gelen bilişimin bütün dünyada geliştiğini, kişilerin işlerini artık bilgisayar, tablet, telefonla yaptığını anlattı.

Bilgiye sahip olmanın, bilgiyi üretmenin güç olduğunu, Türkiye'nin sadece bilgiyi kullanan değil üreten ülke olması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Osmanlı 600 sene 3 kıtada hüküm sürdü. Bayrağımız dalgalandı ama sanayi devrimini ıskaladığı için devam edemedi. Türkiye'nin bilgi toplumunu, çağını ıskalama lüksü yok. Artık her şey bilişim. Cep telefonunu kaybedenler telaşa düşüyor, en fazla 20 dakikada kaybettiğinin farkına varıyor. Bazıları dakikada farkına varıyor çünkü sürekli emziriyor, koynunda taşıyor. Ama cüzdanını kaybeden 6 saat farkına varmıyor. Yaşam değişiyor, alışkanlıklar değişiyor. Boşuna demiyoruz ailede artık değişiklik oldu. Yeni birey geldi. Anne, baba, çocuklar ve internet. İnternet işimizin hayatımızın bir parçası haline geldi. Ailede değişim oldu" diye konuştu.
Türkiye'nin en fazla konuşan, sosyal paylaşım sitelerine giren ülke olduğunu, gelişmeleri herkesin benimsediğini ifade eden Yıldırım, iki farklı tehlikenin önemine dikkati çekti.
Yıldırım, şunları söyledi:

"Bunlardan bir tanesi bir kere altyapımız iyi. Almanya'dan da iyi. Almanya'da sık sık kesinti oluyor, düşüyor. Ama bu Almanya'nın altyapısının yetersizliği anlamına gelmez. Problem trafik. Yani altyapınızdaki iletişim trafiği. Türkiye'yi bekleyen yakın tehlike, artan trafiği altyapının yeterince karşılayamaması tehlikesidir. Onun için altyapıya çok yatırım yaptık. Yeter deme şansımız yok. Daha çok yatırım yapacağız. Mutlaka verdiğinizin biraz üzerinde daha iyi şeyler vereceksiniz. Alt yapı önemli. Birbirinizle didişirseniz, rekabete girerseniz 'O yaşamasın ben yaşayayım" gibi anlamsız bir kavgaya girerseniz hem kendiniz kaybedersiniz hem de vatandaşa bir gün sonra da hiç ummadığı farklı bir tarifeyle çıkarsanız o zaman da inandırıcılığınızı kaybedersiniz. Alt yapıya yatırım yapacağız. Düzgün, adil, kaliteli hizmette ısrarlı olacağız.

Biz şu kadar büyüdük, bu kadar büyüdük, elektronik satışlarla birlikte 80 milyarı bulduk bunlar güzel. Bunun için de bu vatanın evlatlarının ne kadar payı var, ne kadar alın teri, akıl teri var. Bunun da hesabını yapmamız lazım. Bugün biraz gerçekleri konuşacağız acı oluyor ama kendimize geliyoruz."
1980'li yıllardaki iletişim teknolojilerinin birçok ürününü Türkiye'nin yaptığını ama IT esaslı iletişime geçtikten sonra Türkiye'nin dışarıya bağımlılığının gittikçe arttığını dile getiren Yıldırım, IT tabanlı iletişimin ürünlerini, donanımını, yazılımını yerelleştirmek gerektiğini vurguladı.
Yıldırım "Aksi halde ne kadar büyürsek büyüyelim ben pek mutlu olmuyorum. Çünkü burada bizim emeğimizin, bizim akıl terimizin mutlaka olması lazım. Tedarikçilerinize de bu mesajı lütfen verin. Yani gelip, satıp kenara çekilmesin. Biz hep bu mesajı veriyoruz. Bu yönde atılan adımlar var. Önemli küresel IT şirketleri Türkiye'de daha fazla gözükmeye daha fazla yatırım yapmaya başladılar ama henüz istediğimiz düzeyde değil" diye konuştu.

"40 bin ara eleman sıkıntısı var"
Bilişimcilerin ara eleman bulmakta sıkıntı çektiğini, sektörde doğrudan 160 bin kişinin çalıştığını ifade eden Bakan Yıldırım, "Ama bir 40 bin daha ara elamana ihtiyaç var" dedi.
Fatih Projesi'nin sadece Türkiye'de değil dünyada ilgiyle izlenen büyük bir proje olduğunu, bunun başarısız olma lüksünün bulunmadığını belirten Yıldırım, "5 milyar doların üzerinde 2-3 senede yatırım öngörülüyor. Donanıma da yazılıma da yatırım var. Her türlü bilişim hizmetlerine yatırım gerektiren proje. Bu projeyi eğitimin bilişimle buluşma projesi olarak sadece görmüyoruz. Bu proje, Türkiye'nin bilgi toplumuna dönüşümü projesini taşıyor" diye konuştu.

"Geçişleri normalleştireceksiniz"
İnsanların numaralarını birinden diğerine kolayca geçirebilmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, "A, B, C şirketlerinin birbirlerine geçişlerini normalleştireceksiniz. İyi olan, hızlı olan, kaliteli olan yol alacak. Yapamayan da hakkına, kaderine razı olacak. Bunun başka çaresi yok. Korumakla biz bir yere varamayız. Korumacılığı yerli üretimi arttırmakta yapmalıyız" dedi.
Ar-Ge faaliyetlerini genel olarak arttırdıklarını, iletişimle ulaşımı daha iç içe hale getirmeyi amaçladıklarını söyleyen Yıldırım, büyükşehirlerde toplu taşımaların bilişim hizmetleriyle akıllı ulaşıma dönüştürülmesi sonucu aynı altyapıyla trafik akışında yüzde 30'luk artış yaşandığına işaret etti.
Bilişimde 1 puanlık büyümeni mili gelirde 1,8'lik büyümeye sebep olduğunu, Türkiye'nin gelişmesinin geçen yıl düşmesine karşın bilişimde 15'in altına düşmediğini, bu yıl da 18'in altına düşmediğini kaydeden Yıldırım, "Bilişim büyümeye devam ediyor. Ülkemizin milli gelirini, enflasyonunu, büyümesini paçasından tutan değil elinden tutup yukarıya kaldıran bir sektör olarak faaliyetini sürdürüyor" diye konuştu.
Türkiye'nin son 10 yılda "tozu dumana katarak" yoluna devam ettiğini, bunu da güven istikrarla gerçekleştirdiklerini anlatan Yıldırım, "Güçlü siyasi irade olmasa, geleceğe hedef gösteremeseniz ne yapacağınızı bilmeseniz, o zaman takılırsınız, yol nereye giderse siz de oraya gidersiniz. Ama şimdi biz gideceğimiz yere yolu yapıyoruz. Gideceğimiz yere biz karar veriyoruz ve yolu oraya yapıyoruz" dedi.

Zararlı yazılımda Türkiye dünya 3.'sü
Dünyada 15 yıl önce internet kullanımının yüzde 4, dünyada 10 yıl önce 13 milyon web sitesi varken bugün 640 milyona ulaştığını, Türkiye'de ise 20 milyonun üzerinde geniş bant internet kullanımına ulaşıldığını bilgisini veren Yıldırım, bir günde ortalama 144 milyar elektronik posta, 300 milyon fotoğraf gönderildiğini kaydetti.
Bakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gittikçe sanal ortamda işimiz gücümüz artıyor. Sanal ortam bizi daha fazla meşgul ediyor. Ama bu meşguliyetin içeriğini mutlaka dikkat etmemiz lazım. Bu zamanı boşa harcamamamız lazım. Bunun arkasında bir dirlik düzen olmalı. Toplumun bel kemiğini, geleceğini oluşturan gençlerimizi, çocuklarımızı zehirleyen ortamlara fırsat vermememiz lazım. Burada da bir ortak şuur oluşması lazım. İlla yasayla, yasakla bunlar olmaz. Sivil toplum örgütlerimize çok büyük sorumluluk düşüyor. Dün yine Türkiye'yi anlatırken bir sürü meziyetlerinden bahsettiler ama bir şey de dediler.
Dünyadaki zararlı yazılım konusunda da Türkiye hatırı sayılır bir ülke oldu. Böyle anılmak istemiyoruz. Üçüncüymüşüz. Burada sondan üçüncü olmamız lazım. Kötü işler, yanlış işler, insanları mağdur eden işler bize yakışmaz. Bu noktada da ciddi bir farkındalık oluşturmamız lazım. Kurumlarımızın ortak çalışması lazım. Bunların faydası yok. Bunlar ülkenin kalkınmasına değil, ülkemizin dirliğinin düzeninin geleceğimizin kararmasına sebep olduğu gibi ülkemizi de dünyada pek iyi şekilde anılmamasına da vesile oluyor."
Hazırlanan bilgi notlarını okuyan Yıldırım, "Bunlar da yazmışlar da yazmışlar. Bizim arkadaşlar vur deyince öldürüyorlar. Bunlardan hiç bahsetmeyince bu sefer yazmak istemiyorlar, hazırlık yapmıyorlar o zaman da daha kötü" dedi.
Bakan Yıldırım, siber güvenliğin ülke güvenliğine eşdeğer olmaya başladığını, çok basit yazılımla bütün sistemlerin allak bullak edilebildiğine işaret etti.

"Haftada bir toplantı yapıyorsunuz"
Bilişimcilerin çok sık toplantı yapmasını gündeme getiren Yıldırım, şöyle dedi:
"Çok toplantı yapıyorsunuz. Yetişemiyoruz. Ulaşımcılar yılda bir bilemedin iki toplantı yapıyor. Siz haftada bir toplantı yapıyorsunuz. Hani bilişim ya. Öbürlerinin işi gücü var. Trenin, uçağın, otobüsün üstünde olacak. Sizde fiziken çalışma yok, kafa çalışıyor. Ha babam toplantı, ha babam toplantı yetişemiyoruz. Bilişimin de böyle bir kötü tarafı da var. Her şeyi neredeyse evde yapacaksanız işe gitmeyeceksiniz.
Memurlar diyor ki, 'Bakanım, bu bilişim çok gelişti, biz mesaiyi evde yapsak ne olur, bilgisayara oturalım' Fena fikir değil aslında. Genel giderlerden tasarruf ederiz. Bunu da düşünmemiz lazım. Katı çalışma saatlerine bağlı olmak, 'Efendim servis gelmedi, yemekler iyi çıkmadı gibi' bu sorunlar da azalabilir. Yavaş yavaş iş yapma alışkanlıklarını esnek hale getirmek lazım. Bu bilişimin bu hızla gitmesi halinde bu kaçınılmaz olacak. Özel sektörde bu başladı. Devlette tabii kurallar kolay değişmez. Yavaş yavaş. Ama mutlaka devlette de elektronik ortamdan sanal ortamdan iş miktarı arttıkça buradaki iş yapma anlayışı da yeni baştan gözden geçirilecektir."

İzmir'e yapılan projeler
İzmir'den milletvekili olmaktan onur ve gurur duyduğunu, kentin dünyanın en güzel şehirlerinden biri olduğunu dile getiren Yıldırım, kentin yerel hizmette en fazla gadre uğramış şehirlerinden biri olduğunu ifade etti.
Yıldırım, "Ama İzmirliler artık bunu da görüyor, değerlendiriyor. Bu konuda İzmirliler geleceği, hizmeti, değişimi yakından takip ediyorlar. İzmir zaten birkaç yıldır değişmeye, gelişmeye, hareketlenmeye başladı. Önümüzdeki yıllar bu süreç hızlanacak. Çünkü İzmir EXPO'ya hazırlanıyor. İster kazanalım ister kazanmayalım biz İzmir'e kazandırmaya başladık. 35 İzmir, 35 Proje. Bunun 16'sını fiilen başlattık. Bunlar öyle küçük projeler değil. Her biri milyarlık projeler. Toplam tutarı 60 milyarı buluyor. Diğerlerinin hazırlıklarını sürdürüyoruz" şeklinde konuştu.
Konuşmasının ardından Bakan Yıldırım'a vazo hediye edildi.