DDK: Baz istasyonları şehir dışına çıkarılamaz

Devlet Denetleme Kurulu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun faaliyetlerine ilişkin hazırladığı raporu yayımladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun faaliyetlerine ilişkin hazırladığı raporda, nüfusu fazla olan şehir ve metropol yapılarında şehir içinde birçok hücre bulunması gerektiğinden baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmasının mümkün olmadığının anlaşıldığı ifade edilerek, "Baz istasyonlarının kurulu bulunan sayıları da dikkate alınarak rutin ve olağanüstü denetimlerinin çok az yapıldığı, özellikle 2008 yılında bariz bir denetim düşüklüğünün olduğu görülmüştür" denildi.

DDK'nın, Cumhurbaşkanlığının talimatı üzerine yaptığı inceleme sonucunda hazırladığı, "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun 2006-2007 ve 2008 Yılları Faaliyet ve İşlemlerinin Denetlenmesi"ne ilişkin raporunun sonuç bölümü, Cumhurbaşkanlığının internet sitesinde yayımlandı.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun kuruluşuna ilişkin bilgilere yer verilen raporda, kurumun Telekomünikasyon Kurulu, ana hizmet birimleri, danışma birimleri, yardımcı hizmet birimleri ve telekomünikasyon bölge müdürlüklerinden oluştuğu kaydedildi.

Raporda, telekomünikasyon sektörünün yasal olarak rekabete açık hale getirildiği ancak kamusal yararı gözetecek ve sektörün beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde rekabeti sağlayıcı bir düzenleme ve denetleme ortamının sağlanamadığına işaret edildi.

Görev süresi biten Telekomünikasyon Kurulu üyelerinin Bakanlar Kurulu kararıyla tekrar aynı göreve atanabilmesinin eleştirildiği raporda, bu durumun üyelerin tarafsız hareket etme ve karar almalarını engelleyebileceğine dikkat çekildi. Üyelerin aday gösterilme yöntemlerinin, görev sürelerinin tekrar gözden geçirilmesi ve ikinci defa atamanın kaldırılması gerektiği belirtilen raporda, üyelik için gerekli "mesleki ve elektronik haberleşme alanında yeterli bilgi ve deneyime sahip olma" şartının net olarak belirlenmesinin önemi vurgulandı.

İlgili kanunda, Kurul başkanının toplantıya katılmaması halinde yerine ikinci başkanın vekalet edeceğinin belirtilmesine rağmen, Kurul Başkanı ve ikinci başkanın yurt içi ve yurt dışı görevlere genellikle aynı tarihlerde birlikte çıktıklarının tespit edildiği belirtilen raporda, "Bu nedenle, İkinci Başkanlık müessesesinin ihdası ve amacı ile çelişen söz konusu uygulama ve davranışlara son verilmelidir" denildi.

"Kurul üyelerinden bir kısmının yurt içi ve yurt dışı geçici görevlendirmelerinin Kurumdaki görev ve sorumluluklarını aksatacak düzeyde fazla olduğu" tespitine yer verilen raporda, kurul üyelerinin uzun süreli eğitim programlarına katıldıklarına da dikkat çekildi. Raporda, "Üyelerin ikamet ettikleri illere veya ihtiyaçlarına göre geçici görevlendirmelerin yapıldığı kuşkusu uyandıran ve uzun süreli Kurul üyeliği görevinden geçici ayrılmalara yol açan benzeri uygulamalara son verilmelidir" görüşü dile getirildi.

Tespit ve öneriler

Raporda yer alan tespit ve önerilerden bazıları şöyle sıralandı:

"-Geçici görevlendirme taleplerinin yerine getirilmesi konusunda kurumsal bütünlük içerisinde hareket edilmediği tespit edilmiştir. Kurul ve Başkanlık tarafından yapılan farklı uygulamalara son verilerek, kurumsal bir bütünlük içerisinde söz konusu görevlendirme taleplerinin değerlendirilmesi sağlanmalıdır.

-Kurul Başkan ve üyelerine sağlanan lojman, araç ve temsil ağırlama giderleri gibi uygulamalarda hukuka uygunluk sağlanmalıdır.

-Kurum tarafından hazırlanan iş planlarının yıl içerisindeki gerçekleşme oranlarının oldukça düşük olduğu gözlemlenmiştir. Kurum tarafından hazırlanan iş planları 2005 yılında yüzde 60, 2006 yılında yüzde 50, 2007 yılında yüzde 52, 2008 yılında yüzde 78 olarak gerçekleşmiştir.

-Kurum personeline uygulanan performans ölçütleri ve ödüllendirme ile ilgili uygulamalar gözden geçirilmelidir.

-Kurum personeli hakkında Kurum Başkanlığına yapılan ihbar ve şikayetlerden bir kısmının işleme konulmadığı, 4483 sayılı Kanun doğrultusunda işlem yapılması gerekli olan konularda işlem yapılmadığı görülmüştür.

-Sabit numara taşınması sırasında iletişimin denetlenmesine ait faaliyetlerin sağlıklı yürütülebilmesinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.

-Mobil numara taşınabilirliği konusunda uygulanacak yaptırımlar ile ilgili düzenleme boşluğu giderilmelidir.

-3N (Üçüncü Nesil) faaliyeti ile ilgili yürütülen çalışmaların başarıyla sonuçlandırıldığı görülmüştür.

-Bazı şirketlere verilen hologram onay etiket sayısı ile malların gümrük beyannameleri ve fatura bilgilerinin birbirini teyit etmediği görülmüştür.

-Bazı kampanya soruşturmalarında, Kuruma yanlış bilgi verilmesi nedeniyle herhangi bir işlemin tesis edilmediği tespit edilmiştir."

Bu konularda ilginizi çekebilir