DEAŞ'ın üst düzey yöneticisi Bayancuk hakim karşısında
Sakarya'da terör örgütü DEAŞ soruşturması kapsamında aralarında örgütün üst düzey yöneticisi "Ebu Hanzala" kod adlı Halis Bayancuk'un da bulunduğu 11 tutuklu sanığın yargılanmasına başlandı.
Sakarya'da terör örgütü DEAŞ'a yönelik soruşturma kapsamında aralarında örgütün üst düzey yöneticisi olduğu belirtilen "Ebu Hanzala" kod adlı Halis Bayancuk'un da bulunduğu 11 tutuklu sanık hakim karşısına çıktı.
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) bağlandı. Ayrıca duruşmada sanık avukatları, yakınlarıyla bir müşteki hazır bulundu.
SEGBİS ile kaydedilen duruşmada, kimlik tespitinin ardından sanıkların savunmalarına geçildi. Sanık "Ebu Hanzala" kod adlı Halis Bayancuk, savunmasında, iddianamedeki en temel ve en zorlayıcı suçun "anayasayı ihlal" olduğunu söyledi.
Bu suça ilişkin nasıl ceza verileceğinin kanun tarafından belirlendiğini belirten sanık Bayancuk, "Bu iddiaya cevap vermeyeceğim. İddianame tezat bilgiler içermektedir ve zorlama raporlar vardır. Israrla bizim DEAŞ ya da silahlı terör örgütü olduğumuz söyleniyor. İddianamede bize atfedilen düşüncelerin bazıları yanlış olmakla beraber dini düşüncelerimizdir. Atatürk'ü ya da Cumhurbaşkanını sevme zorunluluğum yok. Askerlik yapmak, polis olmak zorunda değilim. Bu benim inancımdır, bunları eleştirmek benim en doğal hakkımdır. Bunlar suç değildir." savunmasını yaptı.
İddianamede, Sakarya'nın Serdivan ilçesindeki bir evde örgütsel toplantılar yapıldığının belirtildiğini anımsatan sanık Bayancuk, "Polis tarafından İstanbul'dan Sakarya'ya kadar takip edildik fakat evin içinde dinleme yapılmadı. O evde bazı fıkhi meseleler konuşulmuştur." iddiasında bulundu.
Sanık Bayancuk, 2008 yılından beri kendilerine sürekli operasyonlar yapıldığını ileri sürerek, "2008-2011 yılları arasındaki operasyonu yapan polis, tutuklayan hakim ve soruşturmayı yürüten savcılar, 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçundan benimle aynı cezaevinde yatmaktadır." dedi.
DEAŞ ve hiçbir terör örgütüyle işinin olmadığını savunan Bayancuk, tahliyesini ve beraatini istedi.
Diğer tutuklu sanık Mustafa Yağbasa da savunmasında, iddianamede kendisine isnat edilen suçlarla ilgili herhangi bir delil sunulmadığını öne sürerek, daha önce de benzer suçlardan yargılandığını, beraat ettiğini ifade ederek, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Tutuklu sanık Veli Avcı da 1999 yılından beri "muhafazakar" bir yaşam sürdüğünü, Diyanet'in bazı yorumlarını kabul etmemesinin inanç özgürlüğünün bir parçası olduğunu öne sürerek, "Dosyada selefi/tekfirci olduğum iddia edilmektedir. Bu anlayışla DEAŞ ile bağımın olduğu gösterilmektedir." dedi.
İddianamede, Serdivan'daki bir evde örgütsel toplantılar yapıldığının belirtildiğini ifade eden Avcı, "Cezaevinden tahliye olduktan sonra kurban adağımı yerine getirdim ve arkadaşlarımı evime davet ettim. Sanıklar Halis Bayancuk ve Mustafa Yağbasa da geldi. İddianamede bu yemek, DEAŞ'ın faaliyetleri içerisinde organize edilmiş bir organizasyon olarak belirtilmiş. Suçlamaları kabul etmiyorum, tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum." dedi.
Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, tahliyelerini ve beraatlarını istedi.
Söz alan sanık avukatları da müvekkillerinin savunmalarına katıldıklarını belirterek, sanıkların tahliyelerini ve beraatlarını istedi.
"Oğlumun hayatından endişe ediyorum"
Müşteki S.T. de oğlunun yaklaşık 2 yıldır bu grubun içerisinde bulunduğunu söyleyerek, "Oğlum bu grubun içine girdikten sonra okulu bıraktı, bilgisayar mühendisi olacaktı. Eve gelmiyor, kimlerle kaldığını bilmiyorum. Oğlumun hayatından endişe ediyorum. Bu tür yerlerin doğru olmadığına inanıyorum." şeklinde konuştu.
Celseden önce gelen belgelerin zapta geçirilmesinin ardından görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini ve dosyadaki eksik belgelerin tamamlanmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, E.A, K.A. ve M.K. isimli 3 sanığın adli kontrol hükümleriyle tahliyesine, aralarında Halis Bayancuk'un da olduğu 8 sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, dosyadaki eksik belgelerin tamamlanması için duruşmayı 6 Şubat 2018'e erteledi.