Demirtaş: PKK elini tetikten çekmeli
Selahattin Demirtaş, hükümete müzakere çağrısında bulundu ve "PKK derhal elini tetikten çekmeli" dedi
Van'da düzenlenen mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, müzakere çağrısında bulundu ve "PKK derhal elini tetikten çekmeli" dedi.
Barışa dair adımların bu hafta atılmasını gerektiğini belirten Demirtaş, PKK'ya da çağrıda bulundu. Demirtaş, "Bugün iki tarafa da sesleniyoruz. PKK derhal elini tetikten çekmeli, hükümet bir an evvel diyalog için hazır olduğunu beyan etmelidir" ifadelerini kullandı.
Savaş isteyenlerin halkın barış sesi karşısında geri adım atmak zorunda kalacağını kaydeden Demirtaş, şöyle konuştu:
"Silahların susması ve müzakerenin başlaması için her ortamda tepkimizi ortaya koymalıyız. Bugün hükümet operasyonları durdursa PKK eylemlerini durdurmasa da bunun adı ateşkes ya da çatışmasızlık olmaz. Tam tersi de olsa ölümleri durdurmuş olmayız. Tek taraflı olmayacaktır. Van'dan büyük bir mitingle bütün topluma ve taraflara bir kez daha güçlü barış çağrısı yapmış olacağız. Bu ses her kesimden yükselirse bugün, yarın ya da bir hafta içinde önemli gelişmeler olabilir. Bunu toplumun barış çığlığına güvenerek ifade ediyorum. Anneler babalara sesleniyorum, bu çocuklar kolay yetişmiyor, bir ömür harcıyorsunuz bu gençleri yetiştirmek için. Böylesine siyasi emeller ve iktidar uğruna ölmesine izin vermeyin. Bulunduğunuz yer yerde biz savaş istemiyoruz deyin. Halk talimat verirse siyasetçiler bunun gereğine yapmak zorunda kalırlar. Barış için elimizden ne geliyorsa bütün milletvekili partililerimizle birlikte bu çabanın içindeyiz."
'Çin malı milliyetçilerdir bunlar'
Demirtaş, bir dezenformasyonla karşı karşıya olduklarını, HDP'nin dışında barış için çalışan bir partinin bulunmadığını ileri sürerek, AK Parti ve MHP sözcülerinin ağzından bir tek barış sözcüğünün bile çıkmadığını, her gün cenazeler gelse daha mutlu olacaklarını iddia etti.
Savaş çağrısı yapanların ülkede vatansever ilan edildiğini ancak HDP'nin "kardeş kardeşi vurmasın, silahlar sussun" dediği için vatan hainliğiyle suçlandığını savunan Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:
"Bunların milliyetçilikleri, vatanseverlikleri de çakmadır. Çin malı milliyetçilerdir bunlar. Dünyanın en çakma milliyetçileri maalesef Türkiye'de. Türkiye'nin en büyük partisi barış partisidir. Türkiye'nin yüzde 80'i barış, silahsız çözüm istiyor. Hepimiz bu partiye uymak zorundayız. Kışkırtmalara, tahriklere rağmen, her gün itibarsızlaştırma, hedef gösterme girişimlerine rağmen barış çağrılarından vazgeçmeyeceğiz. Gençlerimizin tabutlara bırakılmasına sessiz kalamayız. Biz ucuz siyasetçi olsaydık, tek derdimiz oy olsaydı yerimizde otururduk. Çünkü, savaş politikası AKP'yi bitirir. Biz savaşı durduracağız. Barajın altında kalmayı bile göze alırız. Bizim izin önemli olan kanın durmasıdır. Türkiye'nin birliği içinde kardeşliğini huzurunu gerçekleştirebilirsek, Türkiye geleceğe güvenle bakan ülkeye dönüşürse o zaman rahat etmiş olacağız. Partimiz de hedeflerine ulaşmış olacak."
'İki tarafa da çağrı yapıyoruz'
Kim yanlış yaparsa, bu toplumda barış isteğine duyarsız kalırsa tepkilerini ortaya koyacaklarını vurgulayan Demirtaş, "İki tarafa da çağrı yapıyoruz. PKK derhal elini tetikten çekmeli, ateşkese uyacağını ilan temelidir, hükümet derhal askeri operasyon ve güvenlik seçeneğini bir kenara bırakmalı, müzakere için hazır olduğunu ilan etmelidir. Dolmabahçe'de açıklanan deklarasyon Türkiye toplumunun önünü açacak tarihi belgedir. Kalınan noktadan ileri gidilerek, müzakere yürütülmesini sonuna kadar destekliyoruz" dedi.
Demirtaş, barışın acil bir görev olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan bunu talep etmediklerini, Hükümetin bunu yapmaya mecbur olduğunu söyledi. Davutoğlu'nun bir talimatıyla 70 savaş uçağının kalktığını ifade ederek, "İmralı kosterini neden kaldırtmadığını" sordu.
Bir masa etrafında oturarak konuşmaktan daha erdemli bir şeyin olmayacağını, tüm ülkenin masada konuşarak sorunu çözmek varken neden bu kadar ölümün yaşandığını kendisine sorması gerektiğini ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:
"Medeni toplumlar gibi oturup çözme şansı varken, neden dağlar bombalanıyor, yollar kesiliyor, araçlar yakılıyor, karakollar patlatılıyor. Nedir bu, mecbur muyuz bunu kabul etmeye? Bu ülke hepimizin ortak vatanıdır. Vatan tehdit altındaysa hep birlikte cepheye gidelim ama ortada bir vatan savunması yok. Sadece görüşmeler yapılacak, çözüm konusunda anlaşma sağlanacak ve silahsızlanma başlayacak. Bu kadar basit bir çözme şansı varken neden operasyonlar yapılıyor. Bunu kabul edemeyiz. Seçeneksiz değiliz. Bize 7 Haziran'da oy veren herkes, oy vermeyip bize gönülden dua eden herkes barış için bunu yapmıştır. Biz ülkemizin birliği içinde özgür sivil demokratik bir anayasa için halkımıza söz verdik ve bunu gereğini yapacağız. Vicdanlarda erini sağlamlaştırarak Türkiye'nin partisi olduk ve olmaya devam edeceğiz."
'İki taraf da o zaman buna mecbur kalacak'
Demirtaş, onurlu ve erdemli bir işi için uğraştıklarını ve kuru hamasete ayıracak zamanlarının olmadığını ifade ederek, bu hafta barışa dair en somut adımların atılmasını istediklerini söyledi.
Hafta boyunca her yerden "barış istiyoruz" seslerinin yükselmesi gerektiğini belirten Demirtaş, şunları kaydetti:
"İki taraf da o zaman buna mecbur kalacak. Halkın sesine kimse sessiz kalamaz. Bütün Türkiye toplumundan ricamdır. HDP ve MHP el ele sokağa çıksın ve 'Biz barış istiyoruz' desin. Bakın o zaman neler değişiyor. 'İktidar uğruna, kendi tek partili iktidarları uğruna Türkiye'yi ateşe atmalarına izin vermeyeceğiz' desin. Sakın ola Türkiye toplumu karamsarlığa kapılmasın. Yıllarca sürecek savaş girdabına girdik diye düşünmeyin. Suriye'de bizler gibi düşünenler olsa Suriye bu durumda olmazdı. Yüz binlerce insan katledildi. Suriye'nin yarısı kendi topraklarını terk etti, mülteci konumuna düştüler. Bütün kentleri harap oldu. Medeniyet ülkesi harabeye döndü. Buna benzer günlerden geçerken sağduyuyla davranamadılar. Onların bir HDP'si yoktu. Savaşa karşı çıkan siyasetçileri yoktu. Biz bunlar gibi kışkırtıcı olsak ülkenin düşeceği durumu bir düşünün. Ben 'Bu partiye oy verenler şerefsizdir' desem ne olur bir düşünün. Resmen insanları bir birine karşı tahrik etmek için ellerini ovuşturuyorlar. Biz bu ülkeyi seviyoruz. Coğrafyasının her köşesini seviyoruz. Biz insanlarımızı seviyoruz. İnsanlarımız hangi partiye o verirse versin şereflidir. Biz bütün toplumu böyle kucaklıyoruz."
Demirtaş, siyasete kendi ikballeri için girmediklerini, siyaseti bırakmasıyla barışın geleceğine inandığı gün siyaseti bırakmaya hazır olduğunu söyledi.
'Annelerin yüreğinin yanması onları ilgilendirmiyor'
HDP'yi baraj altında bırakarak bedava milletvekili elde etme siyasetinin yürütüldüğünü iddia eden Demirtaş, "Baraj altında kalsak HDP'nin Van'daki 7 milletvekili bedavadan AK Parti'nin olacak. Bunun için uğraşan bir anlayıştan özgürlük beklenebilir mi? Biz artık HDP olarak ülkenin kurucu iktidarıyız. Muhalefet gibi düşünmeyeceğiz, sorunları nasıl çözeceğimizin planlarını ortaya koyacağız. Olası bir seçimde HDP'nin hedefi iktidardır. Bu anlayışın ülkede iktidara gelmesi lazım. Bu bizim açımızdan kesinlikle gerçekleşebilir bir hedeftir. Bizi baraj altında bırakmak isteyenleri sandıkta öyle bir cevap vereceğiz ki ülkeyi selamete çıkaralım" dedi.
Basının objektif dil kullanmasının, basın ahlakına uygun habercilik yapmasının önemine değinen Demirtaş, "Bu barış sürecinde hepimizin işini kolaylaştırır. Askerden daha asker olan gazeteciler var. Masasında, oturduğu yerden klavye savaşı yapan gazeteciler var. Bunlar o ay alacakları dolgun maaşlara bakıyorlar. Annelerin yüreğinin yanması onları ilgilendirmiyor. Bugün kışkırtıcı habercilik yapanlar, kirli yüzleriyle baş başa kalacaklar. Barışçı toplumda size yer yok. İşsiz kalacaksınız. Savaş kışkırtıcılığını yapanlar eminim ki toplum barışla buluştuğunda halktan af dileyerek toplumun içine çıkabilecekler. Sizi Allah'a havale ediyoruz. Bu yaptıklarınızın hesabını Yaradan'a vereceksiniz" diye konuştu.