Demirtaş'ın iddialarına cevap verdi

Başbakan Erdoğan , BDP'li Demirtaş'ın Uludere açıklamalarına karşılık, "Bu tarz siyaset seviyesiz siyasettir, ahlaksız siyasettir" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Güya Uludere'de operasyon bana sorulmuş; '50 kişilik grup var, içlerinde sivil var, ne yapalım' diye sormuşlar. Ben de BDP Genel Başkanı'nın o çirkin iddiasıyla söylüyorum; 'neye mal olursa olsun vurun' demişim. İşte bu tarz siyaset seviyesiz siyasettir, ahlaksız siyasettir" dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, partilerini kurdukları günden beri "siyasetin tek limanı ahlaktır" ilkesini vurguladıklarını belirterek, "yalan ve iftira; siyasetin bir cüzü, bir unsuru olamaz, hakaret bir cüzü, unsuru olamaz. Biz bunu en baştan itibaren şiddetle karşı çıktık,karşı çıkıyoruz" diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Elinde belgesi, delili olmayanların özellikle çok mühim, çok kritik meselelerde ortaya bir iftira atarak zihinleri bulandırması siyaset değildir. İftira atarak, yalan söyleyerek gündemi değiştireceklerini zannedenler aldanırlar, kendilerini de aldatırlar. İftira atarak, yalan söyleyerek karşılarındakini küçülteceklerini zannedenler tam tersine kendisini küçültürler."
BDP Genel Başkanı Demirtaş'ın kendisiyle ilgili hiçbir mesnedi, dayanağı olmayan, hiçbir belgeye hatta bilgiye dayanmayan bir iddia ortaya attığını belirten Erdoğan, "Güya Uludere'de operasyon bana sorulmuş, 50 kişilik grup var, içlerinde sivil var, 'ne yapalım' diye sormuşlar. Ben de BDP Gene Başkanı'nın o çirkin iddiasıyla söylüyorum 'neye mal olursa olsun vurun' demişim. İşte Bu tarz siyaset seviyesiz siyasettir, ahlaksız siyasettir. Bunlar, her zaman söylüyorum ya, 5 koyunu ellerine ver güdemezler, kaybedip dönerler veyahut da tenha bir yerde kesip kebap yapma yoluna giderler" dedi.
Bu iddianın içinde şark kurnazlığı var
Erdoğan, "bu iddianın, bu ithamın içinde cahillik, tecrübesizlik, husumet, şark kurnazlığı olduğunu" belirterek, şöyle konuştu:
"Ama daha vahimi bu iddianın, bu ithamın içinde maalesef siyasi ahlaksızlık var. Böyle bir hezeyanı gündeme getirmek, sadece ve sadece acziyettir. Siyaset, muhalefet üretemeyenler işte böyle acziyet üretirler, ürettikleri acziyetten çare umarlar ve o acziyetin altında kalırlar.
Şunu BDP Genel Başkanı'na hatırlatmak isterim; Başbakan'a yönelik bu tür cahilce iddialar, BDP'nin Uludere hadisesini istismar çabalarını, Uludere hadisesi için yapılan basın toplantısında da kahkaha atma ahlaksızlığını örtmez, örtemeye de yetmez. Bu cahilce ithamlar, BDP'nin artık gizlenemez hale gelen kimlik bunalımını da saklamaya, örtmeye yetmez.
Siz dağa sormadan adım atmadınız
Biz güvenlik güçlerimize genel çerçevede yetki veririz. Siyaset budur, Hükümet etme budur. O genel çerçeve içerisinde de güvenlik güçlerimiz ama TSK ama Emniyet o genel çerçeve içerisinde yetkisini kullanır. Gerekirse bazı konularda yine bize danışabilirler, sorabilirler. Ama tabii bunların bugüne kadar böyle bir şey yapmaları söz konusu olmadığı için, bunlara talimat dağdan geldiği için böyle yapmaları mukadder. Sürekli olarak İmralı'yı adres gösteriyorlar, sonra da çıkıp diyalogdan, siyasette muhatap alınmaktan bahsedeceksiniz. Biz sizi siyasette muhatap aldık. Ben de görüştüm, yardımcılarım da görüştü, defaetle görüştüler. Ama siz dağa sormadan, İmralı'dan haber gelmeden hiçbir zaman adım atamadınız. Sizin iradeniz yok, karar verme yetkisiniz yok. Ancak oralardan size müsaade gelirse siz adım atabilirsiniz. Ama biz sadece ve sadece halkımıza soruyoruz, halkımızdan aldığımız yetkiyi de kullanırız.
Kimseye ayrıcalık yapılamaz
Bir uluslararası toplantıdan dönerken medya mensuplarıyla uçakta yaptığımız görüşmede de söylemiştim; Biz özelikle terör örgütüyle mücadele ederiz ve siyasi temsilcileriyle de müzakere ederiz demiştim. Ben bu sözümün yine arkasındayım. Ama bu çerçeveyi iyi korumaları lazım. Söyledikleri ne? Efendim, 'BDP'yi kriminalize ediyormuşuz.' Açık söylüyorum; kim ilegaliteye bulaşırsa, kim terör örtüyle içli dışlı olursa, kim hak hukuk tanımazsa, yargı da gider gereğini yapar. Kimsenin hukuk karşısında imtiyazı yoktur, kimseye de ayrıcalık yapılamaz. "
CHP tam bir acziyet içinde
Erdoğan, "BDP'nin bu cahilce iddialarının ötesinde daha büyük bir vahamet olduğunu" belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP Genel Başkanı da BDP'nin bu ahlak dışı iddiasına, iftirasına sahip çıkmış. BDP Genel Başkanı'nın bu iddiasını tekrar etmek gibi bir hata işlemiştir. Sadece BDP değil, Anamuhalefet partisi CHP tam bir acziyet içinde. CHP o kadar acziyet içinde ki en başından itibaren Uludere hadisesinde BDP'nin peşine takılıp gitmekten hiç gocunmadı, hiç yüksünmedi.
Meğer lokomotifi BDP, vagonu da CHP imiş
Ben halk oylaması ve 12 Haziran seçimleri öncesinde CHP'nin lokomotif, BDP'nin de onun vagonu olduğunu söylemiştim. Sözümü geri alıyorum; meğer lokomotifi BDP, vagonu da CHP imiş. Bu tren artık nereye gider, hangi istasyona gider, onu da milletimin takdirine ve muhayyilesine sevk ediyorum. Bakın Anadolu'da çok güzel bir söz var; 'Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste...' İşte CHP'de o ah, çıkıyor, aheste aheste çıkıyor. 
Kılıçdaroğlu'ndan son derece memnunuz
CHP Genel Başkanı, partisinin içindeki sıkıntıları aşmak için, güya gündemi değiştirmek için akla ziyan açıklamalar yapıyor, akla ziyan iddialara sarılıyor. Kendi arkadaşlarının kendisiyle ilgili iddialarına çıt çıkarmayan Sayın Kılıçdaroğlu, belki gündemi değiştiririm diye BDP'nin ipine, BDP'nin hezeyanlarına sarılıyor. Kusura bakmayın Sayın Kılıçdaroğlu biz söyleyeceğimizi zamanında söyledik. Manşetle gelen,manşetle gider. Ayak oyunlarıyla gelen, ayak oyunlarıyla gider. İşte bir CD olayı, 'ben aday değilim' diye genel başkanını ziyaret et, çıkınca o açıklamayı yap, ertesi gün de hemen aday oluver. Çok dürüst bir insan maşallah. Ama Allah var, biz AK Parti olarak Sayın Kılıçdaroğlu'ndan son derece memnunuz."
Bu konularda ilginizi çekebilir