Denklemsiz siyasi bütçe

Türkiye ekonomisinin, siyasetinin ve toplumun ihtiyaçlarıyla ve talepleriyle sıkı sıkıya ilişkili olan Bütçe, Meclis'te bu ilişkinin taşıdığı ağırlığın çok gerisinde, ele alınıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 

Bütçe adeta kaynaklar ve harcamaların özenle belirtilmesinden başka bir işlevi olmayan 'teknik' bir belge gibi algılanıyor. En azından kamuoyuna yansıyan 'yüzeydeki görüntü' bu şekilde…

Erhan BİLGİN

İSTANBUL - Son yıllarda iktisadi alanda Türkiye'de gittikçe artan bir eğilim var. Bu eğilim, iktisadın siyasetten ve sosyal boyutundan kopartılması biçiminde tezahür ediyor. Tarihi, siyasi ve sosyal boyut dışlandıkça, iktisat teknik bir analiz unsuruna dönüşüyor.  Her yıl Meclis'ten özel bir kanunu olarak geçmek zorunda olan Bütçe de sosyal ve siyasi içeriğinden arındırılmış şekilde gayet 'steril bir mali belge' olarak ele alınıyor, iktisatçıların çoğu tarafından. Daha steril hale getirilmesi ve algılanması için birçok iktisatçı kıymetli öğütlerini de esirgemiyor değil…
Hiç kuşkusuz, son yılların 'Bütçe süreci'nin siyasi gündemde tali bir yer işgal etmesinde, sos-yal muhalefetin tepkilerinin sınırlı olması ile sendikaların ve işçi kitlesinin sessizliğinin de çok büyük rolü oldu. Böylece Bütçe adeta toplumla bağı olmayan, genel ve kapsamlı bir muhasebe cetveli haline dönüşüverdi.

Akustik ve içerik
İyi ki Star Gazetesi'nin iktisatçı yazarı Cemil Ertem 2013 Bütçesi tam da Meclis'e indiğinde konuyu yeniden ele aldı da (Star, 25 Ekim 2012) Bütçenin siyasi boyutuna dikkat çekilmiş oldu!  “…bütçe, hükümetlerin cari yıldaki en politik dokümanıdır" diye yazdı Ertem. Şunları da ekledi: “…Bütçe aynı zamanda politik bir çıkış olarak bütünlüklü alternatif iktisat tasarımıdır." Ertem, siyaset ile bütçe ilişkisinin önemine vurgu yapmak için olsa gerek muhalefeti, alternatif bir bütçe taslağı hazırlamadığı hatta böyle bir taslağı hazırlayacak entelektüel birikiminin olmadığı için de eleştirdi. Ertem yazısının sonunda “…bütçe politiktir. … bütçeler halk için olacaksa sürekli fazla vermek için yapılmaz. Bütçede amaç, az açık vermek ya da fazla vermek değildir. Amaç halktan aldığını halka vermektir. …' ifadesini kullanıyor.

İktisadi kavramlar bazen içeriklerinden bağımsız olarak hatta akustikleriyle anlam taşıyabilir, belli ve güçlü bir istikâmete işaret edebilirler. Ertem'in 'bütçe politiktir' ifadesi de ilk bakışta bütçenin gerçek anlamı ve boyutunu ifade eden bir tınıya sahip gibi görünüyor. Ama Ertem'in yazısının bütününe bakıldığında bu tınının yazıya derinlik katmak için kullanılan bir 'seda' olduğu anlaşılıyor. Çünkü Ertem'in 'bütçe politiktir' ifadesi yalnızca hükümet politikalarıyla sınırlı. Hatta bütçede  -her modern kapitalist ekonomide olduğu gibi- farklı bütçe alanları arasında düğümlenen kaynak dağıtımına ilişkin çelişkiler dahi dikkate alınmamış. Bütçe kaynakları-bütçe harcamaları-transferler-personel ödenekleri-bütçe denetimi gibi sıralanan 'bütçe denklemi' kurulmamış.

Ertem'in bütçe politiktir ifadesinin sedası, çıkardığı gürültü ile bütçeyi siyasi bir belge yapan gerçek arka planının üstünü örtme işlevi mi görüyor? Sanmıyorum… Ertem'in yazısının bütünündeki eklektik tarzın bir ürünü gibi görünüyor, bütçe siyasidir ifadesi.
Fakat bütçenin siyasi bir boyutunu ortaya koymak için, yalnızca yüzeydeki siyasetin yani parlamentoya yansıyan ve parlamento dışı siyasetin bütününe bakmak da yetmez. Bu siyasetlerin üzerinde yükseldiği ekonomik-sosyal çıkar ilişkilerinin, sosyal rollerin, sınıfların kompozisyonunun oluşturduğu denkleme bakmak gerekir. Böyle bir 'bütçe denklemi' oluşturulmadan bütçenin 'teknik' düzeydeki analizi bile kapsayıcı olamaz.
Şunu da belirtmeli ki, söz konusu denklem sermaye birikim yasalarından, rekabetin yasala-rından, işgücü piyasasının durumundan, kentleşme düzeyine göre şekillenir. Bu nedenle modern kapitalist bir ekonomide hiçbir hükümet, -demokrasinin düzeyi hangi düzeyde olursa olsun- bu denklemden bağımsız bir bütçe tasarlayamaz. Kapitalist ekonominin işleyişinin ihtiyaçları, hiçbir hükümete kendi başına, diyelim ki parti programına uygun bir hareket imkânı bırakmaz. Bütün bunlar o denklemdeki güçler dengesine göre bütçe politikasını şekil-lendirir. Hükümetlerin de özerk müdahale alanları vardır. Ama bunlar da güçler dengesine göre şekillenmiş bütçe politikasının esasını bozamaz.

2013 Bütçesi'nin ana çizgilerine de baktığımızda bu durumu görüyoruz. Örneğin 2001 kri-zinden sonra sistematik olarak teşvik edilmeye devam edilen şirketlere bütçede vergi yükü getirilmesi düşünülemezdi. Nitekim getirilmediği gibi, öyle anlaşılıyor ki dolaylı vergilerin bütçe içindeki payı artırılarak, şirketler kesiminin bütçe gelirlerindeki vergi payı 2013'te azaltılmış olacak. Yine 2001 krizinden sonra daha organize hale getirilen sosyal yardım fonlarının azaltılması, mevcut işsizlik, yoksulluk ve nakdi ücret koşullarında pek de mümkün görünmüyor. Dolayısıyla 2013 bütçesinde bu harcamaların mutlak düzeyi ve bütçe içindeki payı önemli ölçüde korunmuş durumda.

Bütçenin denetimi ve siyaset
Bütçenin siyasi düzeyinin en önemli ölçüsü kontrol mekanizmaları… Bütçeye ilişkin kontrol mekanizmaları ne kadar sosyal alanı kapsıyorsa ve ne kadar etkinse Bütçe'nin siyasi boyutu o ölçüde güçlü demektir. Bütçeye içkin olan Meclis denetiminin etkinleştirilmesi ve Bütçenin Meclis dışında toplumun geniş kesimlerinin bilgisine açılması ile ilgili. Böylesi bir kontrol bütçenin şeffaflaşmasını da görülmemiş ölçüde hızlandırır. Bir başka nokta önceki dönemin bütçesinin 'kesin hesapları'nın yine etkin bir denetimle uygun olup olmadığının tespit edilmesi gerekliliğidir.
Denetim, kesin hesaplar, şeffaflık… Bütün bunlar Cemil Ertem'in bütçe repertuarında şimdilik yer almıyor. Bütçenin politikliğini yalnızca hükümet uygulamalarına indirgediği için de yer alması yakın zamanda mümkün olmayacaktır.

Bu konularda ilginizi çekebilir