Dışişleri Bakanlığı: AB Raporu dengesiz
Dışişleri Bakanlığı, AB'nin Türkiye İlerleme Raporu hakkında görüş bildirdi. Bakanlık açıklamasında, "Bu haliyle rapor dengesiz bulunmaktadır" denildi.
ANKARA - Dışişleri Bakanlığı, AB'nin Türkiye İlerleme Raporu'nun adil ve dengeli olduğu ölçüde AB'ye katılım süreci dahil Türkiye-AB ilişkilerine katkı sağlayacağını belirterek, "Bununla birlikte, geçtiğimiz yıllarda da olduğu üzere bahse konu belgelerde olumlu unsurlardan ziyade olumsuz unsurlara odaklanıldığı ve ağırlık verildiği müşahade edilmektedir. Bu haliyle rapor dengesiz bulunmaktadır" görüşünü bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı, AB Komisyonu'nun yayımladığı Türkiye 2012 İlerleme Raporu ve Genişleme Stratejisi Belgesi'yle ilgili açıklama yaptı.
Açıklamada, ilerleme raporlarının Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım sürecinin takibinde önemli araçlardan biri olduğu belirtilerek, "Bu bakımdan raporda yer alan tespitler tarafımızdan dikkatle incelenmekte, görüşlerimiz geçtiğimiz yıllarda olduğu üzere, komisyonla ayrıntılı biçimde paylaşılmaktadır. İlerleme raporunun adil ve dengeli olduğu ölçüde AB'ye katılım sürecimiz dahil Türkiye-AB ilişkilerine katkı sağlayacağı açıktır" denildi.
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Yeni anayasa çalışmaları, 3'üncü Yargı Reformu Paketi, Kamu Denetçiliği kurumunun tesisi gibi adımlara işaretle siyasi reformlarımızın devam etmekte olduğu, Türkiye'nin dinamik ekonomisi, stratejik konumu ve önemli bölgesel rolüyle AB için anahtar bir ülke konumunda bulunduğu, dış ve güvenlik politikası alanında AB ile siyasi diyaloğun önemli ölçüde arttığı, ekonomimizin güçlü biçimde büyümeye devam ettiği, işleyen bir pazar ekonomisine sahip olduğumuz, AB müktesebatına uyum bağlamında üyelik şartlarını yerine getirme konusunda gelişme sağlanmaya devam edildiği, anılan iki belgede komisyonca teslim edilen başlıca olumlu hususlardır. Ayrıca PKK'nın AB terörist örgütler listesinde yer aldığı hatırlatılarak, tüm terörist saldırıların AB tarafından kınandığı da vurgulanmıştır.
Bununla birlikte, geçtiğimiz yıllarda da olduğu üzere, bahse konu belgelerde, olumlu unsurlardan ziyade, olumsuz unsurlara odaklanıldığı ve ağırlık verildiği müşahade edilmektedir. Bu haliyle rapor dengesiz bulunmaktadır."
Bakanlık açıklamasında, AB Komisyonu'nun adalet ve içişleri sahasında geniş diyalog ve işbirliğinin geliştirilmesi üzerinde de durduğunu, yasadışı göçle mücadele bağlamında Türkiye ile AB arasında parafe edilen Geri Kabul Anlaşması'nın imzalanmasına önem verildiğini dikkate getirdiğini bildirdi.
Açıklamada, "Anlayışımız, bu hususun vatandaşlarımıza vize serbestisi sağlanması konusunda AB'nin atacağı adımlarla eş zamanlı olması gerektiği yönündedir. Keyfiyet AB tarafına her seviyede esasen bildirilmiştir" denildi.
Kıbrıs
Açıklamada, Kıbrıs konusunda ise şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki yapıcı tutumu malumdur. Adada kapsamlı bir çözüm için Türk tarafı her türlü gayreti sarf etmiştir. Türkiye'nin çözüm müzakerelerine ilişkin açık desteğini ortaya koymaya devam ettiğine raporda işaret edilmiş olması memnuniyet vericidir. Buna karşılık, AB Komisyonunun müzakerelerin tıkandığı tespitini yaparken Rum tarafının bu olumsuz neticeye ilişkin sorumluluğunu sorgulamaması da ciddi bir eksikliktir. AB'nin kendi hatası sonucu ithal ettiği Kıbrıs sorununa taraf olması değil, çözüme katkı sağlaması beklenir. Bu da ayrımcı ve taraflı tutumunu gözden geçirmesiyle mümkündür.
Güney Kıbrıs Rum yönetimiyle 'ikili ilişkilerimizin normalleştirilmesi' beklentisinin komisyonca yineleniyor olması, tutumumuzun ve siyasi gerçeklerin gözardı edilmesinden başka bir anlam ifade etmemektedir. Bu çerçevede, tarafımızdan yapılan bazı açıklamaların 'tehdit' olarak takdim edilme yaklaşımının tekrarlanması kabul edilemez niteliktedir."
Türkiye'nin AB'ye üyelik yolunda gayretlerini kararlılıkla sürdürdüğü hatırlatılan açıklamada, reformlara halkın ihtiyaç ve beklentileri temelinde devam edileceği vurgulandı.
Açıklamada, "Yaklaşık 50 yıllık geçmişi bulunan AB'yle ilişkilerimiz çok boyutlu ve derin bir nitelik taşımaktadır. Bu ilişkinin muhafazası ve daha da ilerletilmesi temel hedefimizdir. AB'nin de taahhütleri temelinde sağduyu ve öngörüyle katılım sürecimizi ortak çıkarlarımıza hizmet edecek şekilde olumlu sonuçlandırmak konusunda gerekli adımları atması önem taşımaktadır" ifadesi kullanıldı.