Doğaltaşcıların hükümet desteğine ihtiyacı var

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Ali GÜR / Burdur Mermerciler ve Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Madencilik gelişmiş ülkelerin bugünki teknoloji ve refah düzeylerine ulaşmalarında önemli bir rol oynadı. Ancak Türkiye'de hala hakettiği öneme kavuşmadı. Doğaya zarar vermek gibi yanlış ve eksik bilgilendirmeler, Türkiye madencilik sektörünün önünde engeller oluşturuyor, geniş kitlelerin madencilik sektöre karşı olumsuz düşüncelere sahip olmasına neden oluyor.

Dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenden 77'sinin Türkiye'de bulunduğu bunların bugünkü piyasa değerinin 2,5 trilyon doların üzerinde olduğu biliniyor. MTA'nın muhtemel rezerv araştırmalarına göre Türkiye'de 15,8 milyar ton dolomit 13,9 milyar ton mermer, 1,2 milyar ton taş kömürü, 3 milyar ton bor, 6.500 ton altın, 2000 ton gümüş var. Ülkemizin maden kaynakları oldukça zengin. Türkiye 3,8 milyar metreküp işlenebilir mermer, 2,7 milyar metreküp traverten ve 995 milyon metreküp granit olmak üzere toplam 7,5 milyar metreküp doğal taş rezervi ile dünya potansiyelinin yüzde 40'na sahip.

Ayrıca yarattığı katma değer çoğu sektörün üzerinde. Bu rakam blokta yüzde 28, mamulde yüzde 115'tir. Sektörde 7 bin 200 firmanın yarattığı istihdam 220 bin kişidir. Ama üretirken istihdamın ve ihracatın haklı gururunu değil, yüzleri eğdiği bir sisteme döndük. İşçi para yok diye gelip boynunu büktüğünde, işveren boynunu büküyor. Derdimiz aynı.

Devlet birbiriyle çelişen, içinden çıkılmaz bir yetki ve mevzuat yapısı içinde sektörü adeta çembere almış durumda. Son dönemde kriz döneminde bankalar uygulamaları ile resmi kurumları da geçmiş durumda. Medyada bankaların kâr rekabetiyle boy göstermelerine üzülüyorum. Mevduat artırılıyor, kredileri kısıyorlar, ağır koşullar öne sürerek kredi açmamayı yeğliyorlar. Bunun nereye kadar süreceğini hep birlikte göreceğiz. Zor koşullarda mermeri çıkaran sektörümüz, dünyadaki rakiplerine meydan okuyabiliyor da, devletin rekabetini bir türlü aşamıyor, derdini anlatamıyor. Oysa ekonomi yönetiminin teşviğe değer bulmayıp dışladığı bu sektör, ihracatını sadece kendi dinamikleriyle 20 yılda 3 milyon dolardan 1.5 milyar dolara a çıkarmayı başarmış, 12 milyar dolar olan dünya ihracatının yüzde 10'nunu gerçekleştirmiştir.

Türkiye'nin toplam maden ihracatının yüzde 50'sini mermer ve doğal taş oluşturuyor.Sektör üretiminde ağır iş makineleri dışında ithal girdi ve ekipman kullanılmıyor. Biz üreticiler her şeyden önce sabırlı olmak,  yürütmeden ümidimizi kesmeden, iş yerlerimizi çalıştırmak, üretim maliyetlerimizi minimize etmek ve istihdamımızı korumak zorundayız. İhracatımızı artırmalı,  yeni pazar arayışlarına girmeli,kaliteli üretimi zamanında mal teslimi ile birleştirmeliyiz. Cazip ambalaj ve proje odaklı çalışma gibi konulara da dikkat etmeliyiz.

Bu süreçte hükümetten beklentilerime gelince: Öncelikle KOBİ'lerin bankalarla ve leasing şirketlerinin

ilişkilerinde araya girmeli, çıkaracağı genelgelerle özellikle günü geçmiş borçların günün şartlarına uygun faiz oranlarıyla yapılandırmalarını sağlamalıdır. Hükümet, bizleri tek taraflı belirlenen temerrüt faizlerinden, icra harçlarından ve  yüzde 15'lere varan avukatlık ücretlerinden kurtarmalıdır.Yine hükümet vergi dairelerine ve sosyal güvenlik kurumuna olan KOBİ borçlarını en az 1 yıl ertelenmeli veya asgari 36 aya varan vadelerle, günün koşullarına uygun faiz oranıyla yapılandırmalıdır. İhracatçı firmaların dünya pazarlarına rakibi olan ülkeler karşısında gücünü artırmak için maliyetini olumsuz etkileyen enerji, akaryakıt ve asgari ücretten alınan prim ve vergiler üzerinde mutlaka iyileştirmeler yapılmalı. 2008 Haziran ayından geriye dönük 2 yılda takibe düşmüş borcu olmayan firmalara 1 milyon TL ve 4 yıl ödeme süreli Kredi Garanti Fonu kredisine işlerlik kazandırılmalı, bankaların bu konudaki isteksiz tutumlarının ortadan kaldırılması sağlanmalıdır. Eximbank'ın ihracatçıya yönelik kredilerinde hatırı sayılır bir rakam ve makul bir süre ile boy göstermesini de istiyoruz. Mermer ve doğal taş sektörünün bölge ayırımı olmadan sektörel teşvik kapsamına alınması ise hükümetten  öncelikli bekletimizdir.

Bu taleplerin hiç biri yürütme açısından yapılamayacak şeyler değil. Bunlar yapıldığı takdirde önümüzdeki 2 yıl içinde en az 3 milyar dolar ihracat ve 450 bin istihdam bizim için ulaşılması zor rakamlar olmaktan çıkar.

Bu konularda ilginizi çekebilir