Dünyanın gündemi Türkiye
Dünya gündemini Türkiye ile Suriye arasındaki jet krizi işgal ediyor. Ülkeler Türkiye'nin atacağı adımı dikkatle takip ederken ardı ardına açıklamalarda bulunuyorlar.
İSTANBUL - Dünyanın gündeminde geçtiğimiz Cuma Suriye'nin düşürdüğü Türk jeti var. Olayın ardından ardı ardına kınama ve itidal çağrıları yapan dünya devletleri Türkiye ve Suriye arasındaki tansiyon konusunda endişeliler.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağın Suriye tarafından düşürüldüğünü doğrulaması ardından Birleşmiş Milletler Türkiye'ye itidal çağrısı yaparken, Amerika Birleşik Devletleri de Suriye sert çıkmış "Küstah Suriye karşısında Türkiye ile birlikteyiz" demişti.
Cumartesi günü Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cihad Makdissi, RF-4E tipi keşif uçağının düşürülmesinin bir kaza olduğunu, saldırı olmadığını söylemiş, uçağın Türkiye'ye ait olduğunu ancak vurduktan sonra tespit ettiklerini bildirmişti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise bu açıklamayı yalanlamıştı.
Dün öğle saatlerinde Suriye'ye nota veren Türkiye bugün Bakanlar Kurulu toplantısında krizi tartışıyor. Başbakan'ın atılacak adımlar hususunda yarın gerçekleştirilecek grup toplantısında kamuoyunu bilgilendirmesi bekleniyor. Dış basının dikkatle takip ettiği konuda, dünya devletlerinin ilgili açıklamaları da devam ediyor. Son olarak İran Cumhurbaşkanı Yardimcısı Ali Saidlo'nun Çarşamba günü Ankara'ya geleceği öğrenildi.
AB Dışişleri bakanları Suriye'yi kınadı, Türkiye'nin tavrını övdü
Lüksemburg'da toplanan AB dışişleri bakanlarının ilgili kararında, "Avrupa Birliği, Suriye'nin 22 Haziran'da kabul edilemez şekilde Türk uçağını düşürmesini kınar. Olaydan etkilenen havacıların ailelerinin acısını paylaşır ve Türkiye'nin ölçülü ve sorumlu ilk tepkisini över" denildi.
AB kararında, bu olayın acilen ve bütünüyle soruşturulması gerektiği vurgulanarak, bu kapsamda Suriye'den, Türkiye'yle tam işbirliği içine girmesi ve hızlı soruşturma için erişim izni vermesi istendi. Kararda Şam yönetimine, uluslararası standartlara ve sorumluluklarına uygun davranması çağrısı yapıldı. AB kararında, uluslararası toplumdan da soruşturmaya yardımcı olması talep edildi.
Çin'den itidal çağrısı
Çin, Türk askeri uçağının uluslararası sularda Suriye tarafından düşürülmesinin ardından bölgedeki durumu "son derece karışık ve hassas" olarak değerlendirdi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hong Ley, Çin'in hadiseyi yakından izlediğini belirterek bölgedeki durumu "son derece karışık ve hassas" olarak niteledi. İlgili tarafların hadisenin diplomatik yollardan çözümü için çaba harcamaları gerektiğini söyleyen Hong, taraflara gerilimi daha da tırmandıracak eylemlerden kaçınmaları çağrısında bulundu.
Kanada'dan kınama mesajı
Kanada Dışişleri Bakanı John Baird, yaptığı açıklamada, Kanada'nın "güçlü ifadelerle Suriye askerleri tarafından, açıkça işaretlenmiş bir Türk uçağına karşı gerçekleştirilen saldırgan ve haksız" saldırıyı kınadığını bildirdi.
Baird şunları kaydetti: "Olağan bir eğitim misyonunu hedef alan bu müessif olay, zaten artmış bulunan gerilimleri alevlendirmeyi tehdit etmektedir. Kanada'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı ile konuşarak, böylesine kışkırtıcı bir saldırı karşısında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından benimsenen kararlı ve ölçülü tutumdan dolayı övgülerimizi ilettim. Bir NATO müttefiki olarak, Türk halkının ve hükümetinin yanındayız. Kayıp olan Türk pilotlar ve yakınlarına da bu vesileyle dayanışmamızı belirtmek isterim."
Almanya Dışişleri: Haklı bir yanı yok
Lüksemburg'daki AB Dışişleri Bakanları toplantısına katılan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, uçağın önceden uyarılmadan düşürülmesinin tümüyle dengesiz bir tepki olduğunu belirterek, "Suriye hava sahası geçici bir süre ihlal edilmiş bile olsa, bu, uçağın düşürülmesini haklı göstermez" dedi. Türk hükümetinin bu konuda çok itidalli ve akıllı davrandığını ifade eden Westerwelle, tüm tarafların bu itidalli tutumu sürdürmesi gerektiğini kaydetti.
İspanya Dışişleri Bakanlığı: "Kabul edilemez"
İspanya Dışişleri Bakanlığı'nın yazılı açıklamasında, İspanyol Hükümeti'nin, Türk askeri uçağının, uluslararası hava sahasında Suriye tarafından düşürülmesinden dolayı çok büyük endişe duyduğu ifade edildi. Gerek Türkiye gerekse kaybolan Türk pilotların aileleri ve arkadaşlarıyla dayanışma içinde olunduğu belirtilen açıklamada, "Kabul edilemez kazanın ne Suriye'deki krizin barışçıl çözümüne ne bölgedeki istikrara ne de uluslararası güvenliğe yardımcı olduğu" kaydedildi.
Açıklamada, "İspanyol hükümeti, Suriye'nin bu tolerans gösterilemez tavrının sonuçlarını üstlenmesi için uluslararası toplumun sunduğu tüm hukuki yolların işlemesine çalışacaktır" ifadesi kullanıldı. Suriye rejimin uyguladığı şiddetin sona ermesi ve bu ülkede siyasi bir geçişin sağlanması için AB'deki diğer ülkelerle çalışmalara devam edileceği belirtilen açıklamada, "BM özel temsilcisi Kofi Annan'ın sunduğu plan çerçevesinde, tüm taraflara Suriye'de şiddetin sona ermesi ve yapıcı bir tavır takınmaları" çağrısında bulunuldu.
Azerbaycan Türk uçağının vurulmasını kınadı
Dışişleri Bakanlığı basın sözcüsü Elman Abdullayev konuya ilişkin yaptığı açıklamada, olayın araştırılması gerektiğini vurgulayarak, "Her zaman kardeş Türkiye halkının yanında olan Azerbaycan bu olayın ivedilikle ve ciddi şekilde araştırılmasını istiyor" dedi. Abdullayev, olayın bölgedeki gerginliği azaltılmasına hizmet etmeyeceğini söyledi. Suriye'de 60'a yakın Azerbaycan vatandaşının olduğunu ve bunların çoğunluğunun öğrenci ve onların ailelerinden oluştuğunu belirten Abdullayev, Azerbaycan devletinin vatandaşlarına dikkatli olmaları ve Suriye'de bulunmalarının zorunluluk olmadığı sürece Azerbaycan'a dönmelerini tavsiye ettiğini kaydetti. Elman Abdullayev, Suriye'deki Azerbaycan büyükelçiliğinin faaliyetini devam ettirdiğini ve elçilik görevlilerinin ülkedeki vatandaşlarıyla devamlı irtibat halinde olduğunu bildirdi.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu: "Suriye yapmaması gereken büyük bir hata yaptı"
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bugün bir kabulü sırasında gazetecilerin konuyla ilgili değerlendirme yapmasını istemesi üzerine, uçağa ihtar yapılmış olsaydı Türk uçağı olduğunun anlaşılacağını belirterek, silahsız bir keşif uçağını düşürmenin yanlış olduğunu belirtti. Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin birkaç gündür konuyla ilgili toplantı yaptığını ve bugün bazı açıklamalarda bulunacaklarını hatırlatan Eroğlu, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerin şu ana kadar olayı soğukkanlılıkla izlediğini; aynı şekilde izlemeye devam edeceklerini düşündüğünü aktardı.
Sonuçta iki pilotun hala bulunamadığını, bunun büyük kayıp olduğunu ifade eden Eroğlu, bunları da değerlendirince konuyu basite indirgememek gerektiğini belirtti. Suriye'nin yapmaması gereken büyük bir hata yaptığını vurgulayan Eroğlu, uçağın kara kutusu bulununca bazı şeylerin netleşeceğini de sözlerine ekledi.
İİT Suriye'nin üyeliğini askıya alıyor
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları, Türk askeri uçağının Suriye tarafından düşürülmesini kınayarak, Suriye'nin İİT üyeliğinin askıya alınması çağrısında bulundu. İİT'den yapılan açıklamada, Cidde'de 24 Haziran 2012 tarihinde Dışişleri Bakanları düzeyinde toplanan İİT Olağanüstü İcra Komitesi Toplantısı'nda, Suriye'nin kendi vatandaşlarına yönelik artan şiddet eylemlerinin kınandığı ve bu ülkenin İİT üyeliğinin askıya alınması yönünde tavsiye kararının alındığı kaydedildi.
Toplantıda, Suriye'nin bir Türk askeri uçağını düşürmesinin de şiddetle kınandığı ve bu olayın bölge güvenliği ve istikrarına yönelik ciddi tehdit oluşturduğu ifade edildi. İİT Dışişleri Bakanları'nın, BM ve Arap Birliği Ortak Temsilcisi Kofi Annan'ın altı maddelik planının tüm unsurlarıyla belli bir takvime göre acilen uygulanmasını desteklediklerini vurguladıkları toplantıda, BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye'de süregelen şiddet ve vahşetin durması amacıyla üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi çağrısında bulunulduğu da belirtildi.
Financial Times Türkiye eki çıkardı
[PAGE]
Financial Times Türkiye eki çıkardı
İngiliz Financial Times (FT) gazetesi bugün, Türkiye'nin iç ve dış politikası ile ekonomisini değerlendirdiği özel ek yayımladı. "Yükselen Güç, Artan Sorular" başlıklı 4 sayfalık ekte, FT'nin Türkiye muhabiri Daniel Dombey, "Erdoğan döneminin Türkiye'ye refah getirdiğini ancak, siyasi sistemin modernleşmesi için çağrılar olduğunu" yazdı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "Türkiye'nin yakın tarihindeki en güçlü kişi" olarak tanımlayan Dombey, 2009'da İsviçre'deki zirve sırasında, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'le girdiği tartışmanın ardından Davos'a bir daha dönmeyeceğini söyleyen Erdoğan'ın bugün Davos'u ayaklarına getirdiğini belirtti. Türkiye'nin dış politikasına da değinilen makalede, Arap baharıyla birlikte Türkiye'nin bu bölgedeki, özellikle Tunus, Fas gibi ülkelerdeki etkisinin arttığı, ancak Türkiye'nin Suriye sorunuyla karşı karşıya olduğu kaydedildi.
Ekte, Türkiye-Suriye ilişkilerinin ele alındığı ayrı bir makaleye de yer verildi. Daha önce dost olan Türkiye ile Suriye'nin ilişkilerinin bozulduğuna değinilen makalede, "Ankara'nın, Beşşar Esed'den kurtulmak istediği ancak doğrudan müdahalenin çok riskli olduğu" yorumu yapıldı. "Suriye'yi Türkiye'nin en büyük dış politika açmazı olarak" değerlendiren Dombey, Ankara'nın Şam ile savaşa girmeye niyeti olmadığını yazdı.
Suriye'ye doğrudan müdahalenin Türkiye için riskli olacağını kaydeden Dombey, "Şam'ın, elindeki PKK kartını oynayabileceği ve Suriye sınırından saldırıların başlayabileceği" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin gelecek bir yıl içerisinde "iki zorlukla" karşı karşıya olduğunu kaydeden Dombey, bunları Kıbrıs Rum kesiminin AB dönem başkanlığını 1 Temmuz'da üstlenmesi ve Kürt sorunu olarak sıraladı.
Dış politika yazarı Gideon Rachman'ın kaleme aldığı bir diğer makalede de, Türkiye'nin son yıllardaki ekonomik ve siyasi başarılarının ülkeyi güçlendirdiği belirtildi, ancak özellikle Suriye'deki ayaklanmaların "Türkiye'nin bölgesinde eşsiz bir nüfuza sahip olma iddiasını riske attığı" yorumu yapıldı.