Dünyaya teknoloji satıyor ama kamu ihalelerine girmiyor

Bülent Çelebi’nin Avrupa’ya teknoloji ihraç eden şirketi AirTies, bugün dünyada internet hızını artıran modemlerin üretiminde en ileri teknolojiyi 10 ayrı patentle elinde bulunduruyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ozlem-001.png

AirTies, Silikon Vadisi’nde kariyer yapan, son olarak Ubicom’un CEO’luğu koltuğunda otururken Türkiye’ye bir girişimci olarak dönmeye karar veren Bülent Çelebi’nin kurduğu bir Türk teknoloji şirketi. 2000’li yılların başında, kriz sonrası ‘tadı kaçan’ Vadi’den birçok fırsatın olduğunu gördüğü memleketine kesin dönüş yaptı Bülent Çelebi. Bugün ‘nesnelerin interneti’ terimi sıkça kullanılıyor ancak o günler pek bilinmiyor. Çelebi biliyor tabii... “O günden biz biliyorduk ki evdeki tüm cihazlar internete bağlanacak ve bunun kablosuz olması gerekiyor. O vizyonla yola çıktık ve Türkiye’de büyük bir fırsat olduğunu gördük.” Bu vizyonla, ortak kurucu Metin Taşkın’la birlikte 2004 yılında kurulan AirTies, bugün ürünlerinin yüzde 50’den fazlasını başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyaya ihraç ediyor. Şirketin karlılığı çok üst seviyede. İhracatının kg fiyatı ise yüzlerce doları buluyor. 

10 patentle korunan teknolojisi Çinli rakipten 2 kat pahalı 

Türkiye ve Avrupa’da beton binalarda internet kablosuz modemlerle çok iyi çekmiyor ve bu çekiş kalitesini artırmak için mesh denilen bir teknolojiye ihtiyaç var. AirTies kendi Ar-Ge’si ile bu alanda 10’a yakın patent almış. Bu alana odaklanarak büyüyen şirketin bugün 280 çalışanı var. Bunlardan 104’ü Ar-Ge’de istihdam ediliyor. Bülent Çelebi ciro açıklamıyor ama “İyi bir rakam, yüzde 50’sinin üzeri yurtdışından geliyor” diyor. 

Evdeki kablosuz internet hızını artırıp, çok sayıda cihazın etkin bir şekilde internete bağlanabilmesini sağlayan bu teknoloji, yüzde 100 Türk mühendislerinin ürünü. Patentler ABD’den alınmış. Fiyatları, rakip Çinli firmalara göre neredeyse iki kat pahalı. Şirket, teknoloji ile farklılaşma hedefini yakalamış görünüyor. 

Birçok fırsat var ama inisiyatif alacak liderlik yok 

Türkiye’nin AirTies gibi birçok şirket çıkarabilmesi gerekiyor. Bülent Çelebi, nerede eksik görüyor? Net biçimde anlatıyor: “Birçok pazar fırsatı var. Kore, Tayvan, İsrail nasıl başardı bakarsanız hepsinde belirli pazar segmentlerinin ülke olarak hedeflendiğini görürsünüz. Devlet destek ve teşvikleri ile topyekün odaklanarak bir ekosistem kurdular ve dünya çapında başarılı bir noktaya geldiler. Bu bizim tek bir firma olarak yapabileceğimiz bir şey değil. Bir liderlik gerekiyor. Örneğin nesnelerin interneti konusu hızla yükseliyor. Burada Arçelik, Vestel gibi şirketler var, AirTies gibi bir şirket var, birçok servis sağlayıcı var... Bunları toparla ama bunu yapan maalesef yok.” AirTies bu ortamda kamu ihalelerine giriyor mu? “Hayır” diyor Çelebi ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Mentalite ‘Türkiye’den çıkan bir teknoloji şirketi var ve bunu destekleyelim’ şeklinde değil. En ucuz kimse, adreslenmiş bir şekilde ihale onlara gidiyor. O nedenle biz hiçbir kamu ihalesine katılmıyoruz.” Oysa bu alanda gelişen ülkeler kendi şirketlerine pozitif ayrımcılık yapıyor. Çelebi,“Biz Fransa’daki, Çin’deki hiçbir kamu ihalesine de katılmıyoruz çünkü biliyoruz ki o ihale mutlaka o ülkenin şirketine gidecek” sözleriyle anlatıyor durumu. 

AirTies bugün büyüme alanını ihracatta buluyor. Şirketin ihracatının büyük bölümü İngiltere, Fransa ve İsviçre başta olmak üzere Batı Avrupa ülkelerine. Avrupa’nın en büyük uydu firması Sky ile ülke bazında anlaşmalar imzalanıyor. Sky İngiltere, Sky İtalya, Sky Almanya, Yeni Zelanda, Güney Afrika AirTies ile imzalar tamam. Her biri 5 ila 10 milyon euro arasında anlaşmalar” diyor Çelebi. 

iPhone’lardaki gibi ürünlerde ‘Türkiye’de tasarlandı’ yazacak 

AirTies’ın cihazları Türkiye’de tasarlanıyor. Üretimin küçük bir bölümü Karel işbirliği ile burada, ama büyük bölümü Uzakdoğu’da üretiliyor. Çelebi, “Apple ne yapıyorsa biz de aynısını yapıyoruz. Ar-Ge burada, en önemli katmadeğer de burada” ifadesini kullanıyor. Air- Ties’ın Türk firması olduğunu yurtdışında herkes biliyor, hatta “Türkiye’den teknoloji mi alınır” önyargısı ile mücadele etmek zorunda kaldıkları çok zaman oluyor. Ancak artık firma Türk şirketi olduğunu ‘gururla’ söylemek istiyor. Çelebi, bunun için ürünlerin üzerinde iPhone’lardaki gibi “Türkiye’de tasarlandı, Çin’de üretildi” yazacaklarını açıklıyor. 

Üretim de üretim deniyor ama ekosistem çok önemli 

AirTies Yönetim Kurulu Başkanı Çelebi neden Türkiye’de üretim yapmadıklarını şöyle anlatıyor: “Uzakdoğu'da üretim yapılmasını eleştirenleri ben anlamıyorum. Biz bu modelle dünya devi haline gelmeyi başaran Apple’ın yaptığının aynısını yapıyoruz, Uzakdoğu’da üretim yaptırmaksa onlar da öyle yapıyor. Katma değer kafadadır, o da buradadır. Üretilen yerde değil. 10 yıldır Türkiye’de insanlara, yöneticilere bunu anlatmaya çalıştık. O zamanlar Ar-Ge’ye yatırım sıfırdı. Neyse ki orada büyük aşama elde edildi. Ama hala üretim de üretim deniliyor. Üretimde zor bir şey yok, hemen yarın Türkiye'de de üretiriz ama burada üretimi öyle bir hale getirmek gerek ki; yan parçaları ile birlikte üretim yapamıyorsan rekabet edebilmenin imkanı yok.”

Yeniler daha çok kişisel başarı peşinde olabiliyor

►Amerika ile burada yöneticilik yapmak arasında ne fark var? 

Ben orada uyguladığım yönetim şeklimi buraya taşıdığım için benim açımdan bir fark yok. 

►Herhangi bir sıkıntı yaşamıyor musunuz burada yöneticilik yaparken?

En önemli sıkıntı yeni arkadaşların, önceki iş yerlerinden getirdikleri alışkanlıklarından kaynaklanıyor. Takım ruhu değil daha çok kişisel başarı peşinde olunabiliyor. Kısa süre sonrasında herkes alışıyor ama... 

►Yani burada bir Silikon Vadisi ruhu yaratıyorsunuz... 

Kesinlikle. 

►Türkiye’de yaşamanın en çok neyini seviyorsunuz?

Her şeyini seviyoruz. En büyük oğlum şu anda Amerika’da üniversitede mühendislik ve tarih okuyor ve sabırsızlıkla okulu bitirip dönmek istiyor. Eşim Amerikalı ama geri dönmeye hiç niyeti yok. İstanbul’da tek sevmediğim şey trafik. Trafik derken sıkışıklığından öte, yollarda kurallara çok az uyan insanların olması... Bazen ciddi bir stres yaratıyor. 

►Türkiye’de gördüğünüz yeni bir fırsat var mı? 

Çok var ama o fırsatlara hep dünya olarak bakmak lazım. Birçok internet sitesi de bu hatayı yapıyor. Her işe artık dünya pazarı düşünülerek başlanmalı. İşe bölgesel ya da global bakmadığınız sürece birisi gelecek, global bakışı olan biri, gelip sizin pazarınızı ele geçirecek. 

►Yerli cep telefonu çabasına nasıl bakıyorsunuz? 

Belki başarı kazanılabilir ama hakikaten çok zor bir iş. Endüstrinin net karının yüzde 93’ü Apple. Kimse para kazanmıyor başka. Bu ortamda nasıl para kazanacaksın? Çin’de devlet desteği var. Onlarla nasıl rekabet edilecek burada hiçbir destek yokken?

ABD'de ofisini açtı ihracata hazırlanıyor

AirTies Avrupa’ya ihracat yapıyor ama Bülent Çelebi’nin de altını çizdiği gibi bir teknoloji şirketi için ancak teknolojinin merkezi ABD’de satış yapabiliyorsa ‘global marka’ denilebiliyor. AirTies da ABD’ye ihracata hazırlanıyor. Ofis kurulmuş, AirTies’ın en güvenilen birkaç ismi ofisin başına gönderilmiş. Çelebi, “Şu anda birçok dev operatörle görüşmeler yapıyoruz. 10’a yakın dev firmadan ürünlerimize talep var. Çok güzel fırsatlar söz konusu. İşbirliklerine imza atabilmek için çalışıyoruz. Amerika’ya da ihracat yaptığımızda artık global bir teknoloji şirketi olduk diyebileceğiz. Satışlar ve cirolarda bir sıçrama olacak, gelirlerimiz katlanarak artacak. Çok karlı bir şirketiz, büyümemizi üretimi artırarak sürdüreceğiz” diyor.

AirTies kurulurken malum sermayeye ihtiyaç var. Bülent Çelebi, o ilk günlerde eş, dost ve akrabalardan hisse karşılığı sermaye alındığını anlatıyor. Şirket hızla büyüyor, 2010 yılında Amerikan bir private equity firması şirketten hisse alıyor. Bugün en büyük hissedar bu şirket. Yeni yatırım, başta 1 lira koyanların belki 100 TL geri almasını da beraberinde getirmiş. Çelebi, “Bu sayede eş, dost da cebine güzel bir para koymuş oldu” ifadesini kullanıyor.

Airties'e ortak eş, dost akraba çok iyi para kazandı

AirTies kurulurken malum sermayeye ihtiyaç var. Bülent Çelebi, o ilk günlerde eş, dost ve akrabalardan hisse karşılığı sermaye alındığını anlatıyor. Şirket hızla büyüyor, 2010 yılında Amerikan bir private equity firması şirketten hisse alıyor. Bugün en büyük hissedar bu şirket. Yeni yatırım, başta 1 lira koyanların belki 100 TL geri almasını da beraberinde getirmiş. Çelebi, “Bu sayede eş, dost da cebine güzel bir para koymuş oldu” ifadesini kullanıyor

Doğru sancı noktalarını bulup, onları ortadan kaldıracak ürün geliştirmek...

Peki Türkiye’de AirTies gibi şirketlerin büyüyüp gelişebilmesi için uygun bir ortam var mı? “Var” diyor Çelebi ve devam ediyor: “Orada bir sıkıntı yok. Ürün geliştirme mentaliteniz doğru ise, doğru sancı noktalarını bulup onları ortadan kaldıracak ürünü geliştirebilirsen başarılı olursun. Ama Türkiye’de ağırlıklı olarak üretim mantığı olduğu için gidip A şirketinden sipariş alıp burada üretim yapmak düşünülüyor. O zaman da gidiyor fiyatta Çin’le rekabet noktasına...” Ar-Ge teşviklerinin Türkiye’de çok iyi çalışan bir sistem haline geldiğini, melek yatırımcıların sayısının arttığını, bunun yeni teknoloji şirketlerinin oluşması açısından çok umut verici olduğunu anlatıyor Çelebi. Ancak risk sermayesinin yeterince çalışamadığını belirtiyor ve ekliyor: “Malesef orada hala sıkıntı var.