e-sözleşmelerde damga vergisi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Yılmaz SEZER YMM / Güncel&Laviale Türkiye

Bilindiği üzere, yaşanan teknolojik gelişmelere bağlı olarak; “e-imza”, “e-devlet”, “e-fatura ve “e-defter” uygulamaları yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Söz konusu gelişmelerin bir sonucu olarak; sözleşmelerin de elektronik ortamda yapılması hem teknik hem de hukuki olarak uygulanabilir hale gelmiştir. Burada esas olan ise hukuken geçerli olan e-sözleşmelerin Damga Vergisi karşısındaki durumunun ne olduğudur. 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun (DVK) 1. maddesinde, bu kanuna ekli (1) sayılı tabloda listelenen yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu belirtilmiştir. Aynı maddede “yazılı kağıtlar” terimi; “yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade etmektedir” şeklinde açıklanmıştır. Kanun eki (1) sayılı tabloda da belli parayı ihtiva eden sözleşmelerin nispi damga vergisine tabi olduğu hususu düzenlenmiştir. Kanunun 3. maddesinde ise, damga vergisinin mükellefinin, kâğıtları imza edenler olduğu hükme bağlanarak e-sözleşmelerin damga vergisi karşısındaki durumuna açıklık getirilmiştir. Aynı konuya ilişkin olmak üzere; 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 1. maddesinde, kanunun amacının elektronik imzanın hukuki ve teknik yönleri ile kullanımına ilişkin esasları düzenlemek olduğu; 2. maddesinde, bu kanunun elektronik imzanın hukukî yapısını, elektronik sertifika hizmet sağlayıcılarının faaliyetlerini ve her alanda elektronik imza kullanımına ilişkin işlemleri kapsadığı; 3/b maddesinde elektronik imzanın, başka bir elektronik veriye eklenen veya elektronik veriyle mantıksal bağlantısı bulunan ve kimlik doğrulama amacıyla kullanılan elektronik veriyi ifade ettiği; 5. maddesinde de güvenli elektronik imzanın elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğurduğu hükme bağlanarak elektronik imza uygulamasına yönelik açıklamalar yapılmıştır.

Sözleşmenin şekli ve elektronik imzanın hukukî olarak yükleyeceği sorumluğa dair açıklamalar için Türk Borçlar Kanunu’nun 14-15 ve 17. maddelerini incelememiz gerekmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 17. maddesinde, kanunda şekle bağlanmamış bir sözleşmenin taraflarca belirli bir şekilde yapılması kararlaştırılmışsa, belirlenen şekilde yapılmayan sözleşmenin tarafları bağlamayacağı, herhangi bir belirleme olmaksızın yazılı şekil kararlaştırılmışsa, yasal yazılı şekle ilişkin hükümlerin uygulanacağı; 14. maddesinde, yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunmasının zorunlu olduğu, kanunda aksi öngörülmedikçe imzalı bir mektup, asılları borç altına girenlerce imzalanmış telgraf, teyit edilmiş olmaları kaydıyla faks veya buna benzer iletişim araçları ya da güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen metinlerin de yazılı şekil yerine geçeceği ve son olarak 15. maddesinde imzanın borç altına girenin el yazısıyla atılmasının zorunlu olduğu, güvenli elektronik imzanın da el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğuracağı hususları düzenlenmiştir.

Tüm bu açıklamalar ışığında; DVK’nın konusunu teşkil eden kanuna ekli (1) sayılı tabloda listelenen kâğıtlardan; manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulanların elektronik imza kullanılarak onaylandığı anda vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir. Elektronik ortamda oluşturulan sözleşmelerden taraflarca 5070 sayılı kanunda tanımlanan elektronik imza ile imzalanan ve belli parayı içerenler damga vergisine mutlak şekilde tabi olacaktır. Ancak 5070 sayılı Kanun'da tanımlanan elektronik imza ile imzalanmamış olanlar ile bu imza ile imzalanmış olmakla birlikte belli parayı içermeyen elektronik sözleşmeler ise damga vergisine tabi olmayacaktır.