Elektrikte 'örtülü zam' davası yolda

Elektrikte üretici ile dağıtıcıyı karşı karşıya getiren yeni tarifenin vatandaşa yüzde 17'lere varan yük getirdiği ortaya çıktı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ömer Faruk ÇİFTÇİ

BURSA - Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) ocak ayından geçerli olmak üzere yaptığı tarife değişikliği elektrik üreticisi ile dağıtımcıyı karşı karşıya getirdi.

1 Ocak'tan geçerli olmak üzere uygulamaya konulan yeni tarifede elektriğin birim fiyatı aşağı çekilerek özel sektör üretici firmalarına rekabet şansı bırakılmazken, dağıtıcı firmalara kayıp kaçak ve sayaç okuma adı altında yüzde 17'i bulan oranda avantaj sağlandığı öne sürülüyor.

Yeni tarife aynı zamanda örtülü zam olarak tüketiciye yansıdı. Elektrik dağıtım özelleştirmesi öncesi elektriği yüzde 15 daha ucuz kullanan otel, alışveriş merkezi ve çok konutlu siteler, küçük ve orta ölçekli işletme niteliğindeki serbest tüketiciler, artık bu indirimden yararlanamayacak. İndirim bedeli elektrik dağıtım özelleştirmelerini kazanan şirketlere aktarılacak. Yeni uygulamayla 2010 yılında 1 milyar doları bulan kaçak elektriğin faturası dağıtımcı ve devlete değil, üretici ve tüketiciye yükleniyor.

Türkiye genelinde sayıları bin 500'ü bulan elektrik toptancısı da yeni tarife ile sıkıntıya girdi. Bu üreticileri bir arada toplayan Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) ise yapılan bu tarife değişikliğini yargıya taşımaya hazırlanıyor. Konuyu Enerji Bakanı Taner Yıldız'a taşıyan dernek, bakanı ziyaret etmeye hazırlanıyor.

TOBB Enerji Meclisi Başkanı Mahmut Yılmaz, EPDK'nın yaptığı değişiklikle enerji sektörüne yatırım yapan müteşebbisin önünün kesilmeye çalışıldığını öne sürdü. Özel sektörün bu fiyatlarla serbest tüketiciye enerji satmakta zorlanacağını ve TETAŞ'tan ucuza elektrik alan dağıtım şirketleri ile rekabet edemeyeceğini belirten Yılmaz, "Enerji sektörüne yatırım yapan sanayici bu şartlarla mücadele edemez. Bir taraftan enerji yatırımları teşvik edilmeye çalışırken diğer yandan alınan kararlarla yatırımcının önünün kesilmeye çalışılması düşündürücü" diye konuştu.

EPDK'nın yaptığı tarife değişikliğinin özelleştirmelerden sonra yapılmasını da anlamlı bulduğunu belirten Yılmaz, "Madem böyle bir değişiklik yapılacaktı o zaman neden ihalelerden önce yapılmadı? O zaman yapılsaydı belki ihalelere daha fazla sayıda firma katılır ve satış rakamları daha yukarı çıkabilirdi. Maç başlamış oyun devam ediyor siz geçerli kuralları değiştirmeye kalkıyorsunuz. EPDK'nın kararı da aynen buna benziyor. Karar yanlış ve biran önce düzeltilmeli" dedi.

Yılmaz, "Değiştirilen tarife ile enerji birim fiyatı içerisinde oransal olarak bulunan kayıp bedeli, yeni tarife yapısında bir bedel olarak ayrıştırılarak dağıtım şirketine ödenen bedeller içine transfer edildi.

Böylece alım maliyetlerini bilmedikleri halde tedarikçiler ve serbest tüketiciler bu maliyete ortak edildi. Ayrıca, toplam tarifenin aynı tutularak alt bileşenlerde yapılan bu değişiklik ile aktif elektrik enerji bedelinde sanal bir azalma yaratıldı.

Tarife bileşenlerindeki değişiklikle özel tedarikçi şirketlerden enerji alan tüketicilerin ticari şartlarında revizyon gerekliliği ortaya çıktı. Bu kapsamdaki tüketicilerin özellikle orta gerilimdeki sanayi niteliğindeki tüketicilere bu maliyetlerle satış yapma imkanı kalmadı. Serbest tüketicilerin indirim alma hakları da ellerinden alındı" diye konuştu.

Toplantıya elektrik üreticileri alınmadı

Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Başkanı Önder Karaduman, EPDK'nın, 1 Ocaktan geçerli olmak üzere yaptığı tarife değişikliğini yargıya taşıyacaklarını açıkladı. EPDK kararının tek taraflı olduğunu ve elektrik üreticileri olarak kendilerinin yazılı başvuruda bulunmalarına rağmen toplantıya alınmadıklarını hatırlatan Karaduman, "Konuyu Enerji Bakanı Taner Yıldız'a aktardık.

Kendisi Venezüella gezisi sonrası bizleri kabul edecek. Sorunlarımızı karşılıklı oturup çözmek istiyoruz. Diğer yandan EPDK kararını da yargıya taşıyacağız. Kararın mahkemeden döneceğini umut ediyoruz" dedi.

Elektrik Üreticileri olarak alınan kararın içeriği bir yana alınış şekline de itiraz ettiklerini vurgulayan Karaduman, "EPDK kararlar alırken piyasadaki STK'lar ile görüş alışverişinde bulunmak zorundadır. Bir önceki başkanın döneminde bu tür yönetmeliklerin ve yasaların çıkarılması sırasında sürekli görüş alışverişinde bulunurduk. Ne zaman konuyla ilgili görüşeceğimizi belirtsek kendisi dinlemek üzere randevu verirdi.

Sıkıntımız EPDK'nın ikinci döneminde bir takım şeyleri paylaşamıyoruz. Kimden kaynaklanıyor bilemiyoruz. Alınan karar fevkalade önemli bir karadır. Piyasanın gidişatını, istikbalini, durumun etkileyecek bir karardır. Dağıtım şirketlerinin lehine cereyan ettiği için ne yazık ki toplantı dağıtım şirketleri ile yapılarak alındı. Üreticilerin görüşleri alınmadığı için bu kararın üzerinde soru işaretleri var" diye konuştu.

EPDK'nın bir kamu kuruluşu olmadığını özerk ve elektrik üreticilerinin lisans bedelleri ile ayakta kaldığına işaret eden Karaduman, "EPDK bizim lisans bedellerimizle ayakta duruyor. Dilediği kişilerden görüş alıp dilediğinden almayacak durumu çıkarsa kararlar sağlıksız olur. Alınan karar bizi de ilgilendiriyor. Üretici son derece zor duruma düştü. Tartışılıp bir konsensüs sağlanmalıdır. Bakandan bunu konuşalım istedim. Kendisi de Venezuella dönüşü bizleri kabul edeceğini söyledi" dedi.

Enerjinin % 20'sini özel sektör üretiyor

Tarife kararını yargıya taşımaya karar verdiklerini anlatan Karaduman, şunları dile getirdi: "EPDK'da konsensüs sağlamadan alınan kararlar dönemi başladı. Türkiye 2010'u 200 milyar kilowat/saat tüketimle kapattı. 2011'de yüzde 7 artış bekleniyor. 214 milyar saat tüketim hedefleniyor.

Arz-talep dengesinde yüzde 15'lik yük üreticilerin özellikle doğalgazla üretim yapan şirketlerini canını ve maliyetlerini çok acıtırsa üretim tüketim dengesinde neler olur bilemem. Üreticilerin tarife değişikliğinden sonra direkt olarak serbest tüketicilere ve sanayicilere enerji satacak durumları kalmadı. Enerjinin yüzde 40'ı sanayide tüketiliyor. Enerjinin yüzde 20'si özel sektör tarafından üretiliyor. Yüzde 80 devlet.

Yönetim kurulunu topladık. Genişletilmiş yaptık. Herkesten çıkan sonuç eğer böyle kararlar alınırsa bu ülkede üreticiler yatırım yapmazlar bunlar sürpriz, beklenmeyen kararlar. Bu kararların tartışılması lazım. Bu karar mahkemeye gider ve mahkemeden döner. Dernek olarak biz yazılı başvuruda bulunduk.

Yanlış yapıyorsunuz bizi de çağırmanız lazım bu toplantıya dahil olmamız lazım. Unutmak gibi bir şey söz konusu değil. Üretime dayalı olmayan Toptan ticaret şirketlerinin hepsi battı. Bunların müşterileri ne olacak. Eskiden dünyanın tenzilatı yapılıyordu. Sanayici rekabet edemeyecek hale gelecek. Sanayicinin sahibi kim?"

Tüketiciyi Koruma Derneği faturaları inceliyor

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Av. Şükran Eroğlu da konuyla ilgili şunları söyledi: "EPDK'nın görevi elektrik piyasasındaki bir takım düzenlemeleri yapmak ve kaçak elektrik kullanımını engellemektir. Kaçak ve kayıpları önlemek için siz sürekli faturalara yansıma yaparsanız bu tüketiciye haksızlık olur.

Faturasını ödeyen ve vatandaşlık görevini yerine getiren, tabiri caizse bu ülkeye kazık atmaya çalışmayan tüketicinin cezalandırılması demektir. Burada yapılan şey son derece yanlış. Bu ceza hukuku açısından da suç işleyen ve kaçak elektrik kullanan diğer tüketicileri mükafatlandırmak anlamına da geliyor. Burada devletin yapması gereken ciddi bir denetim yaparak, bu kaçakları tespit etmek ve onları cezalandırmak, parayı onlardan tahsil etmek olmalı.

Bu ülkedeki usulsüzlüklerin bedelini yasalara uyan vatandaşlara, vergisini ödeyen vatandaşlara ödetmek cezalandırmadır. Bu Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırı. Dernek olarak elektrik faturaları üzerine çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda da dava açmayı, EPDK hakkında suç duyurusunda bulunmayı düşünüyoruz.

Çünkü bu noktada EPDK kaçağı önlemek olan görevini yapmıyor. EPDK piyasayı özelleştirme yoluyla dağıtım şirketlerine açıyor, dağıtım şirketleri de kar etmek için, kendi zararlarını telafi etmek için tüketicilere yükleniyor. Buna da EPDK göz yumuyor. Bu da ciddi bir suçtur. Ben ayrıca faturama yansıma olduğunda konuyu kişisel olarak da mahkemelere taşıyacağım."

'Milyar dolarlık ihale ucuza gitti' tartışması

Yapılan tarife değişikliğinin özelleştirmelerden önce yapılması halinde, satış rakamlarını daha yukarı çıkarabileceği de iddia ediliyor. İhale sürecinde kayıp kaçak elektriğin önüne geçilmesi için ihaleyi alacak firmanın yatırım yapması gerekiyordu. Ancak bu bedeli tahsil edecek dağıtım firmaları avantaj yakalamış oldu. Türkiye'de ihaleleri kazanan şirketler, bölgeleri ve ihale bedelleri ise şöyleydi: Sabancı-Verbund (Başkent) 1 milyar 225 milyon dolar, Akkök-Çez (Sakarya) 600 milyon dolar, Alarko (Meram) 440 dolar, Yıldızlar (Osmangazi) 485 milyon dolar, Çalık (Yeşilırmak) 441,5 milyon dolar, Aksa (Çoruh) 227 milyon dolar, Limak (Uludağ) 940 milyon dolar, Kolin (Çamlıbel) 258,5 milyon dolar, Aksa (Fırat) 223,2 milyon dolar, Aksa (Van) 100,1 milyon dolar, MMEKA (Boğaziçi) 2 milyar 900 milyon dolar, MMEKA (Gediz) 1 milyar 920 milyon dolar, MMEKA (Ayedaş) 1 milyar 813 milyon dolar, Karavil-Ceylan (Dicle) 228 milyon dolar, Aksa (Trakya) 622 milyon dolar, Yıldızlar (Toroslar) 2 milyar 75 milyon dolar.

Bursalı sanayici tepki gösterdi

- BUSİAD Başkanı Arif Özer: Adaletli değil. Vatandaşın, sanayicinin suçu ne? Kaçağı önlemek, önleyemezse üstlenmek devletin işi. Destek beklerken düştüğümüz duruma bakın. Sanayici bu tür uygulamalarla darbe alıyor. Uygulama yeniden gözden geçirilmeli.

- Demirtaş OSB Başkanı Ertuğrul Kaplan: Elektriği iskontolu alıyoruz. Nisan ayında sözleşmemiz bitiyor. Sonrasında ne olacak bilemiyorum. Yapılan uygulama ile dağıtım şirketlerine elektrik üretim yetkisi de verdiler. Sonuçta özel sektör üreticilerinin yaşayacağı sorunlar bizleri de etkiyecektir.

- Nilüfer OSB Başkanı Yalçın Aras: EPDK'nın şapkasını önüne koyup düşünmesini istiyoruz. Sanayici bu maliyetlerle dünya ile rekabet etmeye çalışıyor. Birileri para kazanacak diye sanayicinin yok sayılmasından sıkıldık.

- DOSABSİAD Başkan Yardımcısı İbrahim Öztürk: Dağıtım firmalarından özelleştirme ihalesine katılıp da çekilen firmalar bu avantajı bilselerdi ihaleyi almak için acaba daha fazla meblağ teklif ederler miydi? Bu vesile ile devlet daha çok gelir elde edebilecek iken sonradan böyle bir avantajın çıkması düşündürücü.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir