Enerjide devleşen ülke: Rusya
Serdar İSKENDER / Makine Yüksek Mühendisi
Rusya, dünyada kesinleşmiş doğal gaz rezervleri açısından birinci, dünya petrol üretiminde ise Suudi Arabistan'ın ardından ikinci sırada bulunuyor. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 75'i, doğal gaz rezervlerinin yüzde 72'si Rusya ve Rusya'nın komşusu durumundaki Hazar-Ortadoğu ülkelerinde. Rusya, coğrafi konumu itibariyle, enerji kaynakları açısından zengin ve zengin enerji kaynaklarına olan yakınlığı ile dikkat çekiyor. Diğer taraftan, enerji kaynakları sınırlı, yoğun enerji ihtiyacı olan, Avrupa ve Uzak Doğu ülkeleri arasında köprü olması, Rusya'nın enerjide devleşmesini ve dünya siyasetine yön vermesini sağlıyor.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği (OPEC) üyesi olmamasına rağmen, dünyanın en büyük ikinci petrol üreticisi olan Rusya, 2005 yılından itibaren başlayan petrol varil fiyatlarındaki artıştan en olumlu etkilenen ülke durumunda. Ulusal petrol kaynakları kısıtlı olmasına rağmen, Azeri, Kazak ve Türkmen petrollerinin de sahibi konumundaki Rusya, bu kaynakları da kullanarak, petrol piyasalarının önemli oyuncularından birisi olmayı başarmıştır. Rusya, 1998 Ağustos'unda yaşadığı ağır ekonomik krizi, yükselen petrol fiyatlarının yardımıyla kısa sürede atlatmıştır.
Dünyadaki doğal gaz rezervleri açısından birinci sırada bulunan Rusya, 3 trilyon metreküplük rezervleriyle ikinci sırada bulunan Türkmenistan'ı da yanına alarak, tüm Avrupa ve Türkiye'yi doğal gaz tedarikinde tahakkümü altına almış durumda. Moldova, Sırbistan, Karadağ, Estonya, Bulgaristan, Finlandiya kullandığı gazın tamamını, Letonya, Litvanya yüzde 95'ini, Yunanistan, Slovakya, Macaristan yüzde 80'ini, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Polonya, Romanya yüzde 70'ini, Türkiye yüzde 65'ini, Belarus, Ukrayna yüzde 50'sini, Almanya yüzde 40'ını, Fransa yüzde 35'ini, İtalya ise yüzde 30'unu Rusya'dan alıyor.
Doğal gazla, Avrupa'yı boyunduruğu altına alan Rusya'nın, Avrupa'nın iki devi Almanya ve Fransa ile yakın ilişkileri dikkat çekiyor. Rusya ile Almanya arasındaki enerji alanındaki iş birliği, Schröder'in başbakanlığı döneminde imzalanan Kuzey Avrupa Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'yle hızlanmaya başlamıştır.2005'te yapımına başlanan Kuzey Avrupa Doğalgaz Hattı, Rusya, Baltık Denizi ve Almanya'yı birleştiriyor. 1.300 km uzunluğundaki bu hat, yılda 55 milyar metreküp doğal gaz taşıma kapasitesine sahip.Kuzey Avrupa Doğal Gaz Boru Hattı'yla, Ukrayna aradan çıkarılarak, Rus gazı Baltık Denizi'nin altından Almanya'ya ulaştırılacak. Bu hat sayesinde, Rusya'nın sürekli kriz yaşadığı Baltık ülkeleriyle, Polonya devre dışı kalacak ve bu ülkelere transit geçiş parası ödeme devride kapanmış olacaktır.
Rusya'nın devlet tekelindeki şirketi Gazprom'da, Fransız "Gaz de France" şirketi ile var olan doğalgaz anlaşmasını, 2015 yılından 2030 yılına kadar uzatıp, Fransız doğalgaz piyasasında doğalgaz tüketicisine doğrudan ulaşarak, konut ve işyerlerine doğalgaz satış yetkisini elde etmiştir. Gazprom, benzer bir anlaşmayı, 2005 yılının Kasım ayında İtalya ile de yapmıştı. Bu anlaşmaya göre Gazprom İtalya ile var olan anlaşmasını 2035 yılına kadar uzatmış, Gazprom'a Fransa gibi tüketiciye doğrudan ulaşma imkanı sağlamıştı. Rusya'nın, Kuzey Avrupa Doğal Gaz Boru Hattı Projesi dışında, tasarı aşamasındaki Güney Akım Doğal Gaz Boru Hattı Projesi de bulunuyor. Bu projeyle Rusya, Karadeniz'in altından Bulgaristan ve İtalya'ya uzanmak istiyor. 3.200 km'lik, 10 milyar Euro'luk bu hattın asıl amacı Türkiye'nin de merkezinde yer aldığı Nabucco Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'ni zayıflatmak.
Rusya'nın Avrupa'ya yönelik iki tane de petrol boru hattı projesi var. 4.000 km'lik Drujba Petrol Boru Hattı, Polonya, Macaristan, Almanya üzerinden Adriyatik'e uzanıyor. Ayrıca, Rusya-Yunanistan-Bulgaristan arasında imzalanan anlaşmayla oluşturulan Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı Projesi bulunuyor. Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı Projesi, Türkiye'nin Samsun-Ceyhan Boru Hattı Projesi'ne alternatif olarak geliştirilmiş önemli bir proje.
Rusya, Avrupa'yı delik deşik eden doğalgaz ve petrol boru hatlarının yanında, önümüzdeki dönemde Doğu Asya'da da en az dört yeni boru hattı yapmayı hedefliyor. Bu boru hatlarından ilkinin yapımına 2006 yılında başlandı. Bu hat aracılığıyla, Japonya ve Pasifik ülkelerine, petrol taşınması planlanıyor. 2.000 kilometreyi bulan bu hattan yılda 30 milyon ton petrol taşınması hedefleniyor. Hattın yakın zamanda devreye alınması bekleniyor.
Avrasya'yı coğrafi olarak tamamen kapsayan Trans-Asyatik Boru Hattı Ağı da Rusya, Çin, Japonya, Güney Kore arasında yeni bir enerji köprüsü oluşturacak. 42.500 km'yi bulması beklenen bu enerji ağının içinde Kuzey Asya-Kuzey Pasifik (Doğu Sibirya-Rusya ve Pasifik ülkeleri arasında), Türkmenistan-Çin-Kore-Japonya, Rusya-Japonya, Malezya-Tayland Körfezi-Vietnam-Çin ve Avustralya-Güneydoğu Asya hatları bulunuyor. 80 milyon ton/yıl kapasiteli Sibirya-Pasifik Boru Hattı 4 bin kilometreyi buluyor. Çin'in 1 milyar Dolar kaynak ayırdığı projenin 2010'a kadar tamamlanması öngörülüyor.
Rusya, yapılmış ve yapılacak olan boru hatlarıyla, batıda Avrupa üzerinden Adriyatik'e, doğuda Çin'den Japonya'ya, güneyde Türkiye'den İsrail'e kadar çok geniş bir coğrafyada enerji ağı oluşturuyor. Rusya'nın Avrasya'dan başlayan enerji kaynaklarının efendisi olma politikası, tüm dünyayı etkisi altına alarak, eski gücüne kavuşmasını sağlayacak en önemli politika olacaktır.