Erdoğan'dan Doğan'ın mektubuna yanıt

Başbakan, Aydın Doğan'a bu kez de partisinin Beyoğlu kongresinden seslendi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Beyoğlu İlçe Teşkilatı'nda yaptığı konuşmasının büyük bir bölümünü Deniz Feneri davasıyla ilgili iddialara ve Doğan Grubu'na ayırdı.

Almanya'da görülen Deniz Feneri Derneği davasının muhatabı olmadıklarını belirten Erdoğan, "Bizim açımızdan mesele Almanya'da görülmekte olan bir dava değildir. Mahkeme iddialara karar verecek. Biz hiçbir zaman yanlışın ve yanlış yapanın yanında yer almadık ve bundan sonra da almayacağız. Varsa yanlış yapan elbette cezasını çeker, bedelini de öder. Türkiye'yi de ilgilendiren bir boyut ortaya çıkarsa, ne gerekiyorsa onu yaparız. Ancak kararın verileceği yer mahkemedir, gazete sayfaları değildir. İçişleri Bakanlığı, Deniz Feneri'nin hesaplarını incelemektedir" değerlendirmesini yaptı.

Güzelbey'e yönelik iddialar

Konuşmasında Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey'le ilgili iddialara da değinen Erdoğan, "Güzelbey'le ilgili günlerce yolsuzluk yayını yapıldı. Çıkıp cevap verdi ve tek satır yayınlanmadı. Şimdi Güzelbey'in hakkını kim iade edecek? İsmini verdikleri adamın benim partimle alakası yok; İskenderunlu bir adamı Gaziantepli diye yazıyorlar. Benim partimden de olabilir, çıktığı takdirde ona karşı ne uyguladığımız görülmeli" diye konuştu.

Aydın Doğan'ın mektubuna yanıt verdi

Erdoğan, geçen hafta sonu İstanbul'da partisinin Bayrampaşa İlçe Teşkilatı Kongresi'nde Doğan Grubu medyasının yayınlarıyla ilgili bazı gerçekleri açıkladığını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"5 gündür Aydın Doğan'dan bekledim. Kendisi açıklamasa da ben söylemek durumundayım. Mektuplarında işadamı ve yayıncı olmak üzere iki ayrı şapkası olduğunu yazıyor. İşadamı şapkasıyla Başbakan olarak benden talep ve beklentilerini iletiyor. Ama öyle anlaşılıyor ki aksini söylese de bu şapkaları birbirine karıştırıyor. Eğer kabul ederse bu da benim gönderdiği mektuplara milletimizin huzurunda verdiğim cevap olsun. Şimdi tabi bu kayıtlara giriyor, televizyonlarda izleniyor:

Sayın Aydın Doğan,

Medyada çok sesliliği demokrasimizin derinleşmesi bakımından hayati derecede önemli bulduğumu sizlerin de bilmesi lazım. Grubunuzun örneklerini verdiği yayıncılıkta işadamı ve yayıncı şapkalarınızı zaman zaman olduğu gibi karıştırmamanız kaydıyla bu çok seslilik içerisinde yerini almaktadır. Ancak medya grubunuzun muhalefete yakınlığının ifade edilmesinden neden rahatsızlık duyduğunuzu anlamakta güçlük çekiyorum. Aynı şekilde siyasetçilerin eleştiri ve muhalefete açık olması gerektiğini her fırsatta söyleyenlerin kendilerine yönelik eleştiri ya da cevap hakkı söz konusu olduğunda neden tahammülsüzlük gösterdiklerini hayretle karşılıyorum. Demokrasilerde çok sesliliği medya lehine tek taraflı buyurganlık ya da dokunulmazlık hakkı olarak değerlendirdiğinizi görüyorum. Bunun vahim bir yanılgı olduğu açıktır. Demokrasilerde eleştirme ve cevap verme hakkının siyasetçilere de tanındığını bilmenizi isterim. Size tavsiyem demokratik bir tavırla medyanın eleştirmek kadar eleştirilmesini de doğal karşılamaktır. Bundan sonraki süreçte yayıncı kimliğinizi kullanarak işadamı şapkanızla yürüttüğünüz diğer işlerinizde imtiyaz talep etmeyeceğinizi umuyor, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bütün vatandaşlarımız gibi eşit muamele göreceğinizden şüphe duymamanızı özellikle vurgulamak istiyorum. Mektuplarınızda belirttiğiniz yayıncı ve işadamı şapkalarınızı karıştırmama, bağımsız ve yansız yayıncılık yapma, medya grubunuzda çok sesliliği koruma şeklinizdeki sözlerinizi bundan sonrası için tarihe karşı taahhütleriniz olarak değerlendiriyorum. Mektuplarınızda yer alan diğer hususların keyfiyeti gerek tarihin kayıtlarında gerekse milletimizin hafızasında tahkik edilebileceğinden ayrıca değinmeye ihtiyaç hissetmiyorum. Cevap olarak şimdilik bununla yetiniyor, bu bahsi burada kapatıyorum."