Erzurum'da bölgesel kalkınma çabaları birleştirilmeli

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Lütfü YÜCELİK / Erzurum Ticaret ve  Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı

Küresel ve bölgesel ekonomik sıkıntıları yaşadığımız bugünlerde en temel çözüm noktası birlik ve beraberliktir. Hepimizin üzerimize düşen görevi yapması gerek. Dünya ve dolayısıyla ülkemiz bir kriz yaşıyor. Krizden çıkış yolunun iç piyasanın canlandırılması ve moral aşılanması ile aralanacağı inancındayız. Hükümetin bu anlamda alacağı her kararın faydalı olacağını düşünüyoruz. Türkiye üretimi, istihdamı, ihracatı ve hatta yatırımları ne olursa olsun canlı tutmak zorundadır; önlemler de bu hedef doğrultusunda alınmalıdır. Finansal sektör ve reel sektör arasındaki bağlar ağır hasar almış durumdadır. Bu gerçeği görmek ve bir an önce hasarı gidermek kaçınılmazdır.

Şirketlerin vergi borçlarının ertelenmesi, peşin vergi borcu ödeyen şirketlere ciddi indirimler sağlanması, Eximbank'ın ihracatçılarımızın arkasında durup kredi temin etmesi, piyasaların parasız bırakılmayarak sistemin devamının sağlanması gerekiyor.

Bankaların hem mevcut borçlar hem de ihtiyaç duyulan krediler noktasında yapıcı adımlar atması da önemli. Bu önerilerimiz Türkiye ekonomisini ayakta tutan bütün kurumların ihtiyacıdır. Tüketici ve üreticinin güvenini güçlendirecek, geleceğe iyimser bakmamızı sağlayacak benzeri önlemlerin süratle gündeme gelmesi dileğimizi hükümete de ilettik.

Bu süreçte kalkınma kavramının Doğu ve Güneydoğu açısından yeniden tanımlanmasında fayda olacağı inancındayız. Özellikle ağır kış şartları, ekonomik, sosyal ve kültürel sebepler nedeniyle bölge girişimcisinin teşvik olmazsa batıdaki üreticilerle rekabet etmesi mümkün değil. Devletin anayasal görevi de bölgeler arası farkları gidermektir. Eğer siz Düzce ile Erzurum'a aynı teşviki verirseniz, bunun adı teşvik olmaz.

Bize göre, kişi başına düşen geliri alt seviyelerde olan iller gibi kalın çizgilerle çizilmiş bir teşvik yasası değil, illerin gelişmişlik düzeylerine göre kademeli bir geçişi öngören, ayrıca kapsama giren illerin yöresel özellikleri ve altyapıları da dikkate alınarak sektörel bazda uygulamaya imkan verecek bir teşvik düzenlemesi olmalıdır. Ayrıca daha önce uygulanan 4325 Sayılı Kanun'dan mutlak suretle faydalanılması gerektiği inancındayız. Bu kanun içeriği ve kapsamı ile  yatırımcıya destek olmuş, bölgeye ciddi faydalar getirmiştir.

Erzurum ili 2015 yılında gelişmişlik açısından Türkiye'nin ilk yirmi ili arasında yer almalıdır. Biz buna inanıyoruz. Bu hedefe ulaşmak için yapmamız gereken tek şey planlı çalışmaktır. Tek bir plan dâhilinde ilimizdeki bütün kalkınma çabalarını birleştirdiğimizde bu hedefin hiç de hayali olmadığı görülecektir. Biliyoruz ki, Erzurum için tek başına çalışan çok kişi var, bir de bir araya gelebilsek, güçlerimizi birleştirebilsek… Sonuçların ne kadar farklı olduğunu göreceğiz.

Şunu biliyoruz ki, tüm ağır krizler gibi bu kriz de er ya da geç bir gün mutlaka bitecek. Ve unutmayalım ki, kriz sonrasında, rekabet yarışı da kaldığı yerden devam edecektir. Bir düşünürün dediği gibi; "kriz eskinin ölmekte olduğu, ama ölmekte olan eskinin yerini alacak yeni yapının henüz doğmadığı anları kapsar."