Eskişehir-Kütahya arasında 'suyumu kirletme' düellosu
ESKİŞEHİR'DEN / Tülay TAŞKIN
Eskişehir ve Kütahya iki komşu il olarak yıllardır Porsuk Nehri sebebiyle karşı karşıya kalır. Eskişehir içme ve kullanma suyunu Porsuk Barajı'ndan karşılıyor, Kütahya da sanayileşmenin verdiği gelişmenin sonuçları olarak Porsuk Nehri'ni kirletmekle suçlanıyor. Böyle olunca bir kentin vazgeçilmez su kaynağını komşu ilin kirlettiği iddiası iki kentin yıllar süren çarpışmasına neden oluyor.
Yıllar yıllar önce Kütahya Azot Fabrikası, Porsuk Nehri'ni kirlettiği gerekçesiyle tepkilere sebep olmuş ve iki kent yine karşı karşıya kalmıştı. Azot Fabrikası'nın özelleştirilmesinin ardından gerekli önlemlerin alınmasıyla bu sorunu çözülen Eskişehir ve Kütahya şimdi de Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin İçme Suyu Havzaları Koruma Yönetmeliği'nde özellikle Porsuk Barajı'nı koruma adına yaptığı değişiklik nedeniyle karşı karşıya kaldı. Eskişehir içme ve kullanma suyunu korumaya almak için yönetmelikler hazırlarken, Kütahya da alınan kararların Kütahya sanayisini olumsuz yönde etkileyeceği gerekçesiyle tepki gösteriyor.
Temiz su rezervlerinin hızla tükendiği yeni yüzyılda bu durum sadece Eskişehir'in değil tüm dünya ülkelerinin sorunu olarak güncelliğini korumaya devam ediyor. Tüm dünyada, içme ve kullanma suları "havza koruma politikaları" ile koruma altına alınıyor. Şimdi Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı da bu. Tek kaynağı olan içme suyunu koruma altına almaya çalışıyor.
Tüm dünyada içme suyu yer altı sularından, yer üstü rezervuarlarından ve nehirlerden karşılanıyor. Doğal olarak bu kaynakların uygun bir şekilde korunması da önemli bir konu olarak yetkililerin sorumluluğunda bulunuyor. Yine tüm dünyada bu su kaynakları iki şekilde korunmaya çalışılıyor; ilki kirlenme sorunu yaratabilecek sanayi kuruluşlarının bu havza içine kurulması yasaklanıyor, ikinci yolu ise atıkları toplayıp iyi bir arıtma yöntemi uygulayarak, kirlenmenin önlenmesi yolu izleniyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi de içme suyunu korumak için yeni yönetmelikler hazırlayarak, havzayı koruma altına almaya çalışıyor. Belediyenin aldığı önlemler Kütahya'yı etkileyeceği için de Kütahyalılar tepki gösteriyor.
Hazırlanan yeni yönetmelikte yer alan bazı maddeler Kütahya'da, Kütahya'nın sanayi ve ticaretini olumsuz etkileneceği ve sanayi gelişimine darbe vuracağı yönünde değerlendiriliyor. Kütahya Sanayi ve Ticaret Odası ile Sivil Toplum Örgütleri, Kütahya'nın ekonomik, tarım, hayvancılık, sanayileşme ve inşaat sektörü gibi önemli konularda önünü tıkadığı gerekçesiyle yönetmeliğe itiraz ederken, Eskişehirliler de içme suyunun korunması yönünde aldığı kararların uygulanmasını istiyor. Doğal olarak karşılıklı sert açıklamaların yapıldığı bir dönemden geçiliyor. Kütahya sanayi darbe alacak gerekçesiyle yönetmeliğe itiraz ederken, Eskişehir'de su kaynaklarının korunması yönünde gerekenin yapılacağını duyuruyor.
Bir tarafta sanayi gelişimi, diğer tarafta çevre ve içme suyunun korunması kaygısı var. Bu konu yıllardır tartışıla gelmiş bir konu. Orta yol maalesef kesin hatlarıyla bulunmuş ve ortaya konulmuş değil. Bir şehir sanayileşip gelişirken ve ülke ekonomisine katkı sağlarken, diğer şehir içme suyunun temizliğinin derdine düşüyor. Muhakkak her iki tarafın da derdine çare olacak bir yöntem vardır, bu konuyla ilgili bilim adamlarına, akil insanlara büyük görevler düşüyor, her şeyden önce ülkenin çevreye duyarlı, çevre sorunu yaratmadan sanayileşmenin sağlanacağı ciddi politikaları olması gerekiyor. Kirletmeden üretmek mümkün değil mi acaba? Sanayileşme olmasın demek nasıl mümkün değilse, çevrenin kirletilmesine göz yummak da mümkün olmamalı. Arıtmaya daha fazla kaynak aktarılması ve sanayi kuruluşlarının su havzaların dışında yapılandırılması acaba çok mu zordur?