Gelir vergisinden istisna yemek bedelindeki ince nokta
HAKAN ŞİRİN - Mali Müşavir
Hizmet erbabına (çalışan personellere) işverenlerce yemek verilmesi ya işyeri ve müştemilatında ayni olarak ya da günlük yemek bedeli ödenmesi şeklinde nakdi olarak uygulanmaktadır. İşyeri veya müştemilatında verilen yemek bedeli herhangi bir tutarla sınırlandırılmaksızın gelir vergisinden istisna tutulmuştur. Bu istisna uygulamasında yemeğin işyerinde hazırlanmış olması zorunlu değildir. Yemek hizmeti dışarıdan hazır alınmak suretiyle temin edilse de işyeri ve müştemilatında tüketilmiş olması yeter şarttır.
Bazı durumlarda işverenlerin işyerinde yemek vermek yerine, bu menfaat için günlük belli bir tutar ödemeyi de tercih edebilir. Söz konusu ödeme GVK md. 61’e göre ücret olarak değerlendirilmektedir. Bu tercihte belirli şartların varlığı halinde Gelir Vergisinden istisna tutulması için kanun belirli şartlar öngörmüştür. GVK md 23/8 bendinde “Hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin ( 2016 yılında uygulanmak üzere 13.70 TL.) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükellefl ere yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde, aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir.” Denilmiştir. İlk olarak belirtmek gerekir ki her yıl revize edilen günlük yemek bedeli, Katma Değer Vergisi hariç tutardır. Dolayısı ile günlük KDV dahil 14,80 TL kanunun Gelir Vergisinden istisna ettiği tutardır.
Bunun yanı sıra söz konusu günlük tutar çalışma gün sayısı ile orantılı olmalıdır. Örneğin Nisan/2016 döneminde herhangi bir sebepten dolayı 10 gün (raporlu olma, izne ayrılma vb) çalışmayan hizmet erbabı için 20 günlük tutar olan KDV hariç 274 TL’lik tutar Gelir Vergisinden istisnadır. Çalışan personel için günlük 13,70 TL’den fazla bir nakit ödeme yapılması durumunda, bu tutarı aşan rakam Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesi uyarında ücret olarak değerlendirilip yine aynı kanunun 103 ve 104. Maddeleri gereğince ücret matrahına dahil edilerek tevkifat yapılması zorunlu olacaktır. Bunun yanı sıra GVK md 23/8 bendindeki bir hüküm genel olarak uygulayıcılar tarafından atlanıldığını görmekteyiz. Mezkur maddenin parantez içindeki hükümden sonra gelen cümlede “buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şarttır” ifadesi yer almaktadır. Yani kanun diyor ki, günlük olarak 13,70 TL istisna yemek bedelini yemek hizmetini satın aldığın mükellefe yapacaksın. Dolayısı ile işveren bu tutarı işçiye ödeyerek işçinin lokantaya ödeme yapması şeklinde bir uygulaması var ise bu istisnadan yaralanamaz. Yine buna ilaveten aynı hüküm gereğince harcama yönetimi sunan şirketler aracılığı ile yapılan ödemeler için de aynı durum söz konusudur. Çünkü harcama yönetimi sunan şirketlerin işleyişin, firma çalışanlarının yemek hizmeti aldığı lokantalara işletme tarafından tek tek ödeme yapılması yerine, çalışanlara verilen kartlar sayesinde harcama yönetimi sunan aracı kuruma ödeme yapılması şeklin gerçekleşmektedir. Bu metotta ödeme, yemek hizmeti satın alınan mükellefe değil, bu harcamaları tek çatıda toplayan ve ödemeye aracılık yapan kuruluşa yapılmaktadır. Dolayısı ile harcama yönetimi sunan şirket aracılığıyla yapılan ödemelerde GVK md 23/8’e uygun olmadığı için; işçiye verilen yemek ücreti günlük 13,70 TL’nin altında kalsa dahi;
a- İstisna kapsamında olmayan ücret olacağı için GVK. 103 ve 104. maddeleri uyarınca gelir vergisi tevkifatına,
b- 5510 S.K. Md. 80/a-1 bendi uyarınca SGK primine, tabi olacaktır.
Özet olarak GVK md.23/8’deki istisnadan yaralanırken uygulayıcılar tarafından sadece günlük tutarı dikkate alınması sıkça yapılan bir vergileme hatasıdır. Bu istisnadan yararlanmanın tek şartı bakanlıkça her yıl belirlenen günlük tutar değil, bunun yanı sıra ödemenin yemek verme hizmeti sağlayan mükellefe direk yapılması ikinci olmazsa olmaz unsurdur.