Güçlü regülatörler güçlü pazarlar oluşturur
Allianz Türkiye CEO'su Alexander Ankel, bu yıl da sektörün hayat dışındaki teknik kârlılık problemine ilişkin sorunların çözüleceğini düşünmediğini, kârlılığı hedeflemiş şirketlerin kâr edeceklerini söyledi.
Yakup SAYAR
İSTANBUL - Allianz Türkiye CEO'su Alexander Ankel, Allianz olarak, bazı sektör temsilcilerinin yakındığı ve Hazine'nin şirketlerin kârları üzerinde etkili olan karşılıklarla ilgili düzenlemelerini olumlu karşıladıklarını belirterek: "Güçlü regülatörlerin güçlü pazarlar oluşturduğunu düşünüyoruz. Sektörün daha şeffaf ve güçlü olması çok önemlidir" dedi.
Allianz Türkiye CEO'su Alexander Ankel, DÜNYA'ya açıklamalarda bulundu. Avrupa'daki ekonomik krizin global ekonomiye etkilerinin daha çok hissedildiği 2011 yılında, Türk sigorta sektörü için zorlu bir yıl olduğuna vurgu yapan Ankel, "Yatırım gelirlerini hariç tuttuğumuzda hayat dışında sektör 615 milyon TL zararda kapandı. Sektörün 3. çeyrekte vergi sonrası kârı ise - 25 milyon TL oldu. Sigorta şirketleri üzerinde kârlılık açısından bir baskı mevcut ve 3. çeyrek sonuçlarına bakıldığında daha önce kârlılık açısından ilk sıralarda yer alan şirketlerin artık üst sıralarda olmadığını görüyoruz.
Sektördeki şirketlerin teknik kârlılığı artıracak gerekli disiplini göstermesi gereklidir. Allianz Sigorta olarak ise, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nin (TSRŞB) verilerine göre, hayat dışı branşta yaklaşık yüzde 8 pazar payı ile 3. sırada yer alıyoruz. Ocak - Ekim 2011 tarih aralığında teknik kârımız 34.184.602 TL, bilanço kârı 24.283.428 TL olarak gerçekleşti. Pazar payımız ise yüzde 8.07 oldu" diye konuştu.
Bu yıl geçiş yılı olacak
2012 yılına yönelik beklentilerini sorduğumuz Ankel, sektörün hayat dışındaki teknik kârlılık problemine ilişkin sorunların çözüleceğini düşünmediklerine dikkat çekerek, "Kârlılığı hedeflemiş şirketler önümüzdeki yılda da kârlılık gösterecektir. Ancak hayat dışındaki büyük şirketler prim üretimi yoluyla büyüyeceklerdir. 2012 senesi bu anlamda bir geçiş yılı olacaktır. Fiyat rekabeti devam edecektir. Motor branşında fiyatların yükseleceğini öngörüyoruz. Sağlık ve yangın branşında ise kârsızlık oldukça yüksek seviyede seyredecektir. Allianz olarak ise acentelerimize çok bağlıyız. 2012 yılında dağıtım kanalları içinde acente sayısını 1860'a çıkarmayı hedefliyoruz" dedi.
Şirket sahiplerine büyük rol düşüyor
Sektördeki rekabete özel bir yer açan Ankel, deprem sigortalarını örnek göstererek, deprem tarifesinin serbestleşmesinin gündemde yer aldığını ancak bunun paralelinde sigortacıların kendini korumasının da göz önünde bulundurmak gerektiğini söyledi. "Olası bir depremde büyük hasarlar beklenmektedir" diyen Ankel sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazı şirketler reasürans anlamında kendini korumaktadır ancak risklere karşı reasürans korumalarını arttırmak zorunda olan şirketler de mevcuttur. Hazine bu konuya bir standart getirirse yangın branşındaki anlamsız fiyat rekabeti olumlu yöne çevrilebilir. Motor branşında ise 2012 yılında fiyat rekabeti daha normal bir seviye izleyecektir. Hazine bu konuda elinden geleni yapmıştır ve sektördeki oyuncuların motor branşında zarar etmelerini engellemiştir. Bu anlamda, şirket sahiplerine büyük rol düşmektedir."
Sektör daha şeffaf ve güçlü olmalı
Hazine'nin düzenlemeleri de değinen Ankel, Allianz olarak, bazı sektör temsilcilerinin yakındığı ve Hazine'nin şirketlerin kârları üzerinde etkili olan karşılıklarla ilgili düzenlemelerini olumlu karşıladıklarının altını çizerek, "Güçlü regülatörlerin güçlü pazarlar oluşturduğunu düşünüyoruz. Sektörün daha şeffaf ve güçlü olması çok önemlidir. Allianz, düzenleyici kurumların bu çerçeveyi oluşturması için destek vermektedir" şeklinde konuştu.
Acentelerimiz yapı taşımız
Acentelerine değinen Ankel, acentelerini Allianz Türkiye'nin sigortacılık faaliyetlerinin yapı taşı olarak tanımladıklarını söyledi. "Acentelerimizin Allianz'ın en önemli iş ortakları olduğunu üşünüyoruz."diyen Ankel şunları söyledi: "Bu bağlamda Allianz olarak ''Biz acentelerimizle 1'iz, A'dan Z'ye bir'likteyiz!'' sloganını benimseyerek acentelerine bağlılığını her fırsatta açıklayan bir şirketiz. Allianz, global anlamda acente ağı çok güçlü bir şirket ve acentelerinin nesilden nesile hayatına devam edebilmeleri için her zaman onlara destek oluyor. Allianz istikrarlı fiyatlandırma politikası, sürdürülebilir karlılık, satış öncesi ve sonrası hizmetleri ve ürünleriyle acenteler için güvenilir bir iş ortağı olma hedefini ve desteğini sürdürmektedir. 2012 yılında da yapımıza uygun acenteleri bünyemize katarak Allianz dağıtım kanalları içinde acentelerinin sayısını arttırmayı hedefliyoruz."
KOBİ'ler sigortayı gereken yerde görmüyor
KOBİ'lere de değinen Ankel, KOBİ'lerin Türk ekonomisinin omurgası olduğunu ancak her zaman için gelişme göstermesi gereken yapılar olduğunun altını çizdi. "KOBİ'lerin kurumsallaşarak daha üst platformlarda yer alması şarttır" diyen Ankel sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk Ticaret Kanunu KOBİ'lere yenilik sağlamasının yanı sıra yükümlülükler de getirmektedir. Türk Ticaret Kanunu'nun yeni yasalara destek vermesiyle KOBİ Kredileri ve sigorta şirketlerinin oluşabilecek afetleri ve doğacak hasarları koruma altına almaları, KOBİ'lerin kurumsallaşmasına katkıda bulunacaktır. KOBİ'ler kurumsallaştıkça sigortaya olan ihtiyaç artacak ve sigortanın önemi ön plana çıkacaktır. Sigorta sayesinde KOBİ'lerin sermayelerini korumaları da kolaylaşacaktır. KOBİ'lerin sigortayı gereken yerde görmediklerini düşünüyorum. Kurumsallaşmak, KOBİ'lerin sigortaya farklı bir bakıç açısı ile yaklaşmalarına yardımcı olacaktır."
Banka kanalına yatırıma devam
Son olarak banka satış kanallarına değinen Ankel, gerek elementer gerekse hayat branşlarında her geçen yıl toplam payını arttırdığına dikkat çekti. Ankel, önümüzdeki dönemde de gelişmelerin bu yönde seyretmesinin beklendiğini, bu gelişmeyle paralel Allianz'ın da son 3 yılda önemli sayıda banka ve finans kurumu ile yeni acentelik anlaşmaları yaptığını ve bundan sonra da bu kanala yatırım yapmayı sürdüreceklerini söyledi.
Sigortacılığın her alanında iddialıyız
Allianz Sigorta olarak portföy yapılarının sektör geneline nazaran oldukça dengeli olduğunu söyleyen Alexander Ankel, sigortacılığın hemen her branşında iddialı olduklarının altını çizerek şöyle konuştu: "Prim üretiminde üst sıralarda yer aldığımızı söyleyebiliriz. Büyüme stratejimiz içerisinde branş dengemizi muhafaza etmek de öncelikli olarak yer almaktadır. Allianz olarak aynı zamanda sağlık branşında da sürekli teknolojiye yatırım yapıyor, piyasa ve rekabet koşullarından bağımsız her aşamasında işimizi doğru yapmak için çaba gösteriyoruz. Başarımızın haklı sebebini aslında bu yolla açıklayabiliriz. Ancak görünen o ki sektörün bu branşta da rehabilite olması için henüz biraz daha zaman bulunmaktadır."
Hayat ve emeklilikte fırsat gözlüyoruz
Sektörde yaşanan satın almalar ve birleşmelere yönelik beklentilerini sorduğumuz Alexander Ankel, "Bu durumun sektörün gelişimi açısından olumlu olduğunu düşünüyoruz. Bunun nedeni de, özellikle fiyat rekabetinin çoklukla yaşandığı elementer branşta çok sayıda şirket bulunmasından kaynaklanıyor. Allianz olarak Türkiye'de bu yönde bir çalışmamız ve planımız bulunmuyor. Allianz Türkiye'de elementer branşta organik büyümeyi tercih etmekte fakat hayat ve emeklilik branşında karşımıza çıkacak fırsatları ise değerlendirebiliriz" diye konuştu.
Şirketler yenilikçi olmalı
Allianz'ın global deneyimi ile Türkiye'deki 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiğine dikkat çeken Alexander Ankel yeni ürün çıkarma konusunda çalışmalarının hız kesmeden devam ettiğini de söyledi. Sigorta şirketlerinin sunduğu hizmetler ve banka kanalıyla kredi ile kredi kartlarına bağlı satışa sunulan sigorta ürünleri nedeniyle sektörde sigortalı sayısının gün geçtikçe arttığına işaret eden Ankel, "Ayrıca sektörün banka sigortacılığı dışında da risk ürünlerinin satılmasını sağlayacak girişimlerde bulunması, hayat sigortası pazarının daha hızlı şekilde büyümesine katkıda bulunacaktır. Birikime yönelik hayat sigortalarında ise farklı riskleri de teminat altına alacak rekabetçi yeni nesil ürünlere ihtiyaç duyulmaktadır. Sektördeki şirketlerin yenilikçi olması, müşteri ihtiyaçlarını en iyi şekilde değerlendirip bu doğrultuda ürünler sunması ile birlikte sektörel alanda da büyük gelişmeler yaşanacaktır. Bu noktada ayırt edici özellik, sigortalıya sunulacak hizmet kalitesi ve ek hizmetler olacaktır" dedi.
Van'daki çalışmalarımız sürdürülebilir olacak
Dünyanın 70'den fazla ülkesinde hizmet veren bir şirket olarak doğal felaketler konusunda global tecrübeye sahip olduklarının altını çizen Alexander Ankel, "Yakın dönemde yaşadığımız Van depreminden sonra da bu alanda sosyal sorumluluğun ne kadar önemli olduğunu ülke olarak bir kez daha anladık. Van depreminden sonra Allianz olarak uzun soluklu ve sürdürülebilir bir sosyal sorumluluk projesi için kolları sıvadık ve bu amaçla Van'ı ziyaret ettik. Sürdürülebilir sosyal sorumluluk projemiz kapsamında Van'ın Mollakasım Köyü'nde hasar gören bir sınıflık okulu iki sınıflık bir okul haline getirmek ve ek olarak Mollakasım'a öğretmenler için lojman ve sağlık personelinin de konaklayabileceği bir sağlık evi inşa etmek için çalışmalara başladık. Her sosyal sorumluluk projesinin olması gerektiği gibi, bizim Van'da gerçekleştirdiğimiz çalışma da sürdürülebilir olacak. Önemli olan nokta da budur" diye konuştu.