”Gül'den şövalyelik bekliyorsa, kararına saygı duymalı”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç anayasa değişikliğinin kabul edileceğini, başka ihtimal olmadığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA-  Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Sayın Baykal, Cumhurbaşkanı'ndan bir şövalyelik beklediğine göre o zaman 367 ile kabulü için oy verip sonunda Sayın Cumhurbaşkanı'nın hukuki düşüncesine, vereceği karara da saygı duyması gerekli"

Kanal 24'te canlı yayınlanan "Moderatör" programında Yaşar Taşkın Koç'un sorularını yanıtlayan Arınç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Anayasa değişikliği ile ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü muhatap aldığını söyledi.

"Değişikliğin tümü oylanırken 'evet' oyu versinler"

CHP'ye 30 maddenin beğenmediklerine oy vermemesi, beğendiklerine oy vermesi ancak tümü oylanırken 'evet' oyu kullanması önerisinde bulunan Arınç, "O zaman demektir ki 367'nin üzerinde çıkacak gibi bu. Nereye gidecek, Cumhurbaşkanı'na. O zaman kendi sözünün muhatabı olan makamın yapacağını beklesin. Cumhurbaşkanı bakacak 367'nin üzerinde, olabilir ki MHP de katılacaktır olabilir ki diğer partiler de... Belki 400, 420... O zaman onların doğrudan yayımlanması için gönderebilir. Bakacak, eğer CHP'nin iddiası doğruysa 330 civarında kalmış olan maddeleri Sayın Cumhurbaşkanı kendi yetkisiyle referanduma sunabilir" dedi.

Kendisinin Cumhurbaşkanı Gül'e yol gösterme noktasında olmadığını belirten Arınç, "Ama Sayın Baykal Cumhurbaşkanı'ndan böyle bir şövalyelik beklediğine göre o zaman 367 ile kabulü için oy verip sonunda Sayın Cumhurbaşkanı'nın hukuki düşüncesine, vereceği karara da saygı duyması gerekli" diye konuştu.

"330 verdi, verdi. Ama sonunda beğendiği maddeler var onlara da oy verecek. Peki beğendiği maddelerin çıkması için oy vermesi gerekiyorsa onların kabulü için de sonunda tümünün oylamasında 'evet' vermesi lazım" diyen Arınç, sonunda "evet" demeyecekse CHP'nin beğendiği maddelerin de kabul edilmesi ihtimalinin de olmadığını söyledi.

Arınç, Anayasa değişikliği ile ilgili olarak CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yönelik, "(Ben siyasi sorumluluğu 24 maddede alıyorum ama 3 maddedeki sorumluluğu ben parti olarak üstüme almıyorum. Buna halk karar versin. Halkın önüne gitmesine ve halkın vereceği karara hiçbir itirazım olamaz) diyorsan elini tutalım, bu konuda bir araya gelelim" dedi.

Baykal'ın, AK Parti'nin Anayasa değişikliği teklifini adeta "hainlik" derecesine indirdiğini kaydeden Arınç, "Şimdi geldiğimiz nokta (ilk teklifine kadar her şeyine karşıyız ve bununla mücadele edeceğiz). Son anda bir değişiklik. O nedir? (3 madde) diyor. Sonra bunun başlık olduğu ortaya çıktı. (3 madde ayrılsın. O, referanduma gitsin 24'üne biz de destek verelim). Çok güzel, çok iyi. Ama o zaman bir tek sorum var sana. Toptan hepsine karşı çıkarken ve hepsi çok kötüyken nasıl oldu ve niçin böyle bir ayrım yaptınız? 24'ü nasıl çok güzel oldu sizce 4'ü veya 3'ü nasıl 'tu kaka' oldu. Bunu bana bir söylemeniz lazım ki ben bu kuşkularımdan kurtulayım. O zaman mı doğru söylüyordunuz şimdi yanlış yapıyorsunuz. O zaman mı yanlıştı şimdi mi doğru yapıyorsunuz?" diye konuştu.

Baykal'ın karşı çıktığı 3 maddenin Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısı ile parti kapatmayla ilgili olduğunu anımsatan Arınç, bunların içinde 11 maddenin olduğu çerçeve maddeler olduğunu söyledi.

"Baykal tümüne 'evet' demeli"

Deniz Baykal'ın birkaç gün öncesinden farklı olarak bugün, "Bütün engelleri çıkaracağım. Bunu Türkiye için yapacağım. Bunlar yanlıştır. Bunlar tehlikelidir" dediğini anımsatan Arınç, "O zaman bütün engelleri çıkaracaksan ben geçmişteki bütün kötü örneklere bakarak senden kuşku duyacağım o zaman" dedi.

Baykal'ın, Anayasa oylamasının tümüne 367 verilirse beğendiği maddelerin de kabul edileceğini kaydeden Arınç, şunları söyledi:

"Tümüne 367 çıksın diye 'evet' oyu verip de ilk gün muhatap aldığı Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki gelişmelere bakarak ne yapacağını beklemesi lazım. Ne yapabilir Sayın Cumhurbaşkanı? Hepsi 367'nin üzerinde kabul edildiğine göre doğrudan yayımlanmak üzere Resmi Gazete'ye gönderebilir veya Türkiye'deki gelişmelere bakarak '3'ü, 4'ü, 5'i referanduma gitsin diğerleri de oradan yayımlansın' da diyebilir. Bunu Cumhurbaşkanımız sadece CHP istediği için değil, belki kendi hukukçularının da göreceği lüzum üzerine böyle bir karar da verebilir. Ama bunu bu şekilde yapıyor olması, CHP'nin bu Anayasa değişikliğinde asıl amacının ülkenin böyle bir Anayasa ihtiyacı olduğunu düşünmesinden geçer, diye söylüyorum.

Bütün bunları yaparken 'Ben bütün bunlara baştan kategorik olarak karşı çıkmıştım. O yanlış bir siyasetti ama doğrusunu şimdi yapıyorum' diyerek bu Kutlu Doğum Gecesi'nin güzel vesilesiyle yeni bir siyasi sayfa açması lazım. Çünkü CHP geleneği, tek parti geleneğidir. Tek parti geleneği de totaliter bir anlayıştır. Totaliter bir anlayışta da hiçbir zaman uzlaşma vs. yoktur. Eğer Sayın Baykal bu tabuyu yıkacaksa yani İttihat ve Terakki geleneğini, tek parti geleneğini, Milli Şeflik geleneğini bir kenara koyup da artık, gerçekten adında olduğu gibi Avrupa'daki arkadaşları, dostları siyasi partiler gibi halk için, halka göre, halkla beraber bir siyaset anlayışını benimsediğini gösterecekse referandum en tabii haktır, demokratik bir yoldur. 'Halk bu konuda ne karar verirse başımın üstünde yeri var' demesi lazım."

"Anayasa ya mecliste, ya referandumda kabul edilecek"

CHP Genel Başkanı Baykal'ın uzlaşmak için Pazartesi gününe kadar süre vermesini eleştiren Arınç, "Yanlış bir üslup. Görüşmeler başladığında 'bu iş kolay olmaz' diyor. Belki kendisi söylemedi ama Sayın Özyürek, Sayın Hakkı Süha Okay tehdit ediyor. İçtüzükten gelen bütün haklarınızı kullanırsınız. Ama kavga mı edeceksiniz, bir şey mi yapacaksınız ama bunu bizim böyle gözümüzü korkutacak üsluplarda söylemeleri çok yanlış olur" dedi.

Kendilerinin de TBMM İçtüzüğü'nün verdiği hakları sonuna kadar kullanacaklarını söyleyen Arınç, "Ama sonunda bu Anayasa değişikliği ya olacak, ya olmayacak. 330 ya çıkacak, ya çıkmayacak. Ya orada kabul edilecek, ya referandumda kabul edilecek. Başka ihtimaller yok. Rejim Cumhuriyet, Anayasal bir rejim. Parlamenter bir sistem var. Bu iş bugüne kadar böyle olmuş, bundan sonra böyle olmaya devam edecek" diye konuştu.

Doğrudan halka gitmenin yolunun her zaman bulunması gerektiğine dikkati çeken Arınç, kendisinin de referandumun 40 yılda bir yapılmasından yana olmadığını söyledi. Batılı ülkelerde yerel yönetimlerin bile referandum yaptığını belirten Arınç, "Ama diyelim ki halk bunu reddetti, olabilir. O zaman ne diyeceğiz? Halka mı kızacağız? 'Ama halka gitmesin, çünkü halk kabul edecek. Taş üstüne taş koyalım' derlerse bizim bunun karşısında yeniden önümüz duvarlarla örülmesin diye bazı teminatlar istememiz gerekebilir" dedi.

"Keşke bugüne kadar katılabilselerdi"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın İstanbul'daki Kutlu Doğum Haftası törenlerine katılmasını "fevkalade olumlu" bulduğunu belirterek "Keşke bugüne kadar da katılabilselerdi. Keşke bundan sonra da katılabilseler" dedi.

 CHP Genel Başkanı Baykal'ın İstanbul'daki Kutlu Doğum Haftası törenlerine katılmasının fevkalade olumlu ve çok doğru olduğunu ifade eden Arınç, "Çünkü halkımızın ortak değerleri içerisinde hem inancımız vardır hem de bu inancımızın başında peygamberimiz gelmektedir. Keşke bugüne kadar da katılabilselerdi. Keşke bundan sonra da katılabilseler ve sadece Sayın Baykal'la da sınırlı kalmasa... Yüksek organlarımızın çok değerli başkanları, kurumlarımızın kuruluşlarımızın çok değerli yöneticileri bu toplantılara hiç çekinmeden, hiçbir rezerv koymadan katılabilseler. Ben bunu gönülden istiyorum" diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir