GÜMÇED geri adım attı Akros Çimento'nun önü açıldı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BURSA'dan / Ömer Faruk Çiftçi

[email protected]

Gelişmiş ülkelerin çevresel riskleri göz önüne alarak terk etiği ağır sanayi yatırımlarının bir sonraki durakları, bizim gibi gelişmeye çalışan ülkeler oluyor. Çimento sektörü de buna iyi bir örnek. Avrupa'da terk edilen üretim Türkiye'de adeta tavan yaptı. Üretimdeki firmaların büyük bölümü ya tamamen yabancı ya da yabancı ortaklı. Bir ülkenin gelişebilmesi için elbette ki ağır sanayi yatırımlarına ihtiyaç var ama bunun bir kıstası olmalı. Kıstas da yasalarla belirlenmiş durumda. Tarım alanlarından uzak duracaksınız ve çevreye zarar vermeyeceksiniz. Bursa'nın Kestel ilçesinde faaliyetini sürdüren Bursa Çimento fabrikasından sonra ikinci fabrika Yenişehir Burcun Köyü sınırları içerisinde kurulmaya çalışılıyor.

İnegöllü Ahmet ve Mahmut Akıskalı kardeşlerin Rus ortakları ile birlikte kurmayı planladıkları Çimento fabrikası yatırımı uzun süredir Bursa'nın gündemini meşgul ediyor. İlgili firma yatırımını başlatabilmek adına ÇED raporu ve Toprak Koruma Kurulu Raporu'nu aldığı süreçte başta kısa adı GÜMÇED olan Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği olmak üzere çevreci kuruluşlar harekete geçerek, yatırımın iptali için konuyu yargıya taşımıştı. Bursa 1. İdare Mahkemesi de Toprak Koruma Kurulu'nun kararını iptal etmişti. Akros Çimento AŞ yetkilileri yatırımın çevreye zararı olmayacağını, fabrikanın kurulacağı alanın da marjinal tarım arazisi olduğunu ve verimli tarım yapılamayacağını defalarca deklare etmesine karşın çevreci kuruluşları ikna edememişti. Firma son olarak İstanbul Teknik Üniversitesi'nden destek alarak hazırladığı raporu GÜMÇED'e sundu. GÜMÇED Yönetim Kurulu da hazırlanan ÇED uzman görüşü raporunu olumlu buldu ve davadan feragat edilmesi yönünde oybirliğiyle karar aldı.

Bu noktada GÜMÇED'in kararını anlamlı buluyorum! Başta karşı çıkılan bu yatırım madem ki çevreye zararlı idi neden şimdi davadan feragat edildi? Yok yatırım çevreye zararlı değildi ise şimdi firmanın sürecin uzamasından dolayı uğradığı zararı kim telafi edecek? Bu geri adımın arkasında ekonomik bir bağ mı var? Soruları uzatmak mümkün. Varmak istediğim nokta şu; aldığımız kararlar hep önyargılı. Maalesef bir şeye karşı çıkarken ya da yanında olurken yeterince araştırma yapmasını beceremiyoruz. Çevreci bir kuruluşun böylesi geri adım atması kadar kötü bir durum olabilir mi? Bundan sonra GÜMÇED'in farklı bir konuda koyduğu tepki ne kadar inandırıcı olabilir ki? Burada Akros yetkililerini tenzih ediyorum. Onların yaklaşık 1 yıldır içinde bulundukları zor durumu yakından bilenlerdenim. Onlar yatırımın ne tarıma ne de çevreye zarar vermeyeceği konusunda ısrarlılar ve bunu hazırladıkları raporlarla ortaya koydular. Bu yatırıma karşı çıkanlarla ilgili farklı iddiaları var. Akros Çimento AŞ Genel Müdürü Hakan Büyüksaraç hidrojenle çalışacak olan çimento fabrikası yatırımını istemeyenlerin rekabetten çekinerek çevreyi bahane ettiğini söylüyor. Büyüksaraç, hiçbir ürün yetişmediği için 'Karadiken' olarak isimlendirilen mevkide son teknolojiyle kurulacak Akros Çimento Fabrikası'nın 'aş ve iş' sağlayacağını, 175 milyon Euro tutarındaki yatırımın bölgeye doğrudan 500, dolaylı olarak 2 bin ek istihdam sağlayacağını ve yılda yaklaşık 250 milyon dolarlık ticaret yapılacağını belirtiyor. Büyüksaraç, açıklamasını şu soruyla tamamlıyor: "Neden şehrin içinde kalmış, eski teknolojiyle kurulmuş fabrikalara karşı çıkılmıyor da, yeni yatırımımıza karşı çıkılıyor?". Son bir bilgi; T.C. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın da desteklediği proje tamamlandığında Akros Çimento yıllık 2.5 milyon ton çimento üretecek. 2012 yılında tamamlanması öngörülen tesisin üretiminin önemli bir bölümü başta Rusya ve Afrika pazarları olmak üzere ihraç edilecek.