Gümrük Birliği Anlaşması masaya yatırılıyor

Bakan Bağış, Gümrük Birliği Anlaşması'nı AB ile yeniden müzakere etmek için ön hazırlık kararı aldıklarını kaydetti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Gümrük Birliği Anlaşması'nın bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, konuyu AB ile yeniden müzakere etmek için ön hazırlık kararı aldıklarını kaydetti.

Bağış, "AB sürecinde İhracatçılar Zirvesi"nde, yolda gelirken bazı gazetelere baktığını, bir gazetenin manşetinin dikkatini çektiğini, gazetenin manşetine "Devletin gündemi ve milletin gündemi" diye iki ayrı başlıkla altına farklı fotoğraflar koyduğunu dile getirerek, "Aslında bugün bu salonda iki ayrı gündemin birleşme noktasındayız" dedi.

Bu dünyada fakir bir demokrasi olmadığını ifade eden Bağış, gerçekten demokrasiyi benimsemiş, gerçekten hukuk devleti olmuş, ülkelerin ekonomilerinin de gelişmekte olduğunun görüldüğünü kaydetti.

Bağış, AB'nin 110 bin sayfalık müktesebatıyla belki fazla bürokratik bulunduğunu ifade ederek, Ancak AB'nin her şeyin orta yolunun bulmuş olan bir değerler birliği olduğunu anlattı.

Egemen Bağış, "İşte o standartlara yükselebilmek için AB sürecinde Türkiye'nin hak ettiği noktaya gelebilmesi için bizim en yakın çalışmamız gereken kişiler sizlersiniz. Türkiye'nin gücünü artırabilmek için ihracata ağırlık vermemiz lazım. İhracat bir vizyondur. İş adamları için olduğu kadar ülkeler için de bir vizyondur. Vizyonu olmayan girişimcinin ihracatı düşünmesi beklenemez. Vizyonu olmayan ülkelerin de ihracatı artırma gibi bir hedefi olmaz" diye konuştu.

Hükümet olarak 7 yılda Türkiye'nin ihracatını 7 kat artırdılarsa, bunun iş adamları ile kendilerinin ortak vizyonunun eseri olduğunu belirten Bağış, bunun neticesinde Türkiye'de çok önemli gelişmeler kaydedildiğini söyledi.

Egemen Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün Türkiye'de hizmet veren okulların üçte biri son 7 yılın eseriyse o ihracatın bu ülkeye getirdiği ekonomik güç sayesinde olmuştur. Eğer bugün Türkiye'deki hastanelerin dörtte biri son 7 yıl içerisinde hizmete girmişse o sizlerin Türkiye'nin ekonomisine olan katkıları neticesinde olmuştur.

Cumhuriyet tarihi boyunca 6 bin kilometre yol yapan devlet son 7 yıl içerisinde 11 bin 500 kilometre yeni yol ve otoban yapabildiyse işte ihracatın ekonomik kalkınmanın getirdiği yeni imkanlarla gerçekleşebilmiştir."

Artık ihracatın Türkiye'nin belli illerinin değil 81 ilinin gündeminde olan bir konu haline geldiğini vurgulayan Bağış, Türkiye'nin her ilinin ihracat yaptığı bir dönemi yaşadığını ifade etti.

Egemen Bağış, yapay gündemlerin çok da etkisi altında kalınmaması gerektiğine işaret ederek, "Birileri Türkiye'nin çağdaşlaşmasını, şeffaflaşmasını, demokratikleşmesini, AB standartlarında bir ülke olmasını istemiyor olabilirler. Ama biz çok zorlukları sizlerle el ele vererek beraber göğüsledik ve üstesinden geldik. Türkiye bütün zorlukları aşabilecek güçtedir" diye konuştu.

"GB olmasaydı bugünkü ihracatları ağzımızla kuş tutsak yapmazdık"

İlgili bakanlıklarla istişare mekanizması oluşturduklarını ifade eden Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, sorunların çözümü noktasında iki bakan olarak konuları ilgililerle konuşmak için Brüksel'e çok kısa bir süre içinde bir seyahat düzenleyeceklerini söyledi.

Çağlayan, "Daha sonra sizlerin Brüksel'de bir gövde gösterisi olacak. TİM başkanlığında tüm İhracatçı Birlikleri başkanlarımız bana göre anlamlı şekilde Brüksel'e giderek orada toplantı yapacağız. İlgili tarafların da olacağı bir toplantı gerçekleştirmek, belki özellikle bölgeye hitap edecek bir fuar olacak" dedi.

Ankara Sanayi Odası'nda olduğu dönemde, "Gümrük Birliği maddelerine iyi hakim olunması durumunda bunun Türkiye'nin yararına olacağını" ifade ettiğini anımsatan Çağlayan, "Eğer bu engeller de zamanında çözülebilmiş olsa, AB birçok ülkeye davrandığı cömert davranışları Türkiye'ye gösterebilse, Türkiye'ye karşı iki yüzlü, ikircikli politika izlememiş olsaydı Avrupa'daki ticaretimizde çok daha önemli mesafe kat etmiş olacaktık. Ama biz sabırlı milletiz, sonuna kadar bunu devam ettireceğiz" diye konuştu.

GB'nin Türkiye'nin, Türk sanayisinin, Türk üreticisi ve tüketicisinin menfaatine olduğunu belirten Çağlayan, "Türkiye GB anlaşmasını yapmamış olasaydı bugünkü ihracatları ağzımızla kuş tutsak yapmamız mümkün değildi" dedi.

"AB üyeliği hedefi gündemin öncelikli maddeleri arasından çıktı"

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, kritik yılı oldukça az hasarla atlatmayı başardıklarını, 2009'da 102 milyar dolar ihracat ile kritik bir eşiğin üzerinde kaldıklarını söyledi.

Dünya ekonomileri toparlanmaya başladıkça ihracatın eski temposunu yakalayacağını, bugün yaşanan sıkıntıların, ancak demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinin yerleştiği ve toplumsal uzlaşının sağlandığı bir ortamda aşılabileceğini dile getiren Büyükekşi, "Demokrasi ve istikrar, güven, vizyon ve birikim meselesidir. AB üyelik süreci ise sadece dış ekonomik ve siyasi ilişkilerimizde güvenli sularda yol almamızı değil, demokrasimiz adına tüm bu unsurları güvence altına almamızı ve iç siyasette istikrara kavuşmamızı sağlayacak çok önemli bir çıpadır" dedi.

Ancak ne yazık ki son bir kaç yıldır AB üyeliği hedefinin gerek siyasi, gerek toplumsal düzeyde gündemin öncelikli maddeleri arasından çıktığını söyleyen Büyükekşi, bazı AB ülkelerinin üyeliğe karşı tutumlarının da bunda büyük payı olduğunu söyledi.

TİM olarak, AB sürecinde karşılaşılan engellerin zaman içinde mutlaka aşılacağına inandıklarını dile getiren Büyükekşi, şöyle devam etti:

"Bugün bazı üye ülkelerin vizyonu sınırlı liderleri aksini istiyor diye hedefimizden uzaklaşacak değiliz. Biz kendi işimize bakmak ve sürecin, kontrolümüz altında olan tarafına odaklanmak zorundayız. Yeter ki biz motivasyonumuzu kaybetmeyelim ve rotamızdan çıkmayalım. Zira bu süreç, 'biz elimizden geleni yaptık ama olmuyor' diyerek bir kenara bırakılamayacak kadar önemli. Küresel gerçekleri bilen, dünyanın her bölgesine ihracat yapan ve bunun gerektirdiği vizyonu taşıyan ihracatçılar olarak, Türkiye'nin ve AB'nin bölgesel ve küresel çıkarlarının örtüştüğünü, her iki tarafın da birbirine ihtiyacı olduğunu biliyoruz.

Bizler, özel sektör olarak AB'ye uyum sürecinin getirdiği külfetlerin ve değişimin yarattığı etkilerin birebir muhatabıyız. Buna rağmen, bu trenin yürümesini, hatta hızlanmasını istiyoruz."

Bu konularda ilginizi çekebilir