Gümrük müşavirleri 'oda'larını istiyor
Mehmet ÇARDAK/ Gümrük Müşaviri
Hiç şüphesizdir ki, Gümrük idaresinin kamu kurum ve kuruluşları içerisinde çok önemli bir yeri vardır. Ancak Cumhuriyetin ilk yıllarında gümrük idarelerine verilen önem daha sonraki yıllarda giderek azalmıştır. Siyasi ve ekonomik olarak tam bağımsızlıktan söz edebilmek için gümrüklerin çok iyi bir şekilde idare edilmesi şarttır.
Oysaki Cumhuriyetin kuruluşundan beri her türlü gümrük işlemini takip ederek sonuçlandırabilen gümrük müşavirleri yıllardır mesleki faaliyetlerini 'Gümrük Müşavirleri Derneği' çatısı altında sürdürmektedirler.
Nitekim 2000 yılında yürürlüğe konulan 4458 Sayılı Gümrük Kanunu ile gümrük müşavirlerinin çıkarılacak bir kanunla bağlı bulundukları gümrük ve muhafaza başmüdürlüğü görev alanı itibariyle kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu şeklinde örgütlenmeleri öngörülmüştür. 2002 yılında iktidara gelen AK Parti hükümetleri döneminde, Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ve Hayati Yazıcı tarafından Gümrük Müşavirleri Odası'nın kurulması için söz verilmiştir. Gümrük bürokrasisi tarafından iki defa hazırlanan, Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek kabul edilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan 'Gümrük Müşavirleri Oda Yasa Tasarısı'; maalesef lobi çalışmaları nedeniyle yasalaşmamıştır.
TOBB ve İTO Başkanları'nca gümrük müşavirleri bir tüccar olarak görülmektedir. Yıllardır 'oda' statüsüne kavuşturulmayan ve mesleklerinin önündeki engelleri kaldırılmayan gümrük müşavirleri ne yazıktır ki halk arasında rüşvetle anılmaktadır.
Bu yüzden de, Gümrük Müşavirliği mesleğinin saygınlık kazanması ve mesleğin etik kurallar içinde icra edilebilmesi için derneklerin bir araya gelerek 'oda' oluşturmaları gerekmektedir.
Gümrük müşavirleri 'oda' oluşturmak için tam 10 yıldır iktidardan destek beklemektedir. Çıkarılmayan 'oda' yasası yüzünden uzun zamandır gümrük müşavirliği sınavı açılamamaktadır. Ayrıca 'Gümrük Müşavirliği Asgari Ücret Tarifesi' işverenler ile gümrük bürokratları eliyle, müştereken ve piyasa şartlarına aykırı olarak belirlenmektedir. Gümrüklerde iş takiplerinin çok ucuz olarak yapılmasına izin verilmektedir. Siyasi ve ekonomik yönden güçlü olanlar, mevcut gümrük müşavirleri derneklerinin 'oda' statüsüne kavuşturulmasını engellemektedirler. Bu sebeplerle de Gümrük Müşavirleri Oda Yasası'nın biran önce yasalaştırılması önem arz etmektedir.
Diğer taraftan, AK Parti iktidarları süresince gümrük teşkilatında 9 müsteşar görev yapmıştır. Gümrükler Genel Müdürlüğü, Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü, önemli gümrük ve muhafaza başmüdürlükleri uzun süreler vekâlet usulüyle yönetilmeye çalışılmıştır. Bu yüzden de, gümrük teşkilatı önemli ölçüde kan kaybetmiştir ve hiçbir dönemde olmadığı kadar kötü yönetilmiştir. Özellikle de gümrük idaresi, 2011 yılı başından itibaren İstanbul'da vukuu bulan yolsuzluk olayları ile iflas etme noktasına gelmiştir.
Ayrıca Hükümet, kamu hizmetlerinin düzenli, etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere TBMM'den yetki almış olmasına ve gümrük teşkilatında çok önemli sorunlar yaşanmasına rağmen, daha 12 Haziran 2011 milletvekilliği seçimleri öncesinde yürürlüğe konulan 640 Sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile bazı sorunlar 'teğet geçilmiş', üst yöneticilerin tamamının görevine son verilmiştir. Bu personelden merkez teşkilatında Müsteşarlık müşaviri dâhil Daire Başkanı ve daha üst görevde bulunanlar ile taşra teşkilatında Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü ve döner sermayede işletme bölge müdürü kadrosunda görev yapanlar yeni ihdas edilen 'Bakanlık Müşaviri' kadrolarına, diğerleri ise yine yeni ihdas edilen 'Araştırmacı' kadrolarına herhangi bir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılmak suretiyle kadrolaşma temel hedef olarak benimsenmiştir.
Ayrıca, aynı Kanun Hükmünde Kararname ile Bakanlık Müşaviri ile araştırmacı kadrolarının, herhangi bir sebeple boşalması halinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılacakları da öngörülmüştür.
60. Hükümet tarafından seçim arifesinde ve acilen yürürlüğe konulan 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile gümrük idaresinin emekçileri küstürülmüştür. Bu kararname hazırlanırken, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı kurulurken, gümrükçülerin fikirleri kesinlikle dikkate alınmamış; sendikalar ve sivil toplum kuruluşları bu süreçte dışlanmıştır.
Sözün özü: Usta'nın, gümrük camiası ile helalleşebilmesi için, öncelikle Gümrük Müşavirleri Oda Yasası'nın çıkarılması ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Bakanlık Müşaviri ve Araştırmacı kadrolarına atanmış sayılan gümrük bürokratlarının müktesep hakları ile birlikte görev ve itibarlarının da iadesi gerekmektedir.
Aksi takdirde; gümrük hizmetlerinin süratli, etkili, verimli, belirlenmiş standartlara uygun şekilde yürütülmesini sağlamak ve denetlemek hiç de kolay olamayabilir.