Güneydoğu ve Doğu’ya 4 özel bölge!

Terörden etkilenen bölgelerde zenginlik merkezleri oluşturulacak. ‘Özel önemi haiz bölge’lere 5 yılda 30-35 milyar lira yatırım yapılacak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hakan GÜLDAĞ

Başbakan Binali Yıldırım, Güneydoğu ve Doğu’da yeni “cazibe” merkezleri oluşturulacağını açıkladı. Terörün etkilediği bölgelerde altyapı ve restorasyon çalışmalarına hız verildiğini kaydeden Başbakan Yıldırım, bu konuda atılacak ikinci büyük adımın, “belirli bölgeleri zenginlik merkezi haline getirmek” olacağını belirtti. Başbakan’ın verdiği bilgiye göre, “özel önemi haiz” bu bölgelerde, kamu-özel sektör işbirliği içinde yeni fabrikalar kurulacak, bazı iller, etrafındaki illeri de kapsayacak şekilde cazibe merkezi haline getirilecek. Kurulacak fabrika ve üretim birimlerinin inşaatı, düşük bedelle veya bedelsiz olarak özel sektöre devredilecek. Buralarda yapılacak üretim için devlet 5 yıl süreyle alım garantisi de verecek. Kamunun, birçok alanda alımları bulunduğuna işaret eden Yıldırım, “Bunları bu yeni zenginlik merkezlerinde kurulacak fabrikalardan alacağız. Ayrıca, dış ülkelere 3 milyar dolar ayni yardım yapıyor Türkiye. O alımları da bu yeni merkezlerdeki fabrikalardan yapacağız” diye konuştu.

Çeşitli medya kuruluşlarının genel yayın yönetmenleri ile önceki akşam iftar yemeğinde buluşan Başbakan Binali Yıldırım, Güneydoğu’daki gelişmeler ve bu konuda atılacak adımlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. “Terörün hala bölgedeki vatandaşlar üzerinde bir tehdit oluşturduğunu”na dikkat çeken Başbakan Yıldırım, “Ama büyük ölçüde rahatlama oldu. Çünkü devletin sokak hakimiyeti sağlandı. Şimdi ‘acaba’ sorusu, ‘bundan sonra ne olacak’ sorusu gündemde. Yapmamız gereken, travmaları gidermek ve altyapıyı yenilemek. Plan yaptık ve çalışmaya başladık” diye konuştu. 

İki türlü çalışma yaptıklarını kaydeden Başbakan Yıldırım, “Birincisi, Nusaybin’de, Sur’da, Cizre’de, Yüksekova’da ve diğerlerinde önemli operasyonlar oldu. İnsanlar yeniden sokakta dolaşabilir oldu. Ama fiziki altyapı da neredeyse tamamen tahrip oldu. Şehirleri enkaz görüntüsüne soktular. Şimdi bu alanlar, yepyeni, ama gelişigüzel değil, düzenli, yerel mimariyle uyum içinde, yeşil ile yapılaşma dengesini gözeten bir şekilde yeniden inşa edilecek. Hele Sur’da bu uyumu net bir şekilde gösteren yapılaşmaya gideceğiz. Orada yaptıkları kışkırtmalar, ‘evlerinizi elinizden alacaklar’ propagandası da boşa çıktı. Başta belirli bir tereddüt yarattığını kabul etmek lazım. Ancak şimdi bir güven oluştu. Çalışmayı yürüten arkadaşlarımıza itimat ediliyor ve halk yardımcı oluyor. Altyapı, sokaklar ne gerekiyorsa yapılıyor ve yapılacak” dedi. 

“İkincisi ve daha zor olanı işin sosyal tarafı” diyen Başbakan Yıldırım, bu zorluğun aşılması için daha çok mesai harcamak gerektiğini vurguladı. Yıldırım’a göre, terörün ortaya çıkardığı tahribatın azaltılmasıyla birlikte acılar hafifl eyecek, bir yandan da yeni umutlar yeşerecek. İnsanlarda gelecek için ümit oluşacak. “Bu çok önemli ancak kolay değil” diyen Başbakan Binali Yıldırım, “Bunu kamu hizmeti gibi görmek de doğru değil. Bunu bir sosyal dayanışma olarak yürütmek ve sivil toplumun çabalarıyla yürütmek gerekiyor. Sayın Mehmet Müezzinoğlu, ardı ardına organizasyonlar yapıyor. Ramazan vesilesiyle de bu organizasyonlara hız verildi. Çeşitli dernekler, kardeş ilçeler, kardeş şehirler belirledi. Sivil toplumun, bu sosyal tarafın iyileştirilmesinde katkısı çok önemli” görüşünü paylaştı. 

Başbakan Yıldırım’ın verdiği bilgiye göre, Güneydoğu ve Doğu’da terörün etkilediği bölgelerde altyapı ve restorasyon çalışmalarıyla birlikte ikinci adım, belirli bölgelerin zenginlik merkezi haline getirilmesi olacak. Bölgede çok genç bir nüfus var. Nüfusun yarısı 29 yaşın altında. Gençlere iş imkanı ve zengin bir sosyal yaşam yaratacak bir planı uygulamaya konulacak. 

"O yörelerde yaşayan vatandaşlarımızın Batı’ya gitme ihtiyacı kalmayacak" 

Başbakan Yıldırım, bölgede oluşturmayı planladıkları ‘zenginlik merkezleri’ ile ilgili de şu bilgileri verdi: 

➢ En az 3-4 merkez olacak. Bu merkezler, etrafl arındaki 2-3 il için de cazibe merkezi olacak. Mesela bir merkez Kars olacak. Etrafında, Ağrı, Ardahan, Iğdır… O bölgelerde yaşayan vatandaşlarımız Batı’ya gitme ihtiyacı içinde olmayacak. Kendi bölgesinde iş bulacak. Hizmetleri en iyi şekilde alacak. Ya da Kars’a gidersem iş bulurum diye düşünecek. Bu şekilde ‘özel ilgi alanları’ oluşturuyoruz. Örneğin Kars Üniversitesi, Erzurum Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi gibi cazibe merkezi haline gelecek. 

➢ O merkezlere uygun fabrikalar kuracağız. Kimseye ‘biz teşvik verelim sen aç’ demeden. Kamu-özel sektör işbirliği ile önce yapılacak işle ilgili fabrikayı biz kuracağız. İnşaatını, tesisi yapıp, düşük bedelle veya bedelsiz olarak özel sektöre vereceğiz. Üretimi özel sektör yapacak. Ürettiğine ise biz 5 sene alım garantisi vereceğiz. 

➢ Halen, birçok alanda kamu alımı yapıyoruz. İstanbul’dan alacağımıza bu yeni zenginlik merkezlerinde kurulacak fabrikalardan alacağız. Ayrıca, dış ülkelere 3 milyar dolar ayni yardım yapıyor Türkiye. O alımları da bu yeni merkezlerdeki fabrikalardan yapacağız. Devletin ihtiyacı olan ya da piyasa için üretilen ürünler olabilecek. Ama pazarını, işini yaratarak bu fabrikaları kuracağız. Devletin üstüne yük yaratılmayacak. Ama çok önemli bir işleve sahip olacak bu merkezler. Çünkü, ‘özel öneme haiz bölgeler’ çerçevesinde iş imkanı da olacak, harcama imkanı da olacak. Sineması, tiyatrosu, zengin bir sosyal hayat da olacak…” 

"Özel öneme haiz bölgelere yapılacak yatırım 5 yıl içerisinde 30-35 milyar lira civarında olacak" 

3 veya 4 ‘özel öneme haiz bölge’ oluşturulacağını vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, ‘özel öneme haiz bölgelere yapılacak yatırımın 5 yıl içerisinde 30-35 milyar lira civarında’ olacağını belirtti. Bölgelerin “Güneydoğu illerinin tamamını kapsayacağını” vurguladı. Görünen o ki Doğu Anadolu’da da terör etkilediği illere dönük düzenlemeye gidilecek. 

Sorular üzerine Başbakan Yıldırım, plana start verildiğini ve faaliyete geçildiğini, bu merkezlere yapılacak yatırımlarla ilgili olarak da Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nda görüşeceklerini de kaydetti.

“Dünya bizim son dakika mucizelerimizi biliyor” 

Çankaya Köşkü’ndeki iftar yemeğinde, Türkiye’nin Euro 2016’daki şansı da konuşuldu. Başbakan Binali Yıldırım, “Yenildik ama ezilmedik” yorumu yaparken, “Dünya bizim son dakika mucizelerimizi biliyor ve bekliyor” dedi. Bu ‘mucize’lerden birinin de Marmaray’ın inşası sırasında yaşandığını anlatan Başbakan, şunları söyledi: “Marmaray inşası sürerken, Sayın Cumhurbaşkanımız o dönem, ‘29 Ekim’de açalım. Çalışmaları ona göre hızlandıralım’ dediler. Söylediği tarihten itibaren 8 ay var. Gittim, konuştum. Adamlar 3.5 yıl süre verdi. Olacak gibi değil. Japonlar, ‘2018 Haziran’ diyor. Dedim ki bu yanlış yazılmış. 2013 olacakken, yanlışlıkla 2018 yazılmış. Bunu bizim yetiştirmemiz lazım. Nasıl olur, fi lan diyecek oldular. Dedim ki “Ya yaparız ya da Sarayburnu’na gidip, boynumuza taş bağlayıp suya atlayalım...” Olur, olmaz diye konuşurken, ‘Siz Türk mucizesini bilmiyorsunuz, biz bunu yaparız. ‘Biz yapamayız’ diyorsanız, ceketinizi alıp gidin’ dedim. Hayretle yüzüme baktılar, ‘Nasıl yapacaksın’ dediler. ‘O bizim bileceğimiz iş, kendimiz yaparız’ dedim. Bunun üzerine, belki biraz ağırlarına da gitti, ama iş müthiş hızlandı. 15 günde bir toplantı yaptık. Sonunda iş rekor sürede bitirildi. Sonra, yöneticileri geldi, ‘Ben hiç inanmadım, ama Türk mucizesi gerçekten varmış’ dedi.”

Nurettin Canikli: Sermayenin girişini çıkışını daha da kolaylaştıracağız

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli de genel yayın yönetmenleri ile sohbette önemli bilgiler paylaştı. ‘Makro dengelerde sıkıntı yok’ diyen Canikli, büyümenin de beklentilerin üzerinde geldiğine dikkat çekti. Cari açığın düştüğünü, ancak her zaman dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı Canikli, Türkiye’ye dışarıdan gelen paranın arttığına da dikkat çekti. Canikli, “Bölge karıştıkça, Türkiye güvenli liman olarak öne çıkıyor. Çelişki gibi görünebilir, ama son dönemdeki gelişmelere rağmen, Türkiye’ye etrafındaki ülkelerden ve bölgeden sermaye girişinde artış var” dedi. Başbakan Yardımcısı’nın sohbette paylaştığı bilgilere göre, özellikle bir ülkeden önemli sermaye girişi var. Bu ülkeden gelen sermaye için faizsiz yatırım enstrümanlarını devreye sokma yönünde çalışmalar yapılıyor. Bölgeden sermaye girişindeki artışın Türkiye’ye duyulan güvenden kaynaklandığının altını çizen Nurettin Canikli, “Bu algı son 14 yılda iyice oturdu. Çünkü bu süreçte kimi ısrarlara rağmen, yatırımcılar nezdinde dengesizlik olarak nitelenebilecek hiçbir adım atmadık. Bu çerçevede, bir dönem çok gündeme getirilen Tobin vergisi ve benzeri konulara hep karşı durduk. Sürpriz yaşatmadık. Kaynakların girişinde ve çıkışında engelleme ile karşılaşılmadı. Son 14 yılın tecrübesi yatırımcıya güven mesajını kalıcı olarak verdi. Sorular üzerine, yeni bir vergi barışı uygulamasının düşünülmediğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı, “Sermayenin girişini ve çıkışını daha da kolaylaştıracağız” dedi. Ekonomi gündemindeki çeşitli konulara da değinen Başbakan Yardımcısı Canikli, “Türkiye’nin makro dengelerinde sorun yok. Ancak orta gelir tuzağına takılıp kalmamamız gerekiyor. Bu ancak bir sıçramayla olur. Şimdi o sıçramayı sağlayacak, Türkiye’de yatırım ortamını rahatlatmaya, tereddütleri gidermeye odaklandık. Türkiye’de yatırımın maliyetini azaltmaya çalışıyoruz. Uzun vadeli finansmanı, kalkınma bankacılığını Türkiye’de sağlayacak modeli hayata geçirmek durumundayız. Firmalarımız döviz bazında dahi yüzde 6’dan, 7’den aşağıya para kullanamıyor. Bu çerçevede yeni açıklanan paket önemli bir işlev görecek. Firmalara 8-9 milyon lira ucuz kaynak anlamına gelecek düzenlemelere gidildi” bilgisini paylaştı. 

Turizmde olumsuz gelişmeler yaşandığını ancak sağlık turizmi alanında umut verici işaretler olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Canikli şunları söyledi: “Sağlık turizmi yıllık 2.5 milyar dolara ulaştı. Sürekli olarak da artıyor. Burada bir rakam vermek zor ancak büyük potansiyel var. Turist başına ortalama gelirin de iki, iki buçuk katı gelir elde ediliyor. Kişi başı 2 bin 500 dolar gelir bırakıyor. Sadece İstanbul, İzmir gibi kentlerle de sınırlı değil, sağlık turizmindeki artış. Van, İran’dan, Trabzon Gürcistan’dan bu alanda turist çekiyor. Keza, içeride kaldığını düşündüğümüz Gümüşhane… Teknik kapasite müsait. Kapak ameliyatı olmak için ABD’den gelen var. Şehir hastaneleri bu konuda çok önemli bir ivme kazandırıyor ve kazandıracak sektöre. Şimdi 15 kadarı devrede. Toplam 30’u geçecek.”