Hepimiz birer 'Cyborg'uz

Teknoloji o kadar hayatımızın içine girer ki, insani bir boyuta sahip olur.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Cyborg Antropolojisi… Bilim kurgu filmlerini andıran bir kavram... Cyborg, sibernetik organizmanın kısaltılmışı... yarı insan yarı makine anlamında kullanılıyor. Cyborg Antropolojisi denildiğinde ise, cyborg'dan kastedilen cep telefonu, bilgisayar, tablet gibi makinelere bağımlı yaşayan biz insanlarız. Evet, herbirimiz birer cyborg'uz. İş yapışımız, birbirimizle kurduğumuz iletişim, günümüzün teknolojisi aracılığıyla zaman ve mekandan bağımsız hızlı ve etkin bir şekilde sağlanıyor. Çoğumuzun internette (Facebook, Twitter vb.)  ikinci kimlikleri var. Nasıl fiziksel dünyada hareketlerimizden sorumluysak, sosyal medyada da kendi profilimizi en iyi şekilde temsil etmekten sorumluyuz. Bu yeni iletişim kanalları bizi birbirimize yakınlaştırmakta. Antropolojinin bu alt bilim dalı sayesinde insanı teknoloji ile kurduğu ilişkiye odaklanarak incelemek ve insan davranışlarını anlamlandırmak mümkün hale geliyor.

Cyborg Antropolojisi 20 yaşında

Cyborg antropolojisi 1991 yılında antropolog Donna Haraway'ın 'Cyborg Manifesto: 20. Yüzyılda Bilim, Teknoloji ve Sosyalist Feminizm' adındaki makalesiyle ortaya çıkan bir kavram. Haraway, insanları birçok hayvandan oluşan çok kimlikli mitolojik yaratık Kimera'ya benzetir. Biz insanları, teorisi yapılmış, üretilmiş makina ve organizma melezleri olarak nitelendirir. İnsanı 'cyborg' olarak tanımlayan ilk sosyal bilimcidir. Antropoloji camiasında ses getiren bu kavram bir yıl sonra yeni bir alt-branş doğurur: Cyborg Antropolojisi.

Aslında, teknolojinin insan üzerindeki etkilerini araştırmak yeni bir alan değildir. 1941'den bu yana düzenli organize edilen Macy Toplantıları'nda antropologlarla bilim adamları teknolojiyi sosyal bilimlerle beraber tartışmaktadır. Cyborg antropolojisi son dönemde daha fazla ilgi gören bir alan çünkü zaman teknoloji zamanı. Hiçbir dönem, teknoloji bugünkü kadar günlük yaşamımızın parçası olmamıştı.

Amber Case kendini cyborg antropolojisine adamış bir sosyal bilim insanı.  Dünyaca ünlü TED Talks'ta yeni yayınlanan konuşması teknoloji ve sosyal bilimlerle ilgilenen herkesin ilgisini çekecek nitelikte. Case'e göre, Cyborg Antropolojisi spesifik bir alan olmakla beraber oldukça geniş bir spektrumu içine alıyor: Genom projesi, kanser araştırmaları, yapay zeka, genetik klinik çalışmaları gibi yeniliklerin insan hayatına etkileri cyborg antropologlarının araştırma konusu. Internet teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla hususiyet, sanal kimlik ve bağlantılar gibi soyut kavramlar antropolojinin ilgi alanı haline geldi. İnternette yaşadığımız deneyimler neler? Kendimizi Facebook, Twitter gibi arayüzler kullanırken nasıl hissediyoruz? Internette ne kadar zaman harcıyoruz? Bu yeni teknolojiler bizde ne tür fizyolojik etkiler yaratıyor? Bu alternatif ortamda bireyselliğimiz, mekan-zaman kavramı, iş ve eğlence dengesi nasıl biçimleniyor?

Zaman makineleri veya cep telefonları…

Amber Case küçük bir kızken babası ona zaman ve mekanın gelecekte nasıl olacağını anlatırmış. Bir akşam babası 'iki nokta arasında en yakın mesafeyi nasıl bulursun?' diye sormuş. Amber da iki noktayı düz bir çizgiyle  birleştirirsin demiş. Babası 'evet doğru ama daha da iyi bir yol var' deyip bir kağıt parçası almış ve üzerine birbirine uzak A ve B noktalarını işaretlemiş. Sonra da sayfayı katlayarak bu iki noktayı birbirinin üstüne getirmiş. 'Aslında bu iki noktayı birbirine bağlayan en yakın mesafe budur' demiş. Küçük Amber çok heyecanlanmış 'ama bunu nasıl yapabiliriz?' diye heyecanla sormuş. Babası 'zaman ve mekanı bükmek için çok fazla enerji gerekir ancak imkansız değildir' cevabını vermiş.

O akşamdan sonra Amber'ın en büyük hayali bir zaman makinası icat etmek ve zaman-mekanda seyahat etmek olmuş. Üniversite çağına geldiğinde teknolojinin işe yaradığından değil, insanların kullanımı için geliştirildiğinden dolayı hızla yaygınlaştığını düşünmüş. İnsan davranışını analiz etmek ve anlamak için antropoloji okumaya karar vermiş. Cep telefonlarının etkileri üzerine tezini yazarken kendini, hayalini gerçekleştirirken bulmuş: cep telefonlarının birer zaman makinesi olduğunu, bizleri zamanda ve mekanda seyahat ettiren araçlar olduğunu anlamış: 'Cep telefonları bizleri fiziksel olarak bir yerden bir yere veya bugünden geleceğe ışınlayamıyor ama bizleri zihinsel olarak ışınlıyorlar. New York'ta akşam saatlerinde Hong Kong'daki meslektaşınızı aradığınızda zihinsel olarak farklı bir coğrafyada ertesi günün sabahına ışınlanıyorsunuz.'

Amber'ın babasının yıllar önce kağıdın üzerine çizdiği A ve B noktaları aradığınız kişi telefonu açar açmaz üst üste geliyor.

Teknolojik Araçlar Zihinsel Uzantımız

Case'in geleneksel antropoloji yerine bu yeni alana ilgi duymasının sebebi araç kullanımındaki gelişim olmuş. Eskiden insanlar araçları kendilerinin fiziksel özelliklerini geliştirmek için kullanmışlar. Örneğin, bu araçlar daha hızlı yürümelerine, daha sert vurmalarına, tarla sürmelerine veya hayvan avlamalarına yardımcı olmuş. Bugün kullandığımız araçlara baktığımızda, araçların bizi sadece fiziksel olarak değil zihinsel olarak da tamamladığını görüyoruz.  İş yapış biçimimiz, iletişim kurma şeklimiz ve hızımız bu teknolojik araçlar sayesinde farklılaşıyor. Bizden 5000 km uzakta bir toplantıya görüntülü bir video ile katılmamızı veya tüm çalışmalarımızı 2 kiloyu geçmeyen bir dizüstü bilgisayarda yanımızda taşımamızı sağlıyor. Amber, sunumunda teknolojinin gücünü vurgulamak için bilgisayarınızdaki tüm belgeleri bassanız ne kadar kocaman bir kağıt yığını hatta bir tepe oluşurdu bir düşünün diyor.

2.Kişiliklerimiz sosyal medyada

Internet teknolojisi bizim ikinci kişiliğimizi oluşturmamızı gerektirdi. Sevsek de sevmesek de Facebook, Twitter gibi sosyal medya platformlarında profillerimiz var ve insanlar bizim internetteki kişiliğimizle iletişim kuruyorlar. İş veya eğlence amaçlı üyesi olduğumuz bu sosyal platformlar bizim fiziksel çevremizi sanal ortama taşıyor, sürekli ilişkide olmamızı ve hayatı paylaşmamıza yardımcı oluyor.

Sosyal medya siteleri her zaman daha fazla bağlantı veya arkadaş edinmemizi sağlamaz. Aile, arkadaş, okul veya iş arkadaşlarımızı yazı olarak karşımıza getirir. Bir diğer deyişle, bağlantılarımızı somutlaştırır, görünmeyeni görünür kılar. İkinci kimliğimizi istediğimiz gibi oluşturmamızı sağlar. Facebook bir tür Excel spreadsheet'idir. Sizin farklı yerlere bakmanıza gerek olmadan tüm bilgiler, arkadaşlar, etkinlikler, videolar, oyunlar size aynı platformdan sunulur. Öyleki, farklı coğrafyalardaki, iklim ve zaman dilimlerinde yaşayan bağlantılarınızla anlık temas kurabilir, birden fazla kişiyle aynı noktadan iletişime geçebilirsiniz.

Tabii herşey toz pembe değil. Sosyal medyanın da beraberinde getirdiği sakıncalar var. Hayatımız transparan hale geliyor. Gizli saklı kalmıyor. Resimlerimiz, yazışmalarımız kolaylıkla tanıdık tanımadık herkesin ulaşabileceği bilgiler haline geliyor. Birden arkadaşınızın duvarınıza yazdıklarından sorumlu hale geliyorsunuz! Bu denli açık iletişimin sonuçları neler olacak? Hususiyet nasıl korunacak? Cyborg antropologların cevap aradığı sorular arasında…

En başarılı teknoloji yaşamımızı kolaylaştıran teknolojidir. O kadar hayatımızın içine girer ki teknoloji olmaktan çıkıp insani bir boyuta sahip olur. Bu teknoloji içinde kendimizi ve birbirimizi yeniden yaratırız. Coğrafyadan ve zamandan bağımsız olarak birbirimize yakınlaşırız.

www.datassist.com.tr

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir