Herkes farklı senaryolara hazır olmalı

Babacan, şartların sık değiştiği bir ortamda, Merkez Bankası'nın da günün şartlarına uygun bir şekilde politikalarını hızlı bir şekilde adapte edebilmesinin çok doğal olduğunu vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası'nın kısa sürede çok farklı kararlar aldığı eleştirilerine yönelik olarak, "Hiç kimse böyle bir ortamda 3 ay, 6 ay yerinde duracak bir para politikası beklemesin" sözleriyle yanıt verdi. Babacan, şartların sık değiştiği bir ortamda, Merkez Bankası'nın da günün şartlarına uygun bir şekilde politikalarını hızlı bir şekilde adapte edebilmesinin çok doğal olduğunu vurguladı.

Hürriyet Gazetesi'nde birçok sektörden temsilcinin katılımıyla düzenlenen toplantıda konuşan Babacan, önümüzdeki dönemde kamu maliyesi ile bankacılıkta sıkı duruş, para politikalarında çok ihtiyatlı ve günün şartlarına kolay adapte olabilen bir duruş gerektiğinin altını çizdi.

Babacan, şöyle konuştu:

"Bazıları 'Merkez Bankası çok sık farklı kararlar alıyor, farklı adımlar atıyor' diyor. Bu kadar şartların sık değiştiği bir ortamda, Merkez Bankası'nın da günün şartlarına uygun bir şekilde politikalarını hızlı bir şekilde adapte edebilmesi çok doğal. Hiç kimse böyle bir ortamda 3 ay, 6 ay yerinde duracak bir para politikası beklemesin. Mutlaka günün şartlarına bunu adapte etmek gerekecek.

Biz hem Merkez Bankası, hem BDDK'nın çalışmalarının hep arkasında olduk. Attıkları adımların arkasında olduk. Çünkü bağımsız kurumlar eğer siyasi iradenin kendi arkalarında durduklarını hissetmezlerse, işte o zaman bağımsızlıklarına zarar gelmeye başlar. O zaman kendinden emin olmayarak sağdan soldan gelen rüzgarlara göre, şöyle ya da böyle baskılar altında kararlar almaya başlarlar ki, asıl o zaman problemli bir tablo ortaya çıkar. Dolayısıyla kurumların bağımsızlığı, ama bağımsızca aldıkları kararların arakasında siyasi iradenin sağlam şekilde duruyor olması, bu kurumlarımızın görevini daha iyi yapması için de son derece gerekli bir durum. Kurumların görevlerini yapabilmesi için gerekli bir durum."

"3,5 milyon istihdam artışımız var"

Siyasi istikrar olmadıktan sonra ekonomik istikrarın sağlanmasının son derece zor olduğunu ifade eden Babacan, 2009 krizinin en tepe noktası ile iki gün önceki rakamlar mukayese edildiğinde işsizlik oranında yüzde 5,5'lik düşüş yaşandığına işaret etti. Babacan, 2009 Nisan'ında yüzde 14,9 çıkan işsizlik oranının 2011 3. çeyreği itibariyle yüzde 9,6'ya düştüğünü belirten Babacan, "Sadece son 12 ayda Türkiye'de 1,7 milyon ilave istihdam oluştu. Krizin en tepe noktası ile bugünü karşılaştıracak olursak da Türkiye'de 3,5 milyon istihdam artışımız var" diye konuştu.

"Sonuçlara pek çok ülke gıpta ile bakıyor"

Bu sonuçların pek çok ülkenin gıpta ile baktığı sonuçlar olduğuna dikkati çeken Babacan, şunları kaydetti:

"G-20 Zirvesi için Fransa'nın Cannes şehrinde idik. Salona girdiğimizde hemen OECD Genel Sekreteri yanımıza geldi ve dedi ki; 'şöyle bir etrafınıza bakın, burada sizin haricinizde 19 tane lider var ama hiçbirisi gülmüyor, sadece siz gülüyorsunuz. Ben geçenlerde sayın Başbakan yardımcınıza da, Ali Bey'e de söyledim, o da bakanlar toplantısında tek gülen bakan olarak oturuyordu, biraz bu acıyı, biraz bu sorunları paylaşarak, hafif şöyle biraz kontrol ederseniz, bu kadar tebessümle etrafa bakmazsanız iyi olacak, buradaki havaya daha uygun olacak' dedi. Dolayısıyla tablo gerçekten dünya açısından Avrupa açısından oldukça sıkıntılı ama Türkiye açısından da çok şükür iyi neticeler şu ana kadar almış durumdayız."

"Herkes çok çok ihtiyatlı hareket etmeli"

Önümüzdeki dönemde herkesin çok çok ihtiyatlı hareket etmesi gerekeceğine işaret eden Babacan, "Hem hükümetin hem tüm devlet kuruluşlarımızın, hem şirketlerimizin farklı senaryolara hazır olması gerekecek. Hiçbir şey sürpriz olmamalı bu dönemde. 'Ya biz bu kadarını da beklemiyorduk' dememeli kimse, öyle bir dönemden geçiyoruz. Ve içinden geçmekte olduğumuz dönem son yüzyılın hiçbir dönemi ile mukayese edilemeyecek karmaşıklıkta bir dönem" dedi.

Bugün AB'nin temellerinin, "Euro devam etsin mi etmesin mi?", bunların sorgulanır hale geldiğini belirten Babacan, değerleri ile pek çok ülkenin örnek aldığı Avrupa'nın ve demokratik sistemin iyi olup olmadığının bile artık bazı ülkelerde sorgulanır hale geldiğini anlattı.

"Cari açık konusunda artık en kötü geride kaldı"

Ali Babacan, son aylarda gittikçe artan oranlarda cari açığın daha uzun vadeli sermaye ve doğrudan sermaye girişleri ile finanse edilmeye başladığını, cari açık konusunda en kötünün geride kaldığını belirtti.

Kendi para birimi ile ticaret ve swap anlaşmalarının çok önemli olduğuna işaret eden Babacan, "İran ile buna başladık. İran'dan aldığımız malların parasını artık Türk Lirası ile ödüyoruz. Rusya ile Türkiye arasında şu anda görüşmeler var bu konuda ve Çin ile Türkiye arasında var. Merkez Bankası'ndan da taslak anlaşma geldi aslında. Bizim arkadaşlarımız bakıyorlar. Detaylarında mutabık kalındığı anda imzalanacak. Bizi finansman açısından rahatlatacak bir de Türk Lirası'nın artık yavaş yavaş bir dünya parası haline gelmesini de sağlayacak önemli adımlar bunlar" diye konuştu.

Öncelik rekabet gücü yüksek sektörlerde

Hükümetin hangi sektörleri desteklemede öne çıkaracağına ilişkin başka bir soru üzerine Babacan, "Aslında biz de henüz çözmüş değiliz, ama şu anda çalışıyoruz. Yoğun şekilde ithalat yaptığımız ürünler ve sektörlere şu anda bakıyoruz. Bu ürünlerden hangilerinde Türkiye'nin sürdürülebilir bir rekabet gücü var bunu tespit etmeye çalışıyoruz. Bu sürdürülebilir rekabet gücü olduğuna inandığımız sektörlerle ilgili yatırım teşviklerimizi biraz daha yoğunlaştıracağız" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir