Hrant Dink davasında 4 tanık dinlendi
Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 20 sanık hakkında açılan davanın bugünkü duruşmasında 4 kişi tanık olarak dinlendi.
İSTANBUL - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 5'i tutuklu 20 sanık hakkında açılan davanın bugünkü duruşmasının devamında 3'ü başka suçtan tutuklu 4 kişi tanık olarak dinlendi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde verilen aranın ardından devam edilen duruşmada, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlisi Yavuz Tekelioğlu, Malatya E Tipi Cezaevi'nden getirilen başka suçtan tutuklu Veysel Şahin ve Silivri Cezavi'nde başka suçtan tutuklu olan eski İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'nın oğlu Ertuğrul Balcı ile Murat Güneş'in ifadeleri alındı.
Duruşmada ilk olarak konuşan Yavuz Tekelioğlu, fakültede kanserli hastalar üzerinde yasa dışı uygulamalar yapıldığı için, bununla ilgili savcılık, rektörlük ve YÖK'e suç duyurularında bulunduğunu ve bu suç duyurularıyla ilgili kendisine gelen kararlar olduğunu söyledi.
Tekelioğlu, söz konusu idari soruşturmalarla ilgili görüşlerine başvurulduğunu ve bu nedenle telefonla hukuk müşavirliğinden bilgi aldığını belirterek, "Bir kaç kez telefona çıkan kişi, 'Erhan' diye biri olduğunu söyledi. Genç bir sesti. Sonra müşavirliğe evrak götürmem gerekiyordu. O sırada Erhan Tuncel'i orada gördüm. Cinayet sonrası basında çıkan haberlerde Tuncel'i görünce bu kişinin, o olduğunu fark ettim" dedi.
Üniversite ve rektörlüğün Erhan Tuncel'i bildiğinin basında yer aldığını, oysaki rektörlüğün bu konuda "haberim yok" diyerek topu rektör yardımcısına attığını aktaran Tekelioğlu, Trabzon'un çok küçük bir yer olduğunu ve konuşulanların duyulduğunu söyledi.
"Yemekhanedeki konuşmalardan Erhan Tuncel'in hastanede, kalın bir dosyası olduğunu, ancak cinayet sonrası bu dosyanın içinin boşaltılarak sadece kimlik bilgilerinin kaldığını duydum" diyen Tekelioğlu, bunu arşiv görevlisine sorduğunu ve görevlinin bu bilgiyi doğruladığını ifade etti.
Erhan Tuncel'i üniversite kampüsünde hiç görmediğini belirten Tekelioğlu, Erhan Tuncel'in devamsızlığının olduğunu ve bu devamsızlıklar nedeniyle raporlar aldığını duyduğunu sözlerine ekledi.
Veysel Şahin
Duruşmada ifadesi alınan ve mahkeme başkanı tarafından "sanıklardan hangisini tanıdığı" sorusunu yanıtlayan Malatya'da tutuklu Veysel Şahin de sanıklardan sadece Yasin Hayal'i tanıdığını söyledi.
Malatya'da talimatla ifadesinin alınması sırasında ifade alan savcının görmediği ve duymadığı şeyleri "görmüş ve duymuş" gibi yazdığını savunan Şahin, 2003, 2004, 2005 yıllarında Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'na, misafir olarak onların isteğiyle gittiğini ve o dönemin, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli "Albay Şinasi" dönemi olduğunu kaydetti.
Şahin, şöyle devam etti:
"İstihbarat Şube Başkanı 'Feridun Yüzbaşı'nın yanındayken, 'Yasin arkadaş'ı orada gördüm. Sorduğumda, Feridun Yüzbaşı, 'Sağlam, temiz bir çocuk' dedi. Erhan Tuncel'i ne gördüm, ne de tanırım. Hem Çeçenistan'da bulunduğum, hem de iyi Arapça bildiğim için istihbarat amaçlı oradaydım. Kısa bir süre jandarmada kaldım, ancak sakallı olduğum için jandarma beni Okyanus Otel'e yerleştirdi."
Gazetelerde Yasin Hayal'in fotoğrafını görünce olayı pekiştirdiğini anlatan Şahin, cinayet olduğu sırada "Kosova cephesinde mücadele ettiğini" ve "Feridun Yüzbaşı"yı arayıp bişeyler sormak istemesine rağmen, kendisine ulaşamadığını, bilgi almanın mümkün olmadığını dile getirdi.
"Şinasi Albay"ın kendisine, "Vatanını, milletini seven iyi çocuklar tanıyorum" dediğini belirten Şahin, "Ben Hrant Dink cinayeti ile ilgili tanıklık yapmayacaktım. Ancak Çeçen komutanlarının cinayetiyle ilgili olarak özel yetkili savcı ifademi alırken, Trabzon'da olduğumu duydu. Savcı rica etti; 'bildiğin başka şey varsa, adalete yardımcı olmak için söyle' diyince, ben de Hrant Dink cinayeti ile ilgili bildiklerimi söyledim" diye konuştu.
Ardından söz alan sanık Yasin Hayal, bu ifadeyi veren Veysel Şahin'i "çıkartamadığını" söyledi.
Ertuğrul Balcı
Tanık olarak dinlenen, başka suçtan tutuklu eski İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'nın oğlu Ertuğrul Balcı da daha önceki celsede tanık olarak dinlenen Silivri Cezaevi'ndeki 5 tutuklunun iddia ettiği gibi, Dink cinayetine ilişkin herhangi bir bilgisi olmadığını ileri sürdü.
Söz konusu 5 tutukluyu ismen bilmediğini fakat simaen görse tanıyabileceğini anlatan Balcı, "Ağır gribal enfeksiyon geçirdiğim için bir hafta bu koğuşta kaldım, ancak Dink cinayetine ilişkin hiç bir bilgim yok, bunların hepsi saçma zırvası" dedi.
Yine tanık olarak dinlenen Silivri Cezaevi'nde başka suçtan tutuklu tanıklardan Murat Güneş de Silivri Cezaevi'nden daha önceki celsede gelip tanık olarak ifade veren kişilerin iddialarının doğru olmadığını ve cinayete ilişkin hiç bir bilgisi bulunmadığını savundu.
Tanık anlatımlarının ardından müdahil ve sanık avukatlarınca çapraz sorguya alınan tutuklu sanık Erhan Tuncel, daha önce verdiği ifadelerine benzer yanıtlar verdi.
Tuncel, soru üzerine, Mc Donalds'ın bombalanması ve Hrant Dink'in öldürülmesi talimatlarını kendisinin vermediğini aktararak, Yasin Hayal'i ilk kez 2002 yılında Trabzon Alperen Ocakları'nda gördüğünü ve 2003'de de bir kez daha gördüğünü tekrarladı.
Tuncel, Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldürmek için 4 kez tasarım kurduğunu da belirterek, Hrant Dink'in önce "insan", sonra da önemli "Ermeni" tarihçilere ülke olarak ihtiyaçları olduğu ve önemli olduğu için öldürülmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Muhittin Zenit'in duruşmaya çağrılarak dinlenmesi istendi
Duruşmada söz alan Dink ailesinin avukatlarından Ergin Cinmen, reddedileceğini bile bile mahkeme heyetine yeni bir talepte bulunacağını belirterek, mahkeme tarafından iadesine karar verilen cinayetle ilgili iddianamenin yeniden mahkeme tarafından kabul edildiğini, yargılamanın ileriki aşamalarında mahkemenin bir suç yapılanması olmadığı kanaatini taşıdığını ve tüm taleplerine rağmen mahkemenin ısrarla cinayete ilişkin en iyi bilgiye sahip kamu görevlilerini duruşmaya getirtmediğini savundu.
Cinmen, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz gibi görevlileri talepleri halinde duruşmada ifadelerinin alınması için karar vermeyen mahkemenin, bu davayla ilgili ilerde vereceği kararın hukuku tatmin etmeyeceğini söyledi.
Tutuklu sanık Erhan Tuncel'in "istihbarat görevlisi Muhittin Zenit ile doğrudan birlikte çalıştığını" söylediğini aktaran Cinmen, talimatla ifadesi alınan Zenit'in duruşmaya gelerek, yüzleştirilme yapılması ve ifadesinin alınması gerektiğini dile getirdi. Cinmen, bu taleplerinin reddedilmesi halinde mahkemeye olan güvenlerinin iyice azalacağını sözlerine ekledi.
Bu arada tutuklu sanıklardan Ogün Samast ile duruşmayı izleyenler arasında bulunan bir kadının aynı alyansları taşıdıkları görülürken, Samast ile izleyici kadının nişanlı oldukları iddia edildi.
Duruşmaya ara verilmesinin ardından izleyici olan ve ismi alınamayan kadının duruşma salonundan polisler eşliğinde uzaklaştırıldığı ve basın mensuplarının kadını fotoğraflamaya çalıştıkları görüldü.
Samast ile Orhan Dİnk arasında tartışma
Mahkemeye verilen aranın ardından yeniden başlayan duruşmada, tarafların salona alınması sırasında sanık Ogün Samast ile Hrant Dink'in kardeşi Orhan Dink arasında sözlü tartışma yaşandı. Mahkeme başkanı, oturduğu yerden ayağa kalkarak Dink'in kendisine küfür ettiği iddiasında bulunan Samast ve Dink'i, karşılıklı laf atmamaları için uyardı.
Orhan Dink, "Biz adam öldürmeyi bilmeyiz" diye bağırırken, Samast ise "5 yıl daha bekleyin, görürsünüz" karşılığını verdi.
Mahkeme Başkanına hitaben, "Başkanım konuşturuyorsunuz böyle. Bunlar bizi acıtıyor" diyen Dink, Samast'a da, "Ne yapacaksın? Bizi sıraya mı dizeceksin?" diye sordu.
Mahkeme başkanının "duruşmadan atma" uyarısının ardından devam eden duruşmada söz alan müdahil avukatlardan Fethiye Çetin, cinayetle ilgili gerçeklerin, kanıtların ortaya çıkması ve bu kanıtların bütün olarak değerlendirilmesi halinde ortaya çıkacağını belirterek, "kamu görevlilerinin duruşmada dinlenmesi" taleplerine olumsuz yanıt veren mahkeme heyetini eleştirdi.
Davada 2 yılın geride kalmasına rağmen önemli bir aşama kaydedilmediğini savunan Çetin, duruşmalarda bulunan ve iddia makamını temsil eden Cumhuriyet Savcısının da yargılama faaliyetinin dışında davranarak yargılama boyunca sessiz ve edilgen kaldığını söyledi.
Savcının taleplerinin reddedilmesi konusunda görüş vermekle yetindiğini ve savcıların konumları gereği maddi gerçeğin araştırılması ilkesiyle sanıklara soru sorması ve davayla ilgili araştırma yapması gerektiğini belirten Çetin, mahkeme heyetinin verdiği ara kararların yerine getirilmemesi ve kurumların verdiği laubali cevaplarla görevlerini suistimal ettikleri iddiasında bulundu.
"Devletin istihbarattan sorumlu görevlilerinin cinayette payı vardır" diyen Çetin, cinayete ilişkin araştırma, soruşturma ve davaların tek elden yürütülmesi gerektiğini dile getirdiklerini, fakat başvurularıyla ilgili görevsizlik ve takipsizlik kararları verildiğini anlattı.
Fethiye Çetin, Hrant Dink ve İstanbul Valiliği'nde vali yardımcısı Ergun Güngör ile birlikte bulunan görevli kişilerin kimliklerinin tespit edilmesini, bu kişilerden birinin, "Ergenekon" soruşturması kapsamında savcılara ifade verdiği öğrenilen, muhtemel şüpheli "O.Y. olduğu" iddiasının araştırılması gerektiğini dile getirdi.