Hükümetten nanoteknoloji atağı

Sanayi Bakanı Ergün, nanoteknoloji için "Bakanlığımızın en çok önem verdiği sektörlerin başında gelmektedir" derken; nanoteknoloji, mekatronik, biyoteknoloji, yazılım gibi bilgi yoğun sektörlerle ilgili önemli gelişmeler yaşanacağını ifade etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Bakanlığın Türkiye'de mevcut ve başarılı sektörlerin teknoloji kapasitelerini artıracak önemli çalışmaları olacak; nanoteknoloji, mekatronik, biyoteknoloji, yazılım gibi bilgi yoğun sektörlerle ilgili önemli gelişmeler yaşanacağını yeni destek modellerinin oluşturulacağını ifade etti.

Ergün, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde (SUNUM) gerçekleştirilen "İşletim Modeli, Sektörel Katılım, Erken sonuçlar" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, merkezin üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek adına önemli bir rol model olduğunu ve tüm karar alıcılar için ilham kaynağı niteliği taşıdığını vurguladı.
 
Nanoteknoloji, en çok önem verdiğimiz sektörlerin başında
Nihat Ergün, 500 milyar dolar ihracata, mevcut üretim yapısıyla ve sadece pazar geliştirmeye odaklanarak ulaşılamayacağının, bunun sürdürülebilir olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Yaşam döngüsünün artık sonuna gelmiş olan ürün ve sektörlerden ziyade, yaşam döngüsünün henüz başında olan ürün ve sektörlere yatırım yapmamız icap ediyor. İnsanlığa eşyanın sınırlamalarını aşma imkanı veren nanoteknoloji, bu açıdan Bakanlığımızın en çok önem verdiği sektörlerin başında gelmektedir."
 
Yeni bir sanayi devrimi
Bakan Ergün, 21. yüzyılda gerçekleşen "yeni bir sanayi devrimi" olan nanoteknolojinin, çok hızlı bir gelişim gösterdiğini, artık tıptan elektroniğe, enerjiden tarıma hemen her alanda uygulama alanları bulduğunu söyledi.
 
Yapılan araştırmalara göre, 2004 yılında nanoteknoloji ürünlerinin pazar payı 13 milyar dolar iken, bu rakamın 2014 yılında 2,5 trilyon dolara ulaşmasının beklendiğine dikkati çeken Ergün, "Dolayısıyla, böyle büyük ve hala yüksek büyüme potansiyeli olan bir alana yapılacak yatırımların her zaman yanında olmak, içinde olmak lazım. Zira bu alandan atacağımız her adım, diğer sektörlerimizin gelişimine de büyük ivme kazandıracaktır" diye konuştu.
Bilgi yoğun bu sektörle ilgili gelişmelerde en büyük sorumluluğun üniversitelere düştüğüne işaret eden Ergün, sanayicilerle uyum içinde çalışan, üretilen bilgiyi aynı zamanda nihai ürüne dönüştürmeyi hedefleyen Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Merkezi'ni bu açıdan çok önemsediklerini vurguladı.
 
Yeni destek modelleri oluşturmayı planlıyoruz
Bakanlığın Türkiye'de mevcut ve başarılı sektörlerin teknoloji kapasitelerini artıracak önemli çalışmaları olacağını belirten Ergün, nanoteknoloji, mekatronik, biyoteknoloji, yazılım gibi bilgi yoğun sektörlerle ilgili önemli gelişmeler yaşanacağını ifade etti.
 
Geçmişte ARGE merkezlerinin ve teknoparkların kurulması, San-Tez programı ve teknogirişim sermayesi gibi önemli adımlar attıklarını hatırlatan Ergün, şimdi bir yandan bu projeleri daha etkin hale getirirken, bir yandan da yeni destek modelleri oluşturmayı planladıklarını belirtti.
Halihazırda uyguladıkları projelere bilişim, elektronik, yazılım, nanoteknoloji, tıp ve biyoteknoloji gibi sektörlerin yoğun ilgi göstermesinden de son derece memnun olduklarını dile getiren Ergün, üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek için uyguladıkları San-Tez programı kapsamında, nanoteknoloji alanıyla ilgili destekledikleri 21 projenin 6'sının başarıyla tamamlandığını söyledi.
 
Teknogirişim sermayesi desteğine yeni aşamalar eklenecek
Teknogirişim sermayesi desteği kapsamında kendi işlerini kuran 5 kişinin de nanoteknoloji alanında çalıştığını anlatan Ergün, şöyle devam etti:
"Kamu, özel kesim ve üniversiteler el ele vererek, Türkiye'yi bir bilim ülkesine dönüştüreceğimize inanıyorum. 2011 sonunda gerçekleştirdiğimiz Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun 23. toplantısında çok önemli kararlar aldık. ARGE, yenilik ve girişimcilik destek mekanizmalarında bütünsellik, uyum ve hedef odaklılığın sağlanması için koordinasyon kurulu oluşturacağız. ARGE yoğun başlangıç firmalarını etkinleştirecek ve sayılarını arttıracak destek programları oluşturacağız. Mesela mevcut programlarımızdan biri olan teknogirişim sermayesi desteğine yeni aşamalar ekleyeceğiz.
Üniversitelerde yenilikçilik ve girişimcilik endeksleri oluşturacağız, patent sayısı ve buluş gibi özellikleri akademik yükselme kriterleri arasına alacağız. Patent Kanunu'nda değişikliğe giderek üniversitelerin de kurumsal patent başvuru yapmasını sağlayacağız. Üniversitelerimiz bünyesinde kurulacak Teknoloji Transfer Ofisleri'ne patent lisanslama rolü de vereceğiz ve böylece üniversitelerin patent geliri elde etmelerini sağlayacağız."
 
Doktora öğrencilerine yeni burs programları oluşturulacak
Bakan Ergün, bu adımlarla üniversiteleri adeta "bir patent ve buluş havuzu"na dönüştüreceklerini, TÜBİTAK aracılığıyla doktora öğrencilerine yönelik bazı yeni burs programları oluşturmayı da planladıklarını bildirdi.
İlk olarak nanoteknoloji, gıda ve enerji gibi öncelikli alanlarda yapılacak doktora çalışmalarına özel bir burs programı uygulayacaklarını kaydeden Ergün, benzer şekilde, sanayicilerin ihtiyaçlarına yönelik yapılan doktora çalışmalarına özel bir destek programıyla ilgili çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Hükümet olarak üniversitelerin, akademisyenlerin ve reel sektörün bu tür alanlarda yapacakları çalışmalara her zaman destek olacaklarının altını çizen Ergün, "Üretim, ihracat ve istihdam kapasitesini artıracak nitelikli her projenin, ülkemizin 2023 hedeflerine büyük katkı sağlayacağını çok iyi biliyoruz" dedi.
 
(AA)
Bu konularda ilginizi çekebilir