”İkdidar olarak çok büyük bir risk alıyoruz”

"Başbakan'ın DTP temsilcileri ile görüşmesini olumlu buluyorum" diyen Arınç, önceden de görüşülmesi gerektiğini ifade ettiğini hatırlattı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Aslında biz iktidar olarak çok büyük bir risk alıyoruz. İki sene sonra seçimler var. Bu seçimlerin sonucunu etkileyebilecek en önemli iş bu demokratik açılım projemizdir" dedi.

Arınç, NTV'de katıldığı canlı yayında Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. "CHP Genel Başkanı Deniz Baykal DTP ile görüşmenin İmralı ya da PKK ile görüşmek sayılacağını söyledi. Bu konudaki değerlendirmeniz ne olacak?" sorusu üzerine Arınç, "Tabii böyle bir yakıştırmayı, böyle bir ağır konuşmayı Sayın Baykal'dan beklemezdim. Tamamen yanlış buluyorum" yanıtını verdi.

"Sayın Başbakan'ın DTP temsilcileri ile görüşmesini olumlu buluyorum" diyen Arınç, daha önce de yaptığı bazı konuşmalarda DTP temsilcileriyle görüşülmesi gerektiğini ifade ettiğini hatırlattı.

"Bazı deliler yapabilir ama..."

TBMM Başkanlığı döneminde de yaptığı yurt gezilerinde belediye başkanlarını kim olursa olsun ziyaret ettiğini belirten Arınç, "Halkın seçtiği insanlara saygı göstermek zorundayız. Onlar bir parti de olabilir, bir kişi de olabilir. Sayın Başbakan'ın uzun bir aradan sonra -ki gerekçelerini kendisi anlatıyordu- DTP Genel Başkanı ve temsilcileriyle görüşmesini olumlu buluyorum ve buna yönelik itirazları Anayasa kapsamında yanlış buluyorum" dedi.

"DTP ile görüşmeyi 'eşit olarak Kandil ile görüşmek, eşit olarak PKK ile görüşmek' olarak vasıflandırmak bence o kadar yanlıştır ki bunu tarif etmekte zorlanıyorum" diyen Arınç, şunları kaydetti:

"Hatta, böyle birşey vaki olsa bile bunu bir siyasetçinin ifade etmesini çok yanlış buluyorum. İki açıdan meseleye bakabiliriz, söylemleri, davranışları, konuşmaları, birliktelikleri, aynı tabana hitap ediyor oluşları, bununla ilgili bugüne kadarki söylemleri, DTP hakkındaki zaten bizim de itirazlarımızdır.

Ama bunu bir terör örgütüyle özdeş hale getirmek bir siyasetçiye yakışmaz. Sayın Baykal, fevkalade büyük bir yanlışlık yapmıştır. Çünkü biz o bölgede yaşayan ve kendilerini 'Kürt kimliğiyle' tanımlayan insanlarımızı masum insanlar olarak görüyoruz. Böyle de görmeye de mecburuz. Terörist ile bölge halkı arasında bir ayrım yapmadıktan sonra 'Kürt eşittir PKK'lıdır' söylemini Türkiye'de bazı deliler yapabilir, ama bunu bir siyasetçinin yapması fevkalade yanlıştır.

Baykal ile ilgili olarak, dünkü beyanına atfen söylemeliyim ki, DTP ile görüşmeyi Kandil, PKK, İmralı ile görüşmek anlamında eşit tutmasını bir siyasetçi olarak da yanlış buluyorum. Türkiye'nin geleceği, toplumsal barışımızı kurma yönündeki çabalarımız bakımından da büyük bir yanlış olarak görüyorum."

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin sözlerini de değerlendiren Arınç, "Sayın Bahçeli'ye gelince, öncelikle bu yöndeki çabaları ihanet olarak vasıflandırdı, bu yanlıştır. İkincisi, bu yönde düşüncelerini ifade eden birtakım yazarları, bilim adamlarını, köşe yazarlarını, '12 kötü adam' olarak vasıflandırdı, bu da yanlıştır" dedi.

Risk alıyoruz

Baykal'ın açıklamalarını dikkatle izlediğini ve "peşin hükümlerle suçlama yaptığını" gözlemlediğini ifade eden Arınç, Baykal'ın bu konuda ne yapılması gerektiği yönünde de açık ve net bir açıklamada bulunmadığını söyledi.

CHP ve SHP döneminde konuya ilişkin raporlar hazırlandığını belirten Arınç, "(Şöyle çözülmelidir) dediklerine de bugün sahip çıkmıyorlar. Çünkü iktidarda AK Parti var ve AK Parti'nin yapacağı tüm hizmetlere peşinen karşı olmak gibi bir stratejileri var. Bu çözümsüzlüğe Türkiye'yi kilitlemektir ve AK Parti'nin başarılı olmasını engellemektir" dedi.

"Ben Sayın Bahçeli'yi Sayın Baykal'dan bir adım daha önde görüyorum şahsen..."diyen  Arınç, Bahçeli'nin, devleti tanıyan, bilen, ona saygı duyan, toplumsal barışı özleyen, terör sorununun bitmesini isteyen bir siyasetçi olduğunu belirtti.

Demokratik açılım

Arınç, "(Demokratik açılım) En sonunda bir MGK toplantısında bu projenin artık devlet, millet adına uygulanması gerekli bir proje olduğunu kabul edip, hepimiz elimizi taşın altına koymak zorundayız" dedi.

Arınç, NTV'de katıldığı canlı yayında, bir soru üzerine, "demokratik açılım" konusunun askeri yönünün de olduğunu, şu anda operasyonlar ve teröre karşı mücadeleyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin, güvenlik güçlerinin görevini yapmaya devam ettiğini söyledi.

Arınç, "Bunun Aralık ayındaki MGK toplantısında mı olacağına" yönelik soru üzerine, şunları kaydetti:

"Belli bir takvim söylemiyorum ama hızlı bir süreç işleyecek. Önümüze başka konular gelir mi gelmez mi bilmiyorum ama öncelikli konumuz budur. Bu konuda da birileri 15 Ağustosu diline dolamış durumda. Bizim 15 Ağustos, 15 Eylül, 28 Ağustos böyle bir tarihle ilgimiz yok. Biz kendi işimize bakıyoruz. Öcalan'ın zaten bugüne kadar pek çok açıklamaları oldu, pek çok şeyler söyledi, yazdı, çizdi, avukatları marifetiyle bir şeyler... Biz bunlarla ilgili değiliz. O yine söyler, yazar, çizer, biz o tarihlere bağlı değiliz. Ama 'bugün değilse ne zaman?' noktasındayız. Bir an evvel bu işe başlamalıyız. Halkımız bunu bekliyor, büyük bir memnuniyet meydana geldi."

Arınç, "Ergenekon davasının 3. iddianamesini nasıl buluyorsunuz?" üzerine, şunları söyledi:

"Bu isimleri tanıyoruz, bu isimlerle ilgili iddiaları da iddianamede, daha önce basında yayınlanan şekliyle biliyoruz. Önemli olan yargılama sürecinin mükemmel bir yargılama olarak devam etmesi ve sonuçlanmasıdır. Benim gönlümden geçen bu isimlerle ilgili iddialar inşallah sübuta ermez ve inşallah beraat ederler. Ama bu, Türkiye için çok önemli bir yargılama ve çok önemli bir iddia, dolayısıyla bunun sonunda suçları sabit görülenler olur da mahkum edilirlerse geçmiş yılların kalan sıkıntı, şikayetlerinden, korkularından, karmaşasından kurtulmuş olarak daha parlak biçimde Türkiye'nin yolunu açar."

"Dışarı söylemedik"

Bülent Arınç, "O zaman TBMM Başkanı olarak sizim haberiniz olmuş muydu?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Sayın Özkök'le biz bunları hiç konuşmadık, yani resmi görevimizin dışında hiç bir şey konuşmadık ama daha evvelden söylemiştim, bu toplantıların, niyetlerin, düşüncelerin varlığından benim de şahsen haberim vardı ama biz o zaman bunları hiçbir şekilde dışarı söylemedik.

Bir tarafta Türk Silahlı Kuvvetleri, bir tarafta Başbakanlık, bir tarafta Meclis var ve Silahlı Kuvvetler Başbakana bağlı. Bunların dışarıda konuşulması bu ilişkileri zedeleyebilirdi, Türkiye karışabilirdi, Türkiye'de çok tartışmalara yol açabilirdi. Biz duyduğumuz konuları Sayın Başbakanla zaman zaman konuşuruz. Şüphesiz TSK'nin başında da Sayın Genelkurmay Başkanı vardı, o da bildiklerini, gördüklerini demokrasi ve kendi kurumlarının disiplin anlayışı içerisinde çözmeye çalışmıştır."

"İşlerin yerli yerine oturması için gerekli"

Arınç, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) Ergenekon savcılarının değiştirilmek istendiğine dair bazı iddialar basına yansıdı, ardından kurulla Adalet Bakanlığı arasındaki bugüne kadar alışık olmadığımız karşılıklı açıklamalar geldi, bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz, bütün bunlar normal miydi?" sorusu üzerine, Türkiye'de "işlerin yerli yerine oturması için göze hoş gelmeyen ve kulağı tırmalayan bazı tartışmaların da olması gerektiğini" söyledi.

Ertosun'un açıklamalarına da değinen Arınç, kendisini iki konuda yanlış bulduğunu dile getirdi. Ertosun'un, Engin Aydın'la Ergenekon sanığı olduktan sonra da görüşmeye devam etmesini doğru bulmadığını belirten Arınç, Anadolu'da hakimlik yapanların yanlış anlaşılmamak için çarşıya bile çıkmadığını, dükkanlara çay içmeye girmediğini anımsattı.

Arınç, askere sivil yargı yolunun açılması hakkındaki düzenlemeyle ilgili soru üzerine, kanunun kimsenin itirazı olmadan çıktığını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "darbe iddialarından sonra hükümetle asker ilişkilerinin gerginleştiği" yönündeki iddiası hatırlatılarak, "Şu anda asker-hükümet arasında bir gerginlik var mı?" sorusu üzerine, "böylesine gülünç benzetmelerle asker-sivil ilişkilerini yorumlamanın üçüncü dünya ülkelerinde olacağını" söyledi. Arınç, "Geçmişte biz de Sayın Sezer'le bir araya gelirdik, çok fazla da konuşmazdık doğrusu. Ama fotoğraflar biz başka taraflara bakarken çekilirdi. 'Birbirlerine sırtlarını döndüler. Tek kelime konuşmadılar' denirdi. Bunlarla Türkiye meşgul olmamalı. Türkiye bunları artık konuşmamalı. Çok daha konuşacağımız güzel şeyler var. Sivil-asker ilişkilerini demokratik ülkelerde olduğu gibi normal seyrine koyabilmek Türkiye'de çok kolay değil. Ama bu hiç bir zaman olmadığı kadar iyi bir noktada şimdi" diye konuştu.

Şahin başarılı olacaktır

"Mehmet Ali Şahin'in TBMM Başkanı seçilmesine ilişkin" bir soru üzerine ise Arınç, şunları kaydetti:

"Şahin başarılı olacaktır. Geçmişten bu yana tanıdığımız bir arkadaşımızdır. Devlet tecrübesi var, parlamento ve siyasi tecrübesi var. Ben Grup Başkanıydım, Grup Başkan Vekilim olarak birlikte çalıştık. Akıllı, kabiliyetli, birikimli bir arkadaşımızdır.