İktidarı kaybedip yüce divana gidecek

MHP Genel Başkanı Bahçeli PKK lideri Abdullah Öcalan'la yürütülen görüşmeleri çok sert eleştirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Çanakkale, İmralı canisi ve örgütüyle hayasız biçimde sürdürülen çözüm süreci için dua istenecek, destek talebinde bulunulacak ve manevi değerlerimizin istismarıyla gözleri boyayacak bir yer değildir, olmayacaktır ve inşallah da olamayacaktır" dedi. Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, herkesi yakından ilgilendiren hadiselerin seyrinin umut verici olmadığını söyledi.
 
Hükümetin Türkiye'yi 10 yılda yangın yerine çevirdiğini, ayrımcılığa prim verdiğini, bölücülüğü şevklendirdiğini, yanlışı kurumsallaştırdığını savunan Bahçeli, "Rotasını şaşıran, her yönden iflas eden, milli kimlikle yolunu çoktan ayıran Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye'yi kapkara, zehirli sarmaşıklarla çevrili bir sürecin içine getirmiştir. Türk milleti bu siyasi zihniyetin elinde daha fazla hırpalanmayı ve acımasızca sindirilmeyi hak etmemektedir" dedi.
 
Bahçeli, gelecek yıl yapılacak yerel seçimlerin fırsat olduğunu ifade ederek, çalışmalarını her düzeyde ve her alanda yoğunlaştırdıklarını söyledi. Bu kapsamda Kocaeli ve bazı Karadeniz illerinde katıldığı programlar hakkında bilgi veren Bahçeli, bu kentlerde gördükleri ilgi ve yakınlıktan memnun olduklarını belirtti.
Yerel seçimlerin milletin uyanışına sahne olacağına inandığını dile getiren Bahçeli, "Arkasından yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimiyle AKP'ye bir uyarı verilecektir ve normal zamanı 2015 yılının Haziran ayı olan Milletvekilliği Genel Seçimleri'yle de AKP iktidardan uzaklaştırılacaktır. AKP iktidardan düşecek, iktidarı kaybedecek ve doğruca Yüce Divan'a gidecektir" diye konuştu.
 
Bahçeli, Türk milletinin tarihi mevcudiyetinin, üzerinde yaşadığı vatan coğrafyasıyla, birlikte yaşamasını teminat ve güvenceye alan zengin milli kültürüyle, acılara birlikte göğüs germe şuuruyla, başarılara beraberce tutunma tercihiyle ve gelecekte de bir ve bütün halinde var olma ülküsüyle sağlamlaştığını belirterek, bundan geriye dönüş olmadığını söyledi.
 
Tüm karşı çıkış ve itirazlara rağmen, Türk milletinin var olduğunu ve var olacağını vurgulayan Bahçeli, "İsimsiz millet inşa etmeye, Türklüğü geriye çekmeye, Anayasa'dan atmaya, mazimizi istismar edip süreç sözleriyle sündürmeye kimsenin, hele iktidar anlayışının hiç hakkı yoktur" diye konuştu.
 
"Çanakkale var oluş savaşıdır"
 
Devlet Bahçeli, dün 98. yıl dönümü kutlanan Çanakkale Deniz Zaferi'nin en kesif orduların maskaraya döndüğünün ve en modern savaş gemilerinin etten bir duvara çarparak denizin dibine battığının özeti olduğunu ifade ederek, "Çanakkale'de yaşanan destan, inancın gülleye, imanın ateşe ve vatan sevgisinin mermiye galebe çalmasıyla şekillenmiş ve tescillenmiştir" dedi.
 
Çanakkale'nin, bir coğrafi bölgenin adından önce, her karış toprağına bir yiğidin, bir vatan evladının uzandığı dünyanın en büyük şehitliği olduğunu dile getiren Bahçeli, "Çanakkale, yalnızca bir ordunun verdiği ihtişamlı bir mücadele değil, binlerce yılda yoğrulmuş asil Türk milletinin, maddi ve manevi bütün güçleriyle gerçekleştirdiği bir var oluş savaşıdır. Çanakkale, dönemin en büyük küresel gücüne karşı, bir karış bile vermemek için, kanı ve canı ile vatan topraklarını mühürleyen Türk milletinin varlık mücadelesidir" diye konuştu.
 
Teslimiyetçilerin Çanakkale'yi anlamayacağını savunan Bahçeli, şunları söyledi:
"Çözümcüler, bölücüler, eş başkanlar, teröristler ve elbette hainler Çanakkale'yi göremeyecekler ve bilemeyeceklerdir. Çünkü Çanakkale, Türk milletinin nabız atışı, can evi, vicdan senedi, şah damarıdır. Çünkü Çanakkale, tek dişi kalmış canavarın kuyruğunu kıstırarak def olup gittiği yerin adıdır. Çünkü Çanakkale, kınalı kuzuların şehadet ipine sımsıkı sarılarak, asalet, fazilet, ahlak, maneviyat ve vatan mücadelesi verdikleri mehabet dolu hatıraların toplamıdır.
Başbakan Erdoğan dün yaptığı konuşmasında, milliyetçilik anlayışlarının çerçevesinin Çanakkale'de çizildiğini ifade etmiş, milliyetçiliğin şehitlere sahip çıkmak olduğunu belirtmiştir. Türk milleti böylesine gel-gitleri olan, böylesine kafası karışık, böylesine bayatlamış, diliyle kalbi arasında böylesine uçurumlar olan birisini ne görmüştür, ne de yönetimi altında bulunmuştur. Sayın Başbakan, her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alan sen değil miydin? 'Türklükle karşıma gelmeyin' diyen sen değil miydin? Türk milletini 36'ya bölme çabasından sakınmayan, Çanakkale önlerine gelen emperyalistlerin torunlarıyla Türklüğe ve milliyetçiliğe eş güdüm halinde ve işbirliği içinde savaş açan sen değil miydin? Ne oldu da Çanakkale'de millet, milliyet ve milliyetçilik konusunda ahkam kesmeye, nasıl anlaşılacakları üzerinde kafa yormaya başladın?
Bunlarla da yetinmeyen Başbakan, sömürgeci saflarda, haçlıların nam ve hesabıyla Çanakkale önlerine gelen bazılarının, ezan sesini duyunca, kandırıldıklarını ve aldatıldıklarını gördüklerini iddia etmiştir. Kutsal topraklarda yabancıların kışkırtmasına kapılarak ecdadımıza ihanet edenleri, emperyalistlerle bir olup kuyumuzu kazanları, arkamızdan vuranları unutalım, boş verelim mi istiyorsun? Cihat ve gazayı rehber edinmiş Müslüman milletimiz, düşmanı dost, katili kardeş, hainlikleri sıradan gören omurgasız, iradesiz, ilkesiz, tarihsiz, köksüz, şahsiyetsiz, sinmiş bir kalabalık mı olsun? Düşmanlıklar elbette ilelebet yaşamaz, yaşamamalıdır. Ancak tarihten, yaşanmışlıklardan ders ve sonuç çıkarmış milletler tehlikenin ne taraftan geleceğini, asıl tehditlerin nereden doğacağını bilecek ve buna göre geleceğini planlayacaktır."
 
"Düşman saflarında millete mermi sıkardı"
 
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın milliyetçiliği ve milleti bilmediğinden Çanakkale'yi de anlayamayacağını öne sürerek, şöyle devam etti:
"Çanakkale'de yükselen millet evlatları, vatanı bölmeye, Türklüğü kovmaya, hürriyetimizi çalmaya çalışan alçaklara karşı kanlı gömlekleriyle mücadele etmişler, ülküleriyle devleşmişlerdir. Senin giydiğin gömleğinin önünde ABD, arkasında AB, bir yanında Barzani, diğer yanında Öcalan ve PKK yazarken, nasıl olur da Çanakkale'ye anlam yüklemeye, ne hakla çiğnediğin milliyetçiliği kendine mal etmeye cüret edersin?
 
Çözüm süreci işportasında Türk milletini kelepir fiyatla devretmeye girişenlerin, kıyılarımızı kirleten düşmanların bugünkü uzantılarıyla müzakere edenlerin, samimiyetle anlayacakları ve kabullenecekleri bir yer değildir Çanakkale. Ve elbette Çanakkale, İmralı canisi ve örgütüyle hayasız bir biçimde sürdürülen çözüm süreci için dua istenecek, destek talebinde bulunulacak ve manevi değerlerimizin istismarıyla gözleri boyayacak bir yer de değildir, olmayacaktır ve inşallah da olamayacaktır."
 
Başbakan Erdoğan'ın şehidi bilemeyeceğini ve şehitlerin hakkını koruyamayacağını öne süren Bahçeli, "Dün Çanakkale önlerinde dünyayı başımıza yıkmayı amaçlayanların üç nesil sonraki evlatlarıyla kol kola girmiş, kanlı projelerin eş başkanlık görevini üstlenmiştir. Şundan eminiz ki bugünkü siyasi zihniyetin temsilcileri dün Çanakkale'de bulunsaydı, düşman saflarında Müslüman Türk milletine mermi sıkar, top atar ve ölüm kusardı" dedi.
 
Bahçeli, Erdoğan'ın tarafının belli olduğunu ifade ederek, "Milliyetçi Hareket Partisi, şehitlerimizin emanetçisi, Türklüğün bekçisi, milliyetçiliğin bereketli sancağı, Türk milletinin hizmetkarı ve Türkiye'nin son şansı olarak senin ve hedeflerinin muarızıdır. AKP ise Çanakkale'de durdurulanların elçisi, Sakarya'da tekmelenenlerin ileri karakolu, Dumlupınar'da kovulanların ta kendisidir" şeklinde konuştu.