İlacın Türk devi 4 kat büyüyecek

Abdi İbrahim, globalleşme yol haritasını çizdi. İlk kez hazırlanan 10 yıllık yol haritası 2 ila 4 kat büyüme öngörüyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

İSTANBUL - İlaç sektörünün Türkiye pazarındaki lideri Abdi İbrahim, global bir şirket olma vizyonunu, ilk kez 10 yıllık bir yol haritası hazırlayarak kağıda döktü. Avrupa'da almak için şirket arayan Abdi İbrahim bu yıl sonuna kadar bir satın alımı tamamlamayı planlıyor. Şirketin kağıda geçirdiği diğer bir hedefi ise cirosunu 10 yılda 2 ila 4 kat artırmak. İlaç sektöründe karlılık sorunu yaşanıyor, pek çok şirketin zor durumda olduğu konuşuluyor. Bu ortamda Abdi İbrahim hızlı büyümenin yolunun 'global bir şirket haline gelmek'ten geçtiğine inanıyor.

1912 yılında küçük bir eczane ile yola çıkan, yüzde 100 Türk şirketi Abdi İbrahim'in patronluk koltuğunda şimdi ailenin üçüncü kuşağı Nezih Barut oturuyor. Barut, global bir güç olma hedefi belirledikten sonra ilk iş olarak bunu gerçekleştirebilecek bir CEO arayışına girmiş. Bir beyin avcısı şirketi vasıtasıyla o sırada Hollanda'da Unilever'in global yöneticilerinden biri olarak çalışan Candan Karabağlı'yı bulmuş. Bizzat Hollanda'ya gidip, 11'i yurtdışında global yönetimde olmak üzere 23 yıldır Unilever'de çalışan  Karabağlı'yı ikna edip, "kesin dönüş" yaptırtmış.

Dışarıdan bakan biri olarak globalleştirmeye geldi

Abdi İbrahim'in CEO'su Candan Karabağlı, "Buraya gelmemin en önemli nedenlerinden biri Nezih Bey'in 'dışarıdan bir bakış açısıyla globalleşmeye yaklaşalım' mantığıdır" diyor. Son bir yılda "dışarıdan bakan biri" olarak sektörü öğrenme fırsatı bulduğunu anlatan Karabağlı ne gördüğünü ise şu sözlerle anlatıyor:

"Bir global ilaç devleri var, orijinal molekül üretiyorlar. Bunun maliyeti 10-20 yıllık Ar-Ge çalışması 1 milyar dolardan başlıyor. 5 milyar dolar yatırım da vardır, 10 milyar da... Bu şirketlerin on yıllarca yaptırdığı bu yatırımın karşılığı olarak, onlara ilaç piyasaya çıktığında 20 yıllık bir patent koruma hakkı veriliyor. Bizim gibi şirketlerin böyle büyük bir yatırım yapması mümkün değil. Biz Türk ilaç firmaları iki temel şey yapıyoruz. Orijinal molekül geliştiren dev şirketlerle lisans anlaşması yapıp onların molekülünün satış ve distribütörlüğünü yapıyoruz. İkinci olarak o moleküllerin patent süresi bittiğinde onun patentini alıp onu geliştirip Ar-Ge çalışmasını yaparak onun eşdeğerini geliştirerek üretiyoruz. Burada ilk defa o eşdeğeri üretme yarışı yaşanıyor. Biz patent süresi biten ilaçları takip ederek ilk jeneriğini üretmek için çaba gösteriyoruz."

Avrupa'da bir ilacın ilk jeneriğini biz üreteceğiz

İşte Abdi İbrahim'in global bir üretici haline gelmesi bu ilk jenerik ilacın dünya için üretilmesi ile olacak. Çok önemli bir adım atılmış durumda. "Biz şimdi Avrupa'da bir ilacın ilk jenerijini üretmek üzereyiz. Yani bu ihracatın da ötesinde, dünyadaki rakiplerimizden önce yapabildiğimiz için bu ilk jeneriği üretiyor olacağız. Böylece farklı bir ligde oynuyor olacağız. Kabiliyetlerimizi artırıp, bütün dünyada literatürü takip edip hangi ülkede hangi molekülün patent tarihi sona eriyorsa orada ürünü ilk piyasaya sunan biz olabileceğiz. Artık Türkiye pazarı bize yetmiyor."

Şirket alımı için neredeyse son aşamaya gelindi

Abdi İbrahim'in globalleşme stratejisinin ilk ayağı jenerik ilacın ilk üreticisi olarak ABD ve Avrupa gibi gelişmekte olan pazarlara girmek. İkinci ayakta ise gelişmekte olan ülkeler var. Bu pazarlarda ise şirket alımı ile büyüme planlanıyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika gibi yarı regüle pazarlarda satış ve üretim teşkilatı kurulması planlanıyor. Halen Kazakistan, Gürcistan, Ukrayna, Moldova gibi belirli pazarlarda bu şekilde bir yapılanma var. Şimdi stratejik olan 4-5 pazarda 50 ila 100'er milyon dolarlık yatırımla şirket alımı ve fabrika kurulması için çalışmalar yapılıyor. CEO Karabağlı, "Bunların ilkini tamamlama noktasına çok yaklaştık. Yılsonuna bitirmeyi planlıyoruz" diyor. Bu bölgesel bir lider olmayı hedefleyen Abdi İbrahim'in yurtdışında satın aldığı ilk firma olacak.

Çalışanlarla strateji paylaşıldıbu çok cesur bir karar

Abdi İbrahim bu stratejilerin uygulanması sonrası belirlenen hedefleri "2021 yol haritası" hazırlayarak satış temsilcileri dahil tüm çalışanlara duyurmuş. "Her bir çalışanın stratejimiz nedir, 2021'de Abdi İbrahim nereye gidiyor, benim rolüm nedir ve ben ne yapabilirimi bilmesi gerekiyor" diyor Candan Karabağlı. Bu oldukça cesur bir karar; "Hem rakiplere karşı stratejini açık ediyorsun, hem bir taahhüde giriyorsun." Ama önemli avantajları da var: "Çalışanlar arasında motivasyon ve ilham yaratıyor." Şimdi çalışanların görüşleri bekleniyor, yol haritası yıl sonuna kadar bu görüşler paralelinde son haline getirilecek. Böylece çalışanlara "strateji sadece yukarıdan aşağı değil aşağıdan yukarı da katılımcı ve esnek bir şeydir" denilmiş olacak.

Rakamsal hedefler de oldukça iddialı. Abdi İbrahim 2021'e kadar 2 ila 4 kat büyüme hedefliyor. Bu büyümeye ulaşmak Karabağlı'ya göre çok da zor değil; "Şu anda Ar-Ge'de geliştirilmekte olan ürünlerin toplamı, bir Abdi İbrahim daha yaratacak boyutta."

Bakanlık kuru ayarlamazsa çok sayıda şirket batacak

Abdi İbrahim CEO'su Candan Karabağlı, sektörün karlılık probleminde bıçağın kemiğe dayandığını söyledi: "Çok zor birkaç sene geçti ilaç sektörü için. Karlılıklar düştü, düşüyor. Euro kuru yaklaşık 3 yıldır 1.95'e sabitlendi. Bakanlık fiyat artışı yapmazsa çok firma batacak. Çünkü yüzde 30-40 devaluasyonn olmuş, aynı fiyatta duruyor. Ayrıca ilaçta 5 referans ülkede fiyatlar düşünce bizde de fiyat düşüyor. İtalya'da kriz oluyor, Yunanistan'da kriz oluyor, fiyat düşüyor, bizde de düşüyor. Devlet geliyor, SGK bütçesini tutturacak diyor, kesinti oluyor. Hakikaten bıçak kemikte şu anda, deniz bitti. Eğer ki birşeyler yapıp kurları, fiyatları revize etmezlerse birçok şirket elimine olacak. Biz ne yapıyoruz, korkunç bir yarış içindeyiz. Devamlı tasarruf yapıp maliyeti düşürmek, verimlilik için çok ciddi bir çalışma yapıyoruz. Bizim bu ortamda globalleşmemiz şart zaten. Başka ülkelere açılıp risklerimizi dağıtmamız gerekecek." İthal ürünlerde ruhsatlamada da sorunlar yaşandığını söyleyen Karabağlı, burada sürelerin uzadığını ancak kendileri gibi yerli imalatçıların bu açıdan sorun yaşamadığını anlattı. Karabağlı, "Ama ithal ürüne bağlı olanlar için büyük zorluk var" dedi.

Sanayi Bakanlığı'ndan  telefon geldi, çok şaşırdık

Yeni yol haritası çerçevesinde onkoloji ve biyoteknolojiye yatırım kararı alındığını açıklayan CEO Karabağlı, yeni jenerasyon antibiyotikler alanında da yatırım yapılacağını söyledi. 2014'te antiinfektif, 2015'te ise onkolojinin piyasaya girmesi hedefleniyor. "Bunların her biri 20 ila 30 milyon dolarlık yatırım" diyen Karabağlı bu noktada Sanayi Bakanlığı'ndan gelen bir telefonu anlattı:

"Sanayi Bakanlığı'ndan bir genel müdür, Süfyan Emiroğlu aradı bizi. 'Size nasıl yardımcı olabiliriz' dedi. Bakanlığın bu kadar proaktif olması bizi hem şaşırttı hem de çok memnun etti. Bize 'Biz sizin gibi proaktif şirketlerle çalışmak istiyoruz' dedi. Çok güzel bir şey, ülkenin bakanlığından böyle bir telefon almak."

Kendimi Avrupa'da genç, burada yaşlılar arasında sayıyorum

Şirketin sosyal sorumluluk açısından da görevlerinin farkında olduğunu söyleyen CEO Karabağlı, bu açıdan kendilerine eğitim ve sürdürülebilir çevre olarak iki alan seçtiklerini belirtti. Eğitimle ilgili çalışmalara önem verdiklerini anlatan Candan Karabağlı, "Türkiye genç bir nüfus, bu böyle söyleyince tam olarak anlaşılmıyor. Ben 11 yıl Avrupa'da yaşadım. Orada kendimi gençler arasında sayıyordum ama Türkiye'de yaşlılar sınıfına koyuyorum. Gençlikle ilgili yapılacak çok şey var" dedi. Abdi İbrahim 2012'de 100'üncü yaşını kutlayacak. Karabağlı, çok ayrıntı vermese de kutlamalar için çok özel hazırlıkları olduğunu, sanatla bilimin el ele gideceği ve tüm toplumla paylaşacakları bir kutlama planladıklarını söyledi.

Yurtdışına yatırıma gitmemiz korumacı politikaların sonucu

Sanayi Bakanlığı'nın yerli üretime öncelik verme stratejisini çok doğru bulduğunu söyleyen Candan Karabağlı, "Bizim yurtdışında yatırım arayışına gitmemizin ardında bu ülkelerin korumacı politikaları var. Buradan ihracatla o ülkelerde yeterli seviyede var olmayacağımızı anladığımız için mecburen gidip yatırım yapıyoruz. O ülkeler ithalatı sınırlıyor, bariyer koyuyor, fiyatını artırıyor, vergi koyuyor. Onlarla rekabet edemediğimiz için biz orada yatırım yapıyoruz" diye konuştu.

Ar-Ge'ye eleman bulamıyoruz Hindistan'dan 10 kişi getirdik

Candan Karabağlı, Ar-Ge'de çalışacak eleman bulmakta zorlandıklarını söyledi. Karabağlı şu bilgileri verdi: "Eczacılık fakültelerinde dükkancı eczacı yetiştiriyor, bize farmakolog eczacı gerekiyor. Çok zorlanıyoruz. Hindistan'a gittik, eğitim seviyesine hayran oldum. Türkiye neden olmuyor? Devletin kesin el atması gereken alanlardan biri eğitim. Genç nüfusu Ar-Ge ve iletişim teknolojilerine yönlendirmek gerek. Şu anda 15'e yakın Hintli çalıştırıyoruz Ar-Ge'de. Neden ben Türkiye'de bulamayayım? Üniversite-sanayi işbirliği bu açıdan çok önemli. Bu alanda çalışmalar yapılırsa buna destek verebiliriz."

 

Bu konularda ilginizi çekebilir