İmaj değişikliği ve Gazze ikilemi
Aydın ÖNCEL - İktisatçı
ABD’nin Irak’ı işgali ve milyonlarca sivili katledişi, dünya barışına olan inanca vurulan son darbeydi. ABD emperyalizmi, Bush yönetimi ile yıllardır sürdürdüğü kanlı oyunlarından, sadece kendi
halkını değil, tüm ezilen halkları da bıktırdı. Bir de küresel krizle karşı karşıya kalan dünya, bir umutla kurtarıcısını aramaya koyuldu. İşte tam da bu sırada, yine süper güç ABD’de bir umut ışığı belirdi birdenbire. Umudun adı; Barack Hüseyin Obama’ydı. ABD’nin 44. başkanı için yapılan seçimi, ilk kez bir siyahi lider kazandı. Seçimde, Martin Luther King’in rüyasının bir anlamda gerçekleştiğini söyleyenler bile oldu. Bush yönetiminin yalnızlaştırdığı ABD, kendisini dünyaya sevdirebilecek sempatik, barışçı ve demokrat bir lider bulduğunu düş nüyor. 20 Ocak 2009 tarihi itibarı ile Beyaz Saray, tarihinde ilk kez siyahi bir başkana ev sahipliği yapacak. Obama’nın ABD Başkanlığı‘na seçilmesi bazı çevrelerde büyük bir sevinç ve heyecanla karşılandı her nedense? Liderin siyahi olmasından ve yaşam hikayesinden etkilenerek, ezilenlerin yanında olacağını savunanların, Condoleezza Rice ve Colin Powell gibi siyasetçilerin de siyahi olduğunu hatırlamaları hayal kırıklığına uğramamaları açısından önem taşımaktadır.
Sorun eski, umut yeni
Tüm dünyada ABD karşıtlığının arttığı bir dönemde, Barack Obama’nın başkanlığa seçilmesi, ABD’nin görünüşünde ciddi bir imaj değişikliği yaratma çabasıdır. Amerikan halkı yaptığı seçimle değişim istediğini göstermiş ve ABD de sözde bu isteğe cevap vererek politikalarını gözden geçirmeye başlamıştır. Özellikle dış politikada kan kaybeden ABD, kendince yeni liderinin öncülüğünde dünyaya zeytin dalı uzatarak, artık değiştiğini gösterecektir. İlk adım şüphesiz İsrail-Filistin çatışmasında daha sonra da Irak politikasında atılacaktır. Böylelikle Obama, dünya kamuoyundan önemli puanlar toplayacaktır. Guantanamo’nun da kapatılmasını isteyen lider, bundan sonra izlenecek ABD politikalarının ilk işaretlerini vermeye başlamıştır. Yıllardır dünyanın her köşesinde kan döken ABD, artık barıştan yana görüntü vermeye çalışacaktır. Demokrat lider, ABD’nin düşmanlarıyla da konuşması gerektiği yönündeki söylemleriyle, kuşku yok ki İran’la olan ilişkilere, Ortadoğu ve Kafkasya politikalarına da farklı açılımlar getirmeyi düşünmektedir. Dünya da, ABD de artık eskisi gibi olmayacak, değişecektir. Beklenti ve inanç bu yöndedir. Fakat özellikle Gazze’deki vahşet, verilmek istenen görüntüyü adeta yalanlamaktadır. Obama’nın Yahudi lobisinin desteği olmaksızın Beyaz Saray’a seçilemeyeceği herkes tarafından bilinmektedir. Bu nedenle adaylığını açıklar açıklamaz ilk ziyaretini Yahudi lobisine yapma gereği duymuştur yeni lider.
Ancak son günlerde Gazze’ye yapılan saldırılar nedeniyle, Obama’nın görevi çok sıkıntılı olarak devralacağına dair görüş birliği mevcuttur. İsrail daha ilk günlerde ateşten topu liderin eline vermiştir. Ortadoğu’nun eski sorunu, yeni umudun canını çok sıkacağa benzemektedir. Obama, İsrail’i şartlar ne olursa olsun karşısına almayacaktır. Aşırı İsrail yanlısı Rahm Emanuel’i Beyaz Saray Genel Sekreterliği’ne ataması lobiye yaklaşımı açısından önemli bir ipucudur. ABD’nin yaratmaya çalıştığı imaj değişikliği ile İsrail’in Gazze saldırısına, vahşetine sesiz kalması ve hatta İsrail tarafında olması ise tam bir ikilemdir.
Türkiye’nin tepkileri
Obama’nın ABD Başkanı seçilmesi ülkemizde de büyük bir sevinçle karşılandı. Her şeyden önce Obama’nın ailesinde Müslüman olanlar vardı. Bu durum Türkiye’de son yıllarda izlenen politikalar gereği çok önemli bir yeterliliktir. Her ne kadar yeni başkan “Benim rengim Amerikan bayrağının renkleridir” diyorsa da, o bir siyahtır ve ezilen halkların, Müslümanlar’ın temsilcisi ve haklarının savunucusudur neredeyse bizler için. 80’li yıllarda, TRT ekranlarında Beyaz Gölge isimli, Amerikan yapımı bir tv dizisi yayınlanmaktaydı. Siyahi öğrencilerin ağırlıkta olduğu bir koleje atanan beyaz bir basketbol öğretmeni, zor da olsa kendisini önce öğrencilerine daha sonra da itiraf etmeliyiz ki, bizlere sevdirmişti. Hatta Türkiye’de basketbolun sevilen bir spor haline gelmesinde önemli rol oynadığını söyleyenler azımsanmayacak kadar çoktu.
Şimdilerde ise karşımıza yine Amerikan yapımı bir senaryo konuldu. Bu kez beyaz perdede siyah gölge var. Yeni yılda umudun rengi; siyahi. Türkiye bu yeni aktörü bağrına basmadan önce biraz bekleyip, bizleri ilgilendiren başta PKK terörü, Ermeni meselesi, Kıbrıs sorunu vd. ile ilgili neler yapacağını görmelidir. Yıllardır Bush politikalarının yılmaz savunucusu olanların dahi Obama’ya övgüler düzmeleri dikkatlerden kaçmıyor bugünlerde. Üstelik Obama, seçim konuşmalarında ülkemizi ilgilendiren konularda kulağımıza hiç de hoş gelmeyen düşüncelerini bir bir sıralamışken,
ABD’deki değişimden övgülerle söz etmenin pek anlamlı olmadığı ortadadır. Gazze’de uygulanan vahşete yeterli ve etkili tepki veremeyen Türkiye, Obama’dan ABD’nin alışıldık politikalarından
farklı, barışçıl bir yaklaşım beklemektedir. İsrail, hava saldırılarının ardından şimdi de Gazze’ye kara harekatına başladı. Havadan, denizden ve karadan ölüm yağdıran İsrail’e karşı, ABD’nin yaklaşımının ne olacağı daha şimdiden ortaya çıkmıştır aslında. Binlerce insan katledildikten sonra her zamanki gibi gereğini yapacaktır. İş işten geçtikten sonra dünyanın yeni şefi barıştan yana mesajlarını sıralayacak ve elçilerini bölgeye gönderecektir. Bundan kimsenin şüphesi yoktur!