IMF ile 'borçsuz' dönem başlıyor

Türkiye 2002'de 22 milyar dolar olan IMF borcunu yarın sıfırlayacak. Ancak bu, Türkiye'nin tamamen borçsuz olacağı anlamına gelmiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


Naki BAKIR

İSTANBUL - IMF ile 1961'den bu yana 19 stand-by imzalayan ve bugüne kadar 50 milyar doların üzerinde kaynak kullanan Türkiye, yarın 421 milyon dolarlık son ödeme ile borcunu sıfırlayacak. Böylece IMF ile ilişkilerde yeni bir döneme girilecek. Türkiye, yaptığı 19 anlaşmayla, Uruguay ve Filipinler'le birlikte IMF ile en çok anlaşma imzalayan 3 ülkeden biri. IMF ile stand-by anlaşmalarında 9 Cumhurbaşkanı ve 37 hükümet görev aldı. Türkiye, bu dönemde IMF ile toplam 49.8 milyar dolarlık stand-by anlaşması imzaladı; "ek rezerv kolaylığı", "acil durum kredisi" ve "uzatılmış fon kolaylığı" gibi imkanlarla birlikte 50 milyar doların üzerinde kaynak kullandı. Bu kaynağın 45 milyar dolarlık kısmı 2001 krizinin yol açtığı hasarların telafisi ve devam eden etkileri dolayısıyla izleyen dönemde kullanıldı.

İlk imza askerlerden

Türkiye-IMF ilişkileri 56 yıllık bir süreyi kapsıyor. Türkiye, 1945 yılında kurulan, ancak 1947'de faaliyete geçen IMF'ye aynı yıl üye oldu ve o tarihten bu yana üyeliğini sürdürüyor. 1958'de Menderes Hükümeti, dış borç alabilmek için IMF'nin hazırladığı bir ekonomik programı yürürlüğe sokmak zorunda kaldı. Ancak program tamamlanamadı ve kredi kullanılamadı. IMF ile ilk borç ilişkisi ise 27 Mayıs askeri yönetiminin 1961 yılında imzaladığı stand-by anlaşması ile başladı. O tarihten bu yana imzalanan 19 stand-by anlaşmasından yalnızca 1963, 1966, 1967, 1968, 1970, 1980, 2002 ve 2005'teki stand-by'lar başarıyla tamamlandı. Arada, uygun ekonomik koşullar nedeniyle ağır
program şartlarını uygulamaktan vazgeçen hükümetler olduğu gibi için IMF tarafından askıya alınanlar da oldu.

Bu süreçte daha önce 1970-1978 ve 1984-1994 arası olmak üzere Türkiye'nin IMF'yle masaya oturmadığı iki dönem bulunuyor. 1970-78 arasında IMF'ye ihtiyaç duyulmamasında, ekonomideki başarı değil, artan petrol fiyatlarının uluslararası bankalarda likidite birikmesine yol açması etkili oldu. Likidite genişlemesi sonucu gelişmekte olan ülkelere yönelik krediler bollaşınca Türkiye IMF yerine, bankalardan kaynak kullanmayı tercih etti. 1984-1994 arasında ise borçları çevirmek için IMF yerine Merkez Bankası kaynakları kullanıldı.

Rekor Demirel'de

Stand-by anlaşması imzalama rekoru Süleyman Demirel'e ait. Toplam 19 stand-by'ın 5'i Demirel'in başbakanlıkları döneminde imzalandı. Ancak 1979'a kadar stand-by anlaşmaları ve üzerinde uzlaşılan programların süresinin bir yılla sınırlandırılmasının da bunda etkisi var. Haziran 1980'de ise 24 Ocak Kararlarının ardından üç yıllık uzatılmış fon kolaylığı programına geçildi. IMF ile sonuncusu 2005'te imzalanan ve 2008'de sona eren stand-by anlaşması, ödemeler dengesinde bir sıkışma yaşanmaması amacıyla IMF'ye borç geri ödemelerinin vadesinin uzatılması için yapıldı.
Son stand-by'ın 2008'de sona ermesinin ardından, son kredi taksitinin de ödenmesiyle IMFTürkiye ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor; 1957 koşullarına geri dönülmüş oluyor.

Borç IMF'ye "sıfır", dünyaya 337 milyar dolar

[PAGE]

 

Borç IMF'ye "sıfır", dünyaya 337 milyar dolar

IMF ile son stand-by anlaşmasının Mayıs 2008'de sona ermesinin ardından girilen yeni dönem, kamuoyunda oluşan algının aksine "Türkiye'nin artık borçsuz bir ülke" olduğu anlamına gelmiyor. IMF'ye 2002 yılında 22 milyar dolar olan borç sıfırlanırken, aynı tarihte devletin IMF dışındakilerle birlikte 64.5 milyar dolar olan toplam dış borcu, 2012 sonu itibariyle 103.1 milyar dolara ulaşmış durumda. Merkez Bankası'nın 7.7 milyar ve özel sektörün 226 milyar dolarlık boruyla birlikte Türkiye'nin toplam dış borcu ise aynı dönemde 129.6 milyar dolardan 336.9 milyar dolara çıktı. 2002-2012 döneminde Merkez Bankası'nın dış borcu 22 milyar dolardan 7.7 milyar dolara gerilerken, kamunun dış borcu yüzde 59,8 oranında net 38.6 milyar dolar arttı; özel sektörün dış borcu ise yüzde 425 oranında net 183 milyar dolarlık rekor bir artış kaydetti. Toplam dış borç stokunda on yılda yüzde 160 oranında 207 milyar dolarlık bir büyüme yaşandı. Başka deyişle son önceki 80 yılda oluşan borç stoku 100 kabul edilirse, son on yılda buna 160 daha eklendi. Bu gelişme, IMF'ye borcu sıfırlasa da kamunun toplam dış borcunun büyümeye devam ettiği, toplam ülke dış borcunun da yüksek bir hacme ulaştığını gösteriyor. Yeni dönem, seçimlerdeki dönemlerindeki popülist harcamalar başta olmak üzere kamu maliyesi ve genel ekonomi yönetimi üzerindeki IMF vesayetinin k alkması anlamına geliyor.

nakibakir_1.jpgnakibakir_2.jpgnakibakir_3.jpg