IMF kararı olumlu hava estirdi

Özince'ye göre, kredi derecelendirme kuruluşları olumlu etkilenecek. TİM Başkanı'na göre bir kaybımız yok. Hisarcıklıoğlu'na göre de krizin en kötü anı IMF'siz atlatıldı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Devlet Bakanı Ali Babacan'ın IMF ile ilgili açıklamaları çeşitli kesimlerden yankı buldu. İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince Türkiye'nin desteksiz bir konuma geldiğini belirtirken, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Anlaşma olmadığı için Türkiye'nin bir kaybı yok" yorumu yaptı.

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, IMF'nin Türkiye'nin muhtaç olduğu bir destekçisi olmadığını belirterek, ''Stand by'ı biraz yanınızda birinin destek durmasına benzetiyorum. Demek ki desteksiz durabilecek bir forma geldik'' dedi.

Özince, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, IMF ile ilgili olarak, "Uluslararası Para Fonu, Türkiye'nin muhtaç olduğu bir destekçisi değil. Stand-by'ı biraz yanınızda birinin destek durmasına benzetiyorum. Demek ki desteksiz durabilecek bir forma geldik. Olumlu olarak değerlendiriyorum. Para Fonu ile ilgili çeşitli değerlendirmelerimiz oldu. Olsa iyi olurdu dediğim günler oldu, ama olmaması nedeniyle bir kayba uğradığımız kanaatinde değilim. Ekonominin performansını izlediğimizde stand-by'lı veya stand-by'sız bundan daha iyi bir performans da zaten yakalayamazdık. Ben alınan ekonomik tedbirlerin Türkiye'yi şu anda olumlu yere getirdiği kanaatindeyim" dedi.

Bu durumun kredi derecelendirme kuruluşlarının notunu etkileyip etkilemediği sorusuna ise Özince, Olumlu yönde etkilerse etkiler. Çünkü bir yerde Uluslararası Para Fonu da  Türkiye'nin kendi ayaklarının üstünde güçlü bir şekilde durduğunu teyit ediyor. Olumlu yönde etkilemesi lazım'' yanıtını verdi.

Öteden beri Türkiye'nin kredi konutunun yerinde olmadığına dair görüşleri hep belirttiklerini dile getiren Özince, ''Şu anda dünya genelinde notların kırılmakta olduğunu görüyoruz. Bu notun aşağı hareketinin yanı sıra yukarı hareketi de gereken şeylerden biri. Ben Türkiye'nin notunun artabileceği kanaatindeyim. Türkiye'nin en azından yatırım yapılabilir ülke klasmanına gelmesi lazım. Çünkü Türkiye'nin yatırım yapılır ülke olduğunu bütün dünya biliyor. Eğer Türkiye'ye yatırım yapılmayacaksa dünyada nereye yapılacak?'' şeklinde konuştu.

Büyükekşi: Uzun vadeli kredilerde canlılık yaşanacak

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de, Türkiye'nin, IMF anlaşması yapılmadığı için bir kaybı olmadığını söyledi. Büyükekşi, yazılı açıklamasında, "Türkiye'nin ihtiyacı, kısa vadeli ve kar transferi peşindeki sıcak para yerine orta vadede sanayi üretimini ve ihracatını artıracak yabancı sermaye yatırımlarıdır. IMF tarafından da açıklandığı şekilde, Türkiye ekonomisi kuvvetli bir performans sergiliyor. Türkiye'nin IMF anlaşması olmadığı için bir kaybı yoktur. Krizin en etkili olduğu 2009'da bile ödemeler dengesi sorunu yaşamayan Türkiye'nin 2010 yılında bir ödemeler dengesi sorunu olmayacaktır. Hem doğrudan yabancı sermaye yatırımları hem de uzun vadeli kredilerde canlılık yaşanacaktır" dedi. 

Hisarcıklıoğlu: Krizin en sıkıntılı dönemini IMF'siz atlattık

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da "Krizin en sıkıntılı dönemini IMF'siz atlatmış durumdayız. Bir problem olarak görmüyorum" dedi.

Türkiye'nin yol haritasının zaten belli olduğunu, illa IMF'ye ihtiyacı olacak diye bir şeyin söz konusu olmadığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, 'IMF Başkanının yeni bir kriz dalgası gelebilir uyarısı var. Buna rağmen stand by yapmamak tehlikeli olabilir mi?' şeklindeki soruya karşılık şöyle dedi:

"Türkiye IMF ile ilişkilerini kopartmış değil. İlişkiler devam ediyor. Mayıs'ta gözden geçirmeye tekrar girecekler. Yani Türkiye IMF ile ilişkisini koparmış değil. Böyle bir kaygı duyacak sebep yok ortada. 'Zaten anlaşmamız var mıydı 2008'de?' yoktu. 2009'da yoktu, 2010'da yoktu. Devam ediyoruz yola"

Boyner: Dış finansman açığı konusu önemli

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner de, IMF ile gelinen noktayı iş dünyasının nasıl değerlendirdiğine yönelik olarak, "Doğrudur, Türkiye'nin şu anda bir orta vadeli programı var ve bu program çerçevesinde de çalışmalar devam ediyor. Bundan sonraki süreçte eğer orta vadeli programın içine mali kuralla birlikte bir mali disiplin anlayışı konabilirse, aynı zamanda programa bağlı olarak birtakım yapısal reformlar da gene orta vadeli program içine konabilirse, bu iki perspektifi yerine getirmiş oluruz. Geriye kalıyor, kısa vadede finansmanın, yani doğacak dış finansman açığının nasıl ortadan kaldırılacağı. Burada da en çok üzerinde durmamız gereken konu, dışarıdan böyle bir arzın olup olmayacağı ve o arzın Türkiye'ye teveccüh edip etmeyeceği. Herhalde bu konuda da hükümetin bir çalışması vardır diye düşünüyorum" yorumu yaptı.

Bu konularda ilginizi çekebilir