İMKB'nin taşınmazları tartışma yarattı
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Sermaye Piyasası Kanun Tasarısı'ndaki bir önergeye göre İMKB'nin mülkiyetinde bulunan İstinye'de 159 dönümlük bir arazinin TOKİ'ye devredildiğini belirterek, "Bu operasyon, yandaş müteahhitlerle, bu önergeyi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçiren siyasal iradenin malı götürme operasyonudur" dedi.
Hamzaçebi, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, İMKB'nin taşınmazlarının TOKİ'ye devrinin, geçen hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Sermaye Piyasası Kanun Tasarısı kapsamında görüşülerek, kabul edildiğini hatırlattı.
Tasarının görüşmeleri sırasında iktidar partisi milletvekilleri tarafından verilen önergeyle, İMKB ve Altın Borsası'nın yeni kurulacak olan Borsa İstanbul AŞ adı altındaki şirketin şemsiyesi altında birleştirildiğini kaydeden Hamzaçebi, görünüşte borsayı bir anonim şirkete dönüştüren bu düzenlemenin içine önemli bir başka düzenlemenin "saklandığını" ileri sürdü.
Hamzaçebi, "Sözkonusu önergeye göre, İMKB'nin mülkiyetinde bulunan İstinye'de boğazın sırtlarında 6 parselde toplam 158 dönümlük bir arazi TOKİ'ye devredilmektedir. 'Borsayı anonim şirkete dönüştürüyoruz' görüntüsü altında bu operasyon, yandaş müteahhitlerle, bu önergeyi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçiren siyasal iradenin malı götürme operasyonudur. Başka bir şey değildir. Görünüşte, 'Borsayı anonim şirkete dönüştürüyoruz', 'Borsayı ileride özelleştireceğiz' gibi, piyasa ekonomisinde herkese normal gelebilecek bir söylemin adına bir gayrimenkul projesi, bir rant projesi saklanmıştır" diye konuştu.
CHP olarak bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını ifade eden Hamzaçebi, "Bu, sadece iktidarın yandaşı olan müteahhitlerle, iktidar mensuplarının birlikte malı götürme operasyonu değildir. Bu, aynı zamanda TOKİ'nin sınırsız imar yetkileriyle boğazın sırtlarındaki 158 dönümlük arazinin katledilmesi projesidir. Yoğunluğun artırılması, alışveriş merkezleri, rezidanslar ve daha bir çok pahalı projenin gerçekleştirilmesi suretiyle, boğazın yeşil tabiatından vazgeçme projesidir" dedi.
İstanbullular'ı ve vatandaşları bu düzenlemeye karşı çıkmaya davet eden Hamzaçebi, "İMKB'nin sayın Başkanın'ı, SPK'nın sayın Başkanı'nı bu düzenlemeye karşı çıkmaya davet ediyorum. Bürokrat olarak, 'Siyasal irade böyle istedi, bizim yapabileceğimiz bir şey yok' gerekçesinin arkasına sığınamazlar. SPK ve İMKB özerk yapılanmadır. Özerk kurumlar hükümetlerin talimatlarıyla hareket etmezler. Hiçbir şekilde onların susma hakları yoktur. Her iki kurum da İMKB'yi lekeleyen bu düzenlemeye karşı çıkmalıdır" diye konuştu.
Hamzaçebi, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın siyasette bugüne kadar izlediği çizgiyle, kabul edilen önerge içeriğindeki gayrimenkul projesinin bağdaşmadığını belirterek, Babacan'ı, "bugüne kadarki siyasi çizgisiyle tutarlı davranmaya davet etti ve tasarının genel kurul görüşmeleri sırasında maddenin tasarıdan çıkarılmasını önerdi.
Akif Hamzaçebi, sözkonusu madde olduğu sürece CHP olarak tasarıyı genel kurulda desteklemeyeceklerinin ve engelleyeceklerinin altını çizdi.
"Anlayış, devlete ait olan her şey iktidar tarafından istediği şekilde kullanılabilir anlayışıdır"
Borsa İstanbul AŞ'ye dönüştürülen İMKB ve İstanbul Altın Borsası tüzel kişilikleri sona erip, yeni kurulan şirketteki hisse yapısı düzenlenirken borsanın sadece devlete ait olduğu varsayımından hareket edildiğini vurgulayan Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Buradaki anlayış, devlete ait olan her şey iktidar tarafından istediği şekilde kullanılabilir anlayışıdır. Borsa, devletin yanında piyasaya, borsaya yatırım yapan tasarruf sahiplerinindir. Bu büyük işlem hacmini, varlığı yaratan tasarruf sahipleridir. Bu varlıkta onların da hakkı vardır. Borsanın varlığında şirketlerinin hisse senetleri bu piyasada işlem gören kişiler, şirketler de vardır. Borsa üyeleri, meslek kuruluşları vardır. Borsa aslında milletindir. Dolayısıyla, 'Ben, hisse dağılımını istediğim şekilde düzenliyorum' diyerek, birisine yüzde 4 hisse, diğerine binde 5 hisse gibi hisselerle, kimse adil bir hisse dağılımı yaptığını söyleyemez."
Hamzaçebi, yatırımcıları ve tasarruf sahiplerini, borsada yatırım yapan vatandaşları, bu konuya duyarlı olmaya davet etti.
Yasanın yürürlüğe girmesi halinde oluşacak Borsa İstanbul AŞ'nin yönetiminin, tamamen devletleştirildiğini dile getiren Hamzaçebi, İMKB ve SPK'nın 12 Eylül 1980 yönetiminin kabul ettiği yasalarla kurulduğunu hatırlatarak, darbe sonrası askerlerden oluşan yönetimin dahi İMKB'nin yönetimini devlete almadığını, piyasanın ve dünya uygulamalarının gereklerini dikkate alıp yönetimi özel sektöre bıraktığını anlattı.
Hamzaçebi, İMKB yönetiminin 2 Kasım 2011'de yürürlüğe giren bir Kanun Hükmünde Kararname'ye kadar borsa genel kurulu tarafından oluşturulduğuna, sadece başkanın hükümet tarafından atandığına değinerek, KHK ile borsanın yönetim kurulu üye sayısını 7'ye çıkardığını ve bunun başkan dahil 4'ünü hükümetin tayin etmeye başladığını hatırlattı.
Yeni önergenin, 10 kişilik yönetim kurulunun 7'sini hükümete tayin etme yetkisi verdiğini kaydeden Hamzaçebi, "İleride bu borsayı özelleştireceğiz gerekçesi ve özelleştiği zaman yönetim yapısı kendiliğinden devlet aleyhine, özel sektör lehine şekillenecektir şeklinde görüş ortaya konulabilir. Ama ilgili maddede borsanın özelleştirilmesine yönelik olarak konulmuş hiçbir süre yoktur. Yıllarca bu yapıyı hükümet devam ettirebilir. Bunun anlamı; İMKB, onun fonları, varlıkları hükümetin yeni çiftliğidir" dedi.
Hamzaçebi, İMKB'nin herhangi bir iktisadi işletme olmadığını vurgulayarak, "Bir iktisadi işletmenin anonim şirkete dönüştürülmesi gibi bir anlayışla, geceyarısı operasyonuyla İMKB'yi anonim şirkete dönüştüremezsiniz. Burası milletindir. Bu operasyonu, böyle bir düşünceyi kamuoyunda açıkça tartışmadan, bütün tarafların görüşlerini almadan bu şekilde sonuçlandırmak son derece yanlıştır, demokrasiye aykırıdır" diye konuştu.
"2B'de bekleyen milyonlarca vatandaşımıza nefes aldıralım"
[PAGE]"2B'de bekleyen milyonlarca vatandaşımıza nefes aldıralım"
CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, 2B arazilerinde başvurusu süresinin 3 ay daha uzatacağının açıklandığını hatırlatarak, kanunun yürürlüğe girmesinden bu yana 6 ay geçtiğini, "6 aylık süre içerisinde vatandaşlarımız, hükümetin uygulamasına, onun çıkardığı kanuna güven duymadıkları için başvurular çok sınırlı ölçüde kaldı. 2B'de arazi fiyatları, metrekare fiyatları hala belli değildir" dedi.
Hükümetin çıkardığı kanunla, CHP kanun teklifi arasındaki farka dikkati çeken Hamzaçebi, hükümetin rayiç bedelin yüzde 70'i üzerinden bir bedelle arazileri devretmeyi öngörürken, CHP'nin ihtiyacı nedeniyle bina yapan ve kendisi kullanan olan vatandaşlara arazinin emlak vergi değeri üzerinden devrini öngördüğünü dile getirdi.
Hamzaçebi, "Hükümet boşuna süre uzatmakla vakit geçirmesin, sorunu görsün. Bizim kanun teklifimiz TBMM Başkanlığında beklemektedir. Bunu bir an önce yasalaştıralım ve 2B'de bekleyen milyonlarca vatandaşımıza nefes aldıralım, onların sıkıntılarını sona erdirelim" diye konuştu.
"CHP örgütü, Atatürk anıtlarına çelenk koyacak"
Ayazağa, Maslak ve Huzur mahallelerinin Sarıyer'e dahil edilmesine ilişkin bir soruyu Hamzaçebi, şöyle yanıtladı:
"CHP olarak, yine bir gece yarısı operasyonuyla böyle bir düzenleme yapılmasını doğru bulmuyoruz. Sarıyer Belediyesi'nden hiçbir kuşkumuz yok. Hangi mahalleyi Sarıyer'e katarsanız katın, CHP yine Sarıyer Belediyesi'ni alacaktır. AKP'nin niyeti, bu 3 mahalleyi Sarıyer'e bağlamak suretiyle Sarıyer'i önümüzdeki seçimde AKP'ye kazandırmaktır. Geçen seçimde bunu AKP denedi. Kadıköy'ü bölerek, oradan Ataşehir diye ilçe yarattı. Kadıköy'ü alması imkansız olduğu için Ataşehir'i alma hesabı yapıyordu. Ataşehir'i CHP aldı. Aynı şey, Sarıyer'de olacaktır. Bu ters tepecektir. Doğru olan, vatandaşın iradesine kulak vermektir. 2005 yılında yürürlüğe giren Belediye Kanunu'nun 8. maddesi, bir beldedeki mahalle halkının başka bir belediyeye bağlanmasını istemesi halinde onların oyuna, referanduma başvurulacağını söyler."
Hamzaçebi, İstanbul'da ve Türkiye'de CHP örgütünün, Atatürk anıtlarına çelenk koyacağını bildirerek, "Hiç kimse bizi engelleyemez. CHP'nin Atatürk anıtına çelenk koymasının izne bağlanmış olması kadar yanlış bir şey yoktur. Bu tutumu kınıyorum. AKP, halkın Cumhuriyet Bayramı'nı kutlama coşkusu karşısında mahkum olacaktır. Bu düzenlemeden hükümet vazgeçmek zorunda kalacaktır. Caddelerde, sokaklarda, bulvarlarda her yerde olacağız. Cumhuriyet Bayramı'nı bugüne kadar görülmemiş şekilde, coşkulu bir şekilde kutlayacağız" dedi.